Bağımlılığa Sosyolojik Bakış Açısı

Bağımlılığa Sosyolojik Bakış Açısı
0

Madde bağımlılığı ve bağımlılık yapıcı maddeler, tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de sağlıklı bireyler ve toplumun devamlılığı adına çok önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Toplumların devamlılığını oluşturan genç bireylerin yaygın kullanıcı potansiyeli olması nedeni ile hedef olması tehlikenin önemi daha da artarak sınırları aşan küresel toplum sağlığı sorunu haline gelmektedir.

Bağımlılıklar, sağlık üzerindeki olumsuz etkilerinin yanında aile içi şiddete, istismara, maddi sorunlara, aile huzurunun bozulmasına, en sonunda da boşanmalara yol açarak birçok toplumsal problemlere sebep olmaktadır. Ayıca bağımlılıklar bireylerin suça yönelmesine sebep olmakta, toplumsal huzur ve düzenin bozulmasına, çevre kirliliğine ve yüksek ekonomik kayıplara yol açmaktadır. Bu araştırmanın konusu, bireyi madde bağımlılığına götüren süreçte, cinsiyet, yaş, eğitim, gelir düzeyi, meslek gibi demografik özellikler ile toplumsal bir bakış açısı ile bağımlılığın hem topluma etkisi hem de bağımlı bireylerin toplumdaki yerleri üzerinedir.

Madde bağımlılığı bireysellik temeliyle birlikte toplumsal bir sorun haline gelmiş ve gün geçtikçe yaşanan çağa göre artış göstermektedir. Bağımlılık temelinin keşfedilmesi, toplumsal bir bakış açısı ile harmanlanıp iyileştirilmesi gerekmektedir.

Bağımlılık, vücudun bir ya da daha fazla fonksiyonunu olumsuz etkileyen maddelere bağlı kalması, zarar görmesine rağmen engellenemeyen arzu ve istek duyması, sonucunda birçok yoksun belirtisinin yaşanması durumudur (https://www.yesilay.org.tr/tr/bagimlilik/bagimlili nedir).

Madde bağımlılığı önemli bir sağlık sorunu olmakla birlikte, toplum tarafından aynı zamanda ahlaki ve sosyal bir sorun olarak da algılanmaktadır. Bu da toplumun madde bağımlılığına karşı “etiketleyici” bir tutum ve yaklaşım sergilemesine neden olmaktadır. Toplumun madde bağımlılığını sadece polisiye, adli ve ahlaki bir sorun olarak algılaması madde kullanıcılarının toplumdan dışlanmasına yol açmaktadır. Toplumsal bu algı nedeniyle sağlık sorununun tedavisi yerine cezalandırma ön plana çıkmakta, bu da madde kullanıcılarının tedaviye başvurmasının önünde bir engel oluşturmaktadır (İçişleri Bakanlığı,” Bağımlılık Yapıcı Maddeler ve Bağımlılıkla Mücadelede Ulusal Politika ve Strateji Belgesinin Uygulanması İçin Eylem Planı, 2011:15).

Toplumsal yapı içinde insanlar madde bağımlısı olarak doğmazlar. Beden yapılarının doğal olarak maddeye gereksinimi de yoktur. Yaşamlarının ileri dönemlerinde madde ile tanışan ve onu kullanan insan belki de yaşamı boyu artık ondan ayrılamaz. Sonuç olarak insan kendi doğasında n uzaklaşmış, kendinden başka bir nesne ile ancak var olabilir durumuna gelmiştir. Bu nedenle bağımlılık teorisi, tek başına insan faktörü üzerine kurulamaz. Sosyal ve çevresel faktörler doğrudan soruna bulaşmaktadır (Yeşilay, 2019). Kültürel etmenler, toplumsal tutumlar, akran davranışları, kanunlar, maliyet ve bulunabilirlik, alkol ve tütün dahil maddelerin ilk kullanımını etkilemektedir. Toplumsal ve kültürel etmenler, madde hakkındaki inanışlar, madde kullanma örüntüleri üzerinde sıklıkla benzer etmenleri yansıtan kanunlardan daha fazla etki gösterir. Bireysel yatkınlık ve psikopatolojinin, bağımlılık gelişiminde önemli belirleyiciler olduğu bilinmekle beraber, toplumsal ve çevresel etmenler madde kullanımının sürdürülmesini etkiler (Yeşilay, 2019).

Uyuşturucu, alkol ve sigara gibi madde bağımlılığının sebeplerini tek bir nedene bağlayabilmek imkânsız olup madde bağımlılığına genel olarak sebep olabilecek etkenler aşağıda açıklanmaktadır. Araştırmalarda uyuşturucu, alkol ve sigara madde bağımlılığına götüren sebepler aşağıda sıralanmıştır:

  • Güçsüz ve negatif aile bağları,
  • Ailelerin, öğrencilerin arkadaş çevresinden habersiz olması,
  • Ailelerde, kuralların olmaması ve disiplin problemleri,
  • Ailelerin, öğrencilerin ilgilerine kayıtsız olması,
  • Başarısız eğitim hayatı,
  • Madde kullanımı ile ilgili bilgilendirme eksikliği,
  • Psikolojik problemler,
  • Yanlış yetiştirme metotları,
  • Ekonomik kaynaklı problemler
  • Aile içi şiddet,
  • Okul başarısında düşüş,
  • Sosyal becerisizlik,

Uyuşturucu, alkol ve sigara maddelerinin kullanılmasının farklı nedenleri olmakla beraber yukarıda saydığımız maddelerin tersi tedbirler alındığında kullanımların çok büyük oranda azalacağı bir gerçekliktir (Yıldırım, 2008).

Buradaki örneklerinde bizi götürdüğü temel nokta aslında bağımlılığın birçok nedeninin sosyolojik temellide olmasıdır. Bu nedenler birey ve aile aşamasından sonra topluluk ve genel kapsamda toplumda da yaygınlaşmaya çeşitlenmeye başlıyor. Sosyolojik yönden bir iyileştirme,  önleme ve müdahale faaliyetleri bağımlılığın ilerleyişini yavaşlatmak için oldukça etkili olacaktır. Sosyal bir çevrede sosyolojik bir bakış açısı ile bakıldığında bu nedenler bizi dezavantajlı grupların yaşamış olduğu sosyolojik problemlere götürecektir.

KAYNAKÇA

  • https://www.yesilay.org.tr/tr/bagimlilik/bagimlili nedir
  • Erişim Tarihi: 29.11.21
  • İçişleri Bakanlığı; (2011), Bağımlılık Yapıcı maddeler ve Bağımlılıkla Mücadelede Ulusal politika ve Strateji Belgesinin Uygulanması İçin Eylem Planı 2010-2012, EGMEğitim Dairesi Başkanlığı Basımevi Şube Müdürlüğü:5, Ankara.
  • Yeşilay (2019) Bağımlılık, Tanı, Tedavi, Önleme. Yeşilay yayınları, İstanbul. S. 47-48
  • Yıldırım, E. (2008). Uyuşturucu Kullanımının Sosyolojik Boyutu Uyuşturucuya Yönelik Talep Azaltımı. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kırıkkale .

Kırıkkale Üniversitesi Sosyoloji bölümü mezunuyum. Eğitim Danışmanı ve Proje Uzman Yardımcısıyım. Hem eğitim hem de STK temelli alanlarda ilerliyorum. Gmail: edayurtdan@gmail.com İg: sosyologedayurtdan Linkedin: Eda Yurtdan

Yazarın Profili

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir