Kolektivizm, ortaklaşa hareket edilmesi gereken bir dünya görüşüne denir. Kolektivist yaşam, birliğin ön planda olduğu; özerklik ve bireysellik karşıtı bir ifade biçimidir. Toplumun arz ve talepleri doğrultusunda yüksek düzeyde uyumlu olma durumudur. İlişkiler bağlamında çatışmalardan kaçınılmakta ve çatışmacı tavra karşı bir mesafe ibaresidir.
Bireyin dünya ile olan ilişkisi geniş bir ‘biz’ duygusu ile kuşatılmıştır. Aidiyet duyulan grup/grupların çıkarları bireysel menfaatlerin önüne geçmektedir. Daha başka bir ifadeyle bireylerin, gruplara oranla öncelikli bir konum işgal etmesi demektir. Bireylerin ortak değerler doğrultusunda toplumcu bir çizgiye sahip oldukları rahatlıkla ifade edilebilir. Bu bağlamda bir gruba veyahut topluluğa dair bilinç bulunmaktadır.
Başlıklar
Oligarşik Kolektivizm Nedir?
Oligarşi, azınlık bir grubun siyasi yetkileri elinde bulundurmasını esas alan bir siyasi akımdır. Dar bir seçkin grubun siyasi mekanizmayı elinde bulundurması tartışmaya açık bir konu olma özelliğini kazandırmıştır. Çünkü burada oligarkların toplumun yararına yönelik kararlar alma/almama meselesi yatmaktadır. Aynı zamanda bu zümrenin herhangi bir grubu da dışarıda bırakmaması gerekmektedir.
Seçkin yönetici grubu keyfi yönetimler ve uygulamalarda bulunabilir. Dolayısıyla toplumu yönetmek adına kamusal çıkarı göz ardı edebilme tehlikesi bulundurmaktadır. Toplumdaki her kesimden insana hitap etme, koruma ve iyileştirme anlamında hareket etmemesi dahilinde kolektivist perspektife zarar verici bir hale gelir. Dolayısıyla oligarşik kolektivizm tüm gruplar dahilinde birliği ve ortak iyiye ulaşmayı hedefler.
Liberal Kolektivizm Nedir?
Liberalizmin temelinde ortak değerlerin etrafında birleşmenin aksine bireyin ve bireysel çıkarların merkezi noktada olduğu bir siyaset anlayışı yatmaktadır. Dolayısıyla kolektivizm ile birbirini dışlayan bir mantık içermektedir. Zira kolektivizm de grupların/toplumların yararı göz önünde bulundurularak hareket edilir. Oysa liberal bir perspektifte bireyselliğe dair vurgu bulunmaktadır.
Bireyin iradesinin ortak bir bilince taşınmasına karşı olan bu kimseler bireysel özgürlüğün tarafında yer tutmaktadırlar. Liberalizm, iktisadi davranışlar açısından kapitalizm ile karşılıklı etkileşime sahiptir. Sosyalizm ise kolektivizmin ileriki bir temsilidir. Dolayısıyla liberalizm ve kolektivizm dikotomik bir ilişkiyi barındırır. Modern toplumlarda bireye vurgusundan hareketle liberalizm yükselişe geçmiştir.
Liberalizmin felsefi anlamından hareketle bireyin kurallar bütünü içerisinde inanç, davranış kalıpları ve bireylerin düşünceleri açısından özgürlüğü savunması itibariyle kolektivist anlamda her birey eşit bir şekilde bunlara sahip olduğu kabulü sorgulanmaya muktedirdir .Zira tüm bireyler bunlara sahip olsa da birlik duygusu içinde hareket edilmesi gerektiği düşüncesine zarar verir.
Kolektivist Nedir?
Kolektivist, toplumcu bakış açısını veya ortak bilinci üstün tutan kimselerdir. Etimolojik köken olarak ‘’toplu’’ ve ‘’ortak’’ kelimelerinden hareketle anlam kazanmıştır. Kolektivist aktörler için sosyal düzenin varlığı ve devamlılığı için tabiri caizse ötekine dair bir yükümlülük mantığı bulunmaktadır. Her birey aidiyet hissettiği grup ve topluluklar için hareket etmesi gerektiğine dair bir inanç taşır. Ekonomi, siyaset gibi kitleleri etkileyen tüm mekanizmalarda bu bilinç göz önünde bulundurulmaktadır.
Kolektivist birey; bağımsız ve özerk bir benlik algısının karşıtıdır. Aile, akraba gibi grup içi ilişkileri baskın kabul ederek yürütmektedir. Ayrıca ulus, milliyet gibi kitleler hayat felsefeleri nezdinde önem kazanmış kavramlardır.
Kolektivist Kültür Nedir?
Kolektivist kültürün özünü bireyin kendi hareketlerinin karşılığı ve etki alanının sınırları meselesi oluşturur. Denilebilir ki dış dünyaya karşı özgeci bir tavır sergilemek bu kültürün mihenk taşıdır. Ayrıca bireyler birbirlerine karşı bağlılık/bağımlılık duygusu ile hareket ederler. Bu doğrultuda üretim ve tüketim araçlarının kullanımı hedeflenmektedir. Dolayısıyla bireyin yükselişine imkan tanıyan kapitalizmin tam karşıtı noktasında bir kültürün ifadesidir. Zira amiyane tabirle pastadan payını ne kadar alabileceğin bir savaş değil, eşitlikçi bir toplum tasavvuru içermektedir.
Modern söylemlerin ‘’ben’’ vurgusu aksine ‘’biz’’i odak noktasına yerleştirir. Temelde kolektif düşünme biçimi vardır. Aslında geleneksel ilişki modeline yönelik bir tezahürdür. Dolayısıyla iletişimler biriciklik vurgusu değil; geneli dikkate almak esas unsurdur. Toplumsal normların ihlali kaçınılan bir durum olmakla beraber utanç kaynağıdır. Tüm bu kriterler bireylerin davranışları açısından belirleyici kıstaslardır.
Kolektivist Bireyin Sahip Olduğu Özellikler
- Kolektivist kimseler geniş kitleleri içine alan bir aidiyet duygusu taşırlar.
- Geniş kitlenin bir temsili dahilinde çalışmalar yürütürler.
- Davranış niyetleri ortak fayda çerçevesinde şekillenmektedir.
- Uyum/uyumlu olmak bu kültürün en temel duygusudur.
- Bireyler kendi ilgi alanlarından ziyade ortak tercihlere meyilli olma eğilimi taşırlar.
- Bu perspektifin en önemli değeri birlik duygusudur.
- Sosyal ilişkiler, bireyin planlarına göre öncelikli bir konumu işgal ederler.
- Bu bireylere sahip oldukları kimlik ve statüleri kazandıran mensubu olunan grup ve topluluklardır.
Kolektivist Ülkeler Hangisidir?
- Endonezya
- Brezilya
- Pakistan
- Hindistan
- Çin
- Japonya
- Kore
- Guatemala
Kolektivizm Örnekleri
- Küresel ısınma tehlikeleri karşısında; doğaya karşı tahakkümcü bir yaklaşımı dışlayan ekolojik davranış pratiklerini hayatına yerleştiren grup ve topluluklar. Örneğin; Green Peace
- Çin’in geleneksel bir değerini simgeleyen Konfüçyüsçülük ilkelerini yeni jenerasyon için çeşitli yollarla aktarma çabası kendi tarihini sürdürebilmesi açısından önem taşımaktadır.
- Ulusal boyutta milli değerlerin anımsanması ve sahip çıkılması açısından her yıl törenlere katılım göstermek genele ilişkin ilişkilere verilen önemin göstergesidir.
İlgili İçerik: Kolektivizm Güney Kore Örneği
