Çağ değiştirici özelliği bulunan 1453 İstanbul’un Fethi nedir?, İstanbul’un Fethi’nin nedenleri nelerdir? Ayrıca İstanbul’un fethinin sonuçları nelerdir? gibi sorular tarihe meraklı neferler tarafından sıklıklıkla soruluyor.
İstanbul’un Fethi, Fatih Sultan Mehmet tarafından 29 Mayıs 1453 tarihinde gerçekleştirildi.Bu makalemizde özellikle yeni nesil tarafından merak edilen; İstanbul’un fethi nasıl olmuştur? Sorusuna ayrıntılı bir şekilde cevap vereceğiz.
Başlıklar
İstanbul’un Fethi Olayı Hakkında
Osmanlı Devleti, topraklarını genişletmesiyle birlikte güçlü bir devlet haline gelmiş. 2.Mehmet’in tahta geçmesiyle birlikte de İstanbul’un çevresi kuşatılmıştı.
Kuşatma sırasında Bizans ordusunun da kendine göre savunma sistemleri vardı; Gemileri engellemek maksadıyla Haliç’e zincir çekildi ve ek olarak donanma desteği verildi.
Grejuva adı verilen ateş de başka savunma taktiklerinden biriydi. Bu ateş suda sönmüyor. Büyük bir avantaj sağlıyor. Şerit şeklinde çekilerek geçişi engelliyor. Bu ateş hem kara hem de suda kullanılmıştır.
Ayrıca ek takviye olarak sur yakınlarına mühimmat depoları yapıldı. Avrupa’dan yardım istendi ve askerler getirildi. Ayrıca Papalık tarafından da yardım ve mühimmat gönderildi. İstanbul’u koruyan meşhur surlar sadece kara savunması amacı ile yapılmamıştı. Denizden de izole edilecek şekilde tasarlanan bu surlar şu an Sarayburnu’ndadır.
İstanbul’u Kuşatmak İçin Yapılan Hazırlıklar
İstanbul’un fethinden önce yapılan kuşatmalarda kullanılmak üzere tüm dünyada da bilinen ağır toplar döktürüldü. Bu toplar özel bir ustanın önderliğinde kocaman surları delebilecek güçlükte döktürüldü. Bu kuvvetteki muazzam Şahi Toplarının tasarımcısı Fatih Sultan Mehmet’tir. Bu topları döken kişinin adı ise Urban’dır.
Şahi Topunun özelliği; 550 kg, 8 m. uzunluk ve 2.5 metre çapında genişlik.
İstanbul’un deniz bağlantısını kesmek için Rumeli Hisarı yaptırıldı. Kuşatma öncesinde İstanbul çevresindeki çeşitli bölgeler de işgal edildi. Çeşitli kaynaklara göre değişen bilgilere göre 200.000 civarı asker ile kuşatma yapıldı. Yaklaşık 300 gemilik filo da bunu destekledi.
Son olarak toplarında yerleştirilmesiyle, Fatih Sultan Mehmet, Bizans İmparatorundan şehri teslim etmesini istedi. Fakat talebi reddedildi.
İstanbul Kuşatması Başlıyor
Bunun üzerine 12 Nisan 1453 tarihinde Osmanlı topçuları ateşe başladı. Dönemine göre çağ üstünde görülen bu toplar aşırı gürültülüydü. Bu gürültü de halkın moralini ciddi bir biçimde bozmaktaydı. Bu da İstanbul’un fethi sırasında bir artı durumdu.
Topların dolumu yaklaşık 2 saat civarındaydı. Bu nedenle atışlar belirli aralıklarla yapılıyordu. Fatih Sultan Mehmet’in emri üzerine top seferleri arttırılmaya çalışıldı. Bu aşama da top dökümü ustası Urban öldü. Bu hadise üzerine top atışları 18 Nisan tarihine kadar devam etti. Savaş kuleleri de hazır vaziyete getirilmişti.
18 Nisan tarihinde açılan gedikten gece taaruz yapıldı. Fakat bu taaruzdan sonuç elde edilemedi. Gece, yürüyen savaş kuleleri grejuvayla ateşi ile yanmıştı. Sağlam savunma yapan Bizans’a karşı üstünlük sağlanamamıştı. Aynı zamanlarda deniz saldırısı da başlamıştı. Fakat bu deniz taaruzu da başarısız olmuştu. Gerek Haliç’e çekilen zincir, gerekse yabancı devletlerin destek donanmaları Osmanlı’yı hezimete uğratmıştı. Bu olaylar neticesinde de Bizans’da büyük bir moral artışı olmuştu.
