ÖZ
İşitme engelli olma durumu, duyma yetisini tamamen ya da büyük bir kısmını kaybetmiş bireylerin yaşadığı durumdur. Bu bireyler karşılıklı etkileşim kurabilmek için belli jest ve mimiklerini, beden dilini ya da el hareketlerini kullanırlar. İşte işitme engelli bireylerin bu el hareketleriyle kendilerini ifade etme durumuna işaret dili denir. Bu metinimize işaret dilinin tarihçesinden, ne olduğundan giriş yaparak başlayacağız ve neden işaret dili öğrenmemiz gerektiğine vurgu yaparak sonlandıracağız.
ANAHTAR KELİMELER: İşitme engeli, işaret dili, empati
Tarihin her döneminde sağır ve dilsizler kendi aralarında iletişim kurabilmek için farklı yollar geliştirmiş olduklarını söyleyebiliriz. Genel olarak belli jest ve mimikleri, el hareketlerini kullandıklarını söyleyebiliriz. Fakat 1576 yılında Girolomo de Cardano işitme engellilerinin bazı soyut kavramları anlatabildiğini saptamıştır. Bu sürecin devamında ise 1616 yılında Giovanni Bonifaccio da işaretleşmenin evrensel bir dil olduğu fikrini savunmuştur. Artık 18. Yüzyıla gelindiğinde Filozof Condillac işaret dilinin jestlerden türediğini öne sürmüş ve bu jestlerden türediği teorisini ortaya atan ilk kişi olmuştur. 1700’lü yıllarda işaret dilinin artık kendine ait bir grameri olduğu kabul edilmiş ve bu süreci takiben 1817 yılında Amerika’da ilk işitme engellileri okulu açılmıştır. Bizim ülkemizde ise Abdülhamit’in 1902 yılında açtığı “Yıldız Sağır ve Dilsizler Okulu” ilk işitme engelliler okulu olmuştur.
Peki, işaret dili nedir? İşitme engellilerinin kullandığı ortak dildir. Günlük hayatta hepimiz kendimizi ifade edebilmek ve karşımızdaki kişiyi anlayabilmek için ortak bir dil kullanırız. Bireyler arası iletişim beden diliyle, karşılıklı jest ve mimiklerle ya da dilsel ifadelerle yapılır. İşte dilsel ve işitsel yetileri bulunmayan bireyler karşılıklı iletişimini belli el hareketleri, jest ve mimiklerle yaparlar. Buradan sonuçla işitme engellilerinin karşılıklı etkileşim için kullandığı bu ortak dile “İşaret Dili” denir. İşaret dilinin de sözel dilde olduğu gibi belli bir gramer yapısı bulunmaktadır. İşaret dili de sözel dillerde olduğu gibi ülkeden ülkeye hatta bazen şehirden şehre farklılık gösterebilir. Çünkü aynı coğrafya da bulunmasına rağmen farklı sözel dilleri konuşan insanların işaret dilleri birbirinden etkilenmiştir ve buna bağlı olarak işaret dilinin farklı anlam ve ifadeleri ortaya çıkmıştır. İşaret dilinde soyut kelimeler genelde ortak bir ifade ile anlatılır. Türk işaret dilinde sözel dilin aksine eylem bildiren ifadelerde son ek bulunmaz. Sözel dilde “çalışıyorum” ifadesi işaret dilinde “ben- çalışmak” şeklinde ifade edilebilir.
Günümüz de işaret dillerini kullanılma oranının ve öğrenilme oranının teknoloji ve modernleşme imkanlarıyla arttığını söyleyebiliriz. İşaret dili, işitme engelli bireyler için artık haber kanallarında, açık oturumlarda, müzik kanallarının bir çoğunda, siyasi toplantı merkezlerinin gösterildiği bir ekranın köşesinde verilmeye başlanmış ve işitme engelli bireylerin anlaması için büyük bir adım olarak gösterilmeye başlanmıştır. Bu televizyon ve iletişim kanallarında işaret dili tercümanı kullanılarak ortadan kaldırılmaya çalışılan eşitsizlik ve işitme engelli bireylere destek bizim işitme engellileri daha çok anlamamıza yardımcı olmuştur. Fakat artan imkanlara rağmen hala tam olarak eşitsizlik kalkmıştır diyemeyiz. Çünkü hala işitme engelli insanlarla iletişim kuramayan, onların durumlarını anlamayan, anlamaya çalışmayan bir sürü insan vardır. Bunun sebebi ise hem işaret dilini bilmememiz hem de çoğumuzun empati duygusundan yoksun olan insanlar olmasındandır.
Peki biz neden işaret dili öğrenmeliyiz? Çoğumuz bir şeylerin kıymetini başımıza gelmeden anlamayız. Her şeyi mükemmel zanneder işitme engellileri veya bundan farklı olarak başka engelleri olan insanları anlamaya, onlarla empati kurmaya çalışmayız. Onların yanında bilinçsizce davranıp kendilerini eksikmiş gibi hissettiriyor bile olabiliriz. Halbuki biraz empati yapsak hepimiz için sağlıklı iletişim yolu bulabiliriz. Biz bir derdimiz olduğu zaman karşımızdaki insana sözel dille çok rahat anlatabiliyoruz fakat işitme engelli insanlar bize bir soru sormak veya en basitinden adres sormak için bile işaret diliyle konuşmak, iletişim kurmak zorundadırlar ve karşılarındaki insan eğer onları anlamıyorsa işler iyice çıkmaza girebiliyor. İşte bu yüzden karşımızda olan işitme engelli bireyleri anlayabilmek, onlara destek olabilmek için ve en basitinden onlarla sohbet edebilmek için yapmamız gereken şey işaret dili öğrenmektir. İşaret dilini öğrenmek bizim sandığımızın aksine çok zor ve imkansız değildir. Öğrenmenin bir çok yolu vardır. Üstelik bizim işitme engelli insanlarla iletişimimizin kolaylaşması için yine bize bir sürü ücretli, ücretsiz işaret dili kursları sunuluyor. İster internet üzerinden olsun ister birebir kurs olsun çoğu yerden istediğimiz zaman işaret dilini öğrenebilir ve işitme engelli bireylerle iletişim kurmamızı kolaylaştırabiliriz. Hepimiz bir gün onların olduğu yerde olabiliriz. Hepimiz birer engelli adayıyız, hayatta başımıza neler geleceğini bilemeyiz. Sırf bu yüzden önce empati yapmalı sonrasında da onlara bir adım atarak iletişim kolaylaştıracak işaret dilini öğrenmeliyiz.