Kadınların Sınıfı Kitabı İncelemesi

Kadınların Sınıfı Kitabı İncelemesi
kadinlarin sinifi kitabı incelemesi
0

Bu çalışma, Aksu Bora’nın aynı zamanda 2014 yılında tamamlamış olan doktora tezine de dayanan Kadınların Sınıfı adlı kitabının incelenmesini oluşturmaktadır. Kitabın içerisinde sosyolojik bağlamlarla birlikte 27 kadın üzerinde yapılmış derinlemesine araştırmayı içermektedir. Kitap 8 bölümden oluşmaktadır. İlk bölümünde ücretli ev hizmetinin tanımı yapılmış ve yapılan araştırma hakkında bilgiler verilmiştir. İkinci bölümünde ise bazı toplumsal cinsiyet yaklaşımları belirtilmiş ve kadınlık deneyimleri tarihsel bir süreç içerisinde ele alınmıştır. Üçüncü bölümünde evin ve ev işlerinin kadının hayatındaki yerine değinilmiştir. Dördüncü bölümünde bedensel emek üzerinde durulmuştur. Beşinci bölümünde ise çalışan kadınlar ile işveren kadınlarının birbirini karşılaştırdığı durumlar ortaya konmuştur. Altıncı ve yedinci bölümde çalışan ve işverenlerin kendileri gözündeki ayrıştırmalar ortaya konmuştur. Son bölümde kadınlar arası iktidar olma meseleleri maternalizm ve farklılık stratejileri bağlamında ortaya konmuştur.

Kadınların Sınıfı Kitabı Analizi
Kadınların Sınıfı, Aksu Bora, İletişim Yayınları, 2005, s.200

Aksu Bora çalışmasında geçmişten günümüze kadar gelen kadın-erkek eşitliğinin aksine kadın-kadın arası eşitsizliklerini ortaya çıkaran sebep ve ücretli ev hizmetinin bundaki yerini ortaya koymaya çalışmıştır. Bu çalışmasında orta sınıftaki işveren kadınlar ile alt sınıftaki çalışan kadınları ele almıştır. Ücretli ev hizmeti, işveren tarafından tutulan kadın işçi tarafından yapılmaktadır ve bu durum çalışan kadını işverenin altında bir sınıfa itmektedir. Orta sınıf kadınlar alt sınıftaki kadınları içinde bulunduğu sınıfsal konuma göre sömürüyorlardı. Marx’ın metalaşma kavramında ortaya koyduğu gibi ev işleri de günümüz modern toplumunda bir meta haline gelmektedir. Eskiden sadece evinde çalışan, kendi ev işlerini yapan kadın bu metalaşmayla beraber artık ev dışında bu işi sürdürmeye başlamıştır. Ev işlerinin metalaşması orta sınıf ile alt sınıf arasında bir sınıf ayrımını da tetiklemiştir. Kitabın neredeyse her bölümünde Bourdieu’nun ortaya koyduğu habitus kavramı, kültürel, sembolik ve finansal sermayeler yaklaşımı ile bağlantı kurulmuştur. Ayrıca İris Marion Young’ın ev işi/yuva işi kavramlarını katılımcılardan gelen yorumlara göre uyarlamıştır.

Kitabın ilk bölümünde ücretli ev hizmetinin ortaya çıkışı ve araştırmada aranan sorular üzerinde durmuş olan Aksu Bora kadınların kendi arasında oluşan bu sosyal ve sınıfsal ayrımın nasıl ortaya çıktığı üzerine sorular sormuştur. Kadınlar arasında oluşan farklar aslında diğer sınıflar arası farklılıklarda oluştuğu gibi eşitsizlik ve sahip olma isteği barındıran iktidar ilişkilerinden meydana gelmektedir.

Kitabın ikinci bölümünde ise alanında uzman kişiler tarafından ortaya konmuş toplumsal cinsiyet yaklaşımları ve oluşan bu toplumsal cinsiyet farklılıklarının cinsiyet ve sınıfsal arası farklılıklara nasıl değinildiği ortaya konmuştur. Mesela Bourdieu’ya göre eşitsizlikler insanların sosyalleşmesi ile ortaya çıkmıştır. Ve bana göre sosyalleşmenin getirmiş olduğu eşitsizlikler kentleşmenin yoğun olarak günlük yaşantıda bize dayattığı formlardan birisidir. Kadınlar toplumsal yaşamda zaten cinsiyetleri nedeniyle gördükleri sınıfsal ayrımcılık ücretli ev hizmetinde çalışan kadın için ikiye katlanmaktadır. Bütün kadınlar hem cinsiyetleri nedeniyle, proleter kadınlar ise bir de sınıfları üzerinden bir ayrıma uğrarlar. Bourdieu’nun toplumsal yeniden üretim yaklaşımına göre de alt sınıftan doğmuş olan kadının, yaşamını da alt sınıf vatandaşın yaşamı ile yürütmesiyle yani ücretli ev hizmetine devam etmesiyle birlikte bu sınıfsal fark yaşam boyu yeniden üretilerek devam etmektedir.

