‘İnsan ticareti’, kuvvet kullanarak veya kuvvet kullanma tehdidi ile veya diğer bir biçimde zorlama, kaçırma, hile, aldatma, nüfuzu kötüye kullanma kişinin çaresizliğinden yararlanma veya başkası üzerinde denetim yetkisi olan kişilerin rızasını kazanmak için o kişiye veya başkalarına kazanç veya çıkar sağlama yoluyla kişilerin istismar amaçlı temini, bir yerden bir yere taşınması, devredilmesi, barındırılması veya teslim alınması anlamına gelir.
Çağdaş kölelik olarak nitelendirilen insan ticareti ile mücadele edilebilmesi için kaynak, geçiş ve hedef ülkelerin etkin iş birliğine ihtiyaç duyulmaktadır. İnsan ticareti sadece cinsel istismar ile sınırlı olmayıp, zorla çalıştırma, hizmet ettirme, kölelik ve buna benzer uygulamaları da içine almaktadır. Bu suç hem ulusal hem de uluslararası ölçekte olabilir. Mağdurlar, genellikle kadınlar ve kız çocukları olmakla birlikte, erkekler ve erkek çocukları da insan ticaretinin mağdurları olabilmektedir.
İnsan ticareti ülke içinde yapılabildiği gibi, mağdurların rızaları dışında başka bir ülkeye kaçırılması biçiminde de görülebilmektedir. Küresel siyasal ve ekonomik düzenin yarattığı istikrarsızlık ve çatışma ortamı, yeni bir hayat arayan insanları arayışa itmektedir. Çaresiz durumda kalan insanlar, iş bulabilme ümidiyle kandırılabilmekte, yasa dışı yollardan başka ülkelere götürülmekte, gidilen ülkelerde ise vaat edilen işler dışında, sömürü ve kölelik düzeyinde işlerde çalıştırılarak insan ticaretinin farklı boyutları olarak karşımıza çıkmaktadır.
İnsan ticareti mağdurlarının %13’ü çocuk, %45’i kadınlardır. Hedef ülkeler için insan ticaretine neden olan unsurlar; kısıtlayıcı göç politikaları, sınır kontrollerindeki eksiklikler, seks hizmetlerine ve ucuz iş gücüne yüksek taleptir.
Başlıklar
İnsan Ticareti üç başlık altında toplanabilir:
Fuhuş sektörü: Kadın ve çocukların seks işçisi veya pornografik malzeme üretme amacıyla kullanılması
Emek Sektörü: Mağdurları zorla çalıştırma, dilencilik yaptırma, ücretsiz çalıştırma, ev işlerinde çalıştırma, suçta kullanma ve asker olarak kullanma biçimlerinde istismar edilmesi
Organ ve doku ticareti sektörü: Rıza alınmadan organ ve dokuların alınması
İnsan kaçakçılığının bir başka boyutu da futbol sektöründe kendini göstermektedir. Afrika ülkelerinde profesyonel liglerde oynayan ve bir Avrupa ülkesine transfer olma hayali kuran futbolcular, menajerler veya insan ticareti yapanlar tarafından kandırılarak Türkiye gibi ülkelere getirilmektedir. Bu oyuncuların tüm paralarına el konularak İstanbul’da çaresizce bırakılır.
2012 yılında insan ticareti mağdurları 20,9 milyon olarak belirlenmiştir. Türkiye 2000 yılında ‘sınır aşan organize suçlarla mücadele sözleşmesi’ni imzalamıştır.
İnsan Ticareti Riski Taşıyan Gruplar
Ailelerini kaybetmiş kadın ve çocuklar
Bekar veya boşanmış çocuklu kadınlar
İşsiz ve yoksul erkek ve kadınlar
Aile içi şiddete maruz kalmış kadın ve çocuklar
Kayıt dışı seks işçileri
Kayıt dışı sektörde çalışanlar
İnsan Ticareti ile Göçmen Kaçakçılığı Arasındaki Farklar
İnsan ticaretinin gerçekleşmesi için mağdurların zorlanması, kandırılması söz konusuyken, göçmen kaçakçılığında esas olarak göçmenlerin rızası söz konusudur.
Göçmen kaçakçılığında yasa dışı göçmen ile suç örgütü arasındaki ilişki çoğu zaman sınırın yasa dışı yollardan geçilmesi ile sona ererken, insan ticaretinde mağdur ile suç örgütü arasındaki ilişki, mağdurun iradesi dışında devam etmektedir.
İnsan ticaretinde kişilerin istismarı söz konusuyken, göçmen kaçakçılığında istismar amacı yoktur.
Göçmen kaçakçılığı devlet aleyhine işlenen bir suç iken, insan ticareti kişiye karşı işlenen ve ağır insan hakları ihlallerine neden olan bir suçtur.
Göçmen kaçakçılığı her zaman sınırı aşan nitelik gösterirken, insan ticaretinin her zaman sınırı aşan özelliği yoktur.
Göçmen (İnsan) Kaçakçılığı
BM protokolüne göre, doğrudan veya dolaylı olarak maddi kazanç elde etmek amacıyla, bir kişinin vatandaşı olmadığı veya daimî olarak ikamet etmediği bir devlete yasa dışı yollardan girişinin sağlanmasıdır.
Göçmen kaçakçılığı, düzensiz göçün artmasının ve önlenememesinin temel sebeplerinden biridir. İnsan kaçakçılığı son yıllarda büyük suç şebekelerinin kontrolü altındadır. Bu durum göç alan ülkeler için oldukça tehlikeli görülmektedir.
2010 yılı sonunda başlayan Arap Baharı, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerindeki çatışmalar ve iç karışıklıklar, göçmen kaçakçılığı suçlarında dramatik bir artışa neden olmuştur. Yasa dışı yollardan gelişmiş ülkelere insan taşıyan uluslararası insan kaçakçılığı şebekeleri, hem sınırı geçmek isteyen insanların hayatlarını tehlikeye atmakta hem de yasal yollardan gitmeleri halinde ödeyecekleri ücretin kat kat üzerinde bir bedel talep etmektedir.
Dünya kaçakçılığının dünyada ulaştığı ciro 40 milyar doları bulmaktadır (2014 yılı için). Her yıl 1,4 milyon insan yasa dışı yollarla Avrupa’ya girmektedir. AB ülkelerinde ise 20 milyon insan kaçak olarak yaşamaktadır.