“The Truman Show” Filminin Sosyolojik Analizi

“The Truman Show” Filminin Sosyolojik Analizi
0

Gözetim, insanlık tarihi boyunca önemli bir denetim ve tahakküm kurma aracı olarak kullanılmıştır. Değişen ve gelişen teknolojik cihazlarla birlikte gözetim pratikleri de değişmiştir. Daha önce sadece gündelik yaşam pratiklerinde ve ilişkilerde görülen gözetleme, modern toplum düzeni ile birlikte uzaktan da erişilebilir, yönetilebilir bir özelliğe bürünmüştür. Bu gözetlemenin şüphesiz mahiyeti de değişmiştir. Gözetilen toplum, şimdilerde hem gözeten hem gözetilendir. Bu çalışmada “The Truman Show”; gözetim toplumu, tüketim toplumu, mahremiyetin dönüşümü, kültür endüstrisi, görsel kültür, simülasyon ve simülakrlar, popüler kültür kavramları çerçevesinde okunmuştur.

Giriş

Gözetim, çoğu zaman görmenin ötesinde izlemek ile mümkündür. Eğer birini etkilemek, yönetmek ve hakimiyet altına almak isterseniz onu kuşatmak adına izlemeniz gerekir. Teknolojinin bu kadar gelişmediği dönemlerde izlemeyi birebir ilişkilerde görmekte iken teknolojinin gelişmesiyle birlikte gözetim aygıtlarının çoğaldığını gözlemlemekteyiz. Artık televizyon ile, sosyal medya ile, birçok simülasyon alanı ile kuşatılmaktayız. Bu gözetleme sadece anlamak veya değiştirmek için değil tahakküm altına almak, tüketimi arttırmak ve yönlendirmek, ekonomik unsurların gelişimini hızlandırmak, insanların gerçeklikten uzaklaşmalarını sağlamak, çoğu zaman yapay bir mutlulukla oyalamak, sorgulama yetilerinden uzaklaştırmak amaç edinilmektedir.
Debord, bahsettiğimiz izlenilen, metalaştırılan, yapay olan bu simülasyon dünyasını şöyle açıklar; Gösterinin işlevlerinden biri sistemin akılcılığını bulanıklaştırıp, gizlemektir. Gösteri, tüketicilik ve metalarla yakından ilişkilidir. Gösterinin sergilendiği bir dünya, yaşanan tüm deneyimleri yöneten meta dünyasıdır. Truman’ın meta dünyası ve onların çevresindeki gösteriler yalnızca ekonomiyi değil, tüm toplumu da egemenliği altına almaya başlamıştır.” (Debord, 1996: 17).
Peter Weir’ın 1998’de yönettiği Truman Show, konusu ve konunun işleyiş biçimi itibarıyla bugün çağdaş bir klasik sayılmaktadır (Işıkoğlu: 618). Truman Show’da ele alınan bireyin yaşamının izlenmesi ilk kez işlenen bir konu değildi. Tüm yaşamın kameralar ile kaydedilmesi ve kontrol edilmesi fikri 1948 yılında George Orwell’in distopik eseri 1984’te işlenmişti. Yönetmenin de etkilendiğini düşündüğümüz bu eserden farklı olarak Truman Show, bize bir simülasyon dünyası sunmaktadır. Her şeyi gören, kendini tanrı olarak nitelendiren Big Brother, Truman Show’da Show’un yönetmeni ile simgelenmiştir. Simülasyon ve simülakrlar evreninde artık gerçek ile yapay karışmış, yapay olan da gerçekten var olan biçime dönüştürülmüştür. Bu yapay evrende esas var olanın ve ideal olanın bu evren olduğu bunun dışındaki evrenin çok tehlikeli olduğu, teröristlerin, hastalıkların vahşi hayvanların sokak çetelerinin olduğu korkunç bir dünya olduğu empoze edilmektedir. Bunlar bilinçaltına çoğu zaman görsel göstergelerle, oyuncularla, tablolarla aktarılmaktadır.
“Truman, True-Man sözcüğünün konuşma dilindeki gramersiz aktarımıdır. İçindeki her karakterin sahte olduğu, sahte cennette gerçek olan tek kişi “Truman” (Gerçek Adam)’dır. Burbank soyadı ise Hollywood’daki ünlü Burbank stüdyolarına bir göndermedir. Truman Burbank’in gerçekliği de ismindeki birlik gibi bir stüdyo gerçekliğidir. Yaratılabilir ve kontrollüdür.” (Işıkoğlu: 620).
Gerçeklik kavramının amaçlar doğrultusunda saptırılabilir ve yönlendirilebilir olduğu göz ardı edilmemelidir. İmgeler çağında yaşanılan, görüntüye bağımlı kitleler olduğumuz ve görüntü temelli gerçeklerin üretildiği ve tüketildiği unutulmamalıdır. Simülasyon, gerçek ile gerçek olmayanın “mış gibi veya gibiler dünyasının” birbirine karıştığı, her şeyin imgeden geçtiği bir yer ve durumdur (Baudrillard, 2005: 150).
XXI. yüzyılın en önemli düşünürlerinden biri olan Baudrillard, batı sisteminin dayandığı tüm yapıların çöktüğünü, bu çöküşle birlikte tüm insanlığın belirsiz bir sona doğru sürüklendiğini, yaşadığımız evrenin bir “simülasyon evreni” haline geldiğini söylemektedir. Simülasyonu, “gerçeğe ait tüm göstergeleri ele geçirmiş ve gerçeğin yerine geçmiş sahte” olarak tanımlamaktadır (Sucu, 2020: 5).
Televizyon göründüğü gibi bir tek iletişim için kullanılmamaktadır. İnsanlara yapay bir mutluluk sunar, gündemi oluşturur, tahakküm kurar, tüketime teşvik eder ve neyin tüketileceğini belirler, ekonomik gelişimi hızlandırır. Tabii bu ekonomik gelişim sadece iktidarı elinde bulunduranlar için geçerlidir. Filmde de gördüğümüz üzere birçok sahnede Truman’ın eşi reklam mahiyetinde tanıtımlar yapar. Burada tüketime teşvik etmenin yanında tek bir doğruyu dayatma da vardır. En güzel ve ideal yaşam tipi budur, tüm insanlar bu seviyeye ulaşmalıdır, ulaşamayanların ise hedefinde bu olmalıdır algısını yaratırlar. İnsanlar bunların peşinde koşarken gerçek yaşamdan uzaklaşırlar, sorgulama yetilerini kaybederler ve onları hakimiyet altına almak çok daha kolay bir hale gelir. Bu şekilde de egemen ideolojinin süreğenliği sağlanmış olur.
Prof. Dr. Ünsal Oskay, hepimiz röntgenci ve teşhirciyiz, diyor. “Şehrin ortak mekanlarında dolaşırken bazı insanları gözetliyoruz. Anlık karşılaşmalarla dolu bir kişisel tarihimiz var. Bu tortu içinde gerçeği algılamaya çalışıyoruz.” (Kula, 1999). The Truman Show ve başlangıçta adı geçen diğer yarışma ve filmler, insani olarak içimizde taşıdığımız bu röntgenleme ve teşhir etme güdüsünün postmodern bir yansıması (Işıkoğlu: 625). Bu röntgenleme ile mahremiyeti alt üst edip kişinin özel hayatını izlemekte ve yönlendirmekteyiz. Özellikle filmde gördüğümüz gibi kişinin dışındaki her şey yapay, tüm her şey izlenmekte ve yönlendirilmekte. Böyle bir ortamda özel hayat veya mahremiyetten söz etmemiz mümkün değildir. Burada mahremiyetin dönüşümünden söz etmeliyiz. Günümüz dünyasında da izlenen konumundan hem izleyen hem izlenen konumuna gelen postmodern birey, birçok aygıt ile kendisini dış dünyaya sunar ve diğer hayatları da görmek ister. Günümüzde bunun en iyi örneği sosyal medyadır.

Sonuç

Günümüz toplumunda teknolojinin de gelişmesiyle iktidar güçlerinin hakimiyet kurma aygıtları çeşitlenmiş ve artmıştır. Bunun da etkisiyle birey artık Orwell’in 1984’ünde olduğu gibi tek yönlü bir izlenmenin dışına çıkmış hem izleme hem izlenme durumu ile iç içedir. Bu durum toplumun panoptik ve sinoptik bir yapıya geçtiğinin göstergesidir. İzlenen ve izleyen bireyin mahremiyet algısı da değişmiştir. Artık mahremiyetin dönüşümünden bahsedebiliriz. Televizyon ile yapay bir gerçeklik ortamı yaratan düzen simülasyonun etkisi altındadır. Teknolojik gelişmeler ise bu simülasyonun etkisini arttırmaktadır. Günümüzde sosyal medya aracılığıyla bu yaşantıyı yansıtma ve izlenme arttığı gibi var olanın meşrulaştırılması, tüketim kültürünün bir parçası haline gelme ve yapay gerçekliğin içerisinde mutluluk illüzyonu ile birey yaşantısını ikame etmek durumunda kalmıştır. Bu durumu da hiç sorgulamaya gitmemiştir. Filmde Truman da birçok somut örneği görmeseydi belki o da sorgulamaya girmeyecekti. Baudrillard, yaşamımızın en özel alanının medyanın potansiyel otlağı haline geldiğini ve tüm evrenin evimizin ekranından açıldığını söyler ve bunu da müstehcenlik olarak nitelendirir (Baudrillard, 2005: 150).
The Truman Show filmi, konusu ve konuyu işleyiş biçimiyle tüm simülasyonu gözler önüne sermekte ve sahteliklerle dolu dünyanın ve düzenin bir parçası olduğumuzu gözler önüne sermektedir. Bundan sonrası kişinin bireysel sorgulamasına ve aydınlanmasına kalmaktadır.

Kaynakça

BAUDRİLLARD, Jean. (2005), Anahtar Sözcükler. Paragraf Yayınları, Ankara.
BAUDRİLLARD, Jean. (2005), İmkânsız Takas. Ayrıntı Yayınları, İstanbul.
DEBORD, Guy (1996). Gösteri Toplumu. (Çev. Okşan Taşkent), Ayrıntı Yayınları, İstanbul.
IŞIKOĞLU, D. GERÇEĞİN PEŞİNDE GÜNÜMÜZ MEDYASI VE İZLEYİCİSİNE BİR BAKIŞ: TRUMAN SHOW. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi| Istanbul University Faculty of Communication Journal, (17).
SUCU, İpek (2020). Gözetlenen Toplumun Gözetleyen Topluma Dönüşmesi: “The Truman Show Filmi” Örneği. Aksaray İletişim Dergisi, 2(1), 1-12.

Merhabalar, ben Sümeyye Kaya. Sakarya Üniversitesi Sosyoloji Yüksek Lisans öğrencisiyim. Merak ile başlayan serüvenime uzmanlaşarak devam etmek istiyorum. İnsanlığa ve ülkeme faydalı katkılar sunmak dileğiyle...

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir