Din sosyolojisi bağlamında dini gruplar ve dini gruplar tipolojisine sosyolojik inceleme yapılmıştır. Din sosyolojisi ders notu niteliğinde olan bu yayını Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nden Kübra Erciyas kaleme aldı.
Başlıklar
A) Dini Gruplar
Dini cemaatler ve tarikatlar da resmi olmayan gruplar statüsündedir. Toplumsal grup kısaca üyeleri arsında ortak amaç, ilgi çıkarlar bulunan insan grup, bu olarak tanımlanabilir. Bir toplumsal grubun olabilmesi için şu şartlar aranmaktadır;
Bir topluluğun grup olabilmesi için ilk şart; etkileşimdir. Sosyal grup sosyal bir etkileşim sistemidir. Bir grubun varlığı insan söz edebilmek için üyelerinin etkileşiminde duygusal ortamın ve ortak ideoloji, ortak amaç ve ilgiler gibi belirtici manevi öğelerin bulunması gerekir.
Ortak amaçlara ulaşmak içim yelr arasında belirli derecede işbirliği ve gruba aidiyet duygusu, fert, grubunu benimseyip kendisini bir tuttuğunda, grubun genişleyen benliğinin önemli bir parçası olur. bu durumda o saldırılara karşı grubunu şiddetle müdafaa eder.
Davranışın çoğunlukla ortak değer ve norma göre düzenlenmesi yazılı veya resmi kurallar çerçevesinde normların kurumsallaştığı gruplara formel gruplar. Davranışın hiçbir formaliteye bağlı olmadığı kurumsallaşmamış gruplar in formel gruplar olarak nitelendirilir.
Üyelerin birbiri hakkında belirli bir dereceye kadar ön kestirim
Görelide olsa süreklilik göstermek, zamana karşı dirençli olmak bu grubu yığın ya da kalabalıktan ayıran önemli işarettir.
Grubu oluşturan insanlar kendini bir grup olarak nitelendirmedikleri sürece bu topluluğu grup olarak düşünmeyiz.
Aynı mekâna paylaşmalarına rağmen aralarında birleştirici ve bütünleştirici bir etkileşim bulanmadığı tesadüfi ve gelip geçici topluluklar bir toplumsal yığından ibarettir. Bir otobüs ya da uçakta yolculuk yapan kimseler gibi tesadüfen ve belli ilkesi olmayan basit kalabalıklar bir siyasi parti niteliğine katılanlar gibi belli bir düşünceyi savunmak ya da bir düşünceye karşı çıkmak için kararlı şekilde bir araya gelmiş gösteri toplulukları ve bir liderin etkisiyle vurucu ve kırıcı eylemlerde bulunmak için br araya gelmiş etkin kalabalıklar bir grup olarak nitelendirilmez.
Dini Gruplar Tipolojisi
Dini gruplar ilk etapta, doğal dini gruplar ve dinden doğan gruplar olarak iki bir ayrıma tabii tutulurlar. Doğal dini gruplar, üyeleri kandaşlık, komşuluk, arkadaşlık gibi tabii bağlarla birbirine bağlı aynı zamanda dini bağları da olan aile, klan, kabile, köy gibi ilkel toplumlara özgü sosyal birimlerdir. Bir doğal grubun üyesi olmak, aynı zamanda mevcut dini grubun da üyesi olmak anlamına geliyordu. Aralarındaki bağın sırf dine dayanağı gruplara ise sırf dini gruplar adı verilir.
Doğal dini grupların, çoğunlukla, ilkel ya da daha az karmaşık kültürlerle sırf dini grupların evrensel dinlerle birlikte ortaya çıkmıştır. Doğal grupları birbirine bağlayan doğal “kandaşlık hısımlık, soy, komşuluk bağı” iken sırf dini grupların cemaat oluşturmalarını sağlayan temel bağıdır.
Gizli Dini Gruplar
Gizli dini gruplara modern toplumlarda rastlanmaktadır. Dini grupların gizliliğe bürünmesinde büyük ölçüde içende bulunduğu sosyo-kültürel çevrenin baskıcı ve dışlayıcı yapısı etkili olmaktadır. Üyelik veya katılım, gizliliğin korunması amacıyla özel bazı sınavlara ve tecrübelere bağlı olarak nacak tercih ve seçme yoluyla gerçekleşir.
Sır Grupları
Din sosyoloji literatüründe sır grupları olarak zikredilen grupları da gizli dini grupların bir parçası görmek daha doğru olacaktır. Grup sırrını saklamakla yükümlü olan üyeler burada gerçekleştirilen her türlü eylem ayin ve ibadetler hakkında dışarıya bilgi veremezler. Ne var ki sır, iyi korusa da zamanla ortaya çıkabilir.
Sır Cemiyeti Masonlar
Kökleri 17.yüzyıla dayanan Masonluk ezoterik ve sadece üyelerine açık bir örgüttür. Herhangi bir mason derneğine üye olan kişiye mason denir. Sosyolog Simmel masonluğu; bir tür ittifaklar ittifakı olarak her türlü dar amacı ve zümreciliği yadsıyan be tüm insanlık için ortak olan şeyler dışında başka bir gündem maddesi istemeyen tek evrensel cemiyet şeklinde tanımlar. Örgütün amacı tüm insanların ve oluşturdukları tüm toplumların aralarında hiçbir ayrım ve kayırma gözetmeksizin bir insanlık ülküsünde birleştirilmeli ve tüm insanlık için barış yuvası olacak bir insanlık mabedinin yapımı olarak özetlenir.
Masonluk
Hem kendisine açıklanan sırları gizleyen bir cemiyet hem de inisiyatik türde bir cemiyettir. Yani olduğu gibi söze dökülemeyen, kelimelerle ifade edilemeyen türde bir sırrı vardır. Bu sırrı, kendisine mason yapan tekris töreninde sadece sırrın aktarıldığı kişi, anlayabilir. Sır gizli cemiyetlerin ideolojisine göre zamanla evrim geçirir. Simmel masonluğun gizli niteliğini kaybolmaya yüz tutuğunu ve locaların gizli niteliğe karşı kayıtsızlığın güç kazandığını yazar. Fütüvvet Teşkilatları ile Melamilikte kendilerine özgü bir sır kavramına sahiptir.
Fütüvvet Teşkilatları ve Sır
Fütüvvet ehlinde gizlilik sadece özel toplantıların teşkilat mensubu olmayanlara kapalı olması ve erkan ile ilgili bilgilerin derecelere göre farklılık arz etmesi ile sınırlıdır. Arapça feta kelimesinden türetilen fütüvvet; yiğitlik, mertlik, gençlik, diğerkâmlık ve cömertlik anlamında mürüvet ile eş anlamlıdır. Fütüvvet localara ruhunu verir ve meslek uygulamasına bir yiğitlik ve sufilik ahlaki katar. Buradaki sır daha ziyade mistik ve mesleki sır görümündedir.
Melamilik’de Sır
Melamilik klasik anlamda bir tarikat yapılanmasından farklı olarak daha çok bir anlayış ve düşünce oluşumu hakinde varlığını sürdüren bir meşreptir. Melamilik, belli bir isimden bağımsız olarak İslami tasavvuf anlayışını ifade eder. Melamilik, açısından insanın herhangi bir tarikattan olup olamaması önemli değildir. Önemli olan hal, tavır ve nefse hâkimiyettir. Arapça levm kökünden türetilmiş bir kelime olan melamet, melametiye sözlükte kötülemek, hor görmek, serzenişte bulunmak ve kınamak anlamına gelmektedir. Kavram olarak yaygın tanımı şöyledir; yaptığı iyilikleri gösteriş olur endişesi ile gizlemek yaptığı kötülükleri nefsi ile mücadele etmek için açığa vurgulamaktadır. Bir ortaç olan Melami sözcüğü ise kendini hor görme anlamına gelir. Melamilerin en önemli niteliklerinden birisi, başkalarını hiç kınamamak ve sürekli olarak kendilerini eleştirmektir. Melamilerin önemli bir çoğunluğu Allah’ın kendilerine emanet ettiği sırları koruyarak başaklarının onlara muttali olmasını engellemeye çalışmışlardır. Bu yüzden kendilerini haklın arasında gizlemişlerdir.
Zarcone, onun ifadesi ile Melamiler; bazı sufi ve heteredoks fikirleri nedeniyle ulama tarafından; toplumsal talepleri ve devrimci girişimleri nedeniyle de devlet tarafından baskıya ve zulme uğramışlardır. Kısacası melamet sırrı, gizli örgütlerinkinden oldukça farklıdır. Bu salik ile Allah arasındaki mahrem bir bağ; salikin öznel deyimine işaret etmektedir. Bu yüzden Melamiliğin sır etrafında yapılandırılmadığı; onda sırrın kurumsallaştırılmadığı söylenebilir.