Öz
Bu çalışma yazınında bir popüler kültür nesnesi olan “Beyaz Show” incelenmiştir. Reality-Talk Show programlarından olan Beyaz Show, Türkiye’de bir döneme damga vurmuştur. 1996 yılında başlayan program 2018 yılında tüketicilerine veda etmiştir. Beyaz Show’un amacı, özünde gündelik hayatın kavşaklarında yer alan toplum kesimlerinin buluşturulmasına dayanır. Dolayısıyla bu sürecin anlaşılmasında, Beyaz Show’un (popüler kültür) incelenmesi kıymetlidir.
Anahtar Kelimeler: Popüler Kültür, Beyaz Show, Televizyon, Beyazıt Öztürk
Popüler Kültür Çalışmaları dersi bağlamında, kısa sürede edindiğim bilgiler ekseninde, popüler kültürün her şeyden önce bir toplum aynası olarak araçsallaştığını gözlemledim. Dolayısıyla bu çalışmada incelenecek olan popüler kültür nesnesi (Beyaz Show), bu kültürün doğduğu, aktarıldığı ve alıcısı olan topluluğun sosyolojik açıdan gözlemlenebilmesine olanak sağlamıştır.
Bu çalışmanın kültürel nesnesi olan Beyaz Show, 1996 yılında Beyazıt Öztürk’ün moderatörlüğü ile başlamış; 2018 yılına kadar da devam etmiş, bir Talk Show TV programıdır. Genellikle hafta sonları ve gece geç saatlerde canlı olarak yayına giren program, çoğu zaman çeşitli alanlarda ünlü bireyleri ve gündelik hayatın içinden “sıradan” insanları konuk almakta ve bu konukların haricinde de Beyazıt Öztürk’ün canlandırdığı toplumsal tiplerin skeçleri yer almaktadır.
Bu kültürel nesnenin oluşumuna-yaratılmasına pek çok spesifik koşullar damga vurmuş olsa da, hem ulus içi hem de uluslararası konjonktürel dinamikler bu kültür nesnesinin teşekkülünde belirleyici olmuştur. 1980’li yılların politik havasını solumuş olan Türkiye; neo liberal zihniyet ve bu zihniyetle bütünleşmiş küreselleşme, 1990’lı yıllarda tüm dünyada hâkim olan Amerikan sinemacılığının ve televizyonculuğunun yayılmasına olanak sağlamıştır. Dolayısıyla Amerikan televizyon programlarının popülerlik kazandığı bu dönemde, Reality Show’lar da Türkiye televizyonculuğunda hissedilmiştir. Bu anlamda bir kültür nesnesi olarak Beyaz Show, Amerikan Reality Show programlarının bir uzantısı olarak Türkiye’de popülerlik kazanmıştır. Bu programların genel amacı, artan boş zamanları eğlence ile idame ettirmektir. Türkiye özelinde ise bu programların amacı, kendi iç dinamikleriyle açıklanabilir. Örneğin 80’li yılların politik atmosferi, bu tarz programlarla gözden düşmüş; halk depolitizasyon sürecine tabi tutulmuştur. Bu iddia, kendi içinde her ne kadar tartışmaya açık olsa da, çalışmanın kültürel nesnesi olan Beyaz Show’un tüketici kitlesi ile olan bağının kurulmasına imkân sağlamaktadır.
Reality Show, kelime anlamıyla gerçekliğin gösterimine dayanır. Talk Show ise konuşmanın ağırlıklı olduğu gösterime dayanır. Bu bağlamda kurgusal-gerçekliğe dayanan konuşma temelli programlar, toplumsalın içerisinde gözardı edilmiş ve marjinal konumda olan bireylerin gündelik yaşantısına dayanabileceği gibi tam tersine toplumun bir kesimini kapsayan, toplumun çoğunlukta olduğu kesim tarafından sürekli olarak merak edilen bireylerin, gündelik ama gizli yaşantısına da dayanır. Bu programların özel amacı, gündelik yaşantının anılar ve hikâyeler biçiminde aktarıcılar tarafından deşifre-ifşa edilmesidir. Bu bağlamda da gündelik yaşantı, popüler kültüre tekabül edebilmektedir.
Çalışmanın kültürel nesnesi olan Beyaz Show programı, yukarda bahsedilen koşullarca ülkemize aktarılmış ve kitle iletişim araçlarından olan televizyon aracılığıyla halka sunulmuştur. Amerika’dan aktarılan program formatı, Türkiye’nin kendi iç dinamikleri koşullarınca revize edilmiş ve izleyicisine-tüketicisine sunulmuştur.
Boş zamanları değerlendirme aracı olan televizyon, Beyaz Show gibi Reality-Talk Show programlarıyla tüketicilerini eğlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu anlamda da boş zamanları değerlendirme amacı güden Beyaz Show, özellikle gençlerden oluşan tüketicisine, merak edilen bireylerin gündelik yaşantılarından hikâyelerin, anıların ve itirafların aktarılmasına dayanır. Genellikle Cuma günleri ve geç saatlerde canlı yayına giren program, stüdyoda çoğunlukla üniversite gençlerinden; televizyon başında ise özellikle kamu çalışanlarından oluşan bir izleyici-tüketici kitlesine sahiptir.
Program sadece halkın merak ettiği ünlü kişilerin konuk olmasına ve onların hikâye anlatmasına dayanmaz; aynı zamanda önceden hazırlanmış ve çekimi yapılmış skeçlere de yer verilir. Tamamen toplumsal tiplemeler özelinde ilerleyen skeçler, Beyazıt Öztürk tarafından canlandırılır.
