İşsizlik, küresel ekonomik bir sorun olarak tüm Dünya’yı etkileyen bir sorun olmaktadır ve etkisini giderek arttırmaktadır. Görünüşte işsizlik sorunu az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin sorunu olarak görülse de aslında gelişmiş ülkeleri de etkileyen küresel bir sorundur. İşsizlik çalışma çağı içerisinde bulunan herkesi olumsuz yönde etkilemektedir. İşsizlik, toplum sağlığını bozan anomik toplumlara sebep olan sosyal bir olgudur.
Artan teknolojik gelişmeler tolumda pek çok kolaylık sağlayarak gündelik yaşamı kolaylaştırsa da bu olumlu durumun dezavantajı da yok değildir. İşsizlik de bunlardan birisidir. Bununla birlikte, toplumun daha sağlıklı nesiller yetiştirebilmesi, geleceğe güvenle bakabilmesi ve hayat şartlarına en iyi şekilde adapte olabilmek için genç işsizliğine ayrı bir önem verilmesi gerekmektedir. Tüm dünyada ve ülkemizde genç işsizliği etkisini giderek arttıran bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizde özellikle 2000’li yıllardan sonra artan üniversite sayıları ile yüksek öğrenime gitmek ve üniversite mezunu olmak artık bir ayrıcalık olmaktan çıkmış ve sıradan bir hal almıştır. Bu durum arz talep dengesizliği sebebiyle genç işsizliğini tetikleyen bir durum olarak hala etkisini sürdürmektedir. Bu sebeple işsizlik kayıt dışı çalışmalar, az emek ücreti gibi pek çok sorunu beraberinde getirmiş ve bu durumdan da en fazla genç nüfus oranı etkilenmiştir.
İşsizlik özellikle genç işsizliği Türkiye ve diğer dünya ülkelerinin öncelikli sorunları arasındadır. Örneğin 2001 krizi gibi tüm dünya ekonomisini etkileyen küresel krizler ekonomide küçülmelere sebep olmuştur. Bu durum işsizler ordusuna yeni üyeler eklemektedir. Türkiye, genç nüfus oranının oldukça fazla olduğu bir ülkedir. Bu sebeple de genç işsiz oranı oldukça fazladır. Yüksek öğrenimi tamamlamış gençlerin emek piyasasına girişte karşılaştıkları sorunlar üniversite hayatına devam eden gençleri de etkilemektedir. Gençler daha eğitimlerini tamamlamadan gelecek kaygısı, öfke, hayal kırıklığı ve umutsuzluk gibi pek çok duyguyu bir arada yaşamaktadır.
Başlıklar
- İşsizlik Kavramı
- İşsizlik Türleri
- Gençlik Kavramı
- Genç İşsizliği Kavramı
- Genç İşsizliğinin Nedenleri
- Ekonomik Nedenler
- Demografik Nedenler
- Eğitim Düzeyi
- Arz ve Talep Yönünden Genç İşsizliğinin Nedenleri
- Genç İşsizliğinin Sonuçları
- Sosyal Sonuçlar
- Psikolojik Sonuçlar
- Ekonomik Sonuçlar
- Genç İşsizliğine Yönelik Uluslararası Yaklaşımlar ve Türkiye’de Genç İşsizliğini Önlemeye Yönelik Politikalar
- Genç İşsizliğine Yönelik Uluslararası Yaklaşımlar
- Gelişmekte Olan Ülkelerin Genç İşsizliğine Yönelik Politikaları
- TÜİK’ e Göre Aktif İş Arama Kanalları
- TÜİK Verilerine Göre Genç İşsizliği Oranları
İşsizlik Kavramı
Küreselleşmenin sınır tanımaz hızlı yükselişi, teknolojiyi hızla tüm ekonomilere, sektörlere ve diğer üretim süreçlerine dahil etmektedir. Bu gelişmelerin maliyeti de elbette olacaktır. Bu da işsizliktir. İşsizlik, çalışma dönemi içerisinde olan bütün bireylerin olumsuz olarak etkilendiği ve toplum sağlığı ve düzenini de doğrudan etkileyen bu sebeple olacaktır ki acil müdahaleler, önlemler ve uygun düzenlemeler gerektiren bir sorundur.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün yaptığı genel tanımlamaya göre işsizlik, çalışma istek ve yeteneğinde olup da piyasadaki mevcut ücret düzeyinden iş aradıkları halde iş bulamayan kişilerin durumunu göstermektedir (ILO). Kişinin işsiz olarak nitelendirilmesi için bir takım şartlar gereklidir. Bu şartlardan ilki olarak; kişinin işsizliği kendisinin seçmemiş olması vardır yani birey kendi tercihi dışında işsizdir. Örneğin, pandemi döneminde işverenleri tarafından işten çıkarılan bireyler bu duruma örnek verilebilmektedir. İş uyuşmazlığı, hastalık, istifa gibi sebeplerle istihdamı sağlanamayanları işsizlik kategorisine dahil etmek pek de mümkün değildir. Nusret Ekin’e göre de işsizlik; ekonomide iş imkanlarının mevcut olmamasından kaynaklanan, iş gücünün katlanmak zorunda kaldığı bir boş gezerlik anlamına da gelmektedir. Rant, kira, maaş gibi gelirleri bulunan bireyler çalışmıyor olsalar dahi işsiz sayılmamaktadırlar (Törüner 1991:197). Bireyi işsiz olarak tanımlayabilmemiz için son koşulumuz ise aktif olarak iş arama çabası içerisinde olmasıdır.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’ne göre geliştirilen standart işsizlik tanımına göre işsiz kişide 3 koşul beraber aranmalıdır. Bu koşullar;
İŞİ YOK: Referans döneminde, ücretli ya da ücretsiz veya kar karşılığı hiçbir işte bir saat bile çalışmamış ve bir iş ile bağlantısı da bulunmamaktadır.
