Başlıklar
- Kız Çocuklarının Eğitimi Neden Toplumsal Bir Sorun?
- İstatistikler Ne Diyor?
- Kırda ve Kentte Eğitim İmkanları ve Oranları
- Çocukların Eğitim Hakkıyla İlgili Yasal Düzenlemeler
- A-Dünya Genelindeki Düzenlemeler
- B-Türkiye’deki Düzenlemeler
- C-Türkiye’de Çocukların ve Kız Çocuklarının Eğitimi Adına Yürütülen Kampanya ve Çalışmalar
Kız Çocuklarının Eğitimi Neden Toplumsal Bir Sorun?
- Dünya üzerinde gerek ekonomik, gerek siyasi, gerekse de dini sebepler gibi pek çok nedenle okula gidemeyen çocuklar bulunmaktadır. Ancak özellikle kız çocuklarının eğitim oranının erkek çocuklarına nazaran daha düşük seviyede seyrettiğini görüyoruz. Zira UNICEF’in 2017 verilerine göre dünyada, okula gidemeyen kız çocuklarının oranı %53’tür. Aynı çevrelerde doğup yetişen çocuklardan, kız çocuklarının okula gönderilmeme olasılığının, erkek çocuklarından 4 kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir. UNICEF’in 2003 yılında yaptığı bir araştırmanın sonuçlarına baktığımızda, kız çocuklarının okutulmamasında rolü olan etkenler şunlardır: gelenek ve dini inançlar, toplumsal cinsiyet rolleri ve bu rollerle eğitimin kadına sunduğu rollerin çelişkili oluşu, kadının düşük statüsü ve erken yaşta evlilikler/çocuk gelinlerdir. Özellikle Müslüman ülkelerdeki dini görüş ve yaptırımlar sebebiyle bu oranın yükseldiğini görebiliyoruz. Bunun en temel sebebi ise, kız çocuklarının, geçtiğimiz çağlardan bu yana “ev hanımı” sıfatıyla yalnızca ev işlerini görecek kişi olarak yetiştirilmesidir.
- Bu durum öncelikli olarak İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde bulunan eğitim hakkına aykırı bir durum yaşanmasına sebep olmaktadır. Eğitim bir insanlık hakkıdır ve kadın/erkek fark etmeksizin, yaşama hakkı gibi zorunlu ve doğal bir haktır. Bu sebeple kız çocuklarının eğitim haklarının (hangi sebep ve gerekçeyle olursa olsun) ellerinden alınması bir insan hakkı ihlali ve insanlık suçudur. Bunun yanında, bir toplumda sadece tek bir cinsiyetin (kadının ya da erkeğin) eğitilip diğerinin görmezden gelinmesi, ülkeye katkı sağlayacak iş gücünün neredeyse yarısının yok sayılması anlamına gelmektedir. Dolayısıyla ekonomi, siyaset, sağlık vb. pek çok sosyal alanda, eğitimin ülkelerin gelişiminde büyük payı olduğunu kabul etmek gerekir.
İstatistikler Ne Diyor?
“2006 yılında erkeklerde okuryazarlık oranı % 94, kadınlarda % 81’dir. 2006- 2007 yılı okullaşma oranları istatistiklerine göre ilköğretim seviyesinde erkek okullaşma oranı % 92.25, kadın okullaşma oranı % 87.93’tür. Kadın okullaşma oranı yükselmekle birlikte yine daha düşük konumdadır.” (Tunç, 2009:239).
Başbakanlık Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü’nün 1999 yılında “Cumhuriyetin 75. Yılında Kadınların Statüsü” isimli araştırmasından elde edilen sonuçlara göre, ilköğretim çağı olarak kabul edilen 6-14 yaş grubundaki kız çocuklarının %15,9’u okula devam etmiyorken bu oran erkeklerde %9,9’dur. 14 yaşına baktığımızda kız çocuklarında okula devam etmeme oranı %40’ı bulmaktadır. Aile yapısıyla ilgili verilere göz attığımızda göze çarpan iki durum söz konusudur. İlki, ailedeki çocuk sayısı arttıkça okullaşma oranının –çocukların okula başlama ve devam etme- düşmesidir. Diğer durum ise, aile reisinin cinsiyeti –ki çoğunlukla erkekler- ve gelir durumunun, çocukların okula devam durumları üzerinde etkisi olmasıdır.
“DİE tarafından gerçekleştirilen “Çocuk İşgücü” adlı çalışmada Çocukların okula gidememe nedenleri arasında her iki cins için de eğitime ilgi duymama ilk sırada gelmektedir (kızlarda % 25, erkeklerde % 29). Okul masraflarının çok yüksek olması erkeklerde (% 12.2) ve kızlarda (% 17) ikinci nedeni oluşturmaktadır. Üçüncü neden ise kızlarda ailenin izin vermemesi (% 14 ), erkeklerde ise hane halkının ekonomik faaliyetlerinde yardım etmek zorunda olması (%11.9) yer almaktadır.” (Tunç, 2009:242).
“Kız çocuklarının okuyamamasında ailenin tutumundan kaynaklanan nedenlerin toplam oranı % 50.5, erkek çocuklar için % 50.6’dır. Toplam nüfus içinde okuryazar olmayan kadınların oranı % 30.7, erkeklerin oranı 10.1’dir” (Tunç, 2009:242). Dünya Ekonomik Forumu’nun yayınladığı verilere göz attığımızda, Türkiye’de okuma yazma bilmeyen insanların %83’ü kadındır. Okuma yazma bildiği halde herhangi bir okul bitirmeyenlerin de %58’lik kesimini kadınlar oluşturmaktadır.
Kırda ve Kentte Eğitim İmkanları ve Oranları
Yapılan araştırmalar; eğitim kurumlarına yönelik saldırılar, çocuk işçiliği, çocuk evliliği, savaş/çatışma/terör, maddi kaynaklar, cinsiyet, açlık, okul ulaşımı, öğretmen eksikliği, mülteci krizleri, eğitim araç ve gereçlerine erişimin kısıtlılığı ve şiddet gibi durumların, kente nazaran daha sık görülmesi sebebiyle Türkiye’de kırsal bölgelerdeki çocukların –çoğunlukla da kız çocuklarının- okullaşma oranının daha düşük olduğunu göstermiştir. Yapılan araştırmalar üzerinden bunları inceleyebiliriz.
Tokat’ın kırsal kesimlerinde yaşayan ailelerde yapılan bir araştırmada ebeveynlerinin yanında kız çocuklarına, neden liseye gönderilmedikleri sorulmuştur. Araştırma sonuçları toparlandığında; güvensizlik, sosyal baskı, muhafazakarlık, ataerkillik, rol model eksikliği, yoksulluk, çocuğun işgücünden yararlanma, okula uzaklık ve yaşanılan yer, başı çeken etkenler olmuştur.
Eğitime erişimde hem bölgesel hem de cinsiyetler arası ciddi farklar göze çarpmaktadır. “Cinsiyete bağlı eşitsizlikler, kırsal yörelerde kent merkezlerine oranla daha açık biçimde görülmektedir.”(Tunç, 2009:239). Kentlerdeki okuryazar olamayan kadınların oranı %16 civarında seyretmektedir. Kırsal bölgelerde bu oran %30’a kadar çıkmaktadır.
ERG’nin raporuna göre: “Okula giden kız çocuklarının oranı Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki illerinde 2015-16’da yüzde 64,2 iken 2016-17’de yüzde 65,8’e çıktı. Ortadoğu Anadolu Bölgesi’nde ise bu oran yüzde 64,4’ten, yüzde 66,8’e yükseldi. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, 2016-17 yılında erkeklerin okullaşma oranı yüzde 70,6 iken kadınlar için bu oran yüzde 65,8.” (BBC News Türkçe, 2017).
Bununla birlikte, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yürütülen bir projenin bu konuda daha açıklayıcı olacağı düşüncesindeyim. Şahin (2019), dönemin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Genel Müdürü Nurcan Önder’den aldığı bilgileri paylaşmıştır:
“Bakanlığımızca mevsimlik tarım işçilerine yönelik ilk çalışma, 2010 yılında “Mevsimlik Tarım İşçilerinin Çalışma ve Sosyal Hayatlarının İyileştirilmesi Projesi” (METİP I) diyebiliriz. 4 yıllık yapılan bu ilk uygulamada mevsimlik tarım işçilerinin barınma, alt yapı ve kolaylık tesisi, eğitim, sağlık ve diğer ihtiyaçlar için 38 il valiliğine ödenek aktararak 328 bin 39 mevsimlik tarım işçisine ulaştık.” (Şahin, 2019).
”… 2017-2018 yılları arasında uygulanan Proje çerçevesinde: mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olarak yer aldığı Adana, Ankara, Bursa, Eskişehir, Konya, Manisa, Ordu, Giresun ve Düzce olmak üzere toplam 9 ili pilot uygulama kapsamına aldık.
Bu pilot illere, mevsimlik tarım işçilerinin temel ihtiyaçlarını karşılayan, eğitim, sağlık ve sosyal faaliyetlere ilişkin imkan sunulan; elektrik, su ve kanalizasyon alt ve üst yapısı bulunan geçici yerleşim alanları oluşturmak üzere para tahsisi yaptık.” (Şahin, 2019).
Bahsedilen bu uygulamayla birlikte, mevsimlik tarım işçisi olarak farklı farklı yerlerde çalışan işçilerin çocuklarının, eğitimden geri kalmamaları hedeflenmiştir. Burada göze çarpan en önemli konu çocuk işçiler olsa da, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması adına yürütülen bu güzel çalışmanın günümüzde de devam ettiğini ifade etmek gerekir
Çocukların Eğitim Hakkıyla İlgili Yasal Düzenlemeler
A-Dünya Genelindeki Düzenlemeler
Dünya çapındaki birçok anlaşmada ve özellikle 10 Aralık 1948 tarihli Birleşmiş Milletler, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde eğitim hakkı, vazgeçilmez ve zaruri bir insan hakkı olarak kabul edilmektedir. “Eğitim her çocuğun hakkıdır. Kız ve erkek çocuklar için fırsat eşitliği temelinde ücretsiz ve herkese açık olmalıdır. (Madde 28, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, 1989)”. Bu konudaki bazı yasal düzenlemeler şunlardır:
- “Birleşmiş Milletler, Çocuk Hakları Bildirgesi (20 Kasım 1959)
- Birleşmiş Milletler, Eğitimde Ayrımcılığa Karşı Uluslararası Sözleşme (14 Aralık 1960)
- Birleşmiş Milletler, Ekonomik, Toplumsal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi (16 Aralık 1966)
- Birleşmiş Milletler, Çocuk Hakları Sözleşmesi (20 Kasım 1989)
- UNICEF, UNDP, UNESCO, WORLD BANK, Herkes İçin Eğitim Dünya Bildirgesi (05-09 Mart 1990).” (Özateş, 2007:79).
ABD’de yürürlüğe giren bir reformdan söz etmeden geçemeyeceğim. “No Child Left Behind” (Hiçbir Çocuk Geride Kalmasın),23 Ocak 2001 tarihinde dönemin ABD Başkanı George W. Bush tarafından duyurulmuş ve 8 Haziran 2002 tarihinde imzalanarak yürürlüğe girmiştir. Reform/kanun, başarı farkını kapatma, okumaya öncelik vererek okur-yazarlığı geliştirme, esnekliği artırıp bürokrasiyi azaltma, başarıyı ödüllendirme, velileri bilinçlendirme, 21.yüzyıl için okulları daha güvenli hale getirme ve öğretmen kalitesini artırma gibi hedefler üzerine hazırlanmıştır. Ülkenin tüm eyaletlerinde uygulanabilirliği sağlamak adına çalışmalar yürütülürken 3 konu öncelikli hale getirilmiştir:
- “Her sınıfa kaliteli bir öğretmen verilebilmesi için eyaletlere gereken yardımın yapılması.
