Kuşaklar Arası Bir Değerlendirme: Tüketim

Her dönem içerisinde hakim olan değerler vardır. Bu değerler kuşaktan kuşağa da değişmekte ve tüketim anlayışını da doğrudan etkilemektedir. Modern dünyayla birlikle tüketim alanında bir kırılma noktası meydana gelmektedir. Geleceğin tüketim profilini anlamak için de kuşakların özelliklerini ve yaşama biçimlerini anlamak gerekmektedir.

Kuşaklar Arası Bir Değerlendirme: Tüketim
0

Tüketim anlayışları ve tarzları kuşaktan kuşağa farklılaşarak günümüze süregelmiştir. “Ancak şimdiki geç modern dünyada tüketim eylemini önceki biçimlerinden ayıran temel kırılma noktaları söz konusudur.” (Tekin, 2019: 57). Bireysel tüketim eyleminin toplumu ilgilendiren bir eyleme dönüşme süreci kuşkusuz kapitalist gelişme ile paralel yaşanan toplumsal bir farklılaşmaya işaret eder. Bu farklılaşma süreci endüstriyel devrimin tamamlanmasıyla yapısal koşullarının hazırlandığı bir sürecin yani tüketim devriminin yaşanması ile yaygınlık kazanmıştır. Böylece tüketim, basit düzeyde ihtiyaçların karşılanması ile ilgili bireysel bir faaliyet olmaktan çıkmış ve günümüzdeki ifadesi ile kompleks bir ilişkiler ve anlamlar dünyasına dahil olmuştur (Aydemir, 2011: 329). Bu durum aynı zamanda toplumsal farklılaşmaya da işaret etmektedir. Bu noktada tüketim; insanlara olmak istediğine dönüşme imkanı veren, toplumsal statü kazandıran toplumsal bir olgu haline gelmiştir. 20. Yüzyılda üretim ve tüketimin kitlesel üretim ve tüketimin çağı olması ile birlikte, dillendirilmeye başlanan tüketim toplumunun üyelerini şekillendirme biçimi her şeyden önce tüketici rolünü oynama gereksinimince belirlenir ve toplumun üyelerine gösterdiği örnek norm, bu rolü oynama yeteneği ve arzusudur (Aydemir, 2011: 330-331). Bu şekilde bireylerin nerede, ne tüketmesi gerektiğini öğreterek kitlesel bir tüketim kültürü ortaya koymuştur. Bu kültürün içinde bireyin ne tüketeceği belirlenmiştir. Bununla da kalmayıp her türlü unsuru tüketime açık hale getirmiştir. Yerel kültürden dinsel motiflere kadar her türlü unsurun tüketilebilir hale gelmesi ise kültürün metalaşmasının göstergesidir. Dolayısıyla tüketim kültürü her şeyin alınıp satılabilen bir meta haline getirilmesine olanak sağlamıştır. Dolayısıyla böyle bir kültürün içerisinde ihtiyaçların ne kadar gerçekçi ihtiyaçlar olacağı değinilmesi gereken bir başka noktadır. Tüketime ayartılmış birey (Aydemir, 2011, 333), kendini her an her yerde tüketim alanı içinde bulmaktadır. Ritzer’in ifadesi ile tüketim araçlarının devrimcileştirilmesi sonucu yalnızca tüketim alanında değil toplumsal alanda da değişimler yaşanmıştır. Geleneksel tüketim araçlarındaki gelişmelerle birlikte birey adeta tüketime zorlanır hale gelmiştir. TV’deki bir reklam, telefona gelen bir mesaj ya da bir internet gezintisi, büyüleyici reyonları ile AVM’ler, kredi kartları birey için her an her yerde tüketme fırsatı sunar hale gelmiştir. Hayatımıza yakın zamanda girip vazgeçilmezimiz olan internet, cep telefonu ve diğer sosyal medya araçları insanlar arasındaki iletişimi önemli ölçüde kolaylaştırmıştır. Bireyler teknolojiyi kullanarak, küreselleşmeyle birlikte dünyanın diğer bir ucundaki kişi/kişilerle iletişim kurabilmekte ve çeşitli paylaşımlarda bulunabilmektedir. İnsanlar arasındaki bilgi akışı o kadar hızlanmıştır ki, dünyanın bir ucunda meydana gelen bir olay, diğer bir ucunda yaşayan insanları çok kısa bir süre içerisinde etkileyebilmektedir.
Küreselleşme olgusu içinde artan ürün çeşitliliği, kitle iletişim araçları ve teknolojik imkânlarla desteklenerek insanların kültürel hafızalarını ve tüketim kalıplarını şekillendirmekte ve tüketicilerin benzer tüketim davranışına yönelmesine neden olmaktadır. Bu şekilde, tüketim kültürünün taşıyıcısı olan kredi kartı kolaylığı, moda, marka, reklamlar tüketicilerin tüketim alışkanlıkları ihtiyaç algısını empoze etmekte ve tüketimi şekillendirilmektedir. Dolayısıyla, dünden bugüne farklı bir dünya farklı bir yaşam tarzı görülmektedir. Bu farklılaşmalarda iletişim teknolojilerinde meydana gelen inanılmaz gelişmeler, gündelik yaşamı da etkileyerek değişime uğratmıştır. Sanal ve yapay dünyada kurulan ilişkiler, insanların bağlı olduğu toplumdan soyutlamalarına neden bireyleri tüketime itmektedir. Her şeyin tüketim üzerine kurulu olduğu bir toplum algısı insanlar üzerinde git gide güçlenmektedir.

İlgili İçerik: Tüketim Toplumu Nedir?

KAYNAKÇA

  • AYDEMİR, Mehmet Ali (2018), “Tüketim: Modern Dünyanın Kültürel Göstereni”, Kültür Sosyolojisi, Ed. Köksal Alver, Necmettin Doğan, Konya: Çizgi Kitabevi.
  • TEKİN, Ferhat (2019) “Tasarruf ve Tüketim Anlayışı Bağlamında Kuşak Farkı”, Sosyoloji Divanı: Kuşak Sosyolojisi, sayı: 13, s.57-73.
  • YANIKLAR, C. (2006). Tüketim Sosyolojisi, İstanbul: Birey Yayınları.

Selçuk Üniversitesi Sosyoloji, Edebiyat Ve Göç

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir