Herbert Spencer’ın Evrim Kuramı ve Toplumun Evrimi Hakkındaki Görüşleri

Herbert Spencer'ın evrim kuramının temel ilkeleri ve toplumsal evrim hakkındaki görüşlerinin incelenip, harmanlanması ile oluşturulmuş bir yazı sunulmuştur. Ünlü düşünür Spencer'ın toplumlara bakış açısını toplumlar üzerinden ele almasının altında yatan etkenler belirtilmiş olup, okuyucuya sade bir dil içerisinde sunulmuştur.

Herbert Spencer’ın Evrim Kuramı ve Toplumun Evrimi Hakkındaki Görüşleri
spencerin evrim anlayisi
1

Spencer’ın evrim anlayışı (Toplumlar ya da organizmalar için geçerli olan) 3 temel ilkeye dayanmaktadır. Bu üç temel ilkeye göre; toplumlar ya da organizmalar artan bir bütünleşme, farklılaşma ve belirsiz olandan belirli olana/kesin olana doğru bir gelişim sergilemektedirler. Birinci temel ilkeye göre evrim; daha az uyumlu bir bütünden daha fazla uyumlu bir bütüne ilerlemeci bir değişimi kapsamakta, bir diğer ifade ile; giderek artan bütünleşmeyi kapsamaktadır (Rıtzer ve Stepnısky, 2019: 137). İkinci temel ilkeye göre, artan bütünleşmeye homojenlikten heterojenliğe hareket eşlik etmektedir. Yani aslında evrim, artan farklılaşmayı kapsamaktadır. Üçüncü temel ilkeye göre; karmaşadan düzene, belirsizlikten belirlenmiş düzene doğru bir hareket vardır. Bir diğer ifade ile belirsiz olandan belirli olana doğru bir hareketi kapsamaktadır. Spencer’a göre evrim; “görece belirsiz, bağlantısız bir homojenlik durumundan görece belirli, bağlantılı bir heterojenlik durumuna doğru bir değişim” olmakla beraber aynı zamanda “evrenin bütünü ile geçirdiği varsayılan ilk değişimler ve toplumda, toplumsal yaşantının ürünlerinde izlerine rastladığımız en son değişimlerin” her ikisini benzer şekilde açıklayan evren süreçtir (Coser, 2010: 96).  

thumbnail
Önerilen Yazı
Herbert Spencer (1820-1903) | Herbert Spencer Sosyolojisi