Kitabın üçüncü bölümünde Aksu Bora ev işi tanımını yaparak ev işinin kadın kimliğinin oluşmasındaki yerini ortaya koymuştur. Cinsiyet eşitsizliğinin temeline baktığımızda aslında kamusal alan ile özel alan ayrımı yatmaktadır. Kadınların yaşamı boyu özel alan ile konumlandırılması ve onu özel alanı inşa eden ve devamlılığını sürdüren biri olarak görülmesi, kamusal alan ile özdeşleştirilen erkek ile arasındaki cinsiyet eşitsizliğini ortaya çıkarmaktadır. Kişilerin beğeni, istek ve arzuları içinde bulunduğu sınıfsal konuma göre şekillenmektedir. Ayrıca bu bölümde Aksu Bora’nın da aktardığı gibi ev işleri kadınlar arasında sınıfsal farkın yeniden üretildiği bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Orta sınıf kadının ev içi hizmetlerini başka birine yaptırması ile kendilerine boş bir zaman yaratmak istemektedirler. Ve zaten sınıflarından da kaynaklanan birikmiş kültürel sermayeyi farklı alanlarda dahada artırmaktadırlar. Ve bu da orta sınıf ile alt sınıftaki kadın arasındaki sınıfsal farkı artırmaktadır. Ücretli ev hizmeti kadınlar arasında yeni bir hegemonyayı da ortaya çıkarmıştır. Modern toplumla beraber gelişen bir çalışma alanı olan ücretli ev hizmeti, yeni etnik, ırk gibi ayrımlara sebep olmaktadır. Bu alan bize iki kadın stereotipi ortaya çıkarmaktadır. Modern kadın ile geleneksel kadın. Modern kadın artan tüketim olgusuyla beraber daha fazla tüketmeye başlamaktadır. Geleneksel kadın ise modern kadının evinde ücretli bir emek ortaya çıkarmaktadır.

Kitabın dördüncü bölümünde ise toplumsal cinsiyetin inşasındaki beden boyutunu ortaya koymuştur. Orta sınıftaki kadınlar aklı ile tanımlanırken, alt sınıftaki kadınlar bedeni ile ve bedenin yaptığı iş ile tanımlanmaktadır. Bu bölümde iki sınıf arasındaki kadınların yaptıkları etkinliklerden ve yaşamlarından yaptığı konuşmalar ile iki sınıf arasındaki kadınlar arasında oluşan farklılıkları ortaya koymaya çalışmıştır. Kadınlar yediği yemekten, güldükleri konulara, bedenlerinin şekline göre nasıl bir ayrım içinde olduklarını ortaya koymuştur. Kadınların açık olmasının kentlilik ve modernlik ile tanımlanıp, kapalı kadınlar ise köylülük ve gerililik ile özdeşleştirilmiştir. Kimi işverenler ise sınıfsal farka değil karaktere önem verdiğini de vurgulamıştır.

Kitabın beşinci bölümünde ise Aksu Bora ev işi/ yuva işi ayrımını tanımlamış ve iki sınıf arasındaki farklılaşmaya değinmiştir. Ev içinde yapılacak işler de iki sınıf arasında ayrılmıştır. Orta sınıftan kadınlar daha çok evin tarihsel boyutuyla ilgilenmişlerdir. Yani daha çok evin dekorasyonu ve aile bir arada toplayan yemeklerin yapımı işini üstlenmişlerdir. Ev hizmetlilerin çalışma alanı ise bu alan dışında kalan çalışma alanları olarak sürdürülmektedir. Orta sınıftan kadınlar kitabın içerisinde de yemek yapmanın veya hangi yemeği yapmanın seçmesinin zor olduğu dile getirmişlerdir. Fakat aile bağlarını sıkı tutmaları açısından bunları kendileri üstlenmektedir.

Kitabın altıncı ve yedinci bölümünde ise kadınların içinde bulundukları koşullarını diğer sınıflar tarafından tanımlanmasına yer verilmiştir. Bu bölüm daha çok katılımcıların söylediği yorumlar üzerinden oluşmuştur.

Kitabın son bölümünde ise maternalist ve farklılık stratejileri bağlamında ev hizmetlisi-işveren arasındaki oluşan bağlar ortaya konmuştur. Maternalist yaklaşım, işveren ile işçinin yakın olduğu bir ilişki sistemidir. İşveren kadın ile çalışan kadın diyalog halindedirler ve hizmetli kadının ortaya koyduğu iş dışında farklı şeyler paylaşmaktadırlar. Farklılık stratejileri ise maternalist anlayışın tam tersi olarak belirtilmiştir. İşveren kadın hizmetli kadın ile hiçbir şekilde ilişkiye geçmemektedir. Bu iki ayrım katılımcıların yorumları ve ortaya koydukları örnekler ile desteklenmiştir.


  • Yazar: Zübeyir Tosun – Akdeniz Üniversitesi

Merhaba, bendeniz Zübeyir Tosun, Akdeniz Üniversitesi Sosyoloji bölümü lisans öğrencisiyim. Yaparken en zevk aldığım şeyler okumak ve yeni şeyler araştırmaktir. Çünkü her öğrenilen yeni bir bilginin bize başka kapılar ve başka bilgiler açacağına inanıyorum

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir