MEDENİYET YÜRÜYÜŞÜMÜZDE HANGİ GÖKALP?
Türkiye Yazarlar Birliği’nin düzenlediği “Gençler Üstadlarını An(ı)lıyor” temalı seminer
“Ziya Gökalp” başlığı altında toplandı. Bu seminerden beni de haberdar eden kıymetli hocam
Sayın Doç.Dr. Levent Bayraktar’a teşekkür ederek başlamak istiyorum.
Milletlerin tarihlerinde kırılma noktaları vardır.Bu kırılma noktaları o milletlerin ya
yükselişine vesile olur.Ya da çöküşüne,gerilemesine zemin hazırlar.Bu dönemlerde toplumun
fikir, düşünce ve aksiyon adamları bu gidişatı önemli ölçüde etkiler.Kurtuluş Mücadelesi’nde
ve öncesinde Mehmet Akif’i hatırlayalım.Akif memleketin dört bir yanını dolaşarak insanları
bilinçlendirmiş,gerektiğinde vaazlar vererek dönemin buhranından milletimizi kurtarmaya
çabalamıştır.Gür sesiyle haykırmış milletimize umut aşılamıştır.
“Sahipsiz olan memleketin batması haktır.
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.”
Diyerek ehl-i vatanın ayağa kalkmasını sağlamıştır.
Tabi bu dönemlerde Ziya Gökalp’de bu yüke omuz vermiş,bulunduğu bütün mecralarda
heyecanıyla hem çevresini hem de milletimizi etkilemiştir.Gökalp’te ki bu heyecan “Yeni
Lisan” ‘ da zuhur etmiş,”Asker Duası” ile taçlanmıştır.Kendisinin “şiir için değil şuur
için”anlayışı bunun bariz örneğidir.Gökalp’i incelediğimizde dönem dönem farklılık arz eden
ve değişen düşünceleri karşımıza çıkıyor.Hatta bu Ona “dönemlerin Gökalp’i”dememize mani
olmuyor.Yeri gelmişken “Fikirlerim değişecektir,değişiyorsa gelişiyordur.”cümlesinide
hatırlatmak istiyorum.İnsan bir ideoloji gömleğiyle dünyaya bakabilir ancak bu ideoloji
dinamik değilse insanda düşüncesi gibi statik kalmaya devam edecektir.
Gökalp önemli bir edebiyatçımız olmasının yanı sıra sosyolojiyi kurumsallaştıran ve teşvik
eden değerli bir sosyologtur.Sosyolojinin Türkiye’deki kurucusudur desek yanlış bir cümle
kurmuş olmayız.
Bizim sosyologlarımız medeniyet yürüyüşümüzde bizlere öncü olmuştur ve olmaya devam
edecektir.Gökalp ise bu görevi hakkıyla ifa etmiştir.İnşaallah sıra bizlerde…
Peki başlıkta da sorguladığımız üzere hangi Gökalp? Hangi dönemin Gökalp’i ? 1909’ların
mı ,1923’lerin mi ,Meşrutiyet’in mi? Milli edebiyatın mı?
Muassırlaşmak evet bir süreçtir.Arkamızdan gelenler bu süreci nasıl devam
ettirecekler?Hepsini yıkıp yeniden mi? Yoksa öncekileri basamak yapıp yükselerek mi?
Bir hocamın ifadesiyle “Bugün dünyanın karşı karşıya kaldığı temel sorunların çözümü
Türkçe ile üretilen bu uzun medeniyet yürüyüşünde gizlidir.Türkçe’nin kaybı insanlığın
sorunlarına çözüm olacak bir merhemin kaybıdır.”Ne kadar yerinde bir ifade…
Bugün Adriyatik’ten Çin Seddi’ne Türkçe ile yürüyebiliyoruz.
“Güzel dil Türkçe bize,
Başka dil gece bize.
İstanbul konuşması
En sâf, en ince bize…”
Evet ben Gökalp’i “Minareleri süngü,kubbeleri miğfer,camileri kışla,Müminler’i asker gören
anlayışın mimarı olarak görüyor,tahayyül ediyorum.Bizim medeniyet köklerimiz şimdiye
kadar hep böyle beslendi.1071 de aynı ruhla yürüdük ,1453’te bu inançla yükseldik ,Tuna
Nehri’ne ağıtlar yakarken aynı türküyü söyledik,Drama Köprüsü’nden geçerken
meşalelerimizi böyle yaktık,Ankara’ya gelirken bu heyecanı taşıdık…İnanıyorum ki Kudüs’e,
Kerkük’e,Musul’a,İdlib’e,Doğu Türkistan’a da aynı selamı veriyor ve hasretle
kucaklaşıyoruz.
Saray Bosna’dan Doğu Türkistan’a,Kırım’dan Güney Afrika’ya kadar umut olan
Türkiye,medeniyet yürüyüşüne azim ve kararlılıkla devam etmektedir. Gökalp’in bakışı
bizlerin “Asrın idrakine”bakan yüzünü görme vizyonu yüklemektedir.Ümid ediyorum ki
Doğu Medeniyeti’nin insanı insan gören anlayışıyla yükselecek ve dallanıp budaklanmış olan
uygarlığımızda bizler meyve vererek kutlu yürüyüşümüze devam edeceğiz.
Sözlerime Üstad Necip Fazıl’ın şu dizeleriyle son veriyorum;
“Tohum saç bitmezse toprak utansın
Hedefe varmayan mızrak utansın
Hey gidi Küheylan koşmana bak sen!
Çatlarsan doğuran kısrak utansın”
14/10/17 03:08
SELMAN ÇEVİK – ANKARA YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ
Yazıda Ziya Gökalp'in düşüncelerinin 4 aşamasına atıf yapılıyor ancak içerik bu aşamaları açıklamaktan biraz uzak kalmış gibi. Selman kardesim bu aşamaları detaylı olarak açıkladığın bir makalen veya çalışman var ise okumak isterim.
Merhabalar, dört aşamanın izahı için geniş bir Gökalp okumasından sonra ifade ettiğin gibi bir çalışma olabilir.
Yazıda mevzubahis dönemlere Gökalp'in değişen fikir eksenine atıf yapmıştık…
Görüşmek üzere…