- Temel olarak Marx’ın çalışmalarına ve Marxist çalışmalara dayanır fakat bu teorilerin sınırlarını birçok anlamda aşar.
- Post-Marxizm öylem kuramı oluşturmaya çalışan Essex Ekolü olarak da bilinir.
- Post-Marxizm’in öncüleri Ernesto Laclau ve Chantal Mouffe’dir. 1987’de yayımladıkları Hegemonya ve Sosyalist Strateji adlı kitap bu perspektifle yazılmış bir çalışmadır.
- Esasında post-yapısalcı bir teoridir. Bu yüzden özcü, belirlenimci ve indirgemeci değildir. Yeni bir toplumsal-tarihsel ve felsefi perspektife sahiptir.
- Hardt ve Negri, Post-Marxist teorinin diğer önemli savunucularıdır. Ortak çalışmaları olan İmparatorluk adlı eser Komünist Manifesto’nun değişen dünya koşullarına göre güncellenmiş hali olarak nitelendirilir.
- Aydınlanmacı düşünceye ve sosyalizme alternatif öneriler getiriler.
- Post-Marxist teoride söylem, hegemonya, toplumsal antagonizma, eklemlenme, agonistik çoğulculuk, karar verilemezlik gibi ilk defa ortaya atılan veya yeniden yorumlanan kavramlar öne çıkar.
- Gramsci’nin hegemonya kavramı, Althusser’in ise ideoloji kavramı Post-Marxist teori için önemli birer kaynaktır. Bunlara ek olarak post-yapısalcılıktan, psikanalitik kuramdan, Saussaure’ün dilbilim kuramından ve Foucault’nun söylem kuramından da etkilenmektedir.
- Mouffe ve Laclau sınıf temelli ideoloji anlayışından uzaklaşarak söylem temelli ideoloji anlayışına yaklaşırlar.
- Post-Marxist teoriye göre bilginin oluşumu, yayılımı ve tarihin ilerleyişi süreçleri tek başına özne veya yapıyla ilgili değildir; özneler arasındaki etkileşim ve mücadeleler kaynaklıdır. Özneler arasındaki mücadeleler ideoloji, bilgi, söylem, tarih bir yapı ve dönüşümleri üretir.
- Post-Marxizm, klasik Marxist teoriyi göstergelere yer vermediği için eleştirir ve bunun üzerinden göstergebilimin (semiyoloji) önemini vurgular.
- Marxist sınıf teorisi özcüdür ve Post-Marxist teori bu özcü teoriyi reddeder. Sınıfsal konum Marxist teoride sabitken Post-Marxist teoride değişkendir çünkü öznelerin konumları arasında geçişkenlik vardır ve etkileşimler değiştikçe konumlar da değişir. Marxist teorideki sınıf belirlenimci yapıya karşılık Post-Marxist teoride radikal belirlenimsizlik fikri mevcuttur. Sonuç olarak indirgemeci Marxizm eleştirilir ve işçi sınıfına ayrıcalıklı bir anlam verilmez. Özne konumları arasında sürekli bir mücadele vardır ve özne konumları söylemlerle üretilir.
- Diğer Post-Marxist teorisyemler: Badiou, Zizek, Castells, Harvey
- Laclau ve Mouffe’a göre maddi çıkar(lar) diye bir şey yoktur, maddi çıkarlar hakkında söylemsel olarak inşa edilen fikirler vardır. Yani Laclau ve Mouffe maddi çıkarların yerine fikirleri geçirmeye çalışırlar.
- Ayrıca bu iki teorisyen sosyalist projeyi sınıfsızlaştırmaya çalışırlar, yani proleteryayı ayrıcalıklı merkezi konumdan çıkarırlar.
- Yalnızca proleter evrensel söylemin kullanılmasındansa kadınlar, siyahiler, çevreciler, göçmenler ve tüketiciler gibi çeşitli mülksüzlerin çok sesliliği ile söylem oluşturulması gerektiğini savunurlar. Böylelikle Marxist kuram merkezsizleştirilir.
- Laclau ve Mouffe siyasi açıdan Marxizmdeki gibi bir sınıf ve kapitalizm analizi yapmazlar. Bu yüzden komünizmi reddetme eğiliminde ilerlemişlerdir. Buna alternatif bir siyasi yönelim belirlediler: radikal demokrasi. Radikal demokrasi, demokrasinin derinleştirilmesi ve radikalleştirilmesi gerektiğini savunur.
- Radikal demokrasi siyasal sağ görüş gibi bireysel demokratik haklar üzerinde durmaz, demokratik bir hegemonya yaratılmasını savunur. Burada önemli olan demokratik değerlerin çoğaltılması ve çok çeşitli demokratik pratiklerin toplumsal ilişkiler içerisinde kurumsallaştırılmasıdır.
- Radikal demokrasi kapitalizmin yok edilmesi amacını taşır fakat kapitalizm yok edildiğinde toplumdaki tüm eşitsizliklerin ortadan kalkmayacağını da kabul eder. Bu yüzden tek başına kapitalizmin yok oluşu çözüm değildir, eşitsizlikleri geniş anlamda yok etmeye çalışarak demokrasiyi her şartta derinleştirmek yapılması gerekendir.
Kaynaklar
- George Ritzer & Jeffrey Stepnisky – Sosyoloji Kuramları
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Post-Marksizm