İŞ ARIYOR: Kendi hesabına bir iş kurmak ya da ücretli olarak çalışmak amacıyla son 6 ay içerisinde bir iş aramamış olmak şartı bulunmaktadır.
İŞ BAŞI YAPMAYA HAZIR: 15 gün içerisinde iş başı yapmasına engel bir olmamak şartı bulunmaktadır (TÜİK, 1996).
İşsizliğin birey ve toplum üzerindeki etkilerinin yalnızca ekonomik ve sosyolojik olmadığını söylemek mümkündür. William Beveridge bu noktada, işsizliğin yarattığı en önemli sorunun maddi refah kaybından daha çok insanlarda yarattığı ruhsal çöküntü nedeniyle oluşan korku ve kin olduğunu belirtmiştir (Lordoğlu 1986:78).
Sonuç olarak, bireyin içerisinde bulunduğu ekonomik koşulların yetersizliği, işsizlik, bireyde depresyon, aile içi şiddet, evlilikte anlaşmazlıklar, alkolizm, uyuşturucu bağımlılığı ve daha da ileri düzeye giderek majör depresyon seviyesinde intiharlara sebep olabilmektedir.
İşsizlik Türleri
İşsizlik olgusu kendi içerisinde farklı alt başlıklara ayrılmaktadır. Bunlar kısaca; açık işsizlik ve açık işsizlik başlığı altında bulunan mevsimlik işsizlik, friksiyonel (arızi) işsizlik, konjonktürel (devri)işsizlik, teknolojik işsizlik, yapısal işsizlik ve diğer başlık olarak gizli işsizlik ve sürekli durgunluktur.
Açık İşsizlik: Bireyin çalışma ve yeteneğinde olmasına rağmen piyasada mevcut olan ücret miktarında iş aradıkları halde iş bulamayanların toplamı açık işsizliği göstermektedir (Gürçağan 1998:6). Açık işsizlik, işsizlik sorununun en belirgin olarak görülen kısmıdır. Bireyin tam süreyle işsiz olması durumunu ifade etmektedir (Gürçağan 1998:6). Açık işsizliğin sebebi, piyasadaki dalgalanmalar sonucu istihdamda meydana gelen dalgalanmalardır (Gürçağan 1998:6). Açık işsizlik, kendi içerisinde mevsimlik işsizlik, friksiyonel işsizlik, konjonktürel işsizlik ve teknolojik işsizlik olarak alt başlıklara ayrılmaktadır.
Mevsimlik İşsizlik: Bazı iş kollarında üretim faaliyetlerinin iklim koşullarına bağlı olarak bu iş kollarında çalışan bireylerin, mevsim değişimleri sebebiyle mağdur oldukları işsizlik durumuna verilen isimdir (Gürçağan 1998:7). Örneğin; yazları İzmir, Antalya gibi turizm kentlerinde yaz döneminde otelde çalışan bireylerin kış döneminde sezonun ve iklimin uygun olmaması sebebiyle çalışamaması durumudur.
Friksiyonel (Arızi) İşsizlik: Bir ekonomide emek ve arz talebinin arasında tam bir denge mevcut olsa bile işçilerin yer değiştirmesinden kaynaklanan kısa süreli işsizlik haline friksiyonel (arızi) işsizlik adı verilmektedir (Gürçağan 1998:9-10). Friksiyonel işsizlik, toplam talebin miktarında değişme, işgücü piyasasında ilk kez iş arayanların yetersiz bilgi sahibi olmalarından doğan bir sonuçtur (Törüner- Lordoğlu akt. Gürçağan 1998:9).
Konjonktürel (Devri) İşsizlik: Belirli bir dönemde, belirli bir ekonomide üretilen mal ve hizmetlere olan talebin düşmesi ya da yetersiz kalması, bu mal ve hizmetlerin üretimini azaltmaktadır. Daha az üretim daha az ekonomik sermaye ve işgücü gerektirmektedir. Bu sebeple ekonomik yapıdaki bu dalgalanmalar konjonktürel işsizliğe sebep olmaktadır (Törüner- Lordoğlu:91). Konjonktürel işsizliğin süresi kısa ya da uzun süreli olabilmektedir.
Konjonktürel işsizlik grubundan en çok etkilenen bireyler genç işçilerdir. Çalıştıkları işyerlerinde diğer işçilere oranla daha az tecrübe ve kıdeme sahip oldukları için işverenlerin ve sektörlerin durgunluk durumlarına göre işten ilk çıkarılan gruptur ( Gürçağan 1998:10).
Teknolojik İşsizlik: Teknolojik gelişmelere bağlı olarak fiziksel işgücü yerine makinenin tercih edilmesi sonucunda ortaya çıkan işsizlik haline teknolojik işsizlik denir (Gürçağan 1998:11). Günümüzde teknoloji o kadar ileriye gitmiştir ki artık işçinin fiziksel gücünün yanı sıra yapay zeka teknolojisi ile zihinsel gücünü de ele geçirmiştir. Teknolojik işsizlikten en çok etkilenen grup yaşlı işçilerdir. Çünkü teknolojinin hızına, kuşak ve yaş gibi etmenler sebebiyle yetişemeyip geride kalmaktadırlar.
Gizli İşsizlik: Gizli işsizlik diğer işsizlik çeşitlerinden daha farklı bir konumdadır. Diğer işsizlik türlerinde somut ve ortada olan bir iş arayıp bulamama sorunu vardır lakin gizli işsizlikte görünürde olan iş ve çalışma vardır fakat bu çalışmanın toplam üretime de katkısı bulunmamaktadır (Topçuoğlu:92). Gizli işsizlikten bahsedebilmemiz için kişinin mutlaka istihdamda olması gerekmektedir. Aynı zamanda sektörde bir veya iki kişinin ancak yapabileceği bir iş çok daha fazla kişi tarafından yapılmaktadır. Bu işçilerden bazıları işten çekildiğinde hiçbir değişim olmuyorsa gizli işsizlik vardır demek mümkündür.
Yapısal İşsizlik: Sektördeki faktör dengesizliğinden doğan işsizlik türüdür. İstihdam imkanlarının az olması sebebiyle bazı işçilerin sürekli olarak işsiz kalması ve bu durumun kronik hale gelmesi durumudur (Kutal, Gülten akt. Gürçağan 1998:13). Yapısal işsizlik gelişmiş ve gelişmekte olan toplumlarda görülmektedir. Bu işsizliği önlemek adına devlet; nüfus politikası, yatırımcılara teşvik verme, sosyal politika, doğal kaynakları asgari kullanma gibi önlemler almalıdır.
Sürekli Durgunluk: Gelişmiş ülkelerin ekonomik krizler sebebiyle istikrarının bozulması, kitlelerin işsiz kalmasına sebep olmuştur. Ekonomik istikrarı bozulan firmaların yerini, gelişmemiş ülkelerin daha ucuz ve bol çeşitli görece daha ucuz ürünleri önem kazanarak bu firmaları işsizliğe itmiştir. İşini kaybeden bireyler kitleler halinde daha büyük kentlere iş bulma umudu ile göç etmişlerdir ve bu kentlerde karşılaştıkları hayal kırıklığı ekonomik gerilemenin hızını arttırmıştır (Ülgener 1991:117-118).
Gençlik Kavramı
Gençlik kavramı Birleşmiş Milletler’in (BM) standart tanımına göre, gençlik 15-24 yaşları arasında bulunan grubu kapsamaktadır. Endüstrileşmiş ülkelerde gençliğin üst sınırı çok değişken olmasına rağmen, alt sınırı genellikle yasal olarak belirlenmiş en düşük okuldan ayrılma yaşına karşılık gelmektedir. Örneğin; İngiltere’de Genç İstihdam Politikası 16-18 yaş arasını hedef alırken bu durum Kuzey İtalya’da 14-29 yaş arasını kapsamaktadır (Basmacı 2011:25-26). Yani bu durum uzatılmış gençlik kavramını karşımıza çıkartmaktadır. Bu örnekler çoğaltılabilmektedir. Resmi istatistiklerde, ABD ve İngiltere’de gençlik 16-24 yaş grubunu tanımlarken, Avrupa ülkeleri ve diğer başka kuruluşlar gençlik dönemini 15-24 yaş olarak tanımlamışlardır (Gündoğan 1999:65).
Gençlik kavramını sosyolojik bir bakış açısıyla, örneğin çocukluktan yetişkinliğe geçiş evresi olarak tanımlayacaksak, bu durumda geçiş zamanının başlangıcı toplumdan topluma ve hatta aynı toplum içerisinde değişecektir. Yaşam süresi içerisinde kritik bir dönem açısından bakıldığı zaman bu dönem 10 yaşından (sokak çocuklarında olduğu gibi) 30’lu yaşlara kadar çıkabilmektedir (ILO).
Tüm Dünya’da ve Türkiye’de günümüzde artık 15-24 yaş grubunun eğitim süresi giderek uzamaktadır. Özellikle lisans üstü eğitim gören öğrenci sayılarının artması bu yaş grubunun okulda zaman geçirme süresini uzatmaktadır, gençlerin iş hayatına atılım süreleri gittikçe uzamaktadır ( Yentürk, Başlevent 2007:2). Ülkemizde de Devlet Planlama Teşkilatı ile Birleşmiş Milletler (BM) ile uyumlu olması açısından Beş Yıllık Kalkınma Planlarında (BYKP), 15-24 yaş grubu genç nüfus olarak kabul edilmiştir (Basmacı 2011:27).
Genç İşsizliği Kavramı
ILO’nun standart işsiz tanımında, umudu kırılmış olduğu için iş aramaktan vazgeçenler yer almamaktadır. Oysa ki onlar, çalışmak isteyen ama kazançlı bir iş fırsatı elde edebileceğine inanmadığı için aktif olarak iş aramayan kişilerdir. Bu sebeple Türkiye’deki gerçek işsizlik oranlarının, hesaplanan ve açıklanan oranların oldukça üzerinde olduğu söylenebilmektedir (Konukman 2007:137). TÜİK’in açıklamalarına göre; çalışma dönemi içerisinde herhangi bir işte çalışmayan kişilerden iş aramak için son 3 ay içerisinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış veya 2 hafta içerisinde işbaşı yapabilecek durumda olan tüm bireyler işsiz nüfusa dahildir (TÜİK 2021).
Genç işsizliği, genç olarak kabul edilen 15-24 yaş grubu içerisinde bulunan bireylerin içinde bulunduğu işsizlik durumunu ifade etmektedir (Gündoğan 2001:11). Mustafa Biçerli’ye göre genç işsizliği; gençler arasında işsizlik oranlarının yüksek olması, bu bireylerin işgücü piyasalarında ilk kez iş aramalarından, iş tecrübeleri olmaması sebebiyle ya da henüz iş beğenme süreci içerisinde bulunmalarından kaynaklanmaktadır (Biçerli 2009:452).
Genç İşsizliğinin Nedenleri
Gençlerin işsizlik sebepleri, kültürden kültüre, ülkeden ülkeye farklılıklar göstermektedir. Genel olarak genç işsizliğinin nedenlerini 3 başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar; ekonomik nedenler, demografik nedenler ve yapısal nedenlerdir.
Ekonomik Nedenler
Gençlerin işgücüne ulaşmasını ve istihdamını etkileyen en büyük faktörlerden biri ülke ekonomisinin imkanlarıdır. Yetişkin nüfusun istihdam ve ekonomik faaliyetlerinin toplam seviyesi yüksek olduğu takdirde gençlerin istihdam edilme şansları da yüksek olmaktadır (Gürçağan 1998:21). Ekonomik durgunluk ve kriz dönemlerinde işverenler yeni çalışan almak istemedikleri için gençler bu durumdan olumsuz etkilenmektedirler.
İlgili Yayın: Genç İşsizliğin Nedenleri
Demografik Nedenler
Genç işsizliğinin demografik faktörlerinden ilk nüfustur. Gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan ülkelerin nüfus artış oranları işsizlik seviyelerini etkilemektedir. Gelişmekte olan ülkelerde genç nüfus artışı fazla olduğu için işsizlik oranları da gelişmiş ülkelere oranla daha fazladır. İkinci bir faktör ise yaştır. 14-25 yaş arasını kapsayan gençlerin hareketli, görece tatminkar olmayan beklentileri karşılamaması ve kararsız yapıları ile çok daha fazla iş değiştirdikleri için orta yaşlı bireylere oranla daha az tutarlı oldukları değerlendirilmektedir. Üçüncü bir demografik faktör ise cinsiyettir. Gençler arasında kadınların toplumsal cinsiyet sebebiyle erkeklere oranla daha çok işsizlikle karşı karşıya kaldıkları bilinen bir gerçektir.
