Suç ve sapma kavramları aynı anlama gelen iki kavram gibi gözükmektedir. Fakat aralarında ince bir çizgi vardır. Suç; gerçekleşen toplumun ceza sistemine göre cezalandırılması gereken davranışlardır. Sapma ise; sonunda her zaman bir cezalandırma gerektirmeyen, fakat toplumsal olarak kabul görmeyen, onaylanmayan davranışları içermektedir. Sapma, normların dışına çıkan davranışlardır. Suç ve sapma kavramları, sosyal bir davranış sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Sapma davranış, toplumdaki çoğunluk tarafından ayıplanan bir davranıştır. Normlar; toplumun ortak, geleneksel kuralları olarak bireyleri birbirine bağlar ve aralarındaki bağı güçlendirir. Bu sebepten normların dışına çıkan davranışlar o toplumdan dışlanır.
21 Aralık 2022 Sözcü Gazetesinde Yayınlanan Sapma Haberin Analizi:
21 Aralık 2022 Sözcü Gazetesinde yayınlanan habere göre fazla kiloları yüzünden uçağa alınmayan ve yasal süreç başlatan kadın haklı bulunmuştur. 38 yaşındaki sosyal medya fenomeni Nehme, Beyrut’tan Katar’ın başkenti Doha’ya Qatar Airways ile gitmek isterken fazla kiloları sebebiyle uçağa alınmamıştır. Bedeni yüzünden ayrımcılığa maruz kalan ve psikolojisi bozulan kadın, “Orada sanki bir insan değilmişim gibi davrandılar. Kapıdan geçemeyecek şişko bir canavarmışım gibi davrandılar. Korkunçtu. O günü hatırlamak bana çok zarar veriyor” sözlerini kullanmıştır. Sapma davranışı gösteren bu haber sosyal süreç kuramlarından biri olan sosyal tepki / damgalama yani etiketleme kuramıyla bağdaştırılabilir. Etiketlemenin çeşitli sonuçları vardır; bunlardan ilk olarak etiketlenen kişinin toplumsal çevre ile ilişkisinin kısıtlanmasıdır. Haberde adı geçen mağdurun duygularını anlattığı ifadelerden de anlaşılacağı üzere kendisini dışlanmış hissetmesi, psikolojisinin bu olaydan etkilenmesi ve davanın sonucu olarak bir yıl boyunca haftalık yaklaşık 1.500 TL’lik psikoterapi ücretini havayolu şirketinin ödemesi kararı bunun göstergesidir. Etiketlenen kişinin öz algısının şekillenmesi, kendisini canavarmış gibi hissetmesi ve o günü hatırlamak istememesi ikinci sonucu meydana getirmiştir. Dolayısıyla bir davranışı sapma ve suç olarak tanımlayan 4 unsur vardır: 1. Davranışı kimin gerçekleştirdiği; 2. Davranışın neden olduğu sonuçlar; 3. Sonuçta kim veya kimlerin zarar gördüğü; 4. Davranış sonrasında insanların yaptırım uygulanması veya uygulanmaması yönünde nasıl tavır gösterdiğidir.
Havacılık sektörü tarafından fazla kiloları sebebiyle uçağa alınmayarak “ayrımcılık”, “etiketleme” ve “damgalama ’ya” maruz kalan genç kadının gerek psikolojik gerekse dışlanmışlık duygusuyla, kendisine yapılan bu davranışların sonucuna katlanmak zorunda kalmış ve bunu içselleştirmiş bu da anti sosyal kişiliğin ortaya çıkmasına sebep olmuş diyebiliriz. Nehme’nin avukatı, “Bu karar havacılık sektöründe uygulanan ayrımcılığa karşı bir mihenk taşı” ifadesini kullanmış ve uygulanan yaptırımın önemini vurgulamıştır. Etiketleme kuramı bağlamında suçlulaştırma süreci birincil ve ikincil sapma olarak ayrılmaktadır. Toplum tarafından daha az tepki çeken ve kişinin benlik tanımına daha az etki eden norm ihlallerini birincil sapma olarak tanımlarken birincil sapmanın toplum tarafından tepki ile karşılanmaya başlaması ikincil sapmayı beraberinde getirmektedir. Sözcü gazetesinde yayınlanan bu habere göre kriminalizasyon sürecinin birinci basamağında kaldığını söyleyebiliriz.
