Türk Dünyası Ülkelerinden Çuvaşistan’a Dair Bir İnceleme

Türk Dünyası ülkelerinden Çuvaşistan'a dair lisans döneminde yapmış olduğum bir çalışmayı Türk Dünyası ülkelerinin ilgilisi için paylaşıyorum.

Türk Dünyası Ülkelerinden Çuvaşistan’a Dair Bir İnceleme
Turk Dunyasi Ulkelerinden Cuvasistana Dair Bir Inceleme
0

Giriş

Türk Dünyası ülkeleri kapsamında, ‘r’ Türkçesi denilen araştırmacıların dil bakımından çok zengin bir yönü olduğunu vurguladığı Türkçenin en eski halini konuşan topluluk Çuvaşistan’ın çeşitli özelliklerini incelemek ve ele almak amacıyla bu çalışma yapılmıştır. Araştırmalar doğrultusunda geçmişlerine dair bilgilerin daha çok Rus kaynaklarında geçtiği ve bu kaynakların sahiplerinin de zamanında Kazan bölgesine gezi ve çalışma amacıyla gittiği görülmüştür. Baskılar nedeniyle büyük çoğunluğunun Hristiyan olduğu bu ülkenin vatandaşları ‘Hristiyan Türk topluluğu’ olması açısından incelemeye ve araştırılmaya değer bir konu olarak görülmektedir. Kültürel ve folklorik yapılarında geleneksel izler taşıyan bu Türk kavminin 1925 yılında Rusya’ya bağlı özerk bir cumhuriyet olduğu bilinmektedir. Bu çalışmada Çuvaşistan’ın coğrafi, ekonomik, siyasi, demografik ve iklimsel yapıları incelenmekte ve değerlendirilmektedir.

1.Çuvaşistan’ın Coğrafi Konumu

Moskova’nın 600 km doğusunda olan, Rusya Sovyet federatif Sosyalist Cumhuriyetine bağlı Türk kavmini ifade etmektedir. Kuzey ve kuzeybatıda Mari Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ve Rus Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyetinin Gorkiy bölgesi, doğuda Tatar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, güneyde Rus Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyetinin Ulyanovsk bölgesi, güneybatıda Mordvin Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, batıda ise Rus Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyetinin Arzamas bölgesi vardır. Yüzölçümü 18 300 km2’dir. Başkenti Rusça olarak Çeboksarıdır, Çuvaş dilinde ise Çupaşkardır. 26 çevreye ayrılmış olup 9 şehri ve 6 şehir tipinde yerleşim yerine sahiptir. Volga bölgesinin sağ tarafında kalmaktadır. Orman ve step kuşağında bulunan bir bölgededir. Bölgenin büyük bir kısmı Volga nehrinin orta yatağının sağ kıyısında, Şura ve Sviyaga ırmakları arasında kalmaktadır, az bir kısmı ise Volga’nın sol kıyısında konuşlanmaktadır. Bu durumda Çuvaşistan’ın en büyük nehri olarak kuzey ve kuzeydoğu kısımlarından geçen Volga nehrini söyleyebilmekteyiz. Volga’nın 127 km’lik bir kısmı Çuvaşistan topraklarında olup sağ kıyısı yüksek ve diktir. Ayrıca su yatakları ve çöküntülerle kesilmiş olup sol kıyısı alçak kalmaktadır. Bu topraklarda, Volga nehrine sağdan Şura ırmağı ve Büyük Tsivilsk ırmağı dökülmektedir. Çuvaşistan’ın bir diğer önemli ırmağı da Şura’dır diyebiliriz. Geniş yataklı bir ırmaktır ve 230 km’lik bir kesimi Çuvaş topraklarındadır. Çuvaşistan’ın güneydoğu bölümünde Sviyaga ırmağının sol kolları tarafından sulandığı bilinmektedir. Sviyaga ve Şura geniş kollu ırmaklardır. Volga ve Şura ırmakları Çuvaşistan topraklarındaki kesimlerde gemi işletmeciliği işlerinde önem kazanmıştır. Moskovaya en yakın Türk cumhuriyetlerinden olan ve Türkiye’de az bilinen Çuvaşistan halkı Türkçe’nin de en eski lehçesini konuşmalarıyla ünlenmişlerdir (E. Yılmaz, 2002).

Çuvaşistan halkı Çuvaşlar’ın kökenine baktığımızda Batı Sibirya’da yerleşim yerlerine göre ‘aşağı’ ve ‘yukarı’ Çuvaşlar olarak ikiye ayrılmışlardır. Örneklendirecek olursak; Yukarı Çuvaşlar;Kozmodemyanks, Çeboksarı, Kurmiş, Yadrin Tsivilsk bölgelerinde yaşamışlardır. Aşağı Çuvaşlar; daha çok kırlarda yaşadıkları için kendilerine “Hirti Çuvaşsem” Kır Çuvaşları lakabı verilmiştir. Tsivilsk bölgesinin güneyinden Tetyuşiye oradan ise Ulyanovks’a kadar olan bölgeyi kapsamaktadırlar (Türk Ansiklopedisi,  C.12, 1964).

2.Çuvaşistan’ın Siyasi Perspektifi

Etnik kimliklerine yönelik birçok farklı söylem olsa da genel olarak İdil bölgesinden geldikleri kabul görmüştür. 10. Ve 16. Yüzyıllarda İdil Bulgarlarının karışmasından meydana geldikleri de bilinerek Hunno-Hazar diyebileceğimiz bir sonuca varılmıştır. 1552’de Kazan Hanlığı’nın Rus Çarı Korkunç İvan tarafından işgal edilmesiyle Rus hakimiyetine girdikleri bilinmektedir. Bu durumun bir sonucu olarak yerli halk farklı bölgelere kaçmışlardır bu sebepten de nüfus sayımında çıkan sonuçlardan sayıca daha fazla olmaları muhtemeldir şeklinde bir öngörüde bulunabilmekteyiz. 1650 yılında Moskova’yla birleştirilen Çuvaş bölgesi, 17. Yüzyılda ise Simbirsk ve Kazan eyaletleri arasında paylaşılmıştır. Rus çarları halkı asimile etme politikası içinde oldukları için Çuvaş halkının çeşitli sorunlar yaşadıklarını söyleyebilmekteyiz,9. Yüzyılda İslamiyet’i kabul eden Çuvaşlara 445 yıl Hristiyan olmaları için baskı yapılmıştır. Bu noktada mecburen kabul edenler olmuştur ancak kendi geleneklerini sürdürmeye devam edenler de vardır. Çoğunluk Ortodoks Hristiyan’dır. Bir bakıma iki dinli bir toplum yapısı oluşturmuşlardır tabi görünürde birçoğu bunu dışarı yansıtmamaktadır.20. Yy’da Ruslara karşı ayaklanmışlardır ancak başarısız olmuşlardır. 24 haziran 1920’de Rusya federasyonunda yer alan özerk bir bölge ilan edilmişlerdir ve bundan sonra 1925 yıllarında Rusya’ya bağlı özerk bir cumhuriyet olarak tanımlanmışlardır (M. Yılmaz, 1997).  Dil bakımından da milli kimliklerini yeniden yapılandırmak adına  Sovyetler’in dağıldığı 1991 yılında çıkarılan bir kanunla “Çuvaş Özerk Cumhuriyetinin resmi dil ve eğitimi Rusçadır”  ibaresi kaldırılıp Çuvaşça olarak değiştirmişlerdir. Günümüzde hala Rusya’ya bağlı özerk bir cumhuriyettir. Cumhurbaşkanı Mihail Vasilyeviç İgnatyev’dir.

