Bu durum 11 Mart 2020 tarihinde ülkemizde çıkmıştır. Öncelikle bu durum sadece belirli bölge de yaşayan insan grubunu kapsamıyor an itibariyle (28 Mart) dünya genelinde 598.074 vaka sayısı ölüm oranı ise 27.761 kişi bu olayın toplumsal etkileri elbette çok büyük olacaktır. İnsanların birçok kültür olarak algıladığı durumdan vazgeçme eşiğine geldi. Fransız İhtilali, Sanayi Devrimi gibi büyük bir olay oldu çünkü dünya çapında 190 ülkeyi etkisi altına aldı. Virüs atlatıldığında da etkileri normal olmayacaktır tüm dünya çapında virüs öncesi ve virüs sonrası olarak ayrıma gidecek sağlık alanında büyük gelişmeler olacaktır. 20 bin umrelinin Türkiye’ye gelmesi ile olayların toplumsal tepkileri bu noktaya kadar geldi. 65 yaş üstü kişilere saygı sevgi gibi toplumsal değerler insanlar üzerinde oluşturduğu bu kimlik inşasi tamamiyle değişti yaşlı kesimin virüs taşıma olasılığı var iken virüslü muamelesine maruz kaldı bu da toplumsal değerlerin bir nevi geleneklerin baş taşıyıcısı olan yaşlıların toplumdan dışlanmasına sebep oldu. Bazı kesim ise ‘Bana bir şey olmaz’ diyerek eylemlerini gerçekleştirmeye devam ettiler. Bireyler kendilerinden ne kadar uzaksa veya dini bağları kuvvetli ise ‘ben müslümanım bana ne olabilir Allah (c.c.) korur’ diyerek durumu hafifletmeye çalışıldı bu toplumsal grupların birbirini sakinleştirmesi de diyebiliriz. Toplum ilk zamanlar bu durumu yahudi, hristiyan (müslüman olmayan ülkelere)gibi ülkelere bir ceza olarak verildiğini düşündü Çinin Doğu Türkistan’a zülmünün bir sonucu olarak gördü aslında olayın bu şekilde olmadığını ülkeler çok sonra anladı buna İran, Suudi Arabistan örneğini verebiliriz. Hac ziyaretlerine devam edildi ve virüs bir anda insanları birer birer dökmeye başladı. Türkiye bu salgından olası nedenleri düşünerek önlemini aldı. Ancak Türkiye de de tek bir grup ve yaş aralığındaki insan grupları bulunmadığı için bu olay kimi sınıflar açısından tehlikeli göründü ve kendisini ve ailesini karantinaya aldı dışarı ile ilişkisini kesti. Türk toplumunda şehirdeki komşuluk bağının çok iyi olmaması ve dışarı ile ilişiğin kesilmesi toplumsal açıdan sıkıntılı bir süreç ancak çoğunluk birbirleriyle yüz yüze ilişkisi olmadan da toplumsal birlik ve bütünlük sağlayabildiler.
21.yy da toplumda ben duygusunun yerini biz duygusu almaya başladı bunun temel sebebi birimize bir şey olursa hepimize olur kaygısı. Durkheimin de belirttiği toplumsal dayanışma kendini bu durumda gösterdi. Bu salgına cinsiyetçi bir perspektiften bakacak olursak daha çok kadınların, çocukların ve yaşlı kesimin korktuğunu söyleyebiliriz çünkü erkeklerde bana bir şey olmaz diyerek sokağa çıkmaya devam etmekte aslında burada erkeklik olgusunun toplumsal hayattaki yansımdasından bahsedebiliriz. Sokağa çıkma yasağının 65 yaş üstüne olmasına karşın özellikle erkekler dinlemeyip sokağa çıkmış durumdalar. Kadınların görevi ise 2 vardiyadan 3 vardiyaya çıktı. Her ne kadar alınmaya çalışılan önlemler yetkili mercilerle çıkmış olsada Türk toplumunun gelenekçi yapısı bu durumda kabul etmekte zorluk yaşamaktadır. Türk toplumunun diğer toplumlarla karşılaştırmaya geçersek hijyen konusunda birbirini çok etkileyen bir toplum yapısıyız. Avm market gibi yerlerde hijyen malzemeleri bitmiş durumda bu da olağan durumlarda toplumun psikolojik olarak hareket ettikleri ve stres ve paniğin arttığı görünür. Özellikle kolonya kullanımında bayramlarda kullanılan kolanyanın toplumsal birleştirici bir özelliği bulunurken şimdi bambaşka bir anlam yüklenmektedir. Gelenekler muhafazakar ideolojiye göre atalarımızın kullandıkları ve kullanımında yarar gördükleri bunun için de bize el öpme gibi miras bıraktıkları onların onay süzgecinden geçen davranışları ifade eder. Artık sıhhi sağlıksal bir çözüm kaynağı olarak görülmeye başlandı. Günümüz piyasa ekonomisinede olağan bir katkı sağlamıştır
Virüse karşı henüz bir önlem alınmamış olması belirsizlik karşısında daha fazla panik davranışı sergileme ve stok fırsatçılığının artmasına sebep olmaktadır. Tüm dünyada kimisi savaş, kıtlık, üretim azlığı, birçok sorunu varken şimdi tüm dünyanın Covid-19 adıyla ortak bir sorunu oluşmakta sorunun özellikle Çin’in Wuhan kentinde çıkması Avrupa merkezi İtalya ve Amerika gibi büyük ülkelerin bile ortak tehtidi haline gelmiş bulunmakta. İtalya’da sağlık çalışanları kaçmış durumda İtalya turistik bir ülke olduğundan virüs yayılımı hızlandı ve kontrol altına alınamadı burada o ülkede ki dayanışma ve bağlılık durumunun somut halinde görülebilir. Ülkemizde de durumun kötüleşse bile aile kurumunda durumun bağlılığı, gelenekçi yapının devamı gibi nedenlerden dolayı yardımlaşma devam etmektedir.
Toplumda erkeklerin cuma namazına gitmesi bu süreçte kısıtlanmıştır. Ancak bazı kırsal kesimlerdeki insanlar bunun mümkün olmayacağını düşünerek camiye gitmiştir ‘dini ibadet yapana hangi virüs gelebilir ki’ ifadesi bu durumun açıkça örneği. Birde sosyal eylem boyutu vardır; İtalya’da sokağa çıkma yasağının ardından insanlar tencere, Müzik aletleri gibi şeylerle camdan dışarı çıkıp eğlenmeye çalışmaktadırlar. Ülkede aslında genel törenlerlerle veya bir şekilde kendilerini bu durum ve psikolojiden çıkartmak istiyorlar. Bu durum Türkiye de de görülür insanlar camdan dışarı dj müzikleri, saz, gitar gibi müzik aletleri ile karantina günlerinde kendilerine boş zaman vakitlerini doldurmak istemektedirler.
Bazı kesimler var ki onlar virüsün kendilerine gelemeyeceğini düşünmektedirler. Bu durumda coğrafi yerlerin buna elverişli olmaması düşünülmesi özellikle kırsal kesim kesimde görülür bu da oluşabilecek olası bir durumda kontrol altına alınamaz bir virüs tehlikesi ile karşı karşıya olduğudur. Eğitim kurumlarında ise okulların (ilkokul, lise, üniversite) kütüphanelerin tatil edilmesi ve kapalı hiçbir alanda bulunmaması insanların gün içerisinde çok sık kullandıkları sosyal medya cep telefonları üzerinden daha fazla kullanmalarina sebep olmaktadır. Bunun kötü tarafı gündemin virüs üzerinden işlemesinden dolayı panik halini diri tutacak iletişim ağının sürdürmesini sağlamaktadır. Sadece eğitim alanında değil alışveriş-ticaret alanında da giderek hacmi genişleyen sanal alışveriş, sanal ticaret kendisine özgü birçok yeni sorunla birlikte giderek daha da genişleyecektir. Şimdiden bu oranın çok yüksek oranlarda arttığı çeşitli şirketler tarafından açıklanmaktadır. Ayrıca oyun sitelerinde yoğun bir şekilde yönelme sosyalleşmenin zayıfladığının bağımlı bir sürecin gelişmesinde olumsuz sonuçlarının doğması muhtemel görünüyor.
Eğer ilerde bu sorunun çözülürse yani virüs ortadan kalkarsa dünyada sağlık alanında birçok yenilik ve düzenleme yapılacak gibi duruyor devletler ekonomi politikalarını tekrar gözden geçirecektir ve hastalıkta zarar gören aile bireylerinin bakım hizmeti sunulabilir dayanışma daha çok artacak ve toplumsal birlik ve bütünlük daha çok arttırılacaktır.