“Sui Generis” İntiharlar

“Sui Generis” İntiharlar
0

İntihar; bireyin ölümle sonuçlanacağını bilerek kendini öldürme, hayattan vazgeçme eylemi olarak adlandırılabilir. Kişinin varoluş sebebi olan hayatı terk etme isteği kimimize göre tuhaftır. Kimimize göre ise “Yaşama nedeni iyi bir ölüm nedenidir.” (A. Camus, Der Mythos von Sisyphos: E in Versuch über das Absurde, s.9.) Bizi ölüme sürükleyen yaşamın kendisi midir? İntihar, yalnızca intihar mıdır? Ölüm ve yaşam arasındaki bu ikilemde bireyi intihara iten durumların üzerinde durmak gerekmektedir.

Émilie Durkheim, sosyolojinin kurucusu sayılan Fransız sosyologlardandır. Sosyolojiyi sistemleştirmesi, bilimsel bir disiplin kazandırması ve sosyoloji alanında yaptığı çalışmalar onu sosyoloji kurucuları arasında önemli konuma getirmiştir. Pozitivizmi savunan Durkheim, toplum yaşamının bilim adamı nesnelliğinde incelenmesi gerektiği görüşündedir. Ahlak, toplum ve intihar üzerinde durduğu konulara örnek olarak verilebilir.

Émilie Durkheim, 2015 yılında yayımlanan İntihar kitabının ikinci bölümünde “Çeşitli İntihar Tiplerinin Bireysel Biçimleri” üzerine inceleme yapmıştır. Durkheim burada tümdengelim yoluyla intiharların toplumsal kaynaklarından başlayarak bireysel görünümlerine inmiştir. Bölümün içeriğinde intihar tiplerini üçe ayırmıştır: özgeci, bencil ve kuralsız intiharlar. Bunları açıkladıktan sonra kişinin seçtiği ölüm biçimini -yaşadığı toplum bakımından- Fransa, Prusya, İngiltere ve İtalya’nın son 4 yıldaki kadın-erkek karışık 1000 intihardaki çeşitli ölüm biçimlerine dayanarak istatiksel verilerle değerlendirmiştir. Ardından Fransa’nın 1872-75 yılları arasında mevsime göre intihar biçimlerini incelemiş ve son olarak ölüm aracının seçilmesindeki ana etmeni sorgulamıştır.

Durkheim’e göre “İntihar değil, intiharlar vardır.” (Durkheim, 2015, s.285) İntiharı belirleyen birçok neden vardır. Nedenler kişiden kişiye değişirken nedenlere bağlı olarak sonuçlar da sürekli değişim içerisindedir. Bundan dolayı birbirinden ayrı çok çeşit intihar bulunmaktadır. Durkheim makalenin giriş bölümünde intiharı akıl hastalığına benzetmiştir. Akıl hastalıkları meslek dışından biri için tek tipken doktora göre birden fazla çeşidi içinde barındırmaktadır. Yani intihar da dışarıdan bakıldığında hayatın yükünü kaldıramayanların melankolisi olarak görülebilirken aslında insanı yaşamdan vazgeçiren edimlerin toplumsal açıdan birbirinden apayrı olmaları ve birbirinden ayrı birçok türde sıralanabilmesidir.

