Rawen Connell’in Erkeklik Çalışmaları Bağlamında Gelişen Erkeklik Tipleri

Connell'ın ortaya atmış olduğu fikirler doğrultusunda erkeklik çalışmaları ve erkeklik tipleri ile ilgili bilgiler yer almaktadır.

Rawen Connell’in Erkeklik Çalışmaları Bağlamında Gelişen Erkeklik Tipleri
0

Özet

Raweyn Connell toplumsal cinsiyet düzeninde erkeklikleri; hegemonik erkeklik, işbirlikçi erkeklik, marjinal erkeklik ve madun erkeklik olmak üzere dört farklı grup içerisinde kategorize etmiştir. Fakat ortaya çıkan bu dört erkeklik türünün akademik alanda eşit bir biçimde ilgi duyulmamıştır. Connell, hegemonik erkeklik türüne çalışmalarında daha çok yer vermiştir. Bu doğrultuda hegemonik erkeklik dışında kalan bütün erkeklikler hegemonik erkeklik karşısında ironi bir biçimde “ezilen” konumunda görülmüştür. Dolayısıyla üzerinde daha az çalışıldığı fikrini gündeme taşınmasıyla ortaya çıkan sebepleri araştırmaktadır.

Erkeklik Kavramı ve Erkeklik Çalışmaları

Erkeklik kavramı, sosyologlar tarafından irdelenip özellikle 1950’li yıllardan sonra feminist eleştirilerin sosyoloji disiplini içinde kendine yer edinmeye çalışması sonucunda meydana gelmiştir. Geleneksel paradigmalardan farklı açıklamalarda bulunan feminist kuramcılar, yaygın cinsiyet algılarının var olan normuna karşı koymakta ve kadının gelişimiyle ilgili olarak yeniden bir tanımlama yoluna girmesiyle kadın olgusunu kalıcı olarak yeniden ele alıp yazmaya çalışmışlardır(Collins, 1990; Tatun, 1997). Bu dönem içerisinde feminizm bakış açısının üretmeye çalıştığı ve yeni erkeklik algılarının kavranmasına yardımcı olan, sosyal yaşamda oluşan ve topluluk içinde dönüşen toplumsal ilişkiler süreciyle meydana gelmektedir. Bu bağlamda meydana gelen yeni erkeklik eleştirileri, erkeklerin sosyolojik ve psikolojik gelişimini anlamlandırmaya ve anlatmaya çalışmaktadır. Ayrıca erkekliğin bir kimlik ögesi olarak yeniden irdelenmesi yönünde yeni kuramların meydana gelişinin önemli bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır(Bergman, 1995; Petersan, 1998; Pleck, 1995).

Connell (1998) toplumsal cinsiyet ve iktidar çalışmalarında erkeksi cinsiyete dair en eksiksiz teorik hesaplardan birini ortaya koymuştur. Connell ataerkillik ve erkeklik türlerini toplumsal cinsiyet ilişkileri hususunda geniş bir kuram haline getirmesi sonucunda sosyoloji disiplini içinde erkeklik kavramını daha anlaşılır kılınması adına son derece mühim bir katkı yapmıştır. Post modern toplumlarda erkeklik algıları cinsiyet düzeninin kritik bir parçası olmakla erkeklik kavramının deneyimlediği ikinci önemli kırılma noktası olarak kendisinden veya erkeklik kavramına eşlik eden kadınsılıklardan ayrı olarak düşünülmemelidir (Connell, 1998; Giddens, 2001).

Connell, erkekliği, erkek ve kadınlar arasındaki iktidar ilişkilerini pekiştiren bir yapı olmasıyla birlikte yanlıca bir erkekliğin değil “erkekliklerin” olduğunu öne sürmektedir. Böylelikle çalışmalarıyla erkeklik anlatısının, erkekliğin farklı zaman ve mekânlarda gösterdiği değişiklikleri ve benzerlikleri inceleyen yerel ve kültürel erkekliklerin erkekliğin neredeyse tamamı hakkında belli ipuçları verebileceğini fikrindedir (Boratav, Fişek, & Ziya, 2017, s. 56).

