Felsefi düşüncenin özellikleri sorgulayıcı, eleştirel, refleksif, evrensel olabildiği kadar öznel, yaratıcı bir soru sorma sanatı oluşu halinde düşünülebilir. Sistematik bir biçimde fikir üretme ve bunu sosyal yaşamı ve evreni ilgilendiren tüm alanlarda yapması ayrıca bütüncül bir bakışı olduğunu da göstermektedir. Us, madde, tin, varlık, bilgi üzerine çeşitli yaklaşımlar geliştirerek gerek paradoksal gerek metaforik bir dil kullanmaktadır. Bireylere mantıksal önermeler ışığında rehberlik sunmaktadır.
Felsefi Düşüncenin Nitelikleri Nelerdir?
Felsefi düşüncenin nitelikleri denince akla tek bir biçim gelmemeli çok yönlü düşünülmelidir. En genel tanımıyla bir sorgulama disiplini olan bu alanda filozoflar dünyaya iz bırakan teoriler ve metaforlar bırakmıştır. Her zaman dogmatik ve katı tutumların putlaştırılmış ideolojiler olduğunu savunmuş ve bunu yıkmaya çalışan oldukça hoşgörülü bir sistem olmuştur. Detaylandırmak gerekirse şunlar söylenebilmektedir;
- Sorular ön plandadır.
- Döngüseldir. (her cevap kendi sorusunu yaratır)
- Çift yönlü düşünmeyi esas alır (refleksif)
- Eleştirel ve sorgulayıcı olmayı ilke edinir.
- Ussaldır.
- Bilimde olduğu gibi doğrulama veya yanlışlama ilkesi yoktur. Mantıklı olması yeterlidir.
- Analitiktir ve sentezcidir.
- Öznelliği esas alır.
- Meselelere bakışı yönünde evrenseldir. (her konuyu inceleyebilir)
- Çeşitli metodik yaklaşımları vardır. Kıyas-önerme-hipotez
Karl Jaspers’ın da dediği gibi ‘felsefe yolda olmak’ ise, daha sonra bu yolculuğun Kant nazarında aklın kendi potansiyelini keşfi ve ergin olmayış halinden kurtuluşuna varacağı söylenebilir. O halde bu serüvene katılmanın başta us temelinde ve varlığa ilişkin sorgulamalar dahilinde yapılacağı anlaşılmaktadır. Evrendeki tüm parçacıkların konu alındığı her bir zerrenin soru yağmuruna tutulduğu bu düşünme sanatında Sokrates’in dediği gibi ‘bütün bildiğimiz aslında hiçbir şey bilmediğimizdir’.
Felsefi Düşüncenin Özellikleri
Felsefi düşüncenin özellikleri aradığını bulmak için değil yeniden bir arayışa sürüklenmek için maceraya atılan düşünce disiplininin en başta evrensel konuları ele almasıdır. Ayrıca birikimli bir şekilde ilerlemesi ve mantıksal çerçevede sistemini oturtmaya çalışması da ayrıca önemli bir tanesidir. Filozoflar varlığın neliğine yönelik sorgulamalar yaparken her daim bilmeyi öncelemişler ve onun nesnesini aramışlardır. Detaylandırmak gerekirse şunlar söylenebilir;
- Evrensel konuları kapsar
- Varlık, ruh, episteme, tin, us temalı sorgulamalar
- Akla dayalı önermeler türetir
- İçe dönüşlüdür
- Her filozofun işlediği tema bakımından özsel ve özneldir
- Kümülatiftir
- Mantıklıdır.
- Sorular ve cevaplar kendi içinde döngüseldir ve yine sorular başa gelir
- Kesin bilgi aramaz
- Analitik ve sistematiktir
- Olması gerekeni düşler
- Filozof her daim hayret makamında yaşar
- Bilme nesnesine yönelik bir arayıştır
- İyiyi doğruyu ve ahlakın niteliğini sorgular
Jean Paul Sartre’ın da dediği gibi ‘cehennem başkalarıdır’. Varoluşçu bir filozof olarak ötekilerin algısında anlam bulan her şeyin sorgulanması gerektiğine vurgu yaptığı anlaşılmaktadır. Spinoza fikriyatında ise iyi yaşamın güzel karşılaşmalar ışığında değişebildiği gibi kötü olanların ise olumsuza yönlendirdiği düşüncesi vardır. Her ikisinin de kendi lügatinde ele aldığı sorular ve cevaplar farklı ve öznel olduğu gibi dokundukları noktada birleştiklerini iddia etmek de bir felsefi bakıştır.
Kaynakça:
Çötok, T. (2007). Türkçe Felsefe Tarihlerinde “Felsefenin Başlangıcı” Sorunu. Uluslar arası İnsan Bilimleri Dergisi, 4(1), 1-19.
BAĞDATLI, Ö. BİLGELİK VE FELSEFE İLİŞKİSİ. Kesit Akademi Dergisi, (16), 280-291.
KAHRAMAN, Y. (2017). Modern epistemolojinin temel refleksiyonu olarak yöntemsel düşünmenin zemini. FLSF Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi, (24), 223-241.