Kurucusu Platon olan idealizm, var olan her şeyin özünde düşünce olduğunu savunan felsefi öğretidir. Dünya üzerinde bulunan her şeyin temelinde düşünce vardır. Düşünce dışında nesnel bir gerçeklik yoktur. Sonuç olarak düşünceden bağımsız bir varlığın ya da maddî gerçekliğin bulunmadığını ifade eden felsefi bir akımdır.
Felsefede İdealizm, dünyanın temellendirilmesinde en önemli görevin, bilince ya da maddi olmayan zihne yönelik bir gerçeklik kuramı geliştirmek olduğu düşüncesi üstüne kurulmuştur. Bu anlamda felsefedeki idealizm anlayışında; gerçekliğin, özdeksel nesneler ve güçlerden çok fikirlerden, idealardan ya da ben’lerden meydana geldiği görülmektedir. İdealist felsefe bilgiyi akıl ve nesneler gibi iki ayrı bütün arasında bağlı olan ilişkinin bir sonucu kabul eden sağduyu ikiciliğine karşıdır.
İdealizm, tüm gerçekliği ruhsal ya da düşünsel sayan, tüm bilgileri algı, imge ve düşünce gibi bilinç süreçlerine indirgeyen bir görüştür (Yıldırım, 1991). İdealizm açısından insan anlayışında, insan akıllı bir hayvan olup, bedeni nesneler âlemine ruhu ise idealar âlemine aittir. Yani beden ölümlü ruh ise ölümsüzdür.
Yunanca “eidos” yani görünüş kelimesinden türeyen idealizm, felsefi bir öğreti olup var olan her şeyi düşünceye bağlar ve insan düşüncesinden bağımsız bir nesneler dünyasının olmayacağını savunur. Madde gerçek değildir ve salt zihinde yer alır. Bu anlamda idealizmi savunan kişilere idealist denir.
Başlıklar
İdealizm Temsilcileri Kimlerdir?
İdealizme ilişkin farklı sınıflandırmalar yapılmaktadır. Farklı birçok kuram ile ilişki ve kapsam içinde bulunmuştur. Bu bağlamda tarihte idealizmin çeşitlerine göre temsilcileri yer almaktadır. İdealizmin temsilcileri sırası ile şöyledir:
- Platon (Nesnel İdealizm)
- Rene Descartes
- Gottfried Leibniz (Nesnel İdealizm ile Kişisel İdealizm arasında Panpsychism (Tümtinselcilik))
- Friedrich Paulsen (Nesnel İdealizm ile Kişisel İdealizm arasında Panpsychism (Tümtinselcilik))
- George Berkeley (Öznel İdealizm)
- Immanuel Kant (Öznel ile Nesnel İdealizm arasında Fenomenalist)
- Friedrich Hegel (Akılcı İdealizm)
- Rudolf Hermann Lotze (Kişisel İdealizm (Personalizm))
- Borden P. Bowne (Kişisel İdealizm (Personalizm))
- Josiah Royce
- Friedrich Wilhelm Joseph Schelling (Romantik İdealizm)
- Arthur Schopenhauer (İstençci İdealizm)
İdealizmin Özellikleri ve İlkeleri Nelerdir?
Felsefede idealizmin özellikleri aşağıdaki gibidir. Genel tanım madde madde özellik biçiminde verilmiştir;
- İdealizm metafizik bilgiyi desteklemektedir.
- İdealizm deney ile birlikte sezgiyi destekler.
- Doğruluk ile tutarlılık birbiri ile eşdeğer durumdadır.
- Temel amaç kişinin özüne yani Tanrı’ya ulaşmasıdır.
- Değerler ve bilgi mutlak anlamda değişmezdir ve gerçek bilgi aklın ürünü olan bilgidir.
- Gerçekler bilimsel yöntemlerin yanı sıra sezgilerle de elde edile bilinir.
- İdeal olana öncelik veren felsefi bir bakıştır.
- Varlık düşünceden bağımsız olarak vardır.
- Mutlak gerçeklik fiziksel olmaktan çok ruhsaldır.
- Duyu organlarıyla algılanan dünyayı reddeder.
- Bilgi sadece aklın ürünüdür.
- Tümellerin varlığı söz konusudur.
- Diyalektik bir yaklaşım benimsemiştir.
- Dış dünya, idealar âlemindeki gerçeğin bir görüntüsünden başka bir şey değildir.
- İdealizm hem teknik hem de felsefi anlamda kuşkuculuğun pozitivist ve ateist görüşlerine karşıdır.
Platon’a Göre İdealizm Nedir?
Platon’a göre idealizm, var olan her şey ezeli, ebedi ve mükemmel tümel idelerin yansımasıdır ve bu sebeple maddi dünya gölgeden başka bir şey değildir. Yani Platon’a göre insan zihninde bağımsız, değişmez bir varlık vardır. Bu değişmez, kalıcı varlıklara idea denilmektedir. Gerçekte var olan şeyler ideadır. İdealar; ezeli, ebedi, yok edilemez ve zaman-mekân dışında değişemez kavramsal varlıklardır.
Buradan hareketle Platoncu idealizm yaklaşımının idea kuramı ile açıklandığı görülmektedir. İdea kuramı idealizmin temelini oluşturmaktadır. İdea, çevremizde çıplak gözle görebildiğimiz nesnelerin, varlıkların bağlı oldukları gözle görülemeyen, maddi olmayan ebedi özleri ve örüntüleri olarak tanımlanmaktadır (Cevizci, 2018). Yani gerçekliğin insan zihninde olduğu söylenebilir. Bu bağlamda Platon’un idea kuramının temeli hakikatin değişmezliğini savunan Parmenides ile evrenin değişim içinde olduğunu ve değişimden kaynaklı duyu algısının yanıltıcı olduğunu savunan Herakleitos’un görüşüne dayanmaktadır.
Platon’a göre varlıklar ideanın yansımasıdır. Varlıklar gelip geçicidir ancak idealar sonsuza kadar sürer. İdeasız bir şey söz konusu değildir. Platon’un idea teorisi mantıksal ve metafizikseldir.
Sözcük manası ile mantıksaldır. “Bu bir kalemdir” cümlesindeki kalemlerin ortak özelliği olan kalem kelimesi gibi.
Metafiziksel olarak ise ideal bir kaleme, yani tanrının yarattığı eşsiz ve benzersiz olanın kopyasını temsil etmektedir. Bu kalem gerçektir, asıl olandır. Diğerleri bu kalemin yansımasıdır.
İdealizme Göre Bilginin Kaynağı Nedir?
İdealizme göre bilgi sadece aklın ürünüdür. İdealizmde bilgi anlayışı rasyonalizmin temelleri üzerinden yükselmektedir. Bilgi hakikatin bilgisidir. Bu bilgiye sadece akıl yolu ile ulaşılır. Bilginin kaynağını akıldır. İdealizmde bilginin ilk örneğini matematikte görülür. Matematik ezeli ve ebedi olan hakikatin bilgisidir. Bilgi tek tek kavramların ya da salt inancın bilgisi olmaktan ziyade bütünün yani gerçekliğin doğasının bilgisidir.
Platon açısından duyular yoluyla elde edilen bilgi kesin değildir. Gerçek bilgi aklın ürünü olan bilgidir. Çünkü akıl, maddi ve belirsiz olan dünyanın karşısında düzen ve basitlik elde etmeye odaklanır.
Kant açısından bilgi anlayışı ise özne ve nesne kavramlarının içeriğini tekrardan değerlendirir ve bilginin elde edilmesinde öznenin aktif yönünü ortaya çıkarır. Bilgiyi belirleyen öznedir. Bu sebeple bilgi nesneye uygun olmak zorunda değildir. Nesne bilgiye uymak durumundadır. Çünkü bilgi içinde deney öncesi formlar vardır. Bunlar nesnenin kendi yapısından bağımsız olan bilgiden gelmektedir.
Diyalektik İdealizm Nedir?
Diyalektik idealizmi geliştiren isim Hegel’dir. Hegel burada, varlık ile ruhu Tanrı ile özdeşleştirmektedir. Hegel tarafından geliştirilen diyalektik düşüncenin kökeni Platon’a kadar dayanmaktadır. Bu akıl yürütme biçimi karşıtlık diyaloğuna dayanır.
Varlığın kökeni olan düşünce, diyalektik bir süreçten geçerek var olur. Bu süreç, tez- antitez-sentez şeklinde gerçekleşir. Ancak burada, varlığın kökeni düşünceler değildir. Yani asıl varlık düşüncedir. Varlık, yokluk ve oluş sürecinden geçilmektedir. Hegel açısından düşünce, tarih, siyaset, din vb. alanlar bir süreç içerisinde gelişmiş olup sona ermeleri mutlak geist, yani ruha varılmasıyla söz konusudur. Burada ruh ile kastedilen esasında Tanrı’dır. Hegel’e göre insanın başlangıcı Tanrı’ya varmayla gerçekleşecektir.
Diyalektik idealizmde varlık yalnızca bir kavramdır. Asla yok olmaz ancak duyu dünyası denilen gerçeklikte yeri yoktur. Doğada bulunan hiçbir şey kalıcı değildir. Fakat karşıtlığını içeren döngülerde gerçekleşmekte ve bu durum sonsuza dek değişmeye devam etmektedir. Döngünün bitişi ise mutlak geiste ulaşmakla mümkün olacaktır.
İlginizi Çekebilir: Septisizm Nedir?
İdealizm Kurucusu Kimdir?
İdealizmin kurucusu felsefe tarihinde önemli isimlerinden Platon’dur. Platon’un idealist felsefe anlayışı hocası Sokrates’in yanı sıra tarihin önemli filozoflar Pyhthagoras, Parmenides, Heraklaitos ve Akademia gibi isimlerin tesiri ve etkisi ile şekillenmiş ve gelişmiştir.
İdealizm ve Materyalizm Karşılaştırması
İdealizm aklın maddeden önceliğini vurgulamaktadır. Materyalizm ise gerçek olanın madde olduğunu ifade ederken aklın ona eşlik eden bir fenomen olduğunu belirtir. İdealizm de ise gerçek olan akıldır, madde ise onun bir ürünüdür.
Kaynaklar
- Cevizci, A. (2018). Felsefe Tarihi. Say Yayınları, İstanbul.
- Yıldırım, C. (1991). Eğitim bilimleri eğitim felsefesi. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayınları, Eskişehir.
Çok bilgilendirici olmuş🤍
Teşekkür ederim sevgili Beste Nur 🙏🏻