Spencer toplumların geçirdiği evrimi kabaca dörtlü bir modelleme ile açıklamaya çalışmaktadır. Bunlar; basit toplumlar, birleşik toplumlar, ikili birleşik toplumlar ve üçlü birleşik toplumlardır. Basit toplumlar, hem idari bakımdan hem ekonomik faaliyetleri bakımından, büyüklük ölçeği bakımından daha basit toplumlardır. Bu toplumlar kendilerine benzer olan toplumlar ile birleşerek birleşik toplumları meydana (örnek verecek olursak; iki ailenin, iki kabilenin birleşmesi) getirmektedirler. Bu birleşik toplumlar, sayı bakımından artışı ifade ederken; düzenleyici sistemler bakımından ise farklılaşmayı ifade etmektedirler. Birleşik toplumlar da kendilerine benzeyen toplumlar ile birleşerek ikili birleşik toplumlar ve üçlü birleşik toplumları oluşturmaktadırlar. Bunlar (basit, birleşik, ikili birleşik ve üçlü birleşik toplumlar) hacimsel olarak değişmeyi ifade eden olgulardır. Basit olandan birleşik olana doğru giden evrim sürecindeki temel ölçüt, hacim ve büyüklüktür ancak en az onun kadar önemli olan bu artış durumu ile paralel olarak uzmanlaşmanın, farklılaşmanın artması; işbölümünün gelişmesi, ilerlemesi ve tabiki bu artan uzmanlaşma ve bütünleşmeye paralel olarak  belirsizliğin azalması ile evrim bir değişim işaret etmektedir. Toplumsal evrim sürecinde, her bir düzeyin hem kendi içinde bahsettiğimiz türden bir evrimi söz konusudur hem de eksenlerin kendi aralarındaki farklılaşma ve ilişki de geçerlidir. Toplumsal evrim üç biçimde gerçekleşmektedir. İlki otorite temelli ayrışmadır. Burada düzenleyici kurumlar/eksenler (düzenleyici eksen toplumsal evrimin ilk eksenidir) ortaya çıkmaktadır. İkincisi sürdücü sistemlerdir. Toplumun varlığını devam ettirmek için ihtiyaç duyduğu fonksiyonları karşılayan sistemlerdir. Üçüncüsü ise dağıtıcı sistemlerdir. Bir bir toplumda üretilmiş olan hizmetlerin, norm veya kültürel pratiklerin kişilerin yaşamın sürdürmesi için ne varsa bunların dağıtılması, iletişim ve ulaşımın sağlanmasıdır. Herbert Spencer, Darwin’ci evrimsel perspektiften oldukça fazla etkilenmiş ve biyolojik evrim süreçlerini topluma uygulamak istemiştir. Comte gibi toplumu yaşayan bir organizma olarak düşünen Spencer’a göre toplumlar ile yaşayan organizmalar yani sosyal organizmalar ile bireysel organizmalar arasında benzerlikler vardır. Bu bakımdan; Herbert Spencer’ın genel toplum görüşünü incelediğinde birey merkezli bir toplum anlayışına sahip olduğu görülmektedir. Spencer toplumu organizmacı olarak görmesinin de bazı nedenleri ise toplumun bir organizma gibi sürekli büyümekte olduğu fikrini benimsemesidir. Ona göre bir vücudun parçalarında olduğu gibi büyüme devam ettikçe toplumda farklılaşma da artmaktadır ve eskiden birbirine benzeyen parçalar farklı niteliklere sahip olup farklı görevler üstlenmeye başlarlar. Bununla birlikte aynı zamanda bir karşılıklı bağımlılık durumu meydana gelmektedir. Bireysel organizmalarda olduğu gibi bu parçalar da bütünleşme ile anlamlı bir bütün haline gelmektedirler. Evrimsel sürecin ilerlemesi ile de birlikte bütünleşme de hız kazanmaktadır (Yaşa, 2018: 597). Bir diğer ifade ile, bireysel organizmaların büyümesi ve gelişmesi gibi sosyal organizmalar da büyümekte ve gelişmektedir; aynı zamanda bu tür büyüme ve gelişme, toplum ve organizmaların kompleksliğini arttırmaktadır; hem bireysel organizmanın ve hem de sosyal organizmaların yapılarında farklılaşmanın artması her ikisinin fonksiyonlarında da farklılaşmayı artırmaktadır (Burcu, t.y: 177). Spencer’ın sosyolojisinde de bireycilik yaklaşımı ile organizmacılık uzlaştırılmaya da çalışılması bağlamında; “birimlerin özelliklerinin bütünlerin özelliklerini belirlediğini” belirtmiştir (Coser, 2010: 102-103). Farklılaşmamış bir birlik durumundan farkları belirgin olan, karşılıklı bağlılıkların arttığı daha karmaşık bir evrim öngörmektedir. Dolayısıyla ona göre, evrim basitten karmaşığa doğru bir seyir izlemektedir. Farklı toplumlar kendi özel çevre koşullarına, komşuluk ilişkilerine ve kültürel niteliklerine göre farklı biçimlerde evrimleşebilmektedirler. Herbert Spencer bu noktada farklı evrim düzeylerinde iki toplum tipi ayırt etmektedir: Bunlar, ordu tarafından yönetilen toplumlarda olduğu gibi; merkezden denetimli ve bütünleşmiş askeri toplumlardır. Kuvvetten çok işbirliğine veya askeri güçten çok piyasa ilkelerine dayalı, toplumsal düzenin daha organik ve kendiliğinden olduğu sanayi toplumudur. Endüstriyel toplumlar, sürdücü yapıların baskın olduğu toplumlar iken; askeri toplumlar, düzenleyici yapıların baskın olduğu toplumlardır. Spencer’ın ana eğilimi toplumların endüstriyel toplumlara doğru evrileceğidir.

thumbnail
Önerilen Yazı
Herbert Spencer Kimdir? Sosyolojisi Nedir?

Kaynakça

  • Burcu, E. (t.y.). Evrimci Teorinin Sosyolojik Düşünce Üzerindeki Etkileri ve Sosyobiyoloji. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 15(2), 177. Erişim Adresi
  • https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/610967
  • Coser, L. (2010). Sosyolojik Düşüncenin Ustaları. Ankara: De Ki Basım Yayım.
  • Rıtzer, G. ve Stepnısky, J. (2019). Klasik Sosyoloji Kuramları. Ankara: De Ki Basım Yayım.
  • Yaşa, G. (2018). Herbert Spencer Sosyolojisinde Sosyal Evrimcilik ve Liberalizmin Etkileri. Akademik Araştırmalar ve Çalışmalar Dergisi, 10(19), 597, Erişim Adresi
  • https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/571046

Sosyoloji Öğrencisi.

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorumlar (1)

  1. büyük bir heves ile yeni makalelerinizi ve yazılarınızı bekliyorum gözde hanim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir