ÖZET
Ku Klux Klan (KKK) örgütü, Amerikan İç Savaşı sonrasında siyahilerin kazanmaya başladığı haklara, özgürlüklere ve siyah-beyaz eşitliğine karşı çıkma amacı ile 24 Aralık 1865’te Amerika Birleşik Devletleri’nin Tennessee eyaletinde kurulmuştur. Klan, hedeflerini gerçekleştirebilmek için şiddet eylemlerini kullanmıştır. Örgüt iki defa dağılmasına rağmen 1950-1960’larda tekrardan gün yüzüne çıkarak harekete geçmiştir. Günümüzde hala bazı bölgelerde yerel bazda propaganda yapmaya da devam etmektedirler.
Anahtar Kelimeler: Amerika, Siyah Karşıtı, Beyaz Üstünlükçüsü, Göçmen Karşıtı, Irkçılık
1.GİRİŞ
1.1.Amerikan İç Savaşı (1861-1865)
Ku Klux Klan (KKK) örgütü, Amerika’da 1861 yılında ortaya çıkan İç Savaş’tan sonra kurulmuş ve faaliyet göstermeye başlamış bir örgüttür. Amerikan İç Savaşı veya diğer adıyla Eyaletler Arası Savaş, Amerika Birleşik Devletleri’nin Kuzey ve Güney Eyaletleri arasında çıkan ve 1861-1865 yılları arasında yaşanmış bir savaştır. Bu savaş Amerika Birleşik Devletleri’nin Washington’daki merkezi yönetimi ile bu ülkeden bağımsızlığını ilan etmek isteyen 11 Güney Eyaleti arasında çıkmış bir iç savaştır. Savaşın nedenleri olarak şunları söyleyebiliriz. 19. yüzyılın ortalarına doğru gelindiğinde, Amerika Birleşik Devletleri’nin güneydoğu bölgelerinde büyük çiftliklerin ağırlıkta olduğu ve tarıma dayalı bir ekonominin hüküm sürdüğü bilinmekteydi. Bu büyük çiftliklerde tütün, şeker kamışı ve pamuk yetiştirilmekte ve gereken işgücü de Afrika’dan kaçırılıp getirilen ve siyahi kökenlilerin çoğunlukta olduğu kölelerden sağlanmaktaydı. Ama Amerika Birleşik Devletleri’nin diğer bölgelerinde ekonomi çoktan sanayiye yönelmiş ve bunun bir getirisi olarak serbest işgücü için kölelik ortadan kaldırılmıştı. Ancak kuzeydeki sanayinin işlevsel olabilmesi bir nevi güneye dayalıydı. Çünkü kuzeydeki sanayide, güney eyaletlerden elde edilen ham maddeler işlenerek üretim yapılmaktaydı. Amerika Birleşik Devletleri’nin batı kesiminde ise yeni eyaletler kurulmaya devam ediyor. Kurulan yeni eyaletlerin ise çoğunda kölelik yasaklanıyordu. Dolayısıyla böyle bir ortamda güney eyaletleri köleliğin, güneyde de yasaklanacağından endişe ediyorlardı. Çünkü onlar için köleliğin kalkması demek, güneyin köleliğe dayanan üretim tarzını ve ekonomisini kökünden etkilemesi demekti. O dönemin başkan adayı Abraham Lincoln (1809-1865) köleliği kaldıracağına söz vererek seçime katılmıştı. Abraham Lincoln, seçimi kazanınca Güneyli 7 eyalet (Güney Carolina, Mississippi, Florida, Alabama, Teksas, Georgia ve Louisiana) yeni başkanın köleliği kaldıracağına emin oldukları için hemen Amerika Birleşik Devletleri’nden bağımsızlığını ilan ettiler. Bu güneyli 7 eyalet Jefferson Davis’in önderliği ile 1861 yılında Amerika Konfedere Devletleri isminde yeni bir devlet kurdular. Amerika Konfedere Devletleri’nin kuruluşundan yaklaşık bir ay sonra, 4 Mart 1961 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin 16. Başkanı Abraham Lincoln göreve başladı.
Ülkenin geri kalan kısmı (özellikle kuzeydoğu kısmı) da kuzeyli union yani “birlik” tarafını oluşturdular. Bir süre sonra da Amerika Birleşik Devletleri ve Amerika Konfedere Devletleri arasındaki savaşın ilk fitili ateşlendi ve 12 Nisan 1861 yılında Güney Carolina’daki Sumter Kalesi’nden ilk top atışıyla birlikte savaş başlamış oldu. İki kişinin hayatını kaybettiği bu muharebe, bir iç savaşa zemin hazırlamıştır. Bu olaydan sonra Abraham Lincoln, geri kalan eyaletlere Sumter ve güneydeki diğer kalelerin kontrolünü yeniden sağlamak, federal başkenti korumak ve Birliği korumak için askeri güçler gönderdi. Buna karşılık, diğer dört eyalet (Virginia, Arkansas, Tennessee ve Kuzey Carolina) Amerika Birleşik Devletleri’nden ayrıldıklarını ve Amerika Konfederasyon Devletleri’ne katıldıklarını açıkladı. Kentucky ve Missouri’de ikili iktidar kuruldu. Biri Amerika Birleşik Devletleri’ni, diğeri ise Konfederasyonu destekledi. Bu bağlamda, Amerika Konfedere Devletler’i içerisinde 13 eyaletin yer aldığı söylenebilir. Ancak, köleliğin meşrulaşmasını isteyen tüm eyaletler Konfederasyon’a dahil olmadı. Maryland’de savaş durumu ilan edildi ve Amerika Birleşik Devletleri’nden ayrılmasına onay verilmedi. Delaware eyaleti tarafsız kaldı ve ne Birliği ne de Konfederasyonu, hiçbirini desteklemedi. Eyalet statüsüne sahip olmayan Arizona ve New Mexico, Amerika Birleşik Devletleri’ne katılmak için başvurdu. Ayrıca Amerika Konfedere Devletleri, 5 uygar kabilenin (Cherokee, Choctaw, Chicago, Creek ve Seminelon) yerleştiği Kızılderili topraklarını da destekledi. Amerika İç Savaşı’nın ilk yıllarında hiçbir taraf galip çıkamadı. Hem Güneyli taraf hem de Kuzeyli taraf savaş süreci boyunca çok fazla askerini kaybetti. Zaman zaman her iki tarafta askeri başarı elde etse de galip gelen olmadı. Temmuz 1863 yılında gerçekleşen Gettysburg Muharebesi önemli bir kırılma noktası oldu. Yaklaşık güneyden 75 bin, kuzeyden ise 82 bin askerin yer aldığı bu savaşta her iki taraf da askerlerinin üçte birini kaybetti. Ama savaşın sonunda Kuzeyli birlikler galibiyeti kazanırken, Güneyli birlikler ise mağlup oldu. En sonunda 9 Nisan 1865 tarihinde kuzey orduları güneyli ünlü komutan Robert Edward Lee’nin ordularının etrafını sardılar ve teslim olmaya mecbur bıraktılar. Aynı yılın haziran ayında geri kalan bütün güney askerleri de silahlarını bırakarak mağlubiyetlerini kabul ettiler ve Amerikan İç Savaşı kuzeyin galibiyetiyle sona erdi. Savaşın sonucu olarak Abraham Lincoln’un duraksamalarına ve bazı Demokrat Partililerin tepkisine rağmen köleliğin kaldırılması olmuş ve güneydeki bütün kölelere özgürlük hakları, kısa süre sonra da oy kullanma hakları verilmiştir. 22 Eylül 1862’de hazırlanmaya başlanan ve 1 Ocak 1863’te uygulamaya koyulan bu yasa, 13 anayasa değişikliği önergesinin oylanıp kabul edilmesiyle 31 Ocak 1865’te resmî olarak yasallaşmıştır. Lakin galibiyetten beş gün sonra Abraham Lincoln bir güneylinin gerçekleştirdiği suikast sonucu hayatını kaybetmiştir.
Amerika İç Savaşı sonunda, Amerika Birleşik Devletleri’nin güneyinde yer alan köleliğe dayanan tarım ekonomisi geçerliliğini yitirdi. Amerika Birleşik Devletleri bölünme tehlikesini atlatarak yeniden tek bir ülke olarak birleşmiş oldu. Bu birleşme yasa önünde onaylanmış olabilir ama fikirsel olarak her iki taraf arasında ayrılıklar mevcuttur. Savaşın sonunda güneydeki siyahilere birçok hak verilse de bunlar kısa süre içinde güneyli beyazlar tarafında geri alınmaya başlandı. Ku Klux Klan (KKK) örgütü, siyahilerin bu haklarına karşı çıkmak için kurulmuş örgütlerden biridir. Ayrıca savaştan önce Amerika Birleşik Devletleri’nin güney ve kuzey tarafları eşit zenginlikteyken, mağlubiyetlerinden sonra güneyin ekonomisi yıkıma uğradı ve kuzeyin ekonomisi öne geçti.
1.2.Amerika Konfedere Devleti’nin Dağılışı (1865)
Dört yıllık savaştan sonra, Kuzey Virginia Birlikleri ve Konfederasyon Ordusu Başkomutanı Robert Edward Lee, 9 Nisan 1865’te Appomattox, Virginia’daki Amerika Birleşik Devletleri Birliklerinin komutanı Ulysses Grant ile bir kapitülasyon yasası imzaladı. 3 Nisan’da Amerika Birleşik Devletleri hükümeti Richmond’dan ayrıldı ve Danville’e taşındı. Lâkin 10 Nisan 1865’te hükümet üyeleri görevlerinden ayrılmak zorunda kaldı. Aslında o gün resmî olarak Amerika Konfedere Devletleri’nin varlığı sona ermişti. Bakanlar Kurulu’nun 2 Mayıs 1865’te düzenlenen son toplantısı, oturumun destekçilerinin ilk kez 1860’ta buluştuğu Abbivil’de (Güney Carolina) gerçekleşmişti. 10 Mayıs 1865’te Jefferson Davis tutuklandı ve bir yıl hapis cezasına mahkûm edildi. Davis vatana ihanetle suçlandı, lâkin suçluluğu kanıtlanamadı. 1865 yılının nisan ve haziran aylarında da Konfederasyon içindeki devletlerin orduları da teslim oldu. En son teslim olan eyalet ise 6 Kasım 1865’te Shenandoah olmuştur.
2.KU KLUX KLAN (KKK)
‘Ku Klux Klan’ kelime kökeni bakımından incelendiğinde, daha önce Güney’deki Kuklos Adelphon (Kuzey Carolina Üniversitesi’nde kurulmuş bir kardeşlik topluluğu) gibi diğer kardeşlik örgütleri için kullanılmış ve Yunanca’dan birleştirilerek oluşturulmuş bir isimdir.
Ku Klux Klan (KKK) örgütü, Amerikan İç Savaşı sonrasında siyahilerin kazanmaya başladığı haklara, özgürlüklere ve siyah-beyaz eşitliğine karşı çıkma amacı ile 24 Aralık 1865’te Amerika Birleşik Devletleri’nin Tennessee eyaletinde kurulmuştur. Klan, hedeflerini gerçekleştirebilmek için şiddet eylemlerini kullanmıştır. Örgüt iki defa dağılmasına rağmen 1950-1960’larda tekrardan gün yüzüne çıkarak harekete geçmiştir. Günümüzde hala bazı bölgelerde yerel bazda propaganda yapmaya devam etmektedirler.
Ku Klux Klan (KKK) örgütü, siyahi karşıtı, beyaz üstünlükçüsü, göçmen karşıtı ve ırkçı bir gizli örgüttür. Örgütün kurucusu olarak bilinen ve Büyük Büyücü olarak anılan isim Nathan Bedford Forrest’dir. Nathan Bedford Forrest, Amerikan İç Savaşı sırasında önde gelen bir Konfederasyon Ordusu generali olarak görev almıştır. Ayrıca 1867’den 1869’a kadar Ku Klux Klan’ın ilk Büyük Büyücüsü olarak bilinmektedir.
Yüzbaşı John C. Lester, Binbaşı James R. Crowe, John D. Kennedy, Calvin Jones, Richard R. Reed ve Frank O. McCord da kurucu isimler arasında yer almaktadır. Örgüte katılanlar arasında da iç savaş öncesi kurulmuş olan “Knights of the Golden Circle” (Altın Çember Şövalyeleri) adlı gizli cemiyetin üyelerinin çokluğu dikkat çeker. Altın Çember Şövalyeleri Meksika, Orta Amerika, Amerika Birleşik Devletleri topraklarını kapsayan ve Karayipleri de “köle devlet” olarak kapsayan bir ‘Altın Çember’ ideolojisi üzerine 1854 yılında resmi olarak kurulmuş bir örgüttür. Amerika Birleşik Devletleri’nde olmayan pek çok toprak örgütün açık hedefi olmuştur ve bu toprakları ülke topraklarına dahil etmek için çalışılmıştır. Karayipler gibi devletler de sömürge devlet olarak görülmüş ve köle edilmek için plana dahil edilmiştir (Kadim Ansiklopedi, 2020).
David Ernest Duke (d. 1950), Ku Klux Klan’ın antisemitik (Yahudi milletine karşı duyulan nefret, düşmanlık, tahammülsüzlük, önyargı veya ayrımcılık) ifadeleri ile bilinen 1974 – 1980 yılları arasında rol oynayan eski Nazi yanlısı bir lideridir.
2.1.Ku Klux Klan’ın Kuruluş Dönemi (1865-1871
Klan ilk olarak, ABD’nin Tennessee eyaletinin Pulaski şehrinde kurulmuştur. Tennessee’den altı Konfederasyon gazisi 24 Aralık 1865’te, Amerikan İç Savaşı’ndan kısa bir süre sonra Güney’in Yeniden İnşası sırasında orijinal Ku Klux Klan’ı yarattı (FLEMİNG, 1905: 27; HORN, 1939: 9). Ku Klux Klan, New Orleans’taki Güney Haçı (1865) ve Louisiana’daki Beyaz kamelya Şövalyeleri (1867) dahil, şiddet kullanan bir dizi gizli, yeminli örgütten biriydi (DU BOİS, 1935: 679-680). İlk Klan terörizmi, yani hem fiziksel saldırıyı hem de cinayeti siyasi olarak aktif siyahlara ve onların bölgedeki müttefiklerine karşı baskın bir güç olarak kullandı. Tarihçiler genellikle Ku Klux Klan’ı Amerikan İç Savaşı sonrası ortaya çıkan isyancı şiddetin yalnızca nüfustaki çok sayıda gazi ile ilgili değil, aynı zamanda beyaz üstünlüğünü yeniden kurmak için yargısız yollar kullanarak çarpıcı biçimde değişen sosyal durumu kontrol etme uğraşlarıyla ilgili olarak sınıflandırır. Politikacı L. Sharkey, düzensizliğin, kontrol eksikliğinin ve kanunsuzluğun yaygın olduğunu, bazı eyaletlerde ise Konfederasyon askerlerinden oluşan silahlı grupların istedikleri gibi gezindiklerini bildirmiştir. Klan, siyahlara ve müttefiklerine karşı kamu şiddetini gözdağı olarak kullandı. Evleri yaktılar, siyahlara saldırıp öldürdüler, cesetlerini yollara bıraktılar (DU BOİS, 1935; 671-675). Klan’ın temel inancı ırkçılık iken, anti-Semitizm gündemlerinde çok yer almıyordu. Pek çok önde gelen Yahudi, tamamen güney kültürüyle özdeşleşti ve bu da Yahudilerin Klan’a katılımı örnekleriyle sonuçlandı (LİNDEMANN, 1991; 225).
Klan üyeleri Nashville, Tennessee’deki 1867 toplantısında, yerel bölümlerin sonunda ulusal bir merkeze rapor verdiği hiyerarşik bir organizasyon oluşturmaya çalışmak için bir araya geldi. Bu toplantıda Klan üyelerinin çoğu gazi olduğundan, bu tür hiyerarşiye alışıklardı ancak Klan hiçbir zaman bu merkezi yapı altında çalışmadı. Yerel bölümler ve gruplar son derece bağımsızdı. Yerel düzeyin üzerinde çok az örgütsel yapı olmasına rağmen, benzer gruplar Güney’de de yükseldi ve aynı ad ve yöntemleri benimsedi. Klan grupları, Yeniden Yapılanma Dönemi (1865-1877) sırasında direnişi ve beyaz üstünlüğünü destekleyen bir isyan hareketi olarak Güney’e yayıldı. Amaç beyazın üstünlüğünü, cinayet de dahil olmak üzere tehdit ve şiddet ile geri kazanmaktı. Martinez’e göre, “Beyaz Kuzeyli liderleri, Güney sempatizanlarını ve politik olarak aktif siyahları hedef aldılar (MARTİNEZ, 2007; 24).” Tarihçi Eric Foner ise şu gözlemde bulundu: “Aslında Klan; Demokrat Parti’nin, ekici sınıfın ve beyaz üstünlüğünün restorasyonunu isteyen herkesin çıkarlarına hizmet eden bir askeri güçtü. Amaçları siyasiydi, ancak en geniş anlamda siyasiydi. Güney toplumu genelinde hem kamusal hem de özel güç ilişkilerini etkilemeye çalıştı. Yeniden Yapılanma sırasında Güney’e yayılan birbirine bağlı değişiklikleri tersine çevirmeyi amaçladı: Cumhuriyetçi partinin altyapısını yok etmek, Yeniden Yapılanma devletini baltalamak, siyah işgücünün kontrolünü yeniden kurmak ve Güney yaşamının her alanında ırksal itaati yeniden sağlamak (FONER, 1988; 425-426).”
Ku Klux Klan’ın kuruluşundaki ana felsefe; beyaz ırkın üstün, siyah ırkın ise köle olduğudur.
BEYAZ = ÜSTÜN SİYAH = KÖLE
1867 yazında Ku Klux Klan’ın yerel bazdaki şubeleri genel kongrede buluştu ve Güney’in görünmez imparatorluğunu kurdu. Amerika İç Savaşı’nın ardından Güney eyaletlerde siyahilere tanınan hakları engellemek istediler. Siyahilerde özgürlüğüne kavuşanları tekrar köle şeklinde yaşatmak ve beyaz olmayanlara eziyet etmek, siyahilere işkence etmek amacıyla hareket ettiler. İlk başlarda yapılan Klan geceleri, toplanıp çeşitli yaramazlıklar yapmak ve biraz zenci döverek eğlenmek amacı ile kurulmuş olsa da daha sonra kısa zamanda özgürlüğüne kavuşan siyahi köleleri korkutmak ve onlara işkence ederek öldürmek üzere tasarlanan bir terör örgütüne dönüşmüştür.
Ku Klux Klan, Güney Amerika’da örgütlenmiş ve ortaya çıkmasından iki yıl sonra, etkisi azalmaya başlamıştı. Klan üyeleri, serbest şiddet nedeniyle yargılanmaktan kaçmanın bir yolu olarak Klan maskelerinin ve cüppelerinin arkasına sığınıyorlardı. Özellikle seçmenlerin gözünü korkutarak ve Afrikalı-Amerikalı liderlere yönelik şiddeti hedef alarak Güney’deki Cumhuriyetçi eyalet hükümetlerini devirmeye çalışmışlardır. Klan’ın her bölümü özerkti ve üyeler, planlar konusunda oldukça gizliydi. Üyeler genellikle rengarenk kendi kostümlerini yaptılar: ürkütücü olmak ve kimliklerini gizlemek için tasarlanmış cüppeler, maskeler ve konik şapkalar (PARSONS, 2005; 811-836). Etkili birçok Güney Demokratı, Klan kanunsuzluğunun, usülsüzlüğünün ve vahşetinin federal hükümetin Güney üzerindeki gücünü elinde tutması için bir mazeret sağladığından korktu ve ona karşı çıkmaya başladılar.
Klan üyelerinin, kimliklerini gizleyebilen ve saldırı için benimsedikleri maskeler ve cüppeler vardı. Birçoğu, insanların birbirlerinin yüzlerini tanıdığını ve bazen saldırganları seslerinden ve tavırlarından tanıdığı için küçük kasabalarda ve kırsal alanlarda faaliyet göstermeyi tercih ediyorlardı. Klan, Loyal Leagues’in (Birlik Ligi) siyahi üyelerine saldırdı ve Güney Cumhuriyetçileri ile Freedman Bürosu işçilerini korkutarak bastırdı. Siyah siyasi liderleri öldürdüklerinde, kiliselerin ve topluluk gruplarının liderleriyle birlikte aile reislerini de aldılar, çünkü bu insanların toplumda birçok rolü vardı. Freedmen Bürosu ajanları, siyahlara yönelik haftalık olarak saldırı ve cinayetleri bildirdi.
“Silahlı gerilla savaşı binlerce zenciyi öldürdü; siyasi ayaklanmalar düzenlendi, sebepleri ya da vesileleri her zaman belirsizdi, sonuçları her zaman kesindi. Beyazlardan on ila yüz kat daha fazlaa zenci öldürüldü. Maskeli adamlar evlere ateş açtı ve bazen ev sakinleri hala içerideyken onları yaktı. Başarılı siyah çiftçileri topraklarından sürdüler. Genel olarak Haziran 1867’de sona eren, Kuzey ve Güney Carolina’da 197 cinayet ve 548 ağırlaştırılmış saldırı vakası olduğu bildirilebilir (DU BOİS, 1935; 674-675).”
İlk Klan, hedeflerine ulaşma açısından oldukça karışık sonuçlar verdi. Suikast ve şiddet tehditleri kullanarak siyah siyasi liderliği ciddi şekilde zayıflattı; bazılarını siyasetten uzaklaştırdı. Diğer yandan, tarihçi Eric Foner’in ‘düzeni geri getirme, Güney Cumhuriyetçilerin moralini yeniden canlandırma ve siyahların vatandaş olarak haklarını kullanmalarını sağlama’ açısından başarılı olduğunu söylediği federal yasaların çıkarılmasıyla keskin bir tepkiye neden oldu (FONER, 1998; 458). Tarihçi George C. Rable, Klan’ın siyasi bir başarısızlık olduğunu ve bu nedenle Güney’deki Demokratik Parti liderleri tarafından reddedildiğini iddia ediyor. George C. Rable, “Klan’ın gücü kısmen iç zayıflıklar nedeniyle azaldı; merkezi örgütlenme eksikliği ve liderlerinin suç unsurlarını ve sadistleri kontrol etmedeki başarısızlığı. Daha da temel olarak ana hedefine, yani Güney’deki Cumhuriyetçi eyalet hükümetlerinin devrilmesine ulaşamadığı için reddetti.” (RABLE, 1984; 101, 110-111).
Ku Klux Klan, küçük gruplar halinde birçok yerde faaliyet göstermesine rağmen çok fazla etkili olamamıştır. Ku Klux Klan’ın, Yeniden Yapılanma dönemi sürecinde ortaya çıkması ve faaliyet göstermesi onların öngöremediği bir sona, ilk Klan’ın sonuna hazırlamıştı. Dört yıl süren bir iç savaştan çıkan Amerika Birleşik Devletleri, yeni kararlar, yeni yasalar, yeni düzenlemeler hazırlama sürecindeydi. Bu yüzden hali hazırda hazırlanmakta olan yasalar arasında yer almak için farkında olmadan ellerinden geleni yaptılar ve sonucuna da ulaştılar. 1870 ve 1871’de federal hükümet, Klan suçlarını kovuşturmayı ve bastırmayı amaçlayan İnfaz Yasaları’nı çıkardı (WORMSER, 1870-71).
Klan sindirilmeye başlandıktan sonra, açıkça Cumhuriyetçi oylamayı bastırmaya ve Cumhuriyetçileri görevden almaya yönelik benzer isyancı paramiliter gruplar ortaya çıktı. 1874’te ortaya çıkan Louisiana’da Beyaz Lig ve Mississippi’de başlayıp Carolinas’ta geliştirilen Kırmızı Gömlekliler gibi beyazın üstünlüğünü yayma politikası ile oluşturulan paramiliter grupları oluşturmuşlardır. Örneğin, Kırmızı Gömlekliler, Wade Hampton’ın (Amerika Konfedere Devleti askeri subayı) Güney Carolina’da vali olarak seçilmesine yardım etmeleri ile tanınmaktadırlar. Demokrat Parti’nin askeri kolu olarak hareket ettikleri ve beyaz demokratların Güney’deki eyalet yasama organlarının kontrolünü yeniden kazanmalarına yardımcı oldukları belirtildi (RABLE, 1984).
2.1.1.Yeniden Yapılanma Dönemi (1865 – 1877)
Amerika Birleşik Devletleri tarihinde Amerika İç Savaşı’nın 1865 yılında sona ermesi ile başlayan ve 1877 yılında sona eren dönemdir. Savaşın bitimiyle Amerika Konfedere Devletleri’ne bağlı eyaletlerde Anayasaya eklenen üç yeni maddeye göre devlet ve toplum yapısında önemli düzenlemelere imza atılır. Yeniden Yapılanmaya göre hak ve özgürlükleri teslim edilen siyahlar ile beyazların aynı medeni haklara sahip vatandaşlar olduğunu ilan edildi. Bu haklar üç yeni anayasa değişikliği ile de sözde garanti altına alındı. Her eyalette yeniden yapılanma farklı dönemlerde başlasa da bu siyaset 1877 yılında terk edilinceye kadar devam eder.
2.2.Ku Klux Klan’ın (KKK) İkinci Dönemi (1915-1944)
İkinci Ku Klux Klan 1915’te, ilk Klan’ı ve çabalarını mitolojikleştiren ve yücelten, DW Griffith’in yönetmenliğini yaptığı The Birth of a Nation (Bir Ulusun Doğuşu) sessiz filmi ile tekrar canlanmaya başladı. Film, her ikisi de Thomas Dixon Jr tarafından yazılan The Clansman: A Historical Romance of the Ku Klux Klan (Klan Üyesi: Ku Klux Klan’ın Tarihi Bir Romantizmi) ve The Leopard’s Spots (Leopar Lekeleri) adlı kitaplardan uyarlanmıştır.
William Joseph Simmons (1980-1945), The Birth of a Nation filminde tasvirini gördüğü Klan’ı yeniden inşa etmeye, kurmaya karar veriyor ve Ku Klux Klan’ın ikinci dönemi böylelikle başlamış oluyor.
2.1.1.The Birth of a Nation (Bir Ulusun Doğuşu)
Yönetmen: DW Griffith
Yapımcı: DW Griffith, Harry Aitken
Senarist: DW Griffith, T. F. Dixon, Jr., Frank E. Woods
Yapım Yılı: 1915
Film Süresi: 3 Saat 16 Dakika
Konusu: Amerikan İç Savaşı tüm şiddetiyle ülkeyi kasıp kavurur. İnsanlar yakınlarını kaybeder, aileler dağılır ve savaş biter. Birlikten ayrılmak isteyen Güney eyaletlerin kurduğu Konfederasyon yenilmiştir. Yeniden Yapılanma Dönemi başlar ve kölelik yasaklanır. Başkan Lincoln’ün suikastıyla yeni oluşan güven ortamı yerini kaos ve anarşiye bırakır. Özellikle Güney eyaletlerinde siyahilerin oluşturduğu çeteciler, beyaz çiftlik sahiplerine saldırır ve ailelerine göz açtırmazlar. Polis gücüne katılan siyahlar ve melezler beyazları taciz ederler. Bunun üzerine asayişi sağlamak üzere ‘Klan’ kurulu. Haçlı şövalyelerini andıran giysileriyle Ku Klux Klan üyeleri gecelerin hâkimi olmaya başlamıştır. Devletin sağlayamadığı adaleti, düzeni ve refahı onlar getirir.
Film o dönem ticari olarak çok başarılı ve hasılatı bol olan bir yapım olmuştur. Ancak ırkçılıkla ilgili suçlamalar nedeniyle de oldukça fazla tartışmalara da yol açmıştır. Beyaz oyuncuların yüzlerini siyaha boyayarak oynadıkları Afro-Amerikan erkekler, aptal ve beyaz kadınlara karşı cinsel saldırgan olarak gösteriliyordu. Ayrıca filmde Ku Klux Klan örgütü, kahramanca bir güç sembolü olarak gösterilerek, Klan yanlısı bir yapım olduğunu göstermiştir. Bu durum protestolara neden olsa da film üzerindeki ilgi yoğundu. Film birkaç kentte yasaklanmasına rağmen, filmdeki ırkçılığa ilgi büyük oldu.
Ku Klux Klan’ın kuruluş döneminde belirli bir sembolü, kıyafeti, eylemi, araçları vs. yoktu. Ta ki The Birth of a Nation (Bir Ulusun Doğuşu) filmi içerisinde tasvir edilen semboller, kıyafetler ve anlatılanlara kadar. Filmin içerisinde yer alan; at üzerinde kurtarmaya gelen Ku Klux Klan üyeleri, uzun beyaz cüppeler ve konik şapkalar veya ateşli haç yakmak gibi tasvirler, ikinci Klan’ın kuruluşunda ve devamında etkin bir rol oynamıştır. İkinci Klan’ın kuruluşu itibariyle, filmde yer alan tüm anlatılar hayata geçirilmeye ve gerçeklerden saptırılmaya çalışılmıştır. Ki o dönem için bakıldığı zaman bu hedefe ulaşıldığını söyleyebilmek mümkündür. Ku Klux Klan, kuruluşundan bu yana en zirve üye sayısına ikinci Klan döneminde 1924 – 1925 yılları içerisinde ulaşmıştır.
İkinci Klan 1915’te, William Joseph Simmons tarafından Georgia (Gürcistan), Stone Mountaine’ın tepesinde kuruldu. William Joseph Simmons, orijinal Klan’dan gelen belgelere ve popüler olan The Birth of a Nation (Bir Ulusun Doğuşu) filmindeki tasvirlere dayanarak ikinci Klan’ı yeniden canlanırdı. Daha önceki Klan, hiç beyaz kostümler giymemişti ve haç yakmamıştı; tüm bu yönler filmin dayandığı kitaptan alınmıştı. Film Atlanta’da gösterildiği yılın aralık ayında, Simmons ve yeni Klan üyeleri tiyatroya, cüppeler ve sivri kukuletalar içinde -çoğu cüppeli atlarda- tıpkı filmdeki gibi geçit törenleri yapmışlardı. Bu kitlesel geçit törenleri, yeni Klan’ın bir başka özelliği oldu.
William Joseph Simmons, 1917’de Atlanta’da Görünmez İmparatorluğun ABC broşürünü yayınladı. Broşürün içinde Klan’ın hedefleri yer alıyordu. “Evin kutsallığını ve kadınlığın iffetini korumak; beyaz üstünlüğünü korumak, yüce bir ritüelizm yoluyla yüksek bir manevi felsefe öğretmek ve sadakatle telkin etmek ve korumaya yönelik pratik bir bağlılıkla, saf bir Amerikancılığın ayırt edici kurumlarını, haklarını ayrıcalıklarını, ilkelerini ve ideallerini korumak ve sürdürmek.” (MCWHİRTER, 2011; 65)
William Joseph Simmons başlangıçta üye toplamada ve para toplamada çok fazla başarı elde edemedi. Bu bağlamda Ku Klux Klan 1920’ye kadar Atlanta bölgesindeki küçük bir organizasyon olarak kaldı. Ku Klux Klan, 1921’den başlayarak; tam zamanlı, ücretli işe alım görevlilerini kullanan modern bir iş sistemini benimsedi ve o zamanlar pek çok örneği gelişen bir kardeşlik örgütü olarak yeni üyelere hitap etti. Ulusal merkez, kârını kostüm satışı tekelinden elde ederken, organizatörlere başlangıç ücretleri üzerinden ödeme yapıldı. Klan refah zamanında ülke çapında hızla büyüdü. Amerika’nın kırsalı ile kentlerini karşı karşıya getiren toplumsal gerilimleri yansıtarak, her eyalete yayıldı ve birçok şehirde öne çıktı.
İkinci Klan, neredeyse her gün haberlere veya gazetelere çıkmakta olan zina, boşanma, eşe şiddet gibi yasaklara karşı gelen, suç çeteleri ile sembol hale gelen ve gittikçe azalan ahlak sorunlarına karşı olarak daha da büyüdü. Bu doğrultuda Katoliklerin ve Amerikan Yahudilerinin artmakta olan gücüne ve bununla birlikte Protestan ahlak kurallarına ve kültürüne uymayan öğelerin artması da üyeler tarafından tepkiye neden olmuştur. Ku Klux Klan üyeleri, Amerikan değerlerini, kültürünü ve Hristiyan ahlakını korumaya, muhafaza etmeye ve yaşatmaya yemin etmişlerdi. Bu idealleri karşısında bazı Protestan bakanlar yerel düzeyde destek verdiklerini belli ettiler. Ancak, hiçbir Protestan mezhebi Ku Klux Klan’ı resmen onaylamadı (JACKSON, 1967; 18). Çoğu önemli Proteston dergileri ve büyük laik gazeteler tarafından da defalarca kez kınandı.
Birinci ve üçüncü Klanlar, öncelikle siyahları hedef alan Güneydoğu gruplarıydı. İkinci Klan, birinci Klan’ın aksine örgütün kapsamını, Katolikleri, Yahudileri ve yabancı kökenli azınlıkları Amerikan karşıtı olarak gören Orta Batı ve Batı eyaletlerinde insanlara hitap edecek şekilde genişledi. İkinci Klan, birinci veya üçüncü Klan’a göre daha az şiddetliydi. Ancak, Güneydoğu’da yer alan bir ikinci Klan, tamamen şiddet içermeyen bir Klan değildi. En şiddetli Klan Dallas, Teksas’taydı. Nisan 1921’de, bölgede popülerliğini ve aktifliğini kazanmaya başladıktan kısa bir süre sonra Klan, beyaz bir kadınla seks yapmak ile suçlanan siyahi bir adamı, Alex Johnson’ı kaçırdı. Johnson’ın alnına ‘KKK’ harflerini yakarak işlediler, onu nehir yatağında şiddetli bir şekilde dövüp, işkence ettiler ve kırbaçladılar. Polis şefi ve bölge savcısı, Alex Johnson’ın bu muameleyi hak ettiğine inandıklarını açıkça ve alenen belirterek kovuşturmayı reddettiler. Bu kırbaçlanmaların polis şefi ve bölge savcısı tarafından onaylanmasından cesaret alan Dallas Ku Klux Klan, sadece 1922’de nehir yatağında 68 kişiyi kırbaçlayarak eziyet etti. Alex Johnson siyahi olmasına rağmen, Dallas Ku Klux Klan’nın çoğu kırbaç kurbanları; karılarına karşı zina, karısını dövme, karılarını terk etme, nafakayı ödemeyi reddetme veya kumar gibi suçlarla itham edilen beyaz erkeklerden de oluşuyordu. Bu örgütün ayrı bir amacı olarak düzen ve ahlak da gündemlerinde yer almaktaydı. Ayrıca Dallas Ku Klux Klan, kanunsuz faaliyetlerini gizlemeye çalışmak yerine, bunu duyurmayı ve herkes tarafından bilinmesini seviyordu. Hatta Klan Dallas, sık sık yerel gazete muhabirlerinin ertesi günün gazetesinde bu konuda bir yazı yazabilmeleri için kırbaçlamalarına devam etti.
Klan Alabama, Klan Dallas’tan daha az şiddetliydi. Klan Alabama, zina ve zina ile suçlanan hem beyaz hem de siyah kadınları kırbaçlardı. Alabama’daki birçok insan beyaz kadınların kırbaçlanmasına onay vermese de hiçbir Klan üyesi şiddetten suçlu bulunmadı.
Klan Indiana’da üyeler, Amerika doğumlu beyaz Protestanlardan oluşuyordu. Bu kişiler çok çeşitli gelirlere ve sosyal statülere sahipti. Belki de bu yüzden Klan Indiana ülkedeki en etkili ve en önemli Ku Klux Klan idi.
1920’lerde üyelerin çoğu Orta Batı ve Batı’da yaşıyordu. 1925’te de ulusal bir tabanı vardı. Beyazların büyük çoğunluğunun Demokrat olduğu Güney’de, Klancılar Demokrattı. Ülkenin geri kalanında üyelik hem Cumhuriyetçilerden hem de Demokratlar ile bağımsızlardan oluşmaktaydı. Klan Amerika Birleşik Devletleri’nin her yerinde sayısız üyeye ve destekçiye sahipti. Ancak aktif olarak Güney ve Orta Batı’da gücü daha fazlaydı. Üye sayısının dört milyonu aştığı ve birçok geniş coğrafi bölgede beyaz erkek nüfusunun %20’sini ve bazı bölgelerde %40’ını oluşturduğu bilinmekte olan bir veriydi (GİTLİN, 2009; 20).
Hiram Wesley Evans (1881-1966), 1922’den 1939’a kadar Amerikan beyaz üstünlükçü örgütü Ku Klux Klan’ın İmparatorluk Büyücüsü idi. Ku Klux Klan’ın Dallas bölümüne katıldığı 1920 yılına kadar Teksas’ta küçük orta derecede başarılı bir uygulama yürüttü. Hızla yükselen Hiram Wesley Evans, Kasım 1922’de Tyler, Clarke ve DC Stephenson da dahil olduğu, William Joseph Simmons’u ulusal lider olan İmparatorluk Büyücüsü konumundan deviren grubun bir parçasıydı. William J. Simmons’ı, Klan’ın pratik kontrolünü ortadan kaldıran bir yeniden yapılanmayı kabul etmesi için kandırdılar (TUCKER, 2004: 94; BLEE, 2009: 22); William J. Simmons, Klan’ın İmparatorluk Büyücüsü olarak kalırsa, anlaşmazlığın organizasyonu engelleyeceğini iddia ettiklerini söyledi (WADE, 1998; 188). Bunun sonucunda Hiram Wesley Evans, 1922’de Atlanta, Georgia’da düzenlenen “Klovokation”da Klan’ın İmparatorluk Büyücüsü konumuna yerleşti ve Ku Klux Klan’ı siyasi bir güce dönüştürmeye çalıştı. Hiram Wesley Evans ve William Joseph Simmons arasında yasal bir savaş olmasına rağmen, bu süre zarfı içinde William Joseph Simmons ‘imparator’ unvanını aldı ama kontrol mekanizmasını Hiram Wesley Evans elinde tutmayı başardı. Ancak, aralarındaki gerilimin sonucunda, William J. Simmons’u “Bolşevik Klan üyelerinin harekete ihanet eden lideri” olarak nitelendirdi ve daha sonra eski lideri kovdu (BENNETT, 1988; 213).
Klan’ın yeni lideri olarak göreve başlayan Hiram Wesley Evans, Protestanlığı Amerikan vatanseverliğinin temel bir yapı taşı haline getiren bir tür yerlici, beyaz üstünlüğü geliştirdi (HOROWİTZ, 1997; 83). Hiram W. Evans’a göre beyazlık ve Protestanlık eşit derecede değerliydi ve bazen bir arada tutuluyordu (WADE, 1998; 193). Ku Klux Klan’ın İdealleri başlıklı bir broşürde Hiram W. Evans, Klan’ı şöyle tanımladı (RİCE, 192; 20):
1. Bu beyaz bir adamın örgütü.
2. Bu bir centilmenlik örgütüdür.
3. Bu bir Amerkan örgütüdür.
4. Bu Protestan bir örgüttür.
Hiram Wesley Evans’ın görev süresinin ilk yıllarında, Klan rekor sayılara ulaştı; zirve aralığının 2,5 milyon veya 6 milyon üye arasında olduğu tahmin ediliyor, ancak kayıtlar zayıf ve rakam doğru bir şekilde belirlenemiyor (WADE, 1998; 192). Ayrıca örgütün toplam varlıklarını Temmuz 1922’den Temmuz 1923’e kadar iki katından fazla artırarak önemli ölçüde yükseltti (MCVEİGH, 2009; 25).
Hiram Wesley Evans, Dallas Ku Klux Klanı’nın lideri konumunda iken siyahi bir adamın kaçırılmasına ve işkence edilmesine öncülük etmişti. Ancak İmparatorluk Büyücüsü olarak, siyasi nüfus kazanma girişimlerini engelleyeceğinden korktuğu için kanunsuz eylemleri açıkça caydırdı. 1923’te Hiram Wesley Evans, 200.000’den fazla kişinin katıldığı tarihin en büyük Ku Klux Klan toplantısına başkanlık etti ve 1924 seçimlerinde birkaç başarılı adayı onayladı. Ku Klux Klanı’nın merkezini Atlanta’dan Washington DC’ye taşıdı ve Washington DC’de 1926 yılında klan tarihinin en büyük yürüyüşü olan 40.000 üyeli bir yürüyüşü gerçekleştirdi. Ancak Hiram W. Evans, iki kat daha fazla insan beklediği için hayal kırıklığına uğradı ve yürüyüş üyelikteki çöküşü durduramadı. Hiram Wesley Evans’ın tüm çabalarına rağmen, Ku Klux Klan 1920’lerin başlarında, rakipleri arasındaki siyasi çabalarını engelleyen liderlik mücadeleleri nedeniyle tanıtıma zarar vererek hırpaladı. 1929’da Hiram W. Evans, üyelik sayılarının düştüğünü kabul etti ve yakın zamanda tekrardan geri dönüş gerçekleştireceğini tahmin etmişti. Tarihçiler bu üye kaybını, Klan liderliğinin beceriksizliğine ve ikiyüzlülüğüne bağladılar (MCVEİGH, 2009; 182). McVeigh, Klan’ın diğer siyasi gruplarla ittifak kuramamasının grup içindeki siyasi güç ve dayanışmanın keskin kaybına yol açtığını savunuyor (MCVEİGH, 2009; 183).
1925’teki zirvesinden sonra, çoğu alanda Klan üyeliği hızla azalmaya başladı. Belirli olaylar da Klan’ın düşüşüne katkıda bulundu. Indiana’da, Grand Dragon (Büyük Ejderha) DC da Stephenson’ın, 1925 cinayet davasını çevreleyen skandala imza atması, Ku Klux Klan’ın kanun ve düzenin koruyucusu imajını yok etti. DC Stephenson, 1925’teki duruşmasında, beyaz bir öğretmen olan Madge OberHoltzer’in tecavüzüne ve ardından ölümüne neden olduğu için ikinci derece cinayetten suçlu bulundu. Stephenson’ın mahkumiyetinin ardından Klan Indiana’da dramatik bir düşüş yaşadı. Dolayısıyla bu olayın etkisiyle de 1930’lara kadar üye sayısı yaklaşık 30.000’lere kadar düştü.
1930’larda, Klan’ın halk desteği büyük ölçüde azalmaya başladı ve özellikle Güney’deki üye sayısı yaklaşık 100.000 kişiye kadar düştü. 1930’lardaki Büyük Buhran (Ekonomik Bunalım) da Ku Klux Klan’ın gelirini önemli ölçüde azalttı ve Hiram W. Evans’ın maaşını tamamlamak için bir inşaat şirketinde çalışmasına neden oldu. Hiram W. Evans, özel olarak seçtiği personel şefi, James Arnold Colescott, giderek Hiram W. Evans’ın tüm sorumluluklarını üstlenmeye başladı. Hiram Wesley Evans, 1939’da Katolik karşıtlığını reddetmesