Sosyolojide kurum, toplumsal ve kültürel ihtiyaçların sistematik olarak karşılandığı kurumsallaşmış yerlerdir. Aile, eğitim, ekonomi, siyaset, din vb. alanlar içerisinde tanımlanan ‘yapı’ olma halini ifade eder. Bireyin, sosyal, ekonomik ve kültürel ihtiyaçlarının karşılandığı yapılar şeklinde karşımıza çıkan kurum kavramı, bireyin doğduğu andan itibaren bir aile kurumunda yetişmiş olması ile anlam kazanır. Ardından çeşitli siyasi, ekonomik ve emeğin devreye girdiği yapılar tarafından şekillenerek bireyin etrafını çevreleyen bir sistemler bütünü şeklinde kendisini gösterir. Toplumsal yapıyı koruyan ve toplumsal yapının içerenlerini dengeli bir şekilde ilerleten kurallar topluluğu olan kurum; ekonomi, din, aile ve siyaset kurumu şeklinde farklılaşabilir.
Başlıklar
Toplumsal Kurum Ne Demek?
Toplumsal kurum, toplumsal yapıyı koruyan ve toplumsal yapının içerisindeki içerenlerin sistematik olarak belli başlı kurallar ekseninde örgütlenmesini sağlayan yapılardır. Bunlar, aile, siyaset, ekonomi, din vb. yapılar olabilmektedir. Her kurumun içerisinde kendi yapısını temsil eden kurallar ve kabuller mevcuttur. Bu kural ve kabuller ekseninde şekillendirilen birey, toplumsal yaşamın içerisinde kabul görmenin adımlarını çeşitli kurumların içerisinde öğrenmektedir.
Sosyolojide Kuruma Örnek
Sosyolojik olarak toplumun bütünsel yapısı içerisinde farklı kollarda kuralların bireyleri şekillendirmesi sonucunda kurumların karşımıza çıktığını söyleyebiliriz. Sosyal kurum, toplumsal yapıyı sistematik olarak şekillendiren yapılar bütününü anlatmaktadır. Bu kurumlar, aile, ekonomi, din, siyaset vb. alanlarda tezahür edebilmektedir. Birey, doğduğu andan itibaren bir ailenin içerisinde yetişerek aile içerisindeki kurallar bütününü içselleştirerek aile kurumunun bir öğesi olur. Örnek olarak aile kurumu, bireyi toplumsal yaşama birincil aşamada hazırlayan toplumsal bir kurumdur.
Toplumsal Kurumların Toplumun Oluşumundaki Rolü Nedir?
Toplumsal ilişki ve rollerin bir örüntüsü olan kurumlar toplumun kültürü, değerleri, kuralları ve pratiklerinin oluşturulduğu alanlardır. Kurumları oluşturan toplum, toplumu oluşturan da kurumlardır. Toplumun en küçük yapı taşı aile ise ailenin içerisine doğan birey o aileye özgü bazı davranış, düşünce ve duygu pratiklerini içselleştirmiş olacaktır. Yine aynı ailenin makro bir topluma bağlı olduğu gerçeği göz önüne alındığında aileyi oluşturan davranış, değer, duygu ve pratikler de toplumun ürünü olacaktır. Toplumun, davranış örüntülerinin anlam kazandığı yer olarak kurum kavramı, toplumun sosyal ilişkilerini, rollerini, temel gereksinimlerini ve iletişimini etkileyen yapılara karşılık gelir.
Toplumsal Kurumların İşlevi Nedir?
Toplumsal kurumların işlevi, bireylerin sosyalizasyon süreçlerini yönetmek ile başlamaktadır. Sosyolojide kurumlar bireylerin davranışlarını kolaylaştırıcı bir etkiye sahiptir. Bir nevi ‘toplum içinde davranmak’ kurumların belirlediği örüntüler ışığında öğrenilir. Kurumlar, toplumsal rol ve ilişkilerin içselleştirildiği alanlar olarak içinde bulunulan toplumun örüntülerinin kavranmasına yardımcı olmaktadır. En nihayetinde bireysel beklentilerin toplumsal beklentiler ile uzlaşma noktasına geldiği bir perspektifin içselleştirilmesi için yardımcı işlevdedirler. Kültürün, değerlerin, dil yapısının ve davranışların tarihsel ve kültürel olarak devamlılığını sağlayan yapılar olmaları bakımından da önemlidir.
Sosyolojideki Kurumlar Nelerdir?
Sosyolojide kurumlar, toplumsal yapının devamlılığını sağlayabilmek adına toplumsal yapıda hakim olan kültür, gelenek, pratik ve örüntülerin devamlılığını sağlayan yapılardır. Aile, ekonomi, siyaset, eğitim, din vb. kurumlar bunlara örnektir. Bunun yanında sağlık ve boş zamanlar da sosyolojik olarak incelenen kurumlar arasındadır. Bireylerin toplumsal yapıda hakim olan davranış örüntülerini ve düşünme pratiklerini içselleştirebilmeleri için alan açan kurumlar, bireysel beklentiler ve toplumsal beklentiler arasında bir köprü kurmaktadır. Örnek olarak eğitim kurumunu sosyolojik açıdan değerlendirdiğimizde, içinde yaşanılan toplumda tüm bireylerin aynı oranda eğitim imkanlarına ulaşabilmeleri ve eğitim fırsatlarından yararlanabilmeleri toplumsal dengeyi sağlayabilmektedir. Ancak eğitimde fırsat eşitsizliğinin hakim olduğu toplumlarda kültürel açıdan bireylerin içinde yaşadıkları topluma yabancılaşmaları görülebileceği için toplumu bir bütün olarak ele alan kurumların gözden geçirilmesi gerekecektir.
Kaynakça
- Aktan, C. C., & Aktan, S. C. ORGANİZASYONLAR ve KURUMLAR Kurallar ve Kurumların Rolü, Fonksiyonları ve Önemi. Organizasyon ve Yönetim Bilimleri Dergisi, 11(1), 65-82.
- Türkkahraman, M. (2009). TEORİK VE FONKSİYONAL AÇIDAN TOPLUMSAL KURUMLAR VE KURUMLARARASI İLİŞKİLER. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 14(2), 25-46.