Henri Lefebvre Kimdir?
-Henri Lefebvre, Fransız sosyolog, entelektüel ve felsefecidir. Daha çok Neo-Marksist olarak bilinir. Lefebvre, Fransa’da doğmuştur. Paris Üniversitesi’nde (Sorbonne) felsefe okumuş ve 1920 yılında mezun olmuştur. 1924 yılında beraber çalıştığı Paul Nizan, Norbert Guterman, Georges Friedmann, Georges Politzer ve Pierre Morhange ile “Philosophies” adlı felsefe grubunda bir “felsefi devrim” arayışında olmuştur. Bu çaba, Fransız Komünist Partisi’ne (FKP) doğru kaymadan önce gerçeküstücüler ve diğer gruplarla temasa geçmelerini sağlamıştır. 1928’de FKP’ye katılan Lefebvre, 1930 – 1940 yılları arasında felsefe profesörü olarak çalışmış ve 1940’da Fransız direnişine katılmıştır.
-1944 – 1949 yıllarında Radiodiffusion Française’de yönetici olmuş ve Toulouse’da Fransızca radyo yayıncılığı yapmıştır. “Gündelik Hayatın Eleştirisi” adlı eseri ilk olarak 1947 yılında basıldığında, entelektüeller arasında önemli bir etki oluşturmuştur. 1958’de FKP’den ayrılmıştır. Daha sonraki yıllarda “Arguments” ve “New Left” dergisinde yayın kuruluna katılmıştır. Lefebvre, 1965 yılında Nanterre’deki üniversiteye geçmeden önce, 1961 yılında çalışmaya başladığı Strasbourg Üniversitesi’nde sosyoloji dersleri vermiş ve 1991 yılında vefat etmiştir (Lefebvre, 2012: 1).
Henri Lefebvre ve Gündelik Hayat Kavramı
-Lefebvre sosyoloji literatürüne gündelik hayat çalışmalarında çok önemli çalışmalara imza atmış ve farklı bakış açıları sunarak katkı sağlamış bir düşünürdür. Lefebvre’ye göre, gündelik hayat; örgütlenmiş ve tüketimi yönlendirilmiş toplumun sahnesi ve modernliğin temel bir ürünüdür. O’na göre gündelik hayatın eleştirel çözümlemesi ideolojileri açığa çıkaracak, gündelik hayat hakkında toplanan bilgi ise ideolojik eleştiriyi ve sürekli bir özeleştiriyi kapsayacaktır (Lefebvre, 1995: 19).
– O, gündelik hayatın tekrarlardan oluştuğunu ve tekrarların oluşturduğu davranış kalıplarının keşfedilmesi gerektiğini vurgular. Çünkü ona göre; toplumu oluşturan bireylerin tercihlerini nelerin belirlediği, toplum içindeki davranışlarının neye göre biçimlendiği zor da olsa ancak bu yolla anlaşılabilir.
-Lefebvre, Sovyet devriminin gündelik hayatı dönüştüremediği için başarısız olduğunu savunmaktadır. O’na göre; toplumsal dönüşümün gündelik hayatı dönüştürmeden gerçekleşmesi mümkün değildir. Lefebvre’in, Gündelik Hayatın Sosyolojisi açısından asıl önemi ise; gündelik hayata ilgi uyandırmasıdır. O, gündelik hayatta sıradanlaşmış, bu nedenle göz ardı edilen davranış kalıplarını araştırmanın çok önemli olduğuna dikkat çekmiştir.
-Ona göre savaştan sonra Avrupa’da birtakım zeki kişiler, insanlara tüketim üzerinden ve tüketme aracılığıyla etki etme imkânının, yani gündelik hayatı örgütleme, yapılandırma imkânının farkına vardılar. Ve gündelik hayatı, iş hayatı, özel hayat, boş zaman, aile hayatı gibi bölümlere ayırdılar. Yeni kentler de bu örgütlenmeyle kuruldu. Lefebvre’ye göre insan artık; zorlamalar, kalıplar, işlevler, modeller ve ideolojilerle dışarıdan belirlenen, kurulan bir robottur. Lefebvre, modern dünyanın edebiyat, film, felsefe gibi çeşitli alanlarında yakaladığı gündelik hayata dair izlerle işe başlamış ve gündelik hayatı tanımlandırma yoluna devam etmiştir. Gündelik olanın, dil ve yazı yani edebiyat aracılığıyla insanların düşünce ve bilinç alanına girdiğini belirtir. Aynı zamanda yazı, gündelik hayatın kaydıdır.