Kadınların iş sahasına katılım oranları erkeklere oranla daha düşüktür ve genellikle kadın ve erkek arasında rol ve sorumlulukların sosyal dağılımı sebebiyle kadınların aile içerisinde üstlendikleri geleneksel rollerinden kaynaklanmaktadır (ILO akt. Basmacı 2011:44).
Toplumsal cinsiyete bağlı genç işsizliği sorunlarının bir diğeri de bazı toplumlarda kadın ve erkeklerin aynı imkanlara sahip olamamasıdır. Örneğin Türkiye’de hala bazı aileler kız ve erkek çocuklarının eğitimleri konusunda kız çocuklarına daha az önem vermektedir (Basmacı 2011:44). Bir diğer faktör ise iş sahasında bulunan cinsiyete dayalı mobbinglerdir. Bu bağlamda işe alımlarda cinsiyete dayalı ayrımlar olabilmektedir. Örneğin feminist kuramlardan biri olan Cam Tavan Teorisi bu duruma örnek gösterilebilmektedir. Cam Tavan Teorisi, kadınların yeterli mesleki donanıma sahip olmasına rağmen terfi konusunda adil olmayan sınırlara takılmalarına verilen isimdir. Cam tavan kavramı, sadece kadınların iş hayatında üst düzey pozisyonlara yükselmesindeki engelleri değil; aynı zamanda cinsiyet temelli eğitim, gelişim fırsatındaki eşitsizlikler ve aynı iş için daha az maaş alma ya da alınan maaştan daha az faydalanma gibi çok katmanlı sorunları ifade etmektedir (evrimagaci.org Erişim Tarihi: 06.12.21).
Eğitim Düzeyi
İşsiz gençlerin en önemli özelliklerinden biri eğitim düzeylerinin ve niteliklerinin durumudur. Çetinkaya’ya göre (s:51) gençler iş ararken İŞKUR gibi istihdam ofislerine başvurmak yerine formel metotlardan çok kişisel ilişki kurma gibi informel iş arama metotlarını kullanma eğilimindedirler.
Genç işsizliği ve eğitim arasındaki bağlantıya bakıldığında, nitelik uyuşmazlığı ve ücrete ilişkin beklentilerin en önemli konulardan biri olduğu bilinmektedir. Gençler eğitimlerini tamamladıktan sonra ilk kez iş aramaya başladıklarında, ilk işlerini ve alacakları ücreti beğenmemelerinden dolayı işten ayrılmaları daha kolay olabilmektedir (Seçer 2006:81). Gençlik dönemi, bireyin sosyal ve psikolojik açıdan en hassas ve en stresli dönemi olarak bilinmektedir bu sebeple işsizliğin sonuçlarını kabullenmek birey açısından oldukça zorlu olabilmektedir. Üniversiteyi kazanmak gençler için yaşamın geri kalan kısmını garantiye almak anlamına gelmemektedir. Genç işsizlerin büyük bir bölümü üniversite mezunları arasından çıkmaktadır. İşsiz kalma süresi uzadıkça bireyler üzerindeki stres ve huzursuzluk artmaktadır. Niteliklerinin yetersiz olduğunu düşünen gençler üniversitelerin yüksek lisans programlarına yönelmektedirler. Bunarın yanı sıra gençlerin, eğitim ve yeteneklerine uygun olmayan düşük ücretli, ağır çalışma saatlerine sahip işlerde çalışmaları gibi sonuçlar ortaya çıkmaktadır (İzgi 2012:303).
Genç işsizliğinin nedenlerini inceleyen ilk çalışmalardan arz ve talep yönlü nedenler ile cazip iş imkanlarının olmamasına vurgu yapılmıştır (Clark ve Summer akt. Ekiz, Özel 2020:1029).
Freeman (1980), arz ve talep yönünden genç işsizlik oranlarının yüksek olmasının sebepleri aşağıdaki gibidir.
