Bu yayında Koronavirüs nedir? Sorusuna, sosyolojik bağlamda değerlendirme yapılacaktır. Yapılan değerlendirmeler Sosyologer Whatsapp Grubu’ndan derlenmiştir. İyi okumalar.
Başlıklar
Kesinlikle. Koronavirüs‘ün birkaç boyutu var. Hem ulus içi hem de uluslararası olmak üzere siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel, sağlık, eğitim vb. pek çok boyutu olan bir olgudur; Koronavirüs. Türkiye açısından bakıldığında özellikle de başta sağlık olmak üzere ekonomik boyutu ön plana çıkmakta ve tartışılmaktadır. Aslında Türkiye’de virüs ortaya çıkmadan önce de pek çok tartışma odağında Koronavirüs yerini almıştı. Bunlardan birisi de Türkiye’de de Koronavirüs olduğu ve gizlendiği yönündeydi. Açıkçası bunlardan birisi de bendim. Ama süreç beni yalancı çıkardı. Bu konuda da çok mutluyum. Eğer ben haklı olsaydım vakaların art arda açıklanması gerekiyordu.
Koronavirüs pek çok boyutuyla aslında sosyoloji perspektifinde ele alınabilir. Ama ben daha çok toplumsal gerçeklik boyutuna değinmek istiyorum. Bu güne kadar gözlemlediğim bireylerin Koronavirüs‘ten çok etkilenmediğiydi. Aslında bir şekilde hayat devam ediyor; virüs ironi malzemesi halinde bireyler arasında dolaşıma girmişti. Bir başka açıdan da virüse karşı hamaset stratejisi benimsenmişti. Üçüncü kesim ise virüs konusunda endişesini her fırsatta dile getiriyordu. Bireyler kitaplarda ve fimlerde-dizilerde tanık oldukları virüs-salgın olaylarına toplumsal gerçeklik içerisinde karşılık bulamadılar. Çünkü içinde bulunduğumuz koşullar çerçevesinde birey, toplumsal gerçeklikten uzaklaşmış ve izole bir yaşam sürmekteydi. Bu noktada da tüm dünyada yaşanan tedirginlik Türkiye’de geç hissedildi. Taa ki makarna fiyatları aşırı artana kadar. Aslında bu durum, toplumumuzun olaylara hangi açıdan baktığının bir göstergesi olabilir.
Toparlamak gerekirse Koronavirüs özelde Türkiye, genelde de uluslararası düzeyde olmak üzere pek çok açıdan girift bir şekilde ele alınabilir. Koronavirüs‘ün bize en büyük katkısı, kendimizi tanımak olacaktır.
- Mustafa Dönmez
Öncelikle her aileye, kuruma el dezenfektanı, maske, eldiven ve virüsle alakalı bilgilendirme kitapçığı paketi hazırlanıp dağıtılabilir. Her şeyin kamu spotunu yaptıkları gibi virüsle alakalı bilgilendirici kamu spotları yaptırır halkı ürkütmeyerek gerekli tedbiri alması için başat yapılacakları aktarırdım. Ve çoğu arkadaşımın dediği gibi bu sağlık bakanını aşabilir ama marketlerdeki gıda stoklarını kontrole almaya çalışırdım çünkü şu an ciddi anlamda bazı marketler tam anlamıyla yağmalanmış durumda. Az evvel markete gittiğimde de gözlem yapma fırsatım oldu. Onlarca insan kapıdan girip kasiyere “kolonya var mı? Antibakteriyel sabun var mı?” Diyerek “yok stoklarımızda kalmadı” cevabını alıp çıkıyorlar. Maske takan insan sayısı parmakla gösterilecek kadar az. Tepkilerden dolayı maske takmaktan çekinenler olabilir stoklardan dolayı bulamıyor olabilir ya da trendyol gibi fahiş fiyatlardan dolayı alamıyor olabilirler. Diyeceğim ülkedeki herkesin ilk kez karşılaştığı bu virüsle alakalı yetkililerin tüm topluma bilgilendirme ve birtakım hijyen imkanı sağlaması.
- Özden Bulut
Siz “maske” kullanma pratiğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Korona virüsünün Türkiye’de görülmesiyle beraber maske kullanımı konusunda farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Maske kullanımının yaygınlaşması ile kişiler tedirgin bir yapıya bürünmüşlerdir. Genel olarak maske kullanımının Türk toplumunda yanlış anlaşıldığını düşünmekteyim. Çünkü maske takan kişilerden kendilerini soyutlamak istemektedirler. Kaçırdıkları nokta ise maske kullanan kişiler, kendi hastalıklarını diğer insanlara bulaşmasını önlemek değil, diğer insanlardan kendilerine bulaşabilecek hastalıklardan korunmak için takmaktadırlar. Örnek olarak Lösemi hastası olanlar maske kullanarak, kendilerini korumaktadırlar. Çünkü bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla birlikte bulaşıcı hastalıklar ile değil enfeksiyonlardan korunmak için maskeyi kullanmaktadırlar.
Maske kullanımının artması bir önlem olmakla beraber, toplumda bir kriz ortamı da yaratmaktadır. Çünkü kişiler kendilerini güvende hissetmemeye başlamaları toplumsal yapıya da sirayet etmektedir. Tabii ki gerekli kişilerin kullanması doğaldır fakat 1 vaka olduğunu düşündüğümüz zaman maskenin kullanımının çoğalması toplum nezdinde anomik bir durumda yaratabilmektedir.
- Doğukan Altıparmak