Connell, erkeklerin kendi hemcinsleri arasındaki ilişkileri ele almasıyla farklı güç pozisyonlarına sahip “farklı erkek” olma şekillerinin olduğunu gözlemlemiştir. Bu bağlamda, hegemonik ya da egemen erkekliğin ataerkil yapısını meşrulaştıran özelliği, erkeklerin üstünlüğünü ya da hükmünü ve kadınların onlara karşı itaatini sürdüren bir toplumsal cinsiyet pratikleri bütünü olarak tasvir edilmiştir.

RAWEYN CONNELL’İN “ERKEKLİKLER” TEORİSİ

Raweyn Connell toplumsal cinsiyet düzeninde erkeklikleri; hegemonik erkeklik, işbirlikçi erkeklik, marjinal erkeklik ve madun erkeklik olmak üzere dört farklı kategori üzerinden ele almıştır. Connell, erkeklikler teorisi üzerinden hiyerarşik erkeklik kategorilerinin sıralamasını yapmıştır (2005a, s. 149-150). Bu sıralamanın “hegemonik erkeklikler”, “suç ortağı/işbirlikçi erkeklikler”, “madun erkeklikler” ve “marjinal erkeklikler” olarak karşımıza çıktığını söylemiştir. Erkekliklerin birden fazla olduğunu söyleyen Connell, ortaya koyduğu teorisi üzerine alanında çığır açmıştır ve bu kategoriler içerisinde “hegemonik erkeklikler” in en üst sırada yer almasıyla birlikte ataerkil yapının temel belirleyicisi konumunda olduğunu söylemiştir. Connell, az sayıda bireylerden oluşan bir grubun hegemonik erkeklik pratiklerine sahip olduğunu belirtmekle birlikte hegemonik erkekliğin temsilini tüm erkeklerin sergilediğini söylemenin yanlış olduğunu bizlere göstermeye çalışmıştır.

1.Hegemonik Erkeklik

Hegemonik erkeklik tanımı yapmadan önce aklımıza geleneksel ailenin erkek özellikleri gelmektedir. Yani eril kategorisi içerisinde yer alan özellikler aklımıza gelmektedir. Dolayısıyla hegemonik erkeklik; ataerkil düzenden beslenen, en çok pay alan erkekliktir. Bu erkeklik prototipinde ya da erkeklik profilinde erkek toplumsal cinsiyet düzeninde en üst konumda tutulup diğer erkekliklerin aşağı konumda görülmektedir.

Hegemonik erkeklik kavramı, en yalın haliyle, toplumda var olan erkeklikler arasında üstün olan erkeklik türüne atıfta bulunmaktadır. Connell, hegemonik erkekliği, bir toplumsal cinsiyet pratiği olarak, erkeklerin doğallığını, kadınların ise bağlılığını garanti altına almaya çalışan ataerkilliğin meşruiyet sorununa verilen bir yanıt olarak tanımlamaktadır (2005a, s. 77). Bundan dolayı, hegemonik erkeklik kavramı için, çok az sayıdaki erkeğin ya da erkek grubunun iktidar ve güç pozisyonlarını tümünü elinde bulunduran ve bu iktidar ve gücü normalleştirmesi, meşrulaştırması ve yeniden üretmesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda hegemonik erkeklik, erkeklerin büyük bir bölümünün suça ortak olmasından dolayı onayını almasıyla iktidarın devamlılığını sağlama noktasında pratik hali olarak belirtilmektedir.

thumbnail
Önerilen Yazı
Hegemonik Erkeklik Nedir? Hegemonik Kadınlık?

Erkeklik tiplerinin en kritik olanı (hegemonik erkeklik), erkekliğin belirli bir deneyimleme biçiminin kadınlar ve diğer erkeklerin rızasını alarak onlar üzerinde iktidar kurmasını sağlamasıyla birlikte bir ideal tip olarak karşımıza çıkmaktadır. Hegemonik erkekliğe daha fazla yaklaşan erkekler ataerkil iktidardan daha fazla pay almaktadırlar. Bununla birlikte, erkekler hegemonik erkekliği ortaya koyacak, farklı stratejilerle ataerkilliğin yeniden inşasına katkıda bulunurlar.

Bu doğrultuda gelişen, sinema, medya, romanlar, öyküler, mitoslar gibi kurmaca metinler haricinde erkek bireylerde hegemonik erkekliğin bütünlüklü ve bedenselleşmiş bir dışavurumu genellikle karşımıza çıkmamaktadır. Yalnızca bazı büyük işadamları, siyasetçiler ve yüksek rütbeli askerler, yazarlar, oyuncular gibi toplumun gözü önünde yer alan bireylerden meydana gelen kolektif erkeklik dışavurumlarını etkileyecek pozisyona sahiptirler.

Kadınlar ise ataerkil yapı ile ortaya çıkan hegemonik baskı nedeniyle,  ikincil konuma itilerek ötekileştirilmektedir. Örneğin; günlük hayatta eve ekmek getirenin cinsiyetin erkek olması dolayısıyla erkeğin bağımsızlık özelliğin ön plana çıkması gibi özellikler karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeple kadınların gün boyu evin işleriyle uğraşması ve çocuklarına karşı bakım görevini üstlenmesi nedeniyle kamusal hayatta yer almamaktadır. Fakat erke ise dışadönüktür; yani kamusal hayatın içerisindedir. Dolayısıyla işgücüne katılım sağlayarak gelir elde eden cinsiyet olarak tanımlanmaktadır. Bundan dolayı hegemonik kadınlık tanımı yapmak mümkün görünmemektedir. Nitekim ataerkil düzenin besleyen, düzenleyen ve ondan en çok pay alan cinsiyet erkek olarak karşımıza çıkmaktadır.

2. İşbirlikçi (Suç Ortağı) Erkeklik

İşbirlikçi erkeklikler, “suç ortağı erkeklikler” olarak da bilinmektedir. Suç ortağı/ işbirlikçi erkeklikler” üzerine sayılarının oldukça fazla olduğunu belirten Connell, bu grubun erkekleri hem kadınları tahakküm altına alması hem de tahakkümden beslenerek bu durumu normal bir durum olarak görmesi ve sessiz kalarak bu suça ortak olduklarını belirtmektedir(Connel, 2005, s. 592). Bu anlamda suç ortağı erkek(lik)ler, hem kendilerine hem de başkalarına yönelik şiddetin oluşturulup sürdürülmesinde etkin olmakla birlikte, ataerkil iktidarın sorunlu süreçlerini fark edip, değiştirmeyönünde çaba gösterebilme potansiyeli de taşıyan bir grubu ifade eder[1].

Connell(2005a, s. 79) işbirlikçi erkekliğe değinirken “ataerkil pay” kavramından bahsederek, işbirlikçi erkeklerin, ataerkil yapının kendilerine sağladıkları imtiyazları doğrudan kullanmadıklarını belirtmektedir. Bir diğer ifadeyle, işbirlikçi erkekler, aracısız olmasa da ataerkilliğe onay vermesiyle kadınların ikincil konuma itilmelerinden yararlanmaktadır. Fakat erkeklerin büyük bir kısmının bu grupta yer aldığını belirten Connell (2005a, s. 154), bu grubun farkındalık yaşadığı takdirde feminist erkekler haline gelmesi sonucunda kadınların ikincil konuma itilmelerine karşı duruş sergileyebileceklerini söylemektedir. Bu yönüyle, işbirlikçi erkekliklerin, ataerkil yapının ortaya koyduğu problemli süreçleri yaşayarak, bu sürecin seyrini dönüştürmek için karşı koyabilme gücüne sahiptir (Connell, 1998, s. 249).

3.Madun Erkeklik

Connell’in (1998) kategorizasyonunda daha ağır şiddet deneyimine sahip olabilecek kategori ise “madun erkeklikler”dir. “Heteroseksüellik dışında kalan tüm cinsel yönelim ve eğilimler sebebiyle erkek tahakkümünün toplumsal imtiyazlarından en az faydalanan grup” (Bozok, 2009, s. 439)olan madun erkeklikler, “hem doğrudan ilişkileri hem de ideolojik bir savaşı çağırmaktadır” (Connell, 1998, s. 249).

