Modern Kültürde Çatışma Kitap Analizi

Georg Simmel'in Modern Kültürde Çatışma Adlı Kitabının İncelemesi

Modern Kültürde Çatışma Kitap Analizi
0

Georg Simmel’in içinde 3 farklı deneme yazısını barındıran kitabı Modern Kültürde Çatışma, David Frisby’nin ‘Georg Simmel- Modernite’nin İlk Sosyoloğu’ adlı sunuş metniyle başlıyor. David Frisby, yazısında Georg Simmel’ in modern yaşam ve metropol hayatının getirilerini ve bu yaşayışın temel doğasını açıkladığı fikrini savunur. Frisby, bu metniyle Simmel’e dair bir çözümleme yapıyor.

İkinci olarak Simmel’in kitaba ismini veren Modern Kültürde Çatışma adlı denemesi bulunuyor. Simmel bu yazısında, modern hayatın var olabilmesini kültüre ve bu ikisi arasındaki çatışmaya bağlıyor. Kültür, formlarıyla hayatın temel yapıtaşlarından. Ancak hayat, kültürden daha güçlü bir kavram olarak ele alınıyor. Kültürün oluşturduğu bir hayat olarak değil de hayatın oluşturduğu kültür olarak bakıyor meseleye. Kültür bu hayatın içerisinde ya kendi formunda kalıyor ya da kendine yeni formlar üretiyor. Kendi formundaki ilerleyişinde ya da kendine yeni form arayışındaki kültür de çatışmayı oluşturuyor. Ancak Simmel, kültürdeki bu çatışmanın hayatı oluşturan asıl olgu olduğunu savunuyor. Simmel,  modern hayata kadar gelen zamanda, oluşan formların, yıkılana kadar belirli bir fikrin oluşturduğu formlar olduğunu, bugün ise, kimsenin, kültür olarak bir fikrin altında yaşamadığını söylüyor ve modernleşme sürecinde artık bu büyük fikirlerin insanları ortak bir fikirde buluşturmamasını, zihinsel yaşayışa bağlıyor (2004).

Üçüncü olarak Simmel’in, ‘Metropol ve Zihinsel Hayat’ adını verdiği denemesi bulunuyor. Metropol, 19.yy başlarında gerçekleşen modernleşme getirisi bir yaşam alanı olarak çıkıyor karşımıza. Ancak Georg Simmel metropol hayatına bambaşka bir perspektiften bakıyor. Simmel’ in Metropol ve Tinsel Hayat metninden yola çıkarak, aslında günümüz için de geçerli olan, kırsal hayat ve metropol hayatının birbirinden nasıl net biçimde ayrıldığını görülebiliyor.

19.yy’a kadar gelen süreçte insanlar kentlerde yaşamanın herhangi bir avantaj sağlayabileceğini düşünmüyordu. Ancak gelişen dünya, insanları kendi küçük, kırsal yaşam alanlarından, büyük ve kalabalık metropol yaşantısına itti. İnsanlar artık gelişmek, özgürleşmek ve bireyselleşmek arzusu içindelerdi. Bu etmenlerle oluşan metropol şehirlerde tabii ki her bireyin önceliği para olmuştur. İnsanların odak noktası kazanacakları ya da ödeyecekleri paranın miktarıdır. Bu yüzden bütün insanlar birbirlerine ya alacaklı ya da verecekli gözüyle bakar. Dolayısıyla paraya dayalı, insanlar arası ilişkinin bulunmadığı bir toplum meydana gelir. Küçük yerleşim birimlerinde yaşayan bu insanlar için durum bundan farklı olmuştur. Kırsal yaşantıya sahip olan insanlar, yerleşim yerlerindeki tüm insanları tanırlar ve herkesle samimi bir ilişki içerisinde bulunurlar. Burada insanlar birbirleri için üretim yaparlar.

Simmel, bu metinde metropol yaşantısının insana getirdiği olumlu ve olumsuz etkilerden söz eder. Metropol yaşantısı kişiye sağladığı özgürlük olumludur. Çünkü metropolde insanlar arası ilişkiler kırsal yaşamdaki gibi sıkı değildir. Metropol yaşantısındaki insanlar arası ilişkilerin bu denli yozlaşmış olması, hayatlarındaki hız, doğaya özlem insanları metropolden bıktıran olumsuz etkiler olmuştur. Ancak insanlar her ne kadar bıksalar da metropol hayatından vazgeçip kırsal hayata yerleşemezler. Çünkü metropolün sunduğu kolaylık, konfor ve özgürlüğü kırsal yaşam kendilerine sunamayacaktır.

Metropoldeki insanların birbirini görmezden gelmesi, birbirlerini yok saymaları aslında metropol toplumundaki ilişkilerin yokluğuna değil, tam tersi metropol toplumunun insanları arasındaki ilişkinin, ilişkisizlik üzerine kurulduğuna örnek oluyor. Metropol, insanların duygularını geri plana itmelerini ve zihniyetlerini ön plana çıkarmalarını zorunlu kılıyor. Metinde, insanlar metropolde kendisine etki edebilecek her şeye duygusal yaklaşsa, yaşantısını devam ettiremez fikri savunuluyor.

Bu ilişkisizliğe dayanarak Simmel, metropol insanının soğukluğunu ve ruhsuzluğunu da bununla açıklayabiliyor. Bu düşünceleriyle de psikoloji ve özellikle sosyal psikolojiye katkısının olduğunu söylemek mümkün. Aynı zamanda Simmel’ in bu düşüncelerinin, sosyoloji ve psikolojiyi hem bağlayan hem ayıran söylemler olduğunu söyleyebiliriz. İlişkisizlik ve bıkkınlık gibi durumların yalnızca kişinin iç dünyasıyla değil, yaşadığı toplumla da bağlantısı olduğu görüşünü ortaya çıkarıyor. Bu görüş, eleştirel psikolojinin ele alabileceği tartışmalardan birini de ortaya çıkartıyor aynı zamanda.

Simmel İlkel koşullar altında, malı ısmarlayan müşteri için üretim yapılır, yani üretici ile alıcı birbirini tanır. Buna karşılık modern metropolde, neredeyse tüm üretim piyasa için yapılır. (2004: 88) diyerek metropol yaşantısında önemli olanın hem tüketici hem de üretici için para olduğunu ve bu yaşantının para ekonomisinin oluşmasını sağladığını söyler. Para ekonomisi sayesinde yaşam, hesaplanılan bir döngü haline gelir. Öyle ki insanlar metropol yaşantısında her şeyi hesaplarına ve zamanlarına göre yapıyor. Çünkü metropol yaşantısı, insana zamanın kaybedilemeyecek bir şey olduğunu her zaman hatırlatıyor. Dolayısıyla zaman bu kadar değerliyken insanlar çevrelerindeki insanları tanımak ve anlamakla, onlarla ilgilenmekle meşgul olamıyorlar.

Metropol yaşantısı insanları işlerinde profesyonel olmaya zorluyor. İşinde uzmanlaşmayan kişi yerine kendisiyle aynı işi yapabilen ancak işinde profesyonel biri tercih edilebiliyor. Ancak metropol, işlerinde uzmanlaşmaya zorladığı için kişilerin gelişmesini de sağlıyor. Bu da metropolün olumlu yönlerinden biri olarak çıkıyor karşımıza. Kırsal yaşamda, bu gelişme ve uzmanlaşma mümkün olmuyor çünkü kırsal yaşamda kişiyi buna zorlayacak bir etmen olmuyor. Kişi, kırsal hayatında sahip olamadığı eğitim programlarına katılabiliyor, sağlık haklarından faydalanabiliyor metropolde.

Son olarak Simmel’e ait ‘Moda Felsefesi’ adlı deneme bulunuyor kitapta. Bu metinde Simmel, modayı bir form olarak ele alır. Modern yaşamın getirisi olan moda, tıpkı onu yaşatan insanların hayatı gibi hızlıdır. Sürekli değişen, kendini yenileyen bir formdur moda. Birey metropolde, modayla birlikte, ona uyan insanlar grubuna katılır ve kendi sıradanlığını böylece yok ettiğini düşünür.

Modayı, bir taklit olarak gören Simmel, burada psikolojik bir analiz de yapmıştır. Modern toplumda yaşayan bireylerin, diğerlerine uyarak yalnız kalmama arzusudur moda. Aynı zamanda toplumsal tabakalaşmayı net bir biçimde gösteren bir kaynak olacaktır. Kapitalist sisteme bir eleştiri de burada yapar Simmel. Alt sınıf insanla üst sınıf insanın aynı modaya sahip değildir ve alt sınıfın üst sınıfı modada yakalamaya çalışır.

Moda tutkunu olarak tanımladığı kişiyle de psikolojik bir analiz yapmaktadır Simmel. Kadınların modaya tutkun olmasını, asırlardır ezilmişliğin bir getirisi olarak bir gruba bağlanma isteğiyle bağdaştırıyor. Ancak ben Simmel’in bu analizine çok fazla katılamıyorum. Ama sınıfsal açıdan zayıf olanın bir moda oluşturmayıp, egemen sınıfın modasına uyuyor olduğu görüşünü mantıklı buluyorum. Çünkü alt sınıf, kendi yerinde saymayı değil, üst sınıfa ulaşmayı hedefler.

KAYNAKÇA

  • SİMMEL, G. (Modern Kültürde Çatışma. (Çev.: Tanıl Bora- Nazile Kalaycı- Elçin Gen)., İstanbul, İletişim Yayınları, 2003
  • GÜLTEKİN, A . (2007). GEORG SİMMEL´İN DÜŞÜNCESİNDE MODERN TOPUM VE TÜKETİM KÜLTÜRÜ. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi , 6 (20) , 229-245 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/esosder/issue/6134/82268
  • ALVER, K . (2012). Kitap Değerlendirmesi (Modern Kültürde Çatışma, Georg Simmel). İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Dergisi , 3 (8) , 191-195 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/iusosyoloji/issue/526/4802
  • KAHRAMAN, F . (2018). Kesitlerden Topluma Bakabilmek: Georg Simmel Sosyolojisi Üzerine Bir İnceleme Denemesi. Sosyoloji Dergisi , (37) , 81-99 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/sosder/issue/37624/434671
  • KÜNAR, Barış. ‘Modern Kültürde Çatışma-Georg Simmel-Metropol İnsanı-Üretim Tüketim İlişkileri’. Milliyet Blog. 6 temmuz 2013. Web. 8 Mayıs 2020.
  • UÇKU, Melike. ‘Georg Simmel ”Metropol ve Zihinsel Yaşam”’. Sanat Kuramları.blogspot. 13 Nisan 2014. Web. 8 Mayıs 2020.
  • KODALAK, Gökhan. ‘Metropol Afektleri ve Hayatın Akışı- Tuhaf Bir Sosyolog Olarak Georg Simmel’.  Manifold.  20 Ekim 2016. Web. 10 Mayıs 2020.
thumbnail
Önerilen Yazı
George Simmel’in ve Sosyolojisinin Biyografik/Entelektüel Etkileri Bağlamında İncelenmesi

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji Lisans Öğrencisi

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir