Eğitim sosyolojisi; eğitimin toplumsal olarak yansımalarını, toplumun eğitim ihtiyacını ve makro düzeydeki stratejileri ele alan bir alt bilim dalıdır. Sosyoloji ve eğitimin kesiştiği noktadır. Eğitim ve toplum arasında oluşan etkileşimi konu alır. Eğitimin; aile, sınıf, ekonomi, statü, din, dil, iktisat, politika vb. sosyal konular çerçevesinde gelişen olguların incelemesi esastır. Diğer odak noktalar ise öğretmen-öğrenci ilişkisi ve öğretim sistemini ele alır. Günümüzdeki araştırmaları ise eğitimin öncelikle, yeniden üretilecek bir kültürü, bir bilgi ve beceriyi aktarmak, sonra da ekonomik ve toplumsal kalkınmaya katkıda bulunmak gibi iki ayrı ve birbiriyle çelişen işlevi olduğunu ortaya koyar.
Eğitim, toplumun sosyal kurumlarından bir tanesidir. Her çocuk belirli bir aile içinde doğar, belirli bir sosyal tabakanın dilini ve görgü kurallarını öğrenir, bir köy veya şehir ortamında büyür, ilkokulda ve öğretim sisteminin diğer okullarında okur. Küçük çocukluk yaşlarından itibaren çeşitli arkadaş çevredeki içine girerek oyunlarını bu çevreler içinde oynar, sohbet eder, bu gruplarla bütünleşir. Bunlar insanların ve özellikle yeni yetişen nesillerin içinde yaşadıkları toplumdan etkilenme yollarından bazılarıdır. Bu durum çocukları ve gençleri hayatın amacı, önyargılar ve değer hükümleri, tutumlar, vaziyet alışlar, bütün düşünce ve davranış yönlerinden etkiler, yönlendirir ve kalıplaştırır. Toplum ile eğitsel yetiştirme arasındaki karşılıklı ilişkilerin etkileşimi de eğitim sosyolojisi tarafından incelenmektedir.. Eğitimin aracı olduğu durumlarda fırsat eşitliğini destekleyen bir yapıda ilerlemektedir. Ancak odaklanan grupların görüşlerinin farklılıklarına göre eğitim süreci, faktörlerin farklılaşmasına sebep olabilir. Okullarda verilen eğitimin organize etme gücünün bulunmasının yanı sıra, çevreyi düzenleyici ve topluluk oluşturucu unsurları da bulunmaktadır. Bu organizasyon sürecinin farklılaşmasıyla birlikte, sosyal farklılıklar da oluşmaktadır. Oluşan farklılıkların temeli kimlik ve ben temelli aidiyet farklılıklarıdır. Farklılıklar sonucunda cinsiyet, ırk vb. Temelli eşitsizlikler de eğitimi engelleyen faktörlerdir. Bu düzeyde ilerleyerek eğitimin artan karmaşıklığının soyutlayıcı boyutta sentezleme yaparak ilerlemesi halinde sistemlerde ve tabakalarda ciddi sorunlar ortaya çıkarabilir. Eğitimle gelen sosyal farklılıkların önemli boyutları; sınıf, cinsiyet ve etnisite temelinde ilerlemektedir. Böylece eğitim sosyolojisinin temel noktalarından okul eğitimi de toplumsal ve kültürel koşulların yeniden üretilmesine yardımcı olduğu, ve yine eğitimin hâkim kültürün kurumsallaşmasına ve toplumsal tabakalaşmanın pekişmesinde önemli bir rol oynadığı için, aile ve çevre eğitimin yanı sıra okul eğitimi de eğitim sosyolojisinin çalışma alanına girmiştir.
⇒ Sosyologer’i Instagram’dan takip etmek için buraya tıklayınız.
Geleneksel toplumlarda statü miras yoluyla aktarılırken, modern toplumlarda kazanılması gereken bir işlev haline gelir. Bu kazanım, modern toplumlarda eğitim sayesinde elde edilmektedir. Eğitim sistemi, gençleri ekonomik sistemle bütünleştirir, sosyal ilişki ve üretim ilişkileri arasında mütekabiliyet ilişkisini kurar. Öğrenci- öğretmen ilişkisi bu sistemle birlikte hiyerarşik iş bölümünü kopyalayarak devam etmesini sağlar. Öğretilen, uyulması istenen kurallar ve hiyerarşik yapı; okul ile kazandırılmaya çalışılan sistemin devamlılığını sağlamak üzere kurulmuş hem gizil hem de görünür yapı taşını incelemek için de eğitim sosyolojisi gerekli hale gelmiştir.
Eğitim sosyolojisinin ele aldığı konular içerisinde sorunsal noktaları da mevcuttur. Belirli başlıklar altında kategorize edecek olursak; farklılaşma, eşitsizlik, ekonomi, sınıf, pozisyonlar, devlet, pedagojik söylem ve bilgi problemleri çevresinde yoğunlaşmaktadır. Bilgiye ilişkin problemler hem eğitim hem de eğitim sosyolojisi için önemli problemlerdendir. Eğitim sosyolojisi için eğitim konusunda dikkate değer bilgi üretimi ve aktarımı olması önemlidir. Ayrıca eğitim ve toplumun hakkında neler bilebileceğimizi bu yaklaşımlardan ve odak sorunlardan birinin çıkarımıyla yeterli açıklaması yapılamaz. Tüm faktörlerin ve çözümlenmesinin katkısı vardır.
Eğitim Sosyolojisinin tarihî gelişimi içindeki inceleme ve araştırmalara dâhil olmuş birkaç sosyolog bulunmaktadır. Eğitim Sosyolojisine etkide bulunan belli başlı teorik görüşler şöyle sıralanabilir;
Emile Durkheim, eğitimi de bir sosyal kurum olarak kabul eder. Ona göre eğitim, toplumun bir fonksiyonudur. Çeşitli toplum tiplerine göre değişen eğitim, yetişkin nesillerin genç nesillere etkisi; çocukları belli bir düzeyde ve toplumun istediği şekilde bedensel, ahlâkî ve zihni düzeye çıkarmaktır. Eğitimi çocukları ve gençleri sosyalleştirme olarak aldığı görülmektedir. Eğitim, toplumun ihtiyaçlarına göre şekillenmektedir. Her toplumun kendi devamlılığını sürdürmek için ortaya koyduğu ahlâk, değerler ve diğer sosyal normlar, eğitimin genç kuşaklara benimseteceği ilk unsurlar olacaktır görüşünü savunmaktadır.
Max Weber’e göre eğitim, fertlerin ilerde toplumsal yapı içinde alacakları statüyü belirleme açısından çok önemlidir. Eğitimin esas görevi, kişinin ilerde toplumsal yapıda ulaşacağı yere ulaşması için kişileri ve grupları hazırlamaktır. Eğitim, kişilerin ve grupların, bürokrasi ve sosyal tabakalaşma içinde ilerde alacakları yere hazırlama çalışmalarıdır görüşünü savunmuştur.