Connell’a (2005, s. 78)göre, hegemonya kavramı, toplumda bir bütün şeklinde var olan kültürel tahakkümle ilişkilidir. Bu çerçeve içinde ise erkek grupları arasında belirli toplumsal cinsiyet tahakküm ve madun ilişkileri yer almaktadır. Gözlenilen bu durum, homoseksüel erkek kimliğinin farklı etiket ve damgamalarından ziyade, heteroseksüel erkeklerin homoseksüel erkekler üzerinde uygulanan maddi pratikler doğrultusunda meydana gelen bir “madun olma” halidir. Bazı heteroseksüel erkekler ve erkek çocuklar da halkaya dâhil edilmezler. Okul dönemlerinde akran zorbalığına maruz kalmış erkek çocukları ya da kavga etme eyleminden hoşlanmayan erkekler de madun erkekliğe örnek teşkil etmektedir (Connel, 2005, s. 79).

Hegemonik erkeklik pratik ve özelliklerine sahip olmayan madun erkek kimliğine sahip erkekler (2005a, s. 152-157), hegemonik erkekliğin sergiledikleri pratiklerden farklı pratikler ortaya koymaktadır. Geleneksel toplumsal cinsiyet rolleriyle beraber gelen davranışlardan yoksun olan madun erkekler, bu davranışlardan farklı olarak fiziksel zayıflık, ağlamak, duygularını fazla ön plana çıkarmak gibi davranışlar sergilemektedir. Connel’ın (2005a, s. 149-150)teorisini oluşturduğu erkeklikler hiyerarşisinde madun erkeklikler en alt basamakta bulunmaktadır. Çünkü ataerkil ideoloji üzerinden değerlendirildiğinde eşcinsellik, hegemonik erkekliğin barındırmadığı ne varsa onu bünyesinde bulundurur (2005a, s. 153). Diğer bir deyişle, hegemonik erkekliğin kendisine ait görmediği ne varsa, eşcinselliğe ait olarak tanımlamaktadır. Hegemonik erkeklik, eşcinselliği tahakküm kurduğu, baskıladığı ve bu yaptırımlarını normalleştirdiği kadın üzerinden tanımlayarak, eşcinselliğe kadınsılık olarak bakmaktadır. Connell (Connell, 1998, s. 249), hiyerarşik erkeklikler sınıflamasında en ağır şiddeti deneyimleyen olarak tanımladığı madun erkekliklerin, “hem doğrudan etkileşime hem de ideolojik bir savaşa girmelerinin gerektiği” vurgulamaktadır.

Sonuç itibariyle, madun erkek kimliğine sahip olduğu düşünülen erkekler hegemonik erkeklik türünde gözlemlenen özelliklerin tam tersi olan davranışları sergilerler. Örneğin; erkeğin, başkalarının yanında ağlaması ya da fiziksel yönden zayıf oluşları gibi birtakım geleneksel toplumsal cinsiyet rollerinin erkeklerden beklenilmeyen davranış kalıpları arasında yer edinmeyen davranışlar madun erkeklik türüne atfedilmekle birlikte erkeklik hiyerarşisinde en alt basamakta konumlandırılır.

4.Marjinal Erkeklik

Marjinal erkeklik, toplumsal cinsiyetin sınıf, etnisite, ırk ile olan ilişkileri sonucunda meydana gelmektedir. Bir diğer ifadeyle, toplum tarafından üretilen ideal ve standart kavramlarının dışında kalan tüm erkekler marjinal erkekler sınıflandırılmasına dâhil edilmektedir (2005a, s. 155). Örneğin, boksör Muhammed Ali fiziksel güç üzerinden hegemonik erkekliğini ortaya koyarken, Müslüman olmasından ötürü ya da beyaz olmayışından dolayı marjinal erkekliğe örnek teşkil etmektedir. Aynı istikamette, Amerika’da ataerkil düzenin sunmuş olduğu olanaklardan sokak çetelerine bedenen iştirak etmiş bir erkek ile beyaz erkek eşit miktarda yararlanmamaktadır.

Nitekim beyaz üstünlükçülüğün vücuda geldiği beyaz heteroseksüel toplumsal cinsiyetin oluşumunda, siyah erkeklik şekillendirilmiştir. Marjinalleştirme devamlı olarak hegemonik erkekliğin doğrudan yetkilendirilmesi ile ilişkilidir. Connell (2005a, s. 156). Örneğin; Amerika’da az sayıda siyah sporcu hegemonik erkekliğin pratiklerini barındırmaktadır ve bu az sayıda hegemonik erkeklik pratiği barındıran sporcu, bireysel şöhretlere ve servetlere sahip olmasına rağmen toplumsal süreçlerde etkisini gösterememiştir. Nitekim beyaz heteroseksüel hegemonik erkek genel itibariyle siyah erkeklere otorite edinmesine izin vermemektedir.

Sonuç

Sonuç olarak, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasın amaçlayan ve bunun için erkeğin ve erkekliklerini sorgulanmasını yapan “Erkeklik Çalışmaları” alanı, erkekliklerin toplumsal dinamiklerini açığa çıkarmak ve dönüşümünü sağlaması adına oldukça önemlidir. Erkeklik teorisini ortaya atması ile toplumsal cinsiyet düzenindeki farklı erkeklik tanımlamalarını yapan Connell, “Erkeklik Çalışmaları” alanında önemli bir role sahiptir. Connell, farklı erkeklik tipolojilerin var olduğunu söyleyerek, ‘tek tip’ erkeklik anlayışının sarsılmasını sağlamakla birlikte erkekliklerin kültürel ve tarihsel yönden yeniden inşa edildiğini belirtmektedir. Dolayısıyla Raweyn Connell erkeklik teorisini ortaya koyarak erkeklik çalışmaları için sadece tek tip erkeklik kimliğinin ya da yalnızca hegemonik erkeklik tanımlamasının var olmadığını bizlere göstermeye çalışmıştır. Bu yüzden Connell, hegemonik erkekliğinin dışında kalan; işbirlikçi erkeklik, madun erkeklik ve madun erkeklik tipolojilerini gün yüzüne çıkarmayı başarmıştır.

Kaynakça

  • Bergman, S. J. (1995). Men’s Psychologi Caldevelopment: A Relational Perspective. R. F. Levant, & W. S. Pollack içinde, A Newpsychology Of Men. New York: Basic.
  • Boratav, H. B., Fişek, G., & Ziya, H. E. (2017). Erkekliğin Türkiye Halleri. İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
  • Bozok, M. (2009). “Erkeklik İncelemeleri Alanındaki Başlıca Kuram ve Yaklaşımların Sosyalist Feminist Bir Eleştrisine Doğru”. VI. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiriler Kitabı (s. 431-445). Aydın: Adnan Menderes Üniversitesi.
  • Bozok, M. (2011). Soru ve Cevaplarla Erkeklikler. İstanbul: Sosyal Kalkınma ve Cinsiyet Eşitliği Politikaları Merkezi Derneği (SOGEP).
  • Collins, P. H. (1990). Black Feminist Thought: Knowledge, Consciousness, And The Politics of Empowerment. New York: Routledge.
  • Connel, R. W. (2005). Masculinities (2. Baskı b.). Berkeley: University of California Press.
  • Connell, R. W. (1998). Toplumsal Cinsiyet ve İktidar: Toplum, Kişi ve Cinsel Politika. (C. Soydemir, Çev.) İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
  • Connell, R. W. (2005a). Masculinites. Berkeley: University of California Press.
  • Giddens, A. (2001). Sociology. Polity.
  • Petersan, A. (1998). Unmasking The Masculine: “Men” and “İdentity” İn A Scepticalage. London: Sage.
  • (1995). “The Gender Role Strainparadigm: An Update”. J. H. Pleck içinde, A New Psychology of Men (s. 11-32).
  • Tatun, B. D. (1997). “Why Are All The Black Kids Sitting Together İn The Cafeteria?” And Other Conversations About Race. New York: Basic.

DİPNOT

[1]Çelik, G. (2016). “Erkekler (de) ağlar!”: Toplumsal Cinsiyet Rolleri Bağlamında Erkeklik İnşası ve Şiddet Döngüsü”, Fe Dergisi, 8(1), s. 1-12.

thumbnail
Önerilen Yazı
Toplumsal Cinsiyet Sosyolojisi Nedir? Toplumsal Cinsiyet Nedir?

Merhaba, Aksaray Üniversitesi son sınıf öğrencisyim,, ilişki ve evlilik danışmanı, Toplumsal cinsiyet, din sosyolojisi, sağlık sosyolojisi ve psikoloji temel ilgi alanlarım arasında yer almaktadır.

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir