Ağzımızdan bir kerede çıkan ses topluluğuna, hece (seslem) denmektedir. İnsanlar var olduklarından bu yana birbirleri ile iletişim kurma ihtiyacı hissetmişlerdir. Bunu ilk zamanlar çeşitli sesler çıkararak yapmışlar sonraları duvarlara resimler yaparak daha sonraları da taşlara çizdikleri harfler aracılığıyla anlaşmaya çalışmışlardır. Bu harfler alfabe sistemini oluşturmuş dolayısıyla diller ortaya çıkmıştır.
Dilin en temel ögesi, harflerdir. Harflerin yan yana gelmesi ile heceler ve kelimeler oluşur. Bir kelimenin ortaya çıkabilmesi için hece düzeneğine ihtiyaç vardır. Türkçede hecelerin oluşabilmesi için içerisinde bir ünlü bulundurması gerekir. Bu ünlü harf tek başına hece kabul edilir yahut yanına bir ünsüz harf alarak da heceyi oluşturabilir. Bir kelimenin kaç heceden oluştuğu saptanmak isteniyorsa kelime içindeki ünlü harf sayısına bakılır. Kaç ünlü harf varsa o kadar heceye sahiptir. Bununla birlikte Halk şiirinde, dizelerde hece sayısı eşitliğine bağlı olarak bir de hece ölçüsü kavramı geliştirilmiştir. Şiirler bu kurala uygun olarak yazılmıştır. Yine hece ile bağlantılı olarak hece düşmesi örneklerinin de sıkça verildiği şiirler, Halk şiirinde kullanılmıştır.