Bu içerik, sosyoloji ders notu niteliğindedir, bütünlük aramayınız. Bu içeriğimizde; İstanbul ekolü nedir, İstanbul ekolünün özellikleri nelerdir, İstanbul ekolünün temsilcileri kimlerdir? Gibi sorulara yanıt vermeye çalışılacak.
İstanbul ekolü, 1914’de kurulan kürsünün devamı niteliğindedir ve Ziya Gökalp’in fikirlerinin etkisi vardır. Geleneksel sosyolojiyi devam ettirme eğilimindedirler. İstanbul ekolünün temsilcileri; Hilmi Ziya Ülgen, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Nurettin Şazi Kösemihal. Bu kişilerin temel aldığı konular ise; sanat, din sosyolojisi, edebiyat ve politik konulardır. Fransız sosyolojisinden etkilenmişlerdir.
İstanbul Ekolünün Genel Özellikleri
İstanbul ekolü’nde kendine has, yerli bir bakış açısı yoktur. Ankara ekolünden farklı olarak, daha teorik ve daha felsefi içeriğe sahiptirler. Ayrıca, Türk tarihine önem verip, bilgi sahibi olmalarıyla da Ankara ekolünden ayrılır.
Ankara ekolünden farklı olarak, Tanzimat dönemi ve sonrasını ayrıntılı bir şekilde ele almışlardır. Ayrıca, köy sosyolojisine önem vermemişlerdir. Başlarda, Ankara ekolüne olan sempatileri zamanla eleştiriye dönüşmüştür. Her iki ekolde batılılaşma konusunda özdeş sayılabilir. Sosyal demokrasi ve sosyalizm, İstanbul ekolü tarafından övülürken, komünizm anlayışı sert bir şekilde eleştirilmiştir.
İstanbul ekolü, bir konuyu ele alırken tarihsel derinliğine kadar inceler. İstanbul ekolüne göre sosyologlar, toplumsal ilişkiler sahasını, oluş sırasında kavrayarak ve canlı olayları tespit ederek toplumun yapısına nüfuz edecektir. Daha sonra bu izlenimlerini; istatistik, etnografya ve tarih gibi bilimleri kullanarak açıklamalıdır.
Batılılaşmayı daha hızlı yaşayabilmemiz için, liberalizm yerine iktisadi devletçiliğin yararlı olacağını savunmuşlardır. Bu savunmalarını da Türkiye’nin devletçiliği benimsemesine bağlamışlardır.