-Çeşitli toplum tanımlamalarının (sanayi, teknoloji, bolluk, tüketim) mevcut toplumsal dünyanın anlaşılması için geliştirildiğini ancak bunların belirli kısımları açıklamaya yettiklerini, genelleştirilebilir bir taraflarının olmadığını söyleyerek “bürokratik yönlendirilmiş tüketim toplumu” tanımlamasını geliştirmiştir. Lefebvre, “Artık her şeyin mümkün” olduğu, bir sosyal dünyanın olduğunu, her şeyi estetize eden bir toplumun oluştuğunu, ideolojilerin bile besin olarak piyasa yoluyla kültürel tüketim için kaliteli bir ürün haline getirildiğini savunmaktadır(2010: 109). Nihayetinde Lefebvre mevcut toplumun gerilimlerinin farkında olarak gündelik hayatın mekânsal olarak “kent” içerisinde anlamlı olduğunu ve kentsel yaşam sürecinde yeniden üretilen bir sisteminin varlığını ifade etmektedir.
-Lefebvre’nin deyimiyle bürokratik yönlendirilmiş tüketim toplumunu, yönlendiren o bürokratik özne yani gündelik hayatın efendisi (hayatı; iş hayatı, boş zaman, aile hayatı, özel hayat gibi parçalara ayıran) bütüne hitap etmez. Zaten günümüzde bir bütünden de söz edilemez. Modern dünyada sadece parçalar kalmıştır artık. Kültür parçalıdır, bilimler uzmanlık alanlarına göre parçalıdır, toplumsal sistem alt sistemler olarak parçalıdır. İşte bu parçalanmışlık halinde toplumu çözümlemek Lefebvre’ye göre olanaksızdır. Çözümlemeyi olanaklı hale getiren yani toplumun bütün olarak incelenebileceği alan gündelik hayattır.
– Lefebvre’yi diğerlerinden ayıran yanı; makro perspektifler ile ideolojik yapılar üzerinde durmayıp, özellikle kapitalist ekonomik sistemin neden olduğu yabancılaşmayı gündelik hayat üzerinden okumaya çalışmıştır. Nitekim o, bir toplumun dönüştürülmesinin temel
ölçütünün de gündelik hayatı dönüştürmek olduğuna inanmaktadır. Gündelik hayatı çalışma, boş vakit ve ailevi-özel yaşam şeklinde üç ögenin oluşturduğunu ifade eden Lefebvre (2010a: 37), bu ögelerin birbirine dışsallaşması durumunda bir yabancılaşmanın olacağını ima etmektedir. Yani gündelik hayatı oluşturan unsurların birbiri ile uyuşmamasının yabancılaşmayı doğuran etkenlerden birisi olduğunu vurgulamaktadır.
KAYNAKÇA
- Egi, A. (2014). Gündelik hayatta kaotik kurumsallaşmalar (Master’s thesis, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü).
- AKÇAKAYA, N. Gündelik Hayatın Eleştirisi I Çeviren Işık Ergüden, İstanbul: Sel Yayıncılık 2010. Mevzu–Sosyal Bilimler Dergisi, (2), 369-377.
- YAPICI, H. DEVRİME GİDEN YOL (MODERN DÜNYADA GÜNDELİK HAYAT–HENRİ LEFEBVRE).
- ÇETİN, D. D. E. GÜNDELİK HAYATIN SOSYOLOJİSİ.
- Lefebvre, H. (2013). Gündelik hayatın eleştirisi. Sel Yayıncılık.