- Yetenekli öğrencilerin yeterli rehberlik ve destek hizmetlerinden faydalanabilmeleri için gerekli olanakların genişletilmesi.
- Gelişme ihtiyacında olan yetersiz okulların belirlenmesi ve geride kalmamaları için gerekli yardımı almalarının sağlanması” (Akt. Güçlü & Bayrakçı, 2004:63).
B-Türkiye’deki Düzenlemeler
“1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 4. maddesinde “Eğitim kurumları dil, ırk, cinsiyet ve din ayrımı gözetilmeksizin herkese açıktır. Eğitimde hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz” denilmektedir” (Tunç, 2009:238). Türkiye sınırları içerisindeki tüm vatandaşlar, zorunlu eğitim hakkından yararlanabilmeli, eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalıdır. Eğitime erişimdeki her türlü engeli kaldırmakla da Milli Eğitim Bakanlığı yükümlüdür.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 42. maddesine -II. Eğitim ve Öğrenim Hakkı ve Ödevi- göre; kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz ve ilköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır.
2009 yılında 5840 sayılı Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Kanunu ile kurulan “Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu” (KEFEK), Türkiye’de cinsiyetler arasındaki ayrımcılıkla ve fırsat eşitsizlikleriyle mücadele etmek adına kurulmuştur. Komisyonun bugüne kadar kabul ettiği raporları, üzerinde çalıştığı konuları açıklamak adına sıralayabiliriz: Erken yaşta evlilikler, kadına yönelik şiddetin önlenmesi, çocuk cinsiyeti nedeniyle kadına uygulanan psikolojik şiddet, başlık parası ve geleneksel evlilikler, mobbing, eğitim sistemindeki toplumsal cinsiyet eşitliğinin yeri vb.
“24. Yasama Döneminde Komisyonun kabul ettiği raporlar: Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinde Medyanın Rolü Komisyon Raporu (2012), Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Komisyon Raporu (2012), Her Alanda Kadın İstihdamının Artırılması ve Çözüm Önerileri Komisyon Raporu (2013), Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme Komisyon Raporu (2014).” (Dinmezpınar, 2014:24).
C-Türkiye’de Çocukların ve Kız Çocuklarının Eğitimi Adına Yürütülen Kampanya ve Çalışmalar
- Öncülüğünü Türkan Saylan’ın yapmış olduğu Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin, kız çocuklarının eğitimi adına yürüttüğü pek çok çalışma mevcuttur. Özellikle ilköğretim ve lise çağındaki kız öğrencilere verdikleri burslarla adından söz ettiren dernek, 1997’den bu yana birçok kız çocuğunun eğitim hayatına destek olmuştur.
- “İlköğretim ve lise kız öğrenci burs projesi kapsamında kurumsal bağışçılar için ‘Kardelenler’, ‘Baba Beni Okula Gönder’ adlar altında özel burs projeleri oluşturulmuş, bireysel bağışçıların destekleriyle yürütülen burs projesine de ‘Anadolu’da Bir Kızım Var, Öğretmen Olacak’ adı verilmiştir” (ÇYDD, t.y.).
- Bunun yanında çeşitli kurumların yürüttükleri projelerden de söz etmek mümkündür.
- Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş.’nin yürüttüğü çalışmalarla 2000 yılından bu yana ilköğretimde okuyan otuz bine yakın kız öğrenci burs almıştır ve almaya devam etmektedirler. Bu proje “Kardelen Ayşe” reklamıyla akıllara kazınmıştır.
- Aydın Doğan Vakfı ve Doğan Gazetecilik A.Ş.’nin “Baba Beni Okula Gönder” adıyla bildiğimiz kampanyası kapsamında, 23 Nisan 2005’ten beri şirketin ve bireysel bağışçıların destekleri toplamında, 11 bin civarında ilköğretimde eğitim gören kız öğrenciye burs sağlanmış, 33 kız öğrenci yurdu,1 ilköğretim okulu ve 11 köy okulu yapılmıştır.
- “Mercedes–Benz Türk A.Ş.’nin 2004 yılında başlattığı destek çerçevesinde meslek lisesinde okuyan 4.353 kız öğrenciye eğitim bursu sağlanmıştır. (Her Kızımız Bir Yıldız)
- Arnavutköy Amerikan Kız Koleji 1969 Mezunları Bursu: Liselerin teknik bölümlerinde okuyan 26 öğrenciyi desteklemektedirler”(ÇYDD, t.y.).
- Kırdaki kız çocuklarının eğitime erişimde kenttekilere nazaran daha dezavantajlı konumda olduğunu tespit etmiştik. Bu tespiti göz önüne alan Oriflame Kozmetik A.Ş. , Mardin ve Şanlıurfa’daki liselerde okuyan kız öğrencilere ulaşarak 1000’e yakın kız öğrenciye destek olmuştur. Bu destek “Oriflame’in Çağdaş Kızları” olarak da bilinmektedir.
- “Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş. tarafından 2005–2013 döneminde sigortacılık bölümünde okuyan 564 kız lise öğrencisi desteklenmiştir. (Geleceğin Güvencesi Kızlarımız)
- Garanti Bankası A.Ş.’nin verdiği burslarla 2010–2011 döneminde 43 kız lise öğrencisi eğitimlerini tamamlamıştır. (Club Prive)” (ÇYDD, t.y.).
- Son olarak, UNICEF ve MEB işbirliğinde yürütülen “Haydi Kızlar Okula!” kampanyasından bahsedeceğim. Haziran 2003’te Van’da, Carol Bellamy ve dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından başlatılan kampanyada amaç, eğitim ve okula devamlılık oranlarının en düşük olduğu 53 ilde “kaliteli eğitim” imkanı ilköğretimdeki kız ve erkek öğrencilerin eğitim imkanlarının arasındaki uçurum farkı ortadan kaldırmak adına çalışmalar yürütmektir. Milli Eğitim Bakanlığı ve UNICEF, 2005 yılına kadar bu illerde eğitimde cinsiyet eşitliğini sağlamak adına birlikte çalışacaklarına dair anlaşma imzalamıştır. İlk yıl Güneydoğu’daki 10 il üzerinde yoğunlukla çalışılan projede, 2004 yılında bu sayı 33’e çıkmıştır. Kampanyanın ilk yılında 40 bine yakın kız öğrencinin okula gitmeye başlaması, projenin başarılı işleyişini gözler önüne sermiştir.
KAYNAKÇA
- BBC News Türkçe, (2017, 11 Ekim). Grafiklerle: Türkiye’de Kız Çocuklarının Eğitim Hayatına Katılımı. Erişim Adresi: https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-41581524
- Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, (t.y.). İlköğretim Lise. Projeler içinde. Erişim Adresi:
- https://www.cydd.org.tr/sayfa/ilkogretim-lise-103/
- Dinmezpınar, C . (2014). TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu . Yasama Dergisi , (28) , 5-29 .
- Güçlü, N., & Bayrakçı, M. (2004). Amerika Birleşik Devletleri Eğitim Sistemi ve Hiçbir Çocuğun Eğitimsiz Kalmaması Reformu. Ahi Evran Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi, 5(2), 51-64.
- Özateş, Ö . (2007). Sosyal Hizmet Bakış Açısıyla Toplumsal Cinsiyet Ayrımcılığı Nedeniyle Temel Eğitimden Kopan Kız Çocukları Sorunu . Toplum ve Sosyal Hizmet , 18 (2) , 77-88
- Şahin, A. U., (2019). Mevsimlik Tarım İşçilerinin Hayat Şartlarının İyileştirilmesi Önceliğimiz. Türk Tarım ve Orman Dergisi. Mayıs-Haziran 2019. Erişim Adresi: http://www.turktarim.gov.tr/Haber/267/mevsimlik-tarim-iscilerinin-hayat-sartlarinin-iyilestirilmesi-onceligimiz
- Tunç, Y. (2009). Kız Çocuklarının Okula Gitmeme Nedenleri Van İli Örneği. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 6 (1) , 237-269.
Verimli bir yayın olmuş. Tebrikler.
Teşekkür ederim:)