Her toplumda ihtiyaç olan ve normlar koyan hukuk kurumunun kurumsallaşmasına, kontrol etmesine ve süreklilik arz etmesine ihtiyaç vardır. Hukuk kurumu bir taraftan hizmet sağlarken bir taraftan da ihtiyaçlarımızı karşılamaktadır. Sözlü kuralların cezaları manevi iken hukuk kurallarının ise hapis cezası, hak yoksunluğu, tazminat ödeme gibi maddi yaptırımlardır. Hakları ve sorumlulukları olan yurttaşın yurttaş olabilmesi için haklarının hukuken tanımlanması ve garanti altına alınması gerekmektedir. Özgür seyahat etme hakkını sivil hak olarak varsayarsak Sözcü Gazetesinde yayınlanan habere göre mağdur kişinin bu hakkının elinden alındığını söylemek mümkündür. Havayolu şirketi Qatar Airways’in, Nehme’nin psikoterapi ücretini ödemesine karar verilmesi akıllara Yeni Sol Gerçekçilik yaklaşımını getirmektedir. Bu yaklaşıma göre düzen, yasal düzenleme ve cezai uygulamalara yönelik olarak daha hümanist, esnek ve toleranslı yeni rehabilitasyon süreçlerine geçiş yapmak yeni potansiyel suçların işlenmesini önleyecektir.
Doğrudan veya dolaylı olarak suç eyleminden kaynaklanan mağduriyetler maddi kayıp, fiziksel zarar, psikolojik ve duygusal etkiler, sosyal ilişkilerin tahribatı ve son olarak kişinin kendisini mağdur görmesi olarak sıralanabilir. Mağduriyet çalışmalarında üç farklı ideoloji olarak karşımıza çıkan muhafazakâr, liberal ve radikal ideolojik perspektifler oldukça dominant ve etkili yaklaşımlardır. Haber örneğinden hareketle yeni sol yaklaşımına benzeyen liberal yaklaşımın etkilerini görmek mümkündür.
Mine İzgi’nin Diğer Yayını: Alfred Schutz’un Fenomenolojik Sosyolojisi
13 Aralık 2022 Sözcü Gazetesi’nde Yayınlanan Suç Haberinin Analizi
Birçok konuyla beraber araştırılması en zor konulardan biri olan suç, göreceli olmayıp hukuki kuralları ihlal ettiğimiz zaman ortaya çıkmaktadır. Bütün olayların arkasında sosyal olguların bulunduğunu, normalliğin ve patolojik olanın göreceli olduğunu söyleyen Durkheim, sosyal olguların sosyal olgular üzerindeki etkisini analiz etmemiz gerektiğini söylemektedir. Yapısal İşlevselci kurama göre suç, tüm toplumlarda normal olan, çatışma ve gerilimi ortaya çıkaran ve öğrenilen bir davranıştır. 23 Mayıs sabahı meydana gelen olayda kavga sırasında cebinden çıkardığı bıçakla G.O.’ yu boğazından bıçaklayan, kendisi ise ayağından yaralanan B.A. gözaltına alınıp ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan çıkarıldığı hâkimlikçe tutuklanmıştır. Sosyal Düzensizlik Değişkenlerinden olan düşük seviyedeki arkadaşlık ilişkileri, denetimsiz gençlik grupları ve düşük seviyedeki sivil katılım sapma ve suç’ u da beraberinde getirmektedir. Belki de o çocuklar denetim altına alınsa veya çeşitli katılımlara teşvik edilse suç olgusu kaybolmuş olacaktır. Akranlar üzerine spesifik çalışmalar yapanlar yani ergenlerin davranışlarını kendi bulunduğu çevrelerindeki arkadaşlarını etkiler mi sorusunun üstüne sosyal öğrenme teorisinin suç davranışını öğrenildiğini yani sosyal çevre tarafından yaratıldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Sosyal öğrenme kuramı; suçu kriminolojik olaylarla beraber toplumdaki kurallar, değerler ve davranışların öğrenilmesiyle alakalı olarak açıklamaya çalışır. Sosyal çevre tarafından yaratılan suçlu davranışın ortaya çıkmasında suçlu gruplarla olan ilişkinin sıklığı, süresi, önceliği ve yoğunluğu da önem arz etmektedir. Bu noktada mağdur bireyi, suç eyleminin olmazsa olmaz niteliği olarak suçtan zarar gören insanlar olarak tanımlayabiliriz.
Sosyal kontrol teorisi suç kavramını, insanların sosyal normlara ve değerlerine olan bağlılıklarıyla incelemiştir. Bu kurama göre insanların ailelerin, okula, dinlerine ve sosyal çevrelerine olan yüksek düzeyde bağlılıklar suçlu davranışlara engel olduğu gözlemlenmiştir. Hirschi, bireyin toplumda olan bağlılığını 4 unsur üzerinden analiz eder. Bunlar; bağlılık, sadakat, katılma ve inanç olarak sıralanabilir. Dolayısıyla haber metninden de gördüğümüz gibi sosyal bağdaki kişisel ilişkiler düştükçe suç davranışlarında artış olacaktır ifadesini kullanmak yanlış olmayacaktır. Her sınıfta var olan suç işleme eğiliminin eğitim eşitsizliği ve suç arasındaki bağından bahsetmek gerekirse herhangi bir alan içindeki eşitsizlik gerilime ve sıkıntıya sebebiyet verebilmektedir. Örneğin maddi durumu yerinde olan bazı öğrenciler dershaneye veya özel derse giderken bazıları için bunu söylemek mümkün olmuyor. Dolayısıyla bu da sapma ve suç davranışını beraberinde getirebiliyor. Bu durumu Bourdieu’nun “habitus” (çocuğu düşünmeye değil suç veya sapma davranışa teşvik etmesi) kavramıyla ilişkilendirebiliriz.
Sosyolojik olarak bir kurumdan bahsetmek gerekirse aile, eğitim, din, medya gibi kurumlar hayatımızı düzenler ve sınırlar koyar. Her kurumda hukuk kurumuna ihtiyaç vardır. Mahkeme, sanık B.A.’yı, “Çocuğu kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırmasının ardından eylemin teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle cezayı 18 yıla, ‘tahrik’ indirimi ile de 13 yıla indirmiş yaş indirimi’ de uygulayan mahkeme, sanığı 9 yıl hapis cezasına çarptırıp, tutukluluk halinin devamına hükmetmiştir. Bu durum yeni sağ gerçekçilik yaklaşımını gözler önüne sermektedir. Suçu yoksulluğa ve sınıf temelli eşitsizliklere bağlayan yaklaşımlara itiraz eden yeni sağ gerçekçilik yaklaşımı için sapkınlık, yıkıcı, hukuksuz davranışları seçen, öz denetimden ve etik değerlerden yoksun bireylerin sorunudur. Yeni sağ gerçekçi yaklaşım, caydırıcı ve sert uygulamaları savunmaktadır. Dolayısıyla mahkemenin 15 yaşındaki çocuk için aldığı bu karar yeni sağ yaklaşımıyla bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz.
Kaynakça:
- Ege Üniversitesi Hukuk ve Suç Sosyolojisi Ders Notları
- Sözcü. (2022). ”https://www.sozcu.com.tr/hayatim/yasam-haberleri/fazla-kilolu-diye-ucaga-almamislardi-mahkemeden-emsal-olacak-karar/”Erişim Tarihi:21 Aralık 2022)
- Sözcü. (2022). ”https://www.sozcu.com.tr/2022/gunun-icinden/mezarlikta-arkadasini-bicaklayan-15-yasindaki-cocugun-cezasi-belli-oldu-7525118/”Erişim Tarihi:13 Aralık 2022)