Beden sosyolojisi çerçevesinde ele alınan makalelerde genel olarak teknolojinin nitelikli hale gelmesi ile birlikte sağlık hizmetlerine ulaşma konusunda yaşanan zorluklardan bahsedilmiş. Tabi, bu bahsetme ekonomik anlamda da değerlendirilebilir. Fitnessda bu duruma girmektedir. Her ne kadar fitnessın ücreti diğer işlemlere göre düşük olsa da belirli bir ücret talep edilmektedir. Bu uygulamaların, yoksul kesim tarafından kullanılamaması ile birlikte yoksullar, bedenleri ile toplumdan dışlanmıştır. Toplumsal eşitsizlik, kendini beden üzerinde bile göstermiştir. İnsanların, istedikleri şey; sonradan oluşan beden normlarına uymaktı. Bunu da ancak toplumsala göre kusursuz olanı başararak yapabildiler. Gerek sporda gerekse biyoteknik kullanılarak yapılan estetik operasyonlarında ana tema aynıdır. İnsanlar, toplumda kendilerini bedenleri ile inşa etmek istemekte.
Makalelerde üzerinde durulan cinsiyetler farklıdır. İki makalede ağırlıklı olarak kadın bedeni üzerinden kusursuz güzellik algısı varken, bir makalede erkeklerdeki vücut algısı vardır. Aslında her iki cinsiyet, kendini farklı yollarla topluma kabul ettirmeye çalışmaktadır. Kimisi estetik ile yaparken, kimisi spor ile yapmaktadır. Her iki yöntemde beden üzerinde çok etkilidir. Unutmamak gerekir ki; erkekler ve kadınlar, biyoteknik ve spordan faydalanmaktadır. Fakat, cinsiyetlerin bu uygulamalardan faydalanma oranları farklıdır. Toplumun normlarına cinsiyetler kimliklerini farklı şekillerde inşa etmektedir. Bu inşa etme kriterlerine göre de hizmetler tercih edilmektedir.
Vücut geliştirme alanında yapılan çalışmalar, erkekler tarafından erilleştirilmiştir. Bu durumda hegemonik erkekliğin büyük bir etkisi vardır. Toplumda erkeklik inşasına yardımcı olan vücut geliştirme, erkeklerden tarafından eril bir alana dönüştürülmüştür. Kadınlar için ise bu durum farklıdır. Vücut geliştirme merkezlerinde kadınların ‘kilo vermek’ için orada olduklarını biliriz. Nasıl ki erkekler, erkekliklerini kaslar ile inşa ediyor, kadınlar ise kadınlıklarını fit bir vücut ile inşaa etmek istiyor. Buradaki durum toplumun, bireylere dayattığı kimlik inşası biçimleri ve toplumsal cinsiyet rolleri ile yakından alakalıdır. Aslında 3 makalede de ortaya konan şeylerden birisi de beden politikaları bağlamında yapılan kimlik inşaası çalışmalarıydı. Bir birey, yaşadığı toplumda cinsiyet kimliğinin inşasını beden üzerinden gerçekleştiriyor. Kimisi spor salonlarında kimisi de cerrahi operasyonlarda. Mekanlar farklı olsa da amaçlar aynıdır.
Her makalede farklı alanlar üzerinden toplumsal cinsiyet kimliği ele alınmıştır. Örneğin, medya konulu makalede de konu aynıdır. Buradaki medyayı, toplum olarak değerlendirdim. Medyanın da toplumsal cinsiyet inşası üzerindeki etkisinden bahsedilmiş. Aslında bu durum toplum içinde de geçerlidir. Cinsiyet inşası, eçmiş dönemlerde her ne kadar toplumsal normlara bağlı olarak gerçekleşse de son dönemlerde popüler kültür ve medya aracılığı ile inşa edilmiştir.
Sonuç:
Her dönemde kadın ve erkek bedenleri toplum içerisinde kimlik inşası için kullanılmıştır. Bireyler, toplumsal cinsiyet normlarına uymak için cerrahi veya başka şekillerde vucütlarında değişikliklere gitmişlerdir. Bu durum erkeklerde farklı, kadınlarda farklı bir şekilde olmuştur. Çeşitli toplumlarda da toplumsal cinsiyet inşası farklı olmuştur; Çin, Hindistan vs. Toplumsal eşitsizliğin çok daha fazla hissedildiği yerlere bakılacak olursa, bu durum dışlanmaya kadar gidebiliyor. Örneğin, maddi imkansızlıklardan dolayı gerekli toplumsal cinsiyet normlarını sağlamayan birey, toplum tarafından dışlanabiliyor. Biyoteknik ile birlikte dışlanma konusunda bir problem daha ortaya çıkıyor. İlk zamanlarda doğuştan sakat doğan bireyler için bir müdahale yapılamazken, artık biyoteknoloji ile birlikte müdahalaler yapılabilmektedir. Bu durumda da sonradan sakatlık yaşayan bireyler, toplum içerisinde dışlanabilmektedir.
Küreselleşme ile birlikte toplumsal cinsiyet normları değişebilir. Popüler kültür ile birlikte normlar belirli zaman aralıkları ile farklılık gösterebilir. Belki de tek bir cinsiyet normunda ortak payda da buluşulabilir.
Aşağıdaki makalelerden faydalanarak, genel bir değerlendirme yapılmıştır.
Kaynakça:
- User, İnci. (2016). “ Biyoteknolojiler ve Kadın Bedeni” içinde Kadın ve Bedeni, Yasemin İnceoğlu ve Altan Kar (edt) (2. Basım) İstanbul: Ayrıntı
- Odabaş, Sevim (2008) “Güzelliğin On Para Etmez Şu Estetik Cerrahlar Olmasa: Medyada Beden Politikalarının Temsili” Kültür ve İletişim 11(1 Kış):53-72.
- Çarpar, Mehmet Can ve Temmuz Gönç Şavran. (2019). “Beden, Kültür ve Erkeklik: Vücut Geliştirmenin Eril Bir Alan Olarak Savunulması Üzerine Sosyolojik Bir Çalışma” Spor Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 4(2):264-288.