Arz ve Talep Yönünden Genç İşsizliğinin Nedenleri
GENÇ İŞSİZLİK NEDENLERİ TALEP YÖNÜ ARZ YÖNÜ
- Mevcut İşler Ekonomik koşullar nedeniyle gençlere göre iş imkanlarının olmaması düşük düzeyli birçok boş işin varlığı
- Ücretler asgari ücretlerin, düşük düzeyli iş sayısını azaltması Gençlerin gerçekçi olmayan ücretler talep etmesi
- Mobilite Kısa dönemli geçici işlerin işsizlik oranlarını yükseltmesi Genç işçilerin yüksek mobiliteye sahip olması
- Tavırlar Gençlerin geleceği olan işleri istemeleri Cari ücret düzeyinde olan gençlerin boş zamanı tercih etmeleri
- Nitelikler Niteliklerin çalışırken kazanılması Gençlerde eğitim ve tecrübe eksikliğinin olması
- Genç Nüfusun Hızlı Artışı Piyasanın, gençler için birçok yeni iş üretmesi Genç işsizliğinin nedeninin, kısmen genç nüfustaki hızlı artıştan kaynaklanması
- Alternatif İşler: Gençlerin, yasadışı yollardan yüksek gelir elde etmeleri
KAYNAK: Ekiz, Özel 2020
Freeman’ın tablosunu arz ve talep yönleri doğrultusunda hazırlamıştır. Tabloya göre gençlere göre daha çok iş imkanının olmaması, asgari ücretin düşük olması, geçici işlerin oranının genele göre yüksek olması, gençlerin geleceği net olan meslekleri tercih etmeleri, mesleki niteliklerin çalışma hayatında kazanılması ve piyasada gençlere yönelik pek çok yeni iş üretilmesi gibi talepler bulunurken; arz yönündeki görüşler ise düşük düzeyli mevcut işlerin varlığı, gençlerin yüksek ücret talepleri, gençlerin az çalışma süreli ama fazla ücretli iş beklentisi içerisinde olmaları, gençlerde bulunan eğitim ve tecrübe eksikliği ve son olarak genç işsizliğinin bir sebebi olarak genç nüfusun hızlı artışı gösterilmektedir. Bu bağlamda genç işsizliğine bir çözüm yolu olarak genç nüfus oranındaki hızlı nüfus artışı düşürülmelidir, gençlerin eğitim aldıkları mesleklerde tecrübeleri oranında ücrete tabi olmaları; kendilerini geliştirdikçe ücretlerinin de yükselmesi sağlanmalıdır. Gençlere daha çok iş kolu açılmalı, gençlere destekler sunulmalıdır.
Genç İşsizliğinin Sonuçları
Genç işsizliğinin sebepleri kadar sonuçları da önemlidir. Literatürde genç işsizliğinin sonuçları 3 başlık altında toplanmaktadır (Gündoğan 1999:70-71, Murat ve Şahin 2011:34-42, Taş ve Bilen 2014:60-62 akt. Ekiz, Özel 2020:1030).
Sosyal Sonuçlar
- İş bulma sürecinin uzaması ve sonucunda bulunamaması ile birlikte bireyin içinde bulunduğu topluma ve sisteme karşı kızgın ve öfkeli hale gelmesi
- Başarısızlık duygusu ile kendini bağdaştıran bireyin kendini toplumdan soyutlaması ve suç işleme eğiliminin artması
- Politik sisteme ve düzene duyulan güvenin azalması, devrimci/ muhalif politik düşüncelerin oluşması
- Bireyin mevcut çevresinden uzaklaşması, yeni bir çevre edinme arzusu
- Daha iyi bir gelecek beklentisi ile ülkesini terk etme isteği
- Alkol, sigara, uyuşturucu kullanımı beraberinde aile içi ilişkilerin zedelenmesi durumlarıdır.
Psikolojik Sonuçlar
- Genç bireyin kendine olan inancını kaybetmesi
- Sosyal dışlanma ile birlikte suç eğilimlerine artışlar
- Yoksulluk ve işsizlik kısır döngüsünün intihar girişimlerini arttırmasıdır.
Ekonomik Sonuçlar
- Üretimde daralma ve eksik istihdamın oluşması
- Genç işsizlere ödenen işsizlik sigortasının kamu maliyesi üzerinde yarattığı yük
- Kayıt dışı istihdamın oluşması (düşük ücretlerle ve iş güvencesinden yoksun olarak çalışan gençler)
- Üretici-tüketici dengesinin bozulması
- Tasarruflarda azalma
- Sosyal güvenlik gelirlerinde önemli ölçüde kayıpların meydana gelmesi
- Sağlık harcamalarında artış
- Gençlerin eğitimleri için ayırdıkları kaynakların israfıdır.
Genç İşsizliğine Yönelik Uluslararası Yaklaşımlar ve Türkiye’de Genç İşsizliğini Önlemeye Yönelik Politikalar
Genç İşsizliğine Yönelik Uluslararası Yaklaşımlar
Tüm uluslararası kuruluşların görüşlerinde, gençlerin istihdam edilebilmesinin en önemli şartı “eğitim” olarak ortaya çıkmaktadır. Fakat eğitim, tek başına istihdam garantisi değildir. İstihdam yaratan bir ekonomik büyüme gereklidir. Uluslararası kuruluşlar genç işsizliğine bazı çözüm önerileri getirmektedir. Lakin Türkiye Dünya’nın geri kalanından farklı olarak kendi demografik yapısından, yüksek orandaki tarımsal istihdam ile genç ama eğitimsiz nüfusundan kaynaklanan farklı sorunlarının olduğu da göz önünde bulundurulması gereken bir konudur (Ercan 2007:27).
Aktif politikaları, “işgücü piyasalarındaki işleyiş sorunlarını iyileştiren, mesleki becerileri geliştiren ve işgücü piyasalarının etkinliğini arttıran politikalar olarak bilinmektedir. Bu politikalar temelde 5 farklı türde incelenmektedir (Buluttekin 2008:388).
- İş piyasası eğitimi
- Doğrudan iş yaratma
- Sübvanse edilen istihdam
- Danışma ve işe yerleştirme hizmetleri
- Gençlere yönelik önlemler
Gelişmekte Olan Ülkelerin Genç İşsizliğine Yönelik Politikaları
Sorun: Yoksulluk ve “insan onuruna yakışır iş” eksikliği
Politika Uygulaması: İktisadi büyüme ve büyümenin istihdam içeriğini arttırmak.
Sorun: Sektörel dağılım
Politika Uygulaması: Sektörel politika. Örneğin geniş tarım nüfusuna sahip ülkeler, genç istihdamını arttırarak kırsaldan kenti engellemeye yönelik tarımsal gelişimi desteklemeye odaklanmalıdır.
Sorun: Ortalamadan düşük eğitim başarısı ve düşük kaliteli eğitim
Politika Uygulaması: Eğitime yatırım
Sorun: Genç işgücünün uyumsuz arz ve talebi
Politika Uygulamaları: mesleki eğitim algısını değiştirmek ve geçerli kılmak
Sorun: Kamuda istihdam edilmek için gerçekçi olmayan talepleri. Gençlerdeki “kamu sektörü iyidir, özel sektör kötüdür.” Algısını değiştirmeye yönelik çalışmalar vardır.
Politika Uygulamaları: Kamu sektörüne karşı özel sektör algısını değiştirmek (ILO akt. Basmacı 2011: 103-104-105).
Gelişmiş Ülkelerin Genç İşsizliğine Yönelik Politikaları
Sorun: Geçici işlerde artış
Politika Uygulamaları: Tecrübesiz gençleri işe almayı engelleyen bariyerlerin düşürülmesi.
Sorun: Gençlerin tecrübe eksikliği farkı daha yüksek işgücü hareketliliğine sebep olur.
Politika Uygulamaları: Okulu iş tecrübesi ile birleştirmek ve okuldan işe geçişi kolaylaştırmak için iş arama becerileri ve kariyer rehberliği programlarını okullara dahil etmek
Sorun: Nitelikli/niteliksiz birey bölünmesi ve azınlık grupların sosyal açıdan dışlanması.
Politika Uygulamaları: Dışlanmış grupların hedeflenmesi.
TÜİK’ e Göre Aktif İş Arama Kanalları
- Doğrudan bir işverene başvurma
- Eşe, dosta ricada bulunma
- İŞKUR’a başvurma
- Özel istihdam ofislerine başvurma
- Gazete, dergi, internet aracılığıyla iş arama
- Online cv verme ve güncelleme
- Sözlü ya da yazılı iş sınavına/mülakatına girme
- Kendi işini kurmak için hazırlıklar yapma
TÜİK Verilerine Göre Genç İşsizliği Oranları
2021 yılında mevsimden arındırılmış işsizlik oranı %11,7 seviyesinde gerçekleşmiştir.
Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı %45,4 olmuştur.
Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %22,1 seviyesinde gerçekleşmiştir.
Mevsim etkisinden arındırılmış genç istihdam oranı %32,4 olmuştur.
Ne eğitimde ne de istihdamda olan 15-24 yaş grubundaki genç nüfusun oranı %26,0 olmuştur
Temel işgücü göstergelerine göre +15 yaş;
Genç işsizlik oranı
Toplam: 22,1
Kadın: 30,2
Erkek: 17,6
Bir önceki yılın son çeyreğine göre farkı;
Toplam: -3,9
Kadın: -3,0
Erkek: -4,6 (TÜİK, 2021 data.tuik.gov.tr )
Bu verilere göre ülkemizde 2021 yılında genç işsizliği oranları bir önceki yıla göre toplamda -3,9 seviyesinde, kadınlarda -3,0 seviyesinde ve erkeklerde -4,6 seviyelerinde gerilemiştir.
Sonuç
İşsizlik sorunu, içerdiği tüm türler ile küresel bir sorun olarak varlığını sürdüren ve süreç ilerledikçe de şiddetini arttıran bir olgudur. Küreselleşen dünyada gelişen teknoloji etkisini gittikçe arttırmaktadır. Bu da emek piyasasını ve iş sahasındaki talebi yakından etkilemektedir. Bu durumdan en çok genç işsizler etkilenmektedir. Genç işsizliği 15-24 yaş arasındaki bireyleri etkileyen bir olgudur fakat günümüzde gençlerin iş sahasına hemen atılamamaları uzatılmış gençlik kavramını ortaya çıkarmaktadır.
Genç işsizliğinin çeşitli sebepleri vardır. Bu sebepler ekonomik sebepler, demografik sebepler olarak ikiye ayrılmaktadır. Eğitim düzeyi artık genç işsizliği için bir artı olarak görülmemektedir. Gençler üniversite dönemlerinde gelecek kaygısı, umutsuzluk, karamsarlık gibi pek çok sorunla mücadele etmektedir. İş bulamadığı için kendisini yetersiz hissederek üniversitelerin yüksek lisans programlarına başvuran gençlerin sayısı da gün geçtikçe artmaktadır.
Genç işsizliğine verilen önem ve uygulanan politikalar ülkelerin gelişmişlik seviyesine göre farklılıklar göstermektedir. Her ülke refah seviyesini yükseltmeye yönelik politikalar uygulamaktadır. Genç işsizliğinin sonuçları da nedenleri kadar önemli bir konudur. Bu nedenler psikolojik sonuçlar, sosyal sonuçlar ve ekonomik sonuçlar olarak ayrılmaktadır. TÜİK 2021 verilerine göre ülkemizde genç işsizliği geçmiş yıla oranla azalma göstermiştir.
Sonuç olarak genç işsizliği çok yönlü ve küresel bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkeler, bu durumu azaltmaya yönelik daha çok politikalar geliştirmelidirler. Gençlere yeni iş sahaları açılmalıdır, ekonomik teşvikler gibi yardımlar da bulunulmalıdır. Talebin çok olmadığı üniversite programları azaltılmalı, meslek liselerine verilen önemler arttırılmalıdır.
Kaynakça
Basmacı, Seda Güliz. Genç İşsizliği ve Türkiye’de Genç İşsizliğine Yönelik Çözüm Arayışları, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2011
Biçerli, M.K. Çalışma Ekonomisi, Beta Yayınevi, İstanbul 2007
Buluttekin, Mehmet Burak, Türkiye’deki Genç İşsizliği Sorununun Makroekonomik Boyutları ve Avrupa İstihdam Stratejisi Çerçevesinde Çözüm Politikalarının Belirlenmesi, Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisan Tezi, Diyarbakır 2008
Çetinkaya, E. Genç İşsizliğinin Teorik Açıklamaları, Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi 2010
Ercan, Hakan, Avrupa İstihdam Stratejisi ve Genç İstihdamı, TİSK Akademi, cilt:2 özel sayı1, TİSK Yayını, Ankara 2007
Ekiz, Merve Fatma, Özel, Örk Sibel, Genç İşsizliğini Belirleyen Unsurlar, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi yıl:19 sayı: 39 İstanbul 2020
Gündoğan, Naci, Genç İşsizliği ve Avrupa Birliğine Üye Ülkelerde Uygulanan Genç İstihdam Politikaları, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları cilt:54 Ankara 1999
Gündoğan, Naci, Genç İşsizliği, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Yayın No: 1320, Eskişehir 2001
Gürçağan , Ülkü, Avrupa Birliğinde Genç İşsizliği ve Genç İşsizliğine Yönelik İstihdam Politikaları, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 1998
International Labour Organization(ILO)
Kıcır, Başak, Eğitimli Genç İşsizliği Üzerinden İşsizlik Kaygısına Bir Bakış Çalışma ve Toplum Dergisi 2017
Konukman, Aziz, Genç İşsizliği Sorununun Çözümü İstihdam Stratejisinden Geçiyor, TİSK Akademi, cilt:2 sayı:1 Mart 2007
Lordoğlu, Kuvvet, Törüner Mete; Çalışma İktisadı, 3.baskı, Beta Yayınları, İstanbul 1999
Lordoğlu, Kuvvet, Çalışma Ekonomisine Giriş, Alan Yayıncılık, İstanbul 1986
Seçer, Barış, Uluslararası Boyutuyla Genç İşsizliği ve Gençlere Yönelik İstihdam Politikaları, TİSK Akademi Dergisi, cilt:1 sayı:2, TİSK Yayını, Ankara 2006
TÜİK; Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçları 2021
TÜİK; Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçları 1996
Ülgener, Sabri, Milli Gelir İstihdam ve İktisadi Büyüme, 7. Baskı, Türk-iş Yayınları İstanbul 1991
https://data.tuik.gov.tr
https://evrimagaci.org Erişim Tarihi:06.12.21
https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Isgucu-Istatistikleri-Ekim-2021-37491 Erişim Tarihi: 04.12.21.