Dini açıdan ilk toplum bir aile birliği ile kurulmuştur. İlk aile aynı zamanda ilk dini alanını da oluşturmuştu. Aile ilk kurulduğu andan itibaren sürekli olarak bir yandan üyelerinin dini hayatlarını etkilerken diğer yandan da dinin etki alanında kaldı. Tüm dinler dünyevi konular içerisinde en çok aile ilişkileri kutsallığı ile ilgilenmiştir, bundan dolayıdır ki hemen hemen tüm dünyada aile ile mevzuat muhafazakâr bir karakter taşır.
Din, aile kurumu ile o kadar iç içedir ki evliliğin kuruluşu ve çocukları doğumunda üyelerinden birinin ölümüne kadar gerçekleştirilen toplantıların tamamı dini ögeler bulunur. Mevcut dinler arasında yalnızca İslam dini kan bağına ilaveten süt bağına bir evlenme yasası kapsamında değerlendirilir. Buna göre aynı kan bağına sahip kimseler arasında evlilik yasağı tıpatıp benzeri süt hısımlığı için de geçerlidir.
Boşanma ve intihar gibi anamik olaylarda dinle ilişkili olabilmektedir. Katolikler ve Protestanlara göre boşanmaların daha az oluşu dini kuralların bir sonucudur. Katolik inancı boşalmaya yasaklarken Protestanlık buna bir yasak getirmemiştir. İslam boşalmayı sınırlı olarak onaylarken dul kadınlar için “iddet” adı verilen bekleme süresi ihdas etmiştir.
Durkheim intihar araştırmasında Protestanların Katoliklere göre daha fazla intihar etmelerinin nedenleri arasında onların din ve aile anlayışlarının etkisi bulunmaktadır. Bu teze göre aile bağları zayıf, bireysel bir hayatı tercih eden ve kutsal kitabı yalnızca bireysel anlayışına göre özgür irdelemeye tabi tuttukları için Protestanlar daha fazla intihar etmektedir.
Başlıklar
Çocukların Dini Sosyalleşmesinde Ailenin Etkisi
Aile kurumu, çocukların dini inanç, pratik ve bağllıklarını sosyalleşme yolu ile etkilemektedir. Anne baba aynı dine mensup oldukları takdirde kendi dindarlıklarını ve dini kabullerin çocuklarına çoğunlukla aktarabilmektedir. Ailenin dini merkezi almayı dini katılım ve bağlılığı içeren dindarlığı çocukların sadece dini sosyalleşmeleri değil genel sosyal itelerini de etkilemektedir.
Aile Hayatı ile İlgili Tarihsel Değişimler ve Din
Düzenli bir aile hayatının dini davranışı üzerinde olumlu tesirleri yol açtığı gözlemlenmiştir. Aile kurma, çocuk yetiştirme ve hayatın doğal akışı içinde yaşanan cinsellik, boşanma gibi birtakım olaylar arasındaki ilişki dinselliği etkilemektedir. Genellikle boşanma ve ayrı yaşama dini faaliyetleri azalttığı halde evlilik ve çocuk yetiştirme dine yönelik arttırmaktadır.
Cinsel Sapmalar ve Din
Davranış sınırlarını tam belirlenemediği durumlarda aile hayatı kaotik bir hale dönüşebilir. Cinsel sapkınlıklar orada çıkabilir. Batıda gittikçe yayılma eğilimi gösteren Doğu toplumlarında da zaman zaman gündeme gelen ensest, aile içi sapkınlıklardandır. Kız ve erkek çocukların etkileyen aile içi cinsel tacizler Batılı araştırmalarda “gizli bir dilek halinde olmaksızın tüm toplumsal sınıflara yayılan birçok ailede yaşanan bir gerçeklik olarak anlaşılmaya başlanmıştır.”
Zuckerman’ın zikrettiğine göre cinsellikle ilgili geniş çaplı bir araştırmada dine bağlı olanlar sadece heteroseksüel evliliğin sınırları dahilinde cinsel ilişki onaylarken, dinsiz Amerikalıların seksi düşünme olasılıkların sapkın davranışlarının Hristiyanlarınkinden daha yüksek olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.