thumbnail
Önerilen Yazı
Anomi Nedir? Durkheim ve Merton’a Göre Anomi

İlk olarak bencil intiharı inceleyen Durkheim bunu “eylemi ortadan kaldıran hüzünlü bezginlik durumu” (Durkheim, 2015, s.287)olarak tanımlar. Kişi kendi dışına çıkmaktan tiksinti duyar ve çevresinden kendini soyutlayarak içine kapanır. Artık tek görevi kendini gözlemleyip çözümlemektir. Etrafından kendini tamamen uzaklaştıran kişi derin bir yalnızlığın içine gömülür ve yalnızlığını yüceltmekten başka çaresi kalmaz. Bu durumdan memnun olan bireyin durumunu Durkheim “hastalıklı sevinç” olarak adlandırmaktadır. Gözünde yalnızlığı süslemeye çalışan insan en sonunda boşluğun çekimine kapılır. “İnsan var olmamaktan onca tat alıyorsa, bu eğilimini tümüyle doyurması ancak yaşamdan tümüyle vazgeçmesiyle mümkündür.” (E. Durkheim, 2015, s.288) Bencil intiharlar bir bakımdan Stoacılık düşüncesine benzetilmiştir. Stoacılık; kişinin kendini, kendi dışındaki her şeyden sıyırmasıdır. Bunun sonucunda da yaşamın hiçbir nedeni kalmadığı için birey intihar eder. Bu intihar türü şiddetli veya aceleci değildir. Hasta planını çok önceden yapıp saatini belirler. Bu intihar türünde heyecan yoktur ve kişi ölürken bile kendini gözlemler. Bencil intiharın bir diğer biçimi de neşeyle verilen intihar kararıdır. Bu da Epikürcü intihardır. Tıpkı Epikür’ün öğrencilerine verdiği tavsiye gibi kişi uğruna yaşayacak bir şey bulamayınca intihar eder. Kişi düş kırıklığına uğramanın verdiği soğukkanlılıktadır. Er ya da geç gerçekleşecek olarak baktığı bu ölümde yerine getirilmiş ödev duygusu vardır.

Diğer bir intihar türü özgeci intihardır. Özgeci intiharlar daha tutkulu ve düşüncesizdir. İnsan ölüme bir coşku ve inançla gider. Bu coşku bazen şen, bazen gamlı olabilir. Şen olanda kişi sevilen tanrısal varlıkla birleşme arzusundadır, gamlı olanda ise işlenen günahın bedelini ödemek için seçilen kurban algısı vardır. Bencil intiharda söz konusu olan bıkkınlık ve çökkünlük özgeci intihara terstir. Buradaki soğukkanlılık Epikürcü soğukkanlılık gibi değildir. Daha çok eksiksiz bir dinginlik durumu vardır. Özgeci intihar, bencil intiharın tamamen zıttıdır denilebilir.

Üçüncü çeşit intihar ise kuralsız intiharlardır. Bu intihar türü bencil ve özgeci intihara ters düşer. Bencil intihara göre tutkusaldır, özgeci intihara göre ise taşıdığı tutkunun bambaşka niteliktedir. Kuralsız intihar tutkusu coşku değildir. “Öfke ve düş kırıklığıyla birlikte gelen her şeydir.” (Durkheim, 2015, s.293) Bu intihar türünde çileden çıkma durumu çok belirgindir. Kutsal varlıklara yöneltilen ya da hayatı suçlayan kötü sözler vardır. Kuralsız intiharda çileden çıkma alıştığı konumdan aniden aşağıya düşme ya da yukarıya çıkma durumunda gerçekleşebilir. Bu türde kişi felaketin sorumlusunun kendisi olduğunu biliyorsa intihar edecektir fakat başkasını suçluyorsa büyük ihtimalle intihardan önce bir cinayet yahut şiddet yaşanacaktır. Her iki durumda da hissedilen aynı şeydir yalnız uygulama noktası değişir. Bu intihar türüne “anlaşılmamışların intiharı” da diyebiliriz. Bazen de kişi bir süre isteklerini gerçekleştirdikten sonra engele çarpar ve bu da onu intihara sürükler. Bu intihar türü az çok sinirlenmiş tiksinti durumudur.

Durkheim bu üç intihar türünün birbirleriyle bağdaşarak karma tipler oluşturduğunu da öne sürmektedir. Öncelikle özel olarak birbirini çeken iki intihar tipinden bahsetmektedir; bencil- kuralsız intihar. Bunlar aynı toplumsal durumun farklı görünümleridir. Durkheim buna örnek olarak istekleri yerine getirilmemiş kişinin çarptığı sınırla, hayal kırıklığına uğrayıp kendi içine kapanmasına ve iç yaşamında çıkış yolu arayıp bulamamasının onu intihara sürüklemesini vermektedir. Diğer bir ortaklıkla ortaya çıkan kuralsız-özgeci intiharlar vardır. Durkheim buna kuşatma altı intiharı da demektedir. Bu intihar biçimine örnek olarak da Kudüs’ün ellerinden alınmasıyla Yahudilerin toplu intiharını vermiştir. Bu durumda Yahudiler, Romalıların alıştıkları yaşam biçimini değiştirmesinden korkmalarıyla ve kentlerini, tapınç biçimlerini çok sevmelerinden dolayı intihar etmiştir. Son olarak da bencil-özgeci intiharlar vardır. Bu iki zıtlık etkilerini birleştirmişlerdir. Bu intihar türünde kişi yaşamına anlam verebilecek bir şey arar fakat bulamayınca gerçek dışı bir varlık uydurup onun kölesi olur. “Gerçek dünya ile ilgili her şeyde bireycidirler, o düşsel nesneyle ilgili her şeyde de ölçü bilmez bir özgecidirler.” (Durkheim, 2015, s.299) Bu intiharda bencillik mistikliğe karışmaktadır.

thumbnail
Önerilen Yazı
Durkheim ve İntihar

Durkheim makalenin diğer bölümünde müntehirin kişiliği ile ölüm biçimi, toplum ile ölüm biçimi arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Ortaya koyduğu istatiksel verilere göre farklı intihar yolları bir toplum içerisinde uzun süre değişmeden kalıyor fakat toplumdan topluma değişiyor. Bu verilerle bize Fransa, Prusya, İngiltere ve İtalya’da 4 yıllık süreçteki ölüm biçimlerini sunmaktadır. Tablo incelendiğinde her topluluğun çoğunlukla tercih ettiği bir ölüm biçiminin olduğu görülüyor ve bu tercihlerin sırası neredeyse değişmiyor. Durkheim ikinci olarak 1872- 78 döneminde Fransa’da mevsimin intihar biçiminde etkisini inceliyor. Fakat ulaşılan verilere göre suda boğulma yazın çok az miktarda artsa da genel olarak bakıldığında intihar biçiminin üzerinde mevsimin etkisi yok denecek kadar azdır. Durkheim’e göre ölüm aracının seçilmesini sağlayan ana etmen gelenek ve göreneklerdir. Kişi en az direnç gösteren ve gündelik yaşamında sağlanabilen yok etme aracını tercih etmektedir. Buna bir örnek olarak melankolik intiharın doğal yolu kendini asmakken ve melankoli kentli ruhun özelliğiyken asılarak intihar etmek kırsal kesimde daha fazla görülmektedir. Bir diğer açıdan da yüksek binadan atlayarak intihar etmek kentlerde daha yaygındır çünkü kırsalda büyük binalar yoktur. Yani çeşitli intihar tipleri kısmen sanayi düzenini, yaygın mimariyi ve bilimsel bilgi düzeyini de gösterir. Bu konuda Durkheim’ın gözünde en etkili olan neden ise her toplumun ayrı ölüm çeşitlerine yakıştırdığı değerlerdir. Kimi toplumlarda kimi intihar biçimleri onur kırıcı olarak görülür ya da kimi ölüm biçimi kimi toplumlarda yüceltilir. Açıkçası “Müntehirin seçtiği ölüm biçimi intiharın kendisinin tümüyle dışında bir şeydir.” (Durkheim, 2015, s.304)

Durkheim’a göre intiharın bireysel biçimleri kısaca bunlardır. Bazı özel durumlarda intiharlar bireyselleşerek kişiye göre şekil almaktadır fakat bütün bunların altında yine aynı temeller bulunmaktadır. Birden çok intihar biçimi bulunmakta ve kişi hiçbir zaman intiharı tamamen kendisi seçememektedir.

KAYNAKÇA

  • A. Camus, Der Mythos von Sisyphos: E in Versuch über das Absurde, Hamburg 1972, s. 9.
  • Durkheim, E. (2015). Toplumsal Nedenler ve Toplumsal Tipler: Çeşitli İntihar Tiplerinin Bireysel Biçimleri. Z. İlkgelen (Çev.),  İstanbul: Pozitif.

İstanbul Üniversitesi Sosyoloji 3/4

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir