Bu yazımda kısaca siyasetin göçe etkisi konusuna değindim. Kısa bir deneme yazısı ile başladığım bu konuya ileride kapsamlı bir makale çıkarmak umudu ile…
Cumhuriyetin ilk yıllarında ulus inşasına dayalı göçler gerçekleştirilmiştir. Ulusa dayalı göçlerde Türkiye’de Türkmen kesim artmıştır. Nüfus artmıştır. Daha sonraki dönemde iktisadi kalkınma hamleleri ile birlikte kırdan kente göçler yaşanmıştır. Yaşanan iç göçler ile birlikte siyasi dengelerde sarsılmalar yaşanmış CHP’nin nüfuz etkisi zayıflamıştır.
Kırdan kente göçler 1950 yılında Demokrat Parti döneminde başlamıştır. 2. Dünya savaşından sonra değişen düzen, insanları kente doğru göçe zorlamıştır. Tabi, Türkiye’nin attığı sanayileşme adımları da bunda etkili olmuştur. Fakat, bazı bölgelerde sanayiye dayalı kentleşme yaşanmamıştır. Bu yüzden de yarı kentleşme denilebilir. Bu dönemde kırdan kente göçenlerinde kent nüfusuna entegre olması ile birlikte kültürel anlamda çatışmalar yaşanmıştır. 1960’lı yıllardan sonra ise sanayileşmenin artması ile birlikte hızlı bir kente göçme sürecini başlatmıştır. Köyden kente çalışmak için gelen halk, çeşitli problemleri de beraberinde getirmiştir; çarpık kentleşme, gecekondulaşma. Burada kent nüfusunda ciddi bir artış görülmüştür. Bu artışta doğal olarak işsizliğe ve nüfus politikalarındaki yetersizliğe sebep olmuştur. Tabi bu yıllarda Avrupa’ya giden işçi göçlerini de unutmamak lazım. 1980’li yıllardan sonraya bakacak olursak burada daha çok Özal’ı ve genişletilmiş liberal piyasayı görürüz. Bu dönemde daha insancıl koşullar vardır. Eğitim ve sağlık gibi birçok alanda gelişme olmuştur ve bu durumda göçü tetiklemiştir. Ayrıca, o dönemlerde artan terör olayları da insanların göç etmesine neden olmuştur. 1980 ve 2010 yılları arasına bakacak olursak; burada göçlerin yapısının değiştiğini görürüz. Burada daha çok kentler arası göç görülür. Buralardaki ana sebepler eğitim, evlilik ve tayin gibi konulardır. Burada göç eden kişilerin statüsü, geçmiş senelerde göç edenlere göre daha iyi denilebilir.
Genel olarak 1950-1980 arasında yaşanan kırdan kente göçler sonucunda gelişmemiş ülkelerde olan bir olay görülür; doğum oranı yüksektir aynı zamanda ölüm oranı da yüksektir. Türkiye’de tam olarak bu durum görülmüştür. Göç dönemlerinde nüfus patlamaları yaşanmıştır. Özellikle 1960’lı yıllarda büyük bir nüfus patlaması yaşanmıştır. Bu da Türkiye’nin zaman içerisinde nüfus yapısındaki değişimine neden olmuştur.
Göç politikalarının, toplumsal yapı üzerinde de etkisi vardır. Bu etki; toplumsal, siyasi ve kültürel olabilir. Nitekim Türkiye tarihindeki çeşitli göç dönemlerine baktığımızda göç unsurunun siyasi amaç ile kullanıldığını görüyoruz. Bu durumlarda kültürel ve siyasi anlamda nüfus yapısında değişiklikler meydana gelmiştir. Özellikle CHP’yi zayıflatmak için ilk dönemlerde göç politikaları etkili bir biçimde kullanılmış ve ilerleyen dönemlerde de devam etmiştir. Üstelik, göç politikaları ile birlikte yeni seçkin bir kesimde oluşmuştur. Her siyasi partinin kendi siyasi seçkinini oluşturmaya çalıştığı bilinir. Sonuç olarak siyasiler, göç politikalarını faydaları doğrultusunda kullanabilirler ve bu da toplumsal yapıyı ciddi bir şekilde etkiler.