Nedir kadın? Neyinden korkulur ki kadın eve hapsedilir, bir erkeğin gölgesinde yaşatılır, kıyafetinin uzunluğu kurallarla belirlenir, elinin kalem tutmasına izin verilmez ve daha birçok şey… Bırakın ‘kadınlar çiçektir’ söylemini, çiçeğin yeri topraktır ve biz sabit durmayı pek sevmeyiz. ‘Başımızın tacıdır kadın’ söylemini de bir kenara koyun, tacı birileri başınıza koyar ve yine birileri alır ve biz başkalarının etkisiyle hareket etmeyi sevmeyiz.
‘Kadınsın az bak kendine’ de denilir, ‘makyajı az yap erkekleri peşinde koşturmak hoşuna mı gidiyor’ diyen de vardır, güzelliği makyajla eş değer tutan da. ‘Bu saatte sokakta ne işi var/ varmış?’ diye sorulur ama bilmiyorlar ki sokakta gezmek için belli bir zaman ayarlamayız kendimize, canımız ne zaman isterse o zaman çıkarız. Araçta makam koltuğunda oturmayı severiz ama şoför koltuğuna da bir başka yakışırız.
Elimizden her iş gelir, tornavidayı da biliriz, levyeyi de. Proje de çizeriz, tekerlekte değiştiririz. Mikrofonla dünyaya da haykırırız, enstrümanların tellerine de dokunuruz. Hamur da açarız, halterde kaldırırız. Koşarız, yüzeriz, basket ve manşet atmayı da iyi biliriz. Ülke de yönetiriz maçta. Kodlamayı da biliriz, daha birçok şeyi bildiğimiz gibi… Öğrenmeyi severiz, öğretmeyi de, kalemimizde sağlamdır, güzel başarılara imza atmayı çok iyi yaparız. Köyde de, kentte de varız biz. Toprağa dokunur yeni hayatlar yeşertiriz. Üstü açık mekânlarda çalışmayı isteriz ama cam tavan sevmeyiz. Örgü yapmayı da biliriz, kitap tutmayı da. Aklınıza ne gelirse yaparız. Bir de ofsayt nedir biliyoruz, diğer hiçbir sporun olmadığı gibi futbol da erkeğe özgü değildir, sadece her kadın sevmeyebilir. Kıyafet özgürlüğümüz vardır, istediğimiz renkte ve modelde giyinebiliriz, buna engel olmak için dini söylemleri öne sürmek mantıklı olmaz çünkü dinde erkeğinde uyması gereken kurallar var. Tahrik olmak da engel olmaz bu kadının sorunu değil.
Elbette sevmediğimiz şeylerde var; ‘kadın gibi ağlama’ lafını sevmeyiz, gülmek her insana yakışır ve ağlamak insani durumdur, duygunun cinsiyeti olmaz. Şiddet görmeyi sevmeyiz, kocanın vurduğu yerde de gül bitmez. Mor ve kırmızı renklerini severiz ama vücudumuzda değil. Gerektiğinde çok iyi silah tutarız, ama düşmana karşıdır silahımız. Kadına, çocuğa, hayvana değil. İnsani bir durumdur bunun da cinsiyeti yoktur. Dinin yanlış anlatılmasını da sevmeyiz, kadını kısıtlayacak şekilde dinin yorumlanmasını, yaptığımız her şeyin günah olarak adlandırılmasını da. ‘Kızlar okumaz’ söylemini de ‘kadının maaşı haramdır’ söylemini de sevmeyiz. ‘Dizlerini kır otur evinde’ sözünü de sevmeyiz. Kütüphanede, cafede, sahilde, iş yerinde oturuyoruz zaten. ‘Kızını dövmeyen dizini dövermiş’, bize ne? Her başarılı erkeğin arkasında kadın değil her başarısız kadının önünde bir erkek vardır. Bir de hep aciz gösterilmeyi, erkeklerin hep haklı olmasını hatta erkeklerin ezilmesini de istemeyiz, sevmeyiz. Birlikte kardeşlik içinde yaşamayı seviyoruz, istiyoruz…