Bu skeçlerde yer alan bazı tiplemeler şu şekilde sıralanabilir: Hüsmen Dayı, Concon, Psikopat, Komplo Teorisyeni, Ejder Abi, Yusuf Yusuf, Sömestr Sami, Macit Samur vd. olmak üzere pek çok tipleme karakter Beyazıt Öztürk tarafından program öncesinde çekilir ve yayın haftasında izleyicilerine sunulur.
Bu tiplemelerden bazılarına değinmek yerinde olacaktır. Concon tiplemesi, çeşitli kız grup arkadaşlarıyla partiden partiye koşan bir zengin züppesidir. Elitist bir kültür anlayışına sahip Concon, ünlü mekânlarda eğlenmeyi tercih eder ve kendi sınıfı dışındaki insanların eğlence ve yemek kültürünü küçümser. Sömestr Sami ise en güzel mangal yemeklerinin yendiği yeri bilen ve mangal yapmaktan başka işi olmayan bir tiplemedir. Komplo Teorisyeni ise gündelik hayatımızda hemen her zaman karşımıza çıkan ve gündelik hayatta açıklanması zor meseleleri komplo teorileri ile açıklayan bir tiptir. (Şahsen Covid-19 ile ilgili bir skecini izlemek isterdim.) Hüsmen Dayı ise yemek ve kadın zaafları ile tanınır. Kiloları nedeniyle dışlanan ve Psikopat tarafından sürekli rahatsız edilen bir tiplemedir. Psikopat tiplemesi ise gündelik hayatta pek çok insanın istediği şeyi o şeyin en açmaz yanı ile düşmanına temenni etmesi ile meşhurdur. Örneğin, kamuda iş bulmanızı fakat 17’de işten çıkmamanızı temenni eder. Dolayısıyla program içinde sunulan bu tiplemeler, aslında pek çoğumuzun gündelik hayatında tanıklık ettiği ve karşılaştığı-iletişim kurduğu insanlardır. Marjinal konumda kalmış bu insanlar ancak bu şekilde gündeme getirilmiş ve bu şekilde onların gündelik hayatına ışık tutulmaya çalışılmıştır. Fakat program belli bir süre sonra bu tarz tiplemelere yer vermemiştir. Bunun yerine sosyal medya ile fenomen olan “sıradan” insanların hikâyesi, canlı yayında kendilerinden dinlenmiştir. Ayrıca sosyal medyanın bu denli hayatımızda yer alması, halkın büyük çoğunluğunun merakla beklediği bireylerin “gizli” günlük yaşantısı ilgi çekmez olmuştur. Çünkü halkın merak ettiği “ünlü” kişiler, sosyal medya kullanım pratikleriyle takipçilerine ulaşabilir konuma gelmiştir. Böylelikle Beyaz Show’un en temel dertlerinden birisi olan, merak edilen bireylerin gündelik gizli yaşantısını halkın “sıradan” geri kalanına aktarılması meselesi lağvedilmiştir.
Sonuç olarak tüketiciler, bir hafta boyunca geç saatlere kadar Beyaz Show’u, merak ettikleri bireylerin anılarına, hikâyelerine ve itiraflarına şahit olabilmek için beklemekteydi. Ayrıca bu insanlar sadece programa çıkacak bireyleri değil; sevdikleri, kendileriyle özdeşlik kurdukları ve hep birlikte güldükleri tiplemelerin hikâyesini de izlemek için bekliyordu. Fakat 2010’lu yıllardan sonra sosyal medyanın bu denli hayatımızda yer alması, halkın büyük çoğunluğunun meraklarını giderdi. Pek çok insanın gündelik yaşantısında rastladığı toplumsal tiplemelerin yerini, herkesin televizyonlarda sıkça izlediği Acun Ilıcalı gibi bireylerin Beyazıt Öztürk ile olan atışmaları aldı.
Özetlemek gerekirse, 1996-2018 yılları arasında, özellikle de ilk yıllarında popüler olan Beyaz Show, dönemin konjonktürel dinamikleri ile ortaya çıkan bir televizyon programıdır. Program, adeta belli bir azınlık tarafından gizli olarak yaşanan gündelik hayatın, merak edilen çoğunluğa itirafları temelinde ifşa edilmesine dayanır. Aynı zamanda toplumun genel kesimi tarafından benimsenen ve marjinal konumda kalmış bireylerin hikayeleri de diğer-azınlık kesimle buluşturulmuştur. Dolayısıyla programın özü, toplumsalın içerisinde belli kesimlerce performe edilen gündelik yaşamların buluşturulmasına dayanır.
Programın oluşturulmasında ve aktarılmasında önemli rol alan televizyon, aynı zamanda programın popüler hale gelmesinde de rol oynamıştır. Televizyon ile birlikte programın tüketici kitlesi stüdyodaki üniversite gençlerinden televizyon başındaki izleyici kitlesine kaymıştır. Programın özellikle son 8 yılında sosyal medyanın yaygınlaşması, tüketici kitlesinde değişime neden olmuştur. Ayrıca bu süreçte program içeriği de değişmeye başlamıştır. Beyaz Show’un en temel derdi olan ifşa etme meselesi, sosyal medya ile aşındırılmış ve programın içeriğinin boşaltılmasına sebebiyet vermiştir. Bu durum aynı zamanda kültür nesnesinin içinde bulunduğu sosyal yapı ile ilişkisini de dönüştürmüştür. Çünkü kültür nesnesinin kendini sürekli yarattığı ve kendini tüketici kesimine ulaştırdığı televizyon medyası gözden düşünce, kültür nesnesi de popülerliğini yitirmiştir.
Başta hocam Prof. Dr. Yaşar ERJEM olmak üzere tüm sınıf arkadaşlarıma katkılarından teşekkür ederim.