3.Çuvaşistan’ın Demografik Yapısı

Nüfusun büyük bölümü Çuvaşlar’dan oluşmaktadır, madenlerin ortaya çıkarılması ile Rus göçlerinin olması nüfus artışına sebep olmuştur. Volga ve Şura boylarında Ruslar, Tatar ve Mordvin Cumhuriyetleri bölgelerinde Çuvaşlar ağırlıklı olarak bulunmaktadır. Çuvaşistan’ın belli başlı şehirleri; Çeboksarı,Alatır, Tsivilsk ve Yadrin olarak karşımıza çıkar. Bunların yanında diğer önemli şehirlere Kanaş, Buinsk, Vurnarı, İbresi, Kozlovka, Sosnovka, Urmarı ve Çapaevskiy olarak örnekler verebiliriz. Tatar ve Başkurt taraflarında Rus Federal Sosyalist bölgelerinde olmak üzere Sibirya bölgesinde de Çuvaşların yaşadığı görülmektedir. 1960 nüfus verilerinde toplam sayıları 1 470 000’dir (Türk Ansiklopedisi,  C.12, 1964). 1979 verilerinde Çeboksarı’nın nüfusu 308.000’dir. Çuvaşistan‘ın toplam nüfusu 1979 sayımına göre 1.298.611‘dir (E. Yılmaz, 2002). Bu verinin içinde başka topluluklar olduğu da görülür (Tatar, Rus, Başkurt gibi). 1989 yılı verilerine göre, Çuvaşlar’ın nüfusu 1.839.228’dir. baktığımız zaman yine farklı grupların bu nüfusun içine girdiğini görürüz, Çuvaşlar bölgelere yayılmış olduğundan dolayı tespit edilemeyen rakamların olabileceği ihtimali de dikkate alınmalıdır. Günümüzde kabaca nüfus 1.500.000 olarak değerlendirilmektedir nüfusun %60’ı şehirlerde yaşamakta olup, Rusya’ya bağlı federasyonlarda yaşayan Çuvaşlar da hesaba katıldığında 2 milyona yakın bir sayı ortaya çıkmaktadır [1].

[1]. https://tdk.gov.tr/wp-content/uploads/2014/09/1997_03_13_Dimitriyev.pdf

4.Çuvaşistan’ın İklim Yapısı

Rusya’nın doğusunda kalan Çuvaşistan orman ve step kuşak iklimindedir. Çoğunluğu Volga Nehri’nin orta yatağının sağ kıyısında Şura ve Svigiya ırmakları arasında, az bir kısmı ise Volga’nın sol kıyısında kalmaktadır. Volga’nın son kıyısını temsil eden rakım yaklaşık 100 metre, sağ kıyısında güneybatıda 244, güney doğuda 239 metredir. Çuvaşistan’ın toprakları tarıma elverişlidir, %50’sinde tarım yapılabilmektedir. Ormanlar ve çayırlar da diğer yarıyı temsil etmektedir. Şura ırmağı doğusunda kalan kısma Çuvaş yaylası denmektedir. Volga ve Şura vadilerine doğru uzanan kuzey bölümünde birden fazla su yatağı mevcuttur. Şura Irmağı’nın batısında dalgalı düzlükler görülür. Volga tarafında geniş ormanların yer tuttuğu da bilinmektedir ayrıca bölgenin en yoğun ağaç türü çamdır. Şura ırmağı çevresinde meşe, kayın ve ıhlamur da yetişmektedir. Volga tarafında genelde meşe ağaçları görülür. Orman bölgelerde tilki, vaşak, porsuk, kurt, boz ayı, sincap gibi yırtıcı hayvanlar vardır. Çil horozu gibi kuşlar da yaşamlarını bu bölgede sürdürürler. Step bölgelerinde tavşan, bıldırcın, çayır kuşu; ırmak tarafında su samuru, su sıçanı vb. hayvanlar vardır. Çuvaşistan’ın çevresi ırmaklar ve nehirlerle çevrildiğinden çeşitli balık türlerinin bol miktarda bulunduğu görülmektedir. Halkın genel geçim kaynağı tarım olduğu için, hayvancılık ormancılık sanayisi gelişmiştir, özellikle Kozlovka ve Şumeryla bu kapsamda örnek verilebilir.

Yazları ılık kara iklimi hakimdir. Kışlar uzun ve soğuktur. Kış sıcaklıklarının ocak ayında ortalama Ocakta 12,7 ve -12,6 olduğu söylenebilir. Mayısın ortalarına kadar don olaylarına rastlanmaktadır. Yazın ortalama sıcaklık 18- 20ºC olup maksimum sıcaklık 39ºC olmaktadır. Kışları ise eksi 46ºC’ya kadar indiği görülmektedir. Yeşerme süresi 180 gün, yıllık yağış miktarı 400-500 mm’dir. Yağışın 1/4’ünün yazın yağdığı bilinmektedir.

5.Çuvaşistan’ın Ekonomik Özellikleri

Yaygın ekonomiyi tarım ve hayvancılığın oluşturduğu görülmektedir. Kimyasal endüstriler de gelişmiştir bunlar; metal mühendisliği, kerestecilik, gıda ve diğer hafif endüstriler ve ağaç işleme örnekleri verilebilir. Topraklarının 1/3’ünü kaplayan ormanlar, kireç yatakları, petrol kisti, dolomit, şist, fosforit yatakları ve taş kömürü önemli kaynakların başlıca olanlarını temsil etmektedir. Ülkenin %50’sinde tarım yapılır ve elverişlidir. Volga bölgesinde çamın çok bulunmasından dolayı kerestecilik yaygındır. Başkent Çeboksarı’da alkol üretimi, meyve konsantresi, nişasta üretimi, dericilik, metal endüstrisi, kumaş ve tekstil fabrikaları, kimyasal üretim yapan fabrikalar ve iş makineleri üreten büyük bir fabrika mevcuttur. Sibirya’yı Moskova’ya bağlayan demiryolu üçüncü büyük şehir olan Kanash üzerinden geçmektedir.

Ağaç endüstrisinin başkentidir diyebilmekteyiz. Et üreticiliği, tahıl üretimi ve motor tamirciliği ileri seviyede görülür. Metal endüstrisi, tahıl üretimi, manifaturacılık ve dokumacılık gelişmiştir. Şumeryla önemli bir mobilyacılık merkezidir.

Postundan kürk elde edebilecek çok fazla hayvan çeşitliliği olmasından dolayı (tilki, vaşak, porsuk, kurt, boz ayı, sincap, tavşan, su samuru, su sıçanı, kunduz vb.) kürk ve deri endüstrisinin de gelişmesini sağlamış olup avcılığı arttırmıştır. Etrafının bol bol sularla çevrili oluşundan dolayı balıkçılık ve balık yetiştiriciliği de gelişmiştir diyebilmekteyiz. Ayrıca şeker pancarından alkol üretme konusunda gelişmiş bir ülke olarak dikkat çekmektedir (Yüce, 1996, s. 206-207).

Sonuç

Türk Dünyası kültürünü bilmek ve anlamak, hem dünya ülkelerini yorumlamak hem Türk olmak nazarında çeşitli perspektifler sunan bir kazanımdır. Bu çalışma Türk dünyası ülkelerinden olan Çuvaşistan hakkında bilgiler verme amacı taşımakta olup, kendi halinde İdil-Volga bölgesinde yaşayan Çuvaşlar’ın 1552 yılında Kazan Hanlığı’nın işgaliyle birlikte Rus hakimiyetine girmesiyle yaşadığı baskılara da değinerek konuyu daha iyi anlamamızı sağlamıştır. Rusların uzun yıllar süren asimile politikalarına rağmen Çuvaş halkı insanlarının bir kısmı 9.yy’da İslam dinini seçmiş ve geri kalanlar Hristiyan olma mecburiyetinde olmuşlardır. Uzmanların dahi ortak bir noktada buluşamadığı Çuvaş dili, çok zengin bir özellikte olduğunu bu çoklu bakış açılarından dahi anlaşılabilmektedir. Moskova’nın 600 km Doğusunda olup Rusya’ya bağlı özerk bir cumhuriyet olan Çuvaşistan keşfedilmesi gereken birçok geleneğe sahiptir. Kendine has folklorik ve sanatsal faaliyetleri bulunan Çuvaş halkı’nın Nevruz kutlamalarını kendilerine has bir törensel edayla kutladıkları da araştırmalar doğrultusunda dikkat çekmiştir. Etrafı Volga ve Şura ile çevrili olduğundan, su kaynakları boldur ve balıkçılık gelişmiştir. Ayrıyeten dağlık ve ormanlık olması büyük-küçükbaş hayvancılığı geliştirmiş, çam ve meşe ağaçları ağaç sanayisine de katkı sağlamıştır. İklimsel olarak şartları zor gözükse de ekonomik kazanımların yoğun olarak doğadan edinilenlerle yürütüldüğü bilinmektedir. Alkol sanayisinde de aktif rol oynamaktadırlar. Çuvaşistan’ın nüfusunun büyük bölümünü Çuvaşlar oluşturmaktadır, madenlerin keşfedilmesi ve çeşitli ekonomik oluşumlar Rusların da bölgeye yerleştiğini göstermektedir. Başkenti Çeboksarı olan Çuvaşistan’ın önemli diğer şehirleri arasında Alatır, Yadrin ve Tsivilsk örneklerini de verebiliriz. Nüfusun %60’ı şehirlerde yaşamaktadır. Nikolay Aşmarin’in Çuvaş Dili Sözlüğü Çuvaş kültürüne yapılmış önemli bir kazanım olmuştur. Sanatsal faaliyetlerin yoğun düzenlediği bir toplumda halk dansları, musikiler, örgü örme ve en önemlisi olan tahta oymacılığı kültürü karşımıza çıkmaktadır. Türkçe’nin bilinen en eski halini konuşan bu halkın, 1925 yılında Çuvaşistan özerk cumhuriyeti adını aldığı bilinmektedir. Ayrıca 1991 yılında Sovyetlerin dağılması ile çıkarılan bir yasada halkın resmi dilinin Rusça değil Çuvaşça olduğu bildirilen bir karar çıkarılmış ve böylece milli kimlik bilincine sahip olduklarını göstermek istemişlerdir. Hem Dünya haritasında hem Türk Dünyası ülkeleri haritasında Çuvaşistan’ın konumlanışını görebileceğimiz bu çalışma bizlere ‘bir kültürün parçalarının izleri ne kadar uzak görünse de o kadar bütünün tamamlayıcısı olabileceğini ve en önemlisi bir kültürün kök coğrafyasının ne kadar çeşitli olabileceğini’ göstermiş olmaktadır.

KAYNAKÇA:

  • Ansiklopedisi, T. (1964 C.12). Çuvaşlar. Ankara s,161.
  • Yüce, N. (1996). Coğrafya,Tarih,Halk Bilgisi,Dil ve Edebiyat Bakımından Çuvaşlar. Türk Dili Araştırmaları Yıllığı – Belleten , 42. https://dergipark.org.tr/tr/pub/belleten/issue/44397/549195 adresinden alındı
  • Yılmaz, E. (2002,). ”Çuvaşlar ve Çuvaşca”. Yeni Türkiye yay.
  • Yılmaz, M. (1997). ”Çuvaşistan, Çuvaşlar ve Çuvaşça”. Türk Dünyası II – Yeni Türkiye Yayınları, s. 1538.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir