Kavram realizmi, kavramların insan zihninden bağımsız bir var oluşa sahip olduğuna dair bir felsefi tartışmadır. Temel kaygı şudur; tümellerin ya da tikellerin gerçeklik ile ilişkisidir. Kavramlardan hareketle insan zihninde belirli tahayyüller oluşur. Dolayısıyla kavramlar insana malumat verir; bu malumatlar tasavvuru ya da gerçeği temsil edebilir. Kavram gerçekliği sorgulaması temsillerin ayrımı meselesidir.
Tartışma Orta Çağ felsefesi döneminde ortaya çıkmıştır. Yaklaşım doğrultusunda esas olan insan zihni değildir. Kavramlar; geneli ve değişmez olanı ifade ederler . İnsan zihni ise bir nitelendirme vurgusu olarak kabul edilebilir ve geçicidir. Tartışmanın özü ‘’tümel/tikel varlıklar gerçeğe tekabül eder’’ düşüncesinden oluşur.
Başlıklar
Radikal Kavram Realizmi Nedir?
Radikal Kavram realizmi, kavramlar tümellerin şeylerden bağımsız olarak Tanrı’nın zihninin tezahürleri fikrini savunur. Hristiyan filozof Augustinus, Platon’un varlık anlayışından hareketle radikal bir boyuta taşımıştır. Platon için kavramlar idealar dünyasına aittir ve değişmezlerdir. Augustinus kavramların bağımsız bir gerçekliğe sahip olduğu konusunda Platon’a katılır. Buna mukabil kavramların Tanrı’nın zihninde bir gerçeklik kazandığını iddia eder.
Radikal kavram realizmine göre şeylerin insan zihni ile bir bağlantısı yoktur. Hatta denilebilir ki insan zihninin dışında bir var oluşa sahiptirler. Dolayısıyla burada bireylerin zihni tarafından nitelendirdiği kavramlar, tümeller karşısında gelip geçici bir niteliğe sahiptir. Oysaki Tanrı’nın ifadesi olan ideler; kalıcıdır.
Kavram Realizmi Hangi Problemlerle İlgilenir?
Kavram realizmi tartışmasından hareketle çeşitli görüşler öne sürülmüştür. Albertus Mangus farklı görüşler üzerinden üç farklı sınıflandırmaya varmıştır. Tümellerin varoluşuna dair sınıflandırma ‘şeyden önce’ , ‘şeyden sonra’ , ‘şeyin içinde’ ayrımından doğar. Daha başka bir ifadeyle tümellerin fiziki nesnelerden önce gerçeklik kazandığını iddia eden ilk grubun aksine ikinci grup fiziki nesnelerden sonra var oluş kazandığını öne sürer. Son sınıflandırmayı savunanlar ise diyalektiğin sentez aşamasına denk düşer: şeyden sonra yani nesnel bir gerçekliğe bürünmediğinde ulaşılabilir.
Platon, Aristoteles ve nominalistler (adcılar) sırasıyla bu sınıflandırmaların temsilcileridir. Platon’a göre bir idealar dünyası vardır ve kavramlar dış bir form olarak burada bulunurlar. Oysa Aristoteles bunu reddeder ve reel olanın duyusal deneyimler aracılığıyla algılanabileceğini söyler. Nominalistler ise gerçekliği kabul etmezler. Kavramlar; varlıkları sembolize etmenin bir aracı olarak kabul edilir. Dolayısıyla kavram realizminin başlıca ilgilendiği problem genel varlık anlayışına dayanır.
Kavram Realizmi Örnekleri
- Her birey öleceği kabulü ile yaşar. Ölüm denilince bireyin zihninde bir tahayyül gerçekleşse dahi bu kavrama dair bilgi ancak soyut bir kavrama ile ulaşılır. Dolayısıyla bütün insanlar ölüm gerçeğini bir kavram olarak kabul ederler.
- Soğuk yemek, soğuk hava koşulları ya da soğuk olarak nitelendirilecek her durum için insan zihninden bağımsız bir şekilde soğuk kavramı mevcuttur.
- Ağaç denilince her bireyin aklına gelen tahayyül ortaktır. Dolayısıyla ağaç dış bir dünya formu olarak değil, kavram olarak insan zihninde kalıcıdır.
Kaynakça:
Bingöl, Mustafa (2021) , Üç Ana Düşünce Akımı Bağlamında Tümeller Problemi, Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi. 2, s.539-546