Türk milliyetçiliği nasıl ortaya çıktı? sorusunun cevabını bu yayınımızda bulacaksınız. Detaylara inilerek hazırlanan bu yayın, geçmişe dair bilincinizi bir nebzede olsa arttıracak.
Osmanlı Devleti yıkılmaya yakın döneminde devleti kurtarmak için çeşitli akımları denemiştir. Osmanlıcılık, İslamcılık vb. Fakat bu akımlar Osmanlı Devleti’nde etkili olmamıştır.Bunların ardından imparatorlukları yıkan ‘’milliyetçilik’’ akımı ortaya çıkmaya başlamıştır. Milliyetçilik akımından etkilenen etnik gruplar kendi devletlerini kurma çabası içine girmişlerdir ve bu çabanın da ardından imparatorluklar güç kaybedip yıkılmaya başlamıştır.
Osmanlı Devleti’nde ‘’milliyetçilik’’ nasıl doğmuştur?
İslamcılık akımının etkisini kaybetmesiyle milliyetçilik akımı ortaya çıkmıştır.
Osmanlı Devleti’nde yaşanan savaşlar sonucunda aynı dil ve etnik kökene sahip insanların bir araya gelmesi,ticarette dışa bağımlı hale gelinmesi ve Batı’nın Osmanlı pazarında etkin rol oynaması ayrıca bu rol bağlamında Osmanlı içindeki yabancıların ticaret pazarında Batı tarafından desteklenmesi ve bu destekleme sonucunda toplumda oluşan sınıf farklılarından doğan çatışmaların yaşanması ve son olarak da gizli cemiyetlerin sürdürmüş oldukları çalışmalar Osmanlı Devletinde Türkçülük akımının doğuşunu hızlandırmıştır. Ayrıca ağır yenilgiler alınması ve ağır yenilgi alınan yerlerdeki Türkmen nüfusun Anadolu’ya göç etmesi belli bir yerde toplanmasına neden olmuştur.Tabi bu harekette Türkçülük akımının hız kazanmasında etili olmuştur. Tabi bu Türkmen göçlerde Osmanlı Devleti’nin Türkmenler’e özel ilgi göstermesi de istisnai bir durumdur.
Milliyetçilik akımı sadece Türkler’e uğramadı tabiki.Bu akımdan etkilenen başka etnik kökendeki insanlar kendi devletlerini kurmak istediler bunun sonuncada da Türkler’de kendi devletlerini kurma çabası içine girmişlerdir. Unutulmamalıdır ki Türk milliyetçliğinin kurucuları çoğunlukla Kafkas ve Balkan göçmenidir.
Milliyetçliğin hızlanmasındaki bir başka neden‘’ekonomik faaliyetler’’
Osmanlı’daki sermaye dağılımına baktığımızda sermayenin sadece %10’u Türkler’de idi.Neredeyse sermayenin tamamı yabancılardaydı. Tabi bu durumda yabancılar kendi devletlerini kurmak istiyordu. Burada Avrupalı devletlerinde yabancılara yaptığı yardımları gözardı etmemek gerekli.
Osmanlı Devleti, Batı’ya borçlanmıştı ve bu borçları ödemekte güçlük çekiyordu hatta ödeyemeyecek durumdaydı.Bunun üzerine Avrupalı Devletler borçlarını tahsil etmek için Duyun-i Umumiye İdaresini kurdu.Bu kurum içinde farklı etnik gruptaki insanların çalışması ve bu kişilerin ekonomiyi denetler hale gelmesi ve devlet kurma girişiminde olmaları Terakkiciler’in Türk tarafına geçmesini sağlamıştır.Bu durumda İttihat ve Terakki Cemiyeti olanlara karşın iktisatta millileşmeyi savunur hale gelmiştir.
İlerleyen zamanlarda Osmanlı Devleti’nde ‘’vatan’’ kavramı somutlaşmaya başlamıştır.Burada Namık Kemal’in etkisi büyüktür.Tabii artan ‘’vatan’’ bilinciyle birlikte dilde Türkçeleşme çabaları artmıştır.Cumhuriyet dönemine baktığımızda ise Milliyetçlilik etkisi ile TDK ve TTK kurulmuştur.Eğitim de din tekeli egale edilmiştir ve medrese sayısı sabit kalırken modern eğitim veren okulların sayıları artmıştır. Daha milli eğitim ortaya çıkmaya başlamıştır.