Osmanlı Modernleşmesi nasıl olmuştur? Sorusunun, cevabını iyice kavramak için öncelikle modernleşme nedir? Sorusunun cevabını iyi bilmemiz gerekiyor.
Kısaca Modernleşme: Az gelişmiş veya gelişmekte olan toplumlarda gelişmiş ülkelerin kültür, sanayi, ekonomi vs. modellerini benimsemesine verilen isimdir. Ana kaynağı ‘modernite’dir. Modernizm ile karıştırılmamalıdır. Modernleşme ve modernizm hareketleri farklı toplumlarda gerçekleşmektedir.
Osmanlı Modernleşmesine Kısa Bir Bakış
Osmanlı modernleşme hareketi, Türkiye modernleşmesininde temellerini oluşturuyor. Bu yüzden Türkiye modernleşmesini anlamak için öncelikli olarak Osmanlı modernleşmesine bakılması gerekiyor.
Modernleşme hareketi için öncelikle güçlü bir devlet olma yoluna gidilmiş. Bu yolda ilk olarak merkeziyetçilik anlayışı doğrultusunda hamleler yapılmış. Yapılan bu hamleler ile merkezi otoriteyi güçlendirip, halka sözünü geçirme amaçlanmıştır. 1850’lere doğru gelindiğinde ise Avrupa’da meydana gelen Fransız Devrimi hareketi ile birlikte modernleşme zorunlu hale gelmiştir. Modernleşmenin zorunlu hale gelmesi ile birlikte de Osmanlı’nın toplumsal örgütlenmesi değişmeye uğramaya başlamıştır. Yaşanan Fransız Devrimi ile birlikte özellikle Gayr-i Müslimlerin isyanları önlemek amacıyla her alanda reformlar yapılmaya başlanmıştır. Bilindiği üzere; Osmanlı Devleti sınırları içerisinde Gayr-i Müslimler ile Müslümanlar arasında eşit haklar yoktu. Bu nedenle eşitlikçi bir toplum yaratılıp, isyanlar önlenmeye çalışılmıştır. Tabi, eşitlikçi toplum yaratılmaya çalışılırken bir takım gelenekler veya alışılmış şeyler terkedilmiştir.
Bu nedenle de yapılan reformlara, Müslüman halk tepkilidir. Hatta tepkilerinden dolayı 2.Mahmut’a Gavur Mahmut lakabını takmışlardır. İlk reformlar, askeri alanda gerçekleşmiştir. Buna bağlı olarak devam süreçte reformlar, ekonomi ve toplum üzerinde de etkilili olmuştur. Ekonomi alanında çeşitli kuruluşlar kurulup, devletin maddiyatı güçlendirilmeye çalışılmıştır. Toplum alanında ise ilk olarak Tanzimat Fermanı ile başlayan yenileşme hareketi ile sosyal ve hukuki alanda düzenlemeler yapılıp, toplumsal eşitsizlikler azaltılmaya çalışılmıştır. En basitinden giyim-kuşam alanında düzeltilen kurallara bakacak olursak, eşitsizliğin azaltılmaya çalışıldığını görebiliriz. İlerleyen dönemlerde yüksek rütbeli devlet adamlarından oluşan ‘Genç Osmanlılar’ adındaki grubun etkisi ile siyasi düzende çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemeler ile Gayr-i Müslimlere verilen haklar genişletilmiştir. Adeta ‘özerk devlet’ kuracak kadar haklar verilmiştir. Tabi buna bağlı olarak da Adem-i Merkezileşme Süreci de yarıda kalıp tersine dönmüştür.
Ekonomik alanda yapılan birçok değişiklik ile Gayr-i Müslimlerin eli güçlendirilmiştir. Özellikle dışarıdan borç alınması ve değişen vergi sistemi ile birlikte iyice güçlenen Gayr-i Müslimler, ilerleyen zamanlarda borçlarını ödeyemeyen Osmanlı Devleti’nden borç tahsil etmek için açılan kuruluşlarda görev yapacaktır.
Osmanlı Modernleşme Hareketi, elbetteki sosyal alanda olmayacaktı. O dönemde yeni yeni Osmanlı Devleti’ne gelen liberal politikalar ile birlikte endüstri alanında da birçok yenilikler yapıldı. Yapılan bu yenilikler ile birlikte batı ekonomisine benzer bir ekonomi yaratılmaya çalışıldı. Kurtuluşun Batılılaşma yolu olduğu düşüncesi ile modernleşme hareketi, adeta hayatın her alanına dahil edilmeye çalışıldı. Yapılan reformlar, sonradan verilen haklar, modernleşme yolunda birer basamak olarak görülmüştür.
Kaynak:
Şükrü Hanioğlu, “Modern Osmanlı Dönemi”, Metin Heper ve Sabri Sayarı (der.), Dünden Bugüne Türkiye içinde, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2016: 17-32.