SON ÇARE ! Gemileri Karadan Yürütme Hamlesi
Son yapılan taaruzlarda alınan başarısızlıklar, Fatih Sultan Mehmet’i harekete geçirdi. Yaptığı toplantıda Çandarlı Halil Paşa, kuşatmayı bitirmeyi ve Bizans’ı vergiye bağlamayı önerdi. Fakat diğer paşalar bu duruma itiraz etti. İstanbul kuşatması devam etti.
Haliç’e çare olarak gemileri karadan yürütme fikri ortaya atıldı. Bu fikrim de kaynağı büyük ihtimal geçmişten feyze dayanıyordu; Fetihten yaklaşık 14 yıl önce Gattamelata, gemileri karadan yürütmüştü. Fatih Sultan Mehmet’in de bu durumu örnek aldığı düşünülüyor.
İstanbul’un fethi için gelinmişti bu topraklara, feth edilmeden geri dönülmemeliydi! Gemiler 21-22 Nisan gecesi büyük hazırlıklar sonucunda ( yol üstündeki ağaçların kesilmesi, yola yağ dökülmesi vs) Haliç’e indirildi. İndirilirken Bizanslılar’ın dikkatleri başka yöne çekilmişti. Haliç’e indirilen Osmanlı gemileri karşısında Haliç’te bulunan zincir artık işlevsiz hale gelmişti.
Birçok kez gemiler yakılmaya çalışıldı fakat Osmanlı topçuları bu duruma izin vermedi. Donanmayı yakmak için yaklaşan Bizans gemileri birer birer suyun dibine gönderildi.
Haliç mevzilerinden top atışına başlanmasıyla birlikte taaruz tekrardan başladı. 6 Mayıs tarihine kadar top atışları devam etti. 6 Mayıs akşamında Bizanslılar’ın yıprandığı düşünüldü ve büyük taaruz yapıldı fakat yine sonuç alınamadı. 12 Mayıs da bir taaruz denemesi daha yapıldı fakat Bizans’a gelen desteklerden dolayı bu taaruzdan da herhangi bir sonuç alınamadı. Bu taaruzların ardından taaruzlar devam etti ve yine sonuç alınamadı.
İstanbul’un Fethi İçin Son Taaruz
Şehirde büyük bir kıtlık baş göstermişti. Bundan faydalanılması gerekiyordu. Son bir kez daha taaruz olmalıydı!
Son saldırı için hazırlıklar başladı. Hazırlıklar sürerken Bizans’a elçi gönderildi ve teslim olmaları çağrısında bulunuldu. Fakat Bizans bunu kabul etmedi. Bunun üzerine İstanbul’un Fethi için son taaruz tarihi 29 Mayıs 1453 tarihi oldu.
Ordu üç gruba ayrılmıştı. İlk grup, hristiyan ve yaşlılardı, ikinci grup, köylerden savaşa dahil olan müslüman halktı, üçüncü grup ise son darbeyi vuracak olan yeniçerilerdi. Her grup yaklaşık 50.000 askerden oluşmaktaydı. St.Ramanos Kapısı önlerine gelindi. Sabah namazı kılındı ve çalan marş ile birlikte büyük taaruz başladı. Osmanlı askerleri surlara yaklaştırılmıyordu, çeşitli savunmalarla püskürtülüyordu. Bu durumda askerler kaçmaya başladı. Bu durum böyle olmazdı! Kaçan askerler, Fatih Sultan Mehmet’in emri üzerine kılıçtan geçirilecekti.
Daha sonra taaruz yapak ikinci grupta yorgun düşmüştü. Son olarak üçüncü grup yani yeniçerilerin saldırıları başladı. Birkaç gedik açıldı ve yeniçeriler içeri girmeyi başardı ve Bizans askerleri ile büyük çarpışma başladı. Bu çarpışma sonucunda 1.sur ele geçirildi. Ardından 2.sur için saldırı başladı. Bu saldırı sırasında da Giritli askerlerin teslim olması sonucunda da 2.sur alındı. Artık İstanbul’un fethi, Fatih Sultan Mehmet Han tarafından büyük zorluklarla gerçekleştirilmişti. Fetihten sonra Ayasofya önüne gelen Fatih Sultan Mehmet secde edip dua etmiştir. Son olarak da halkın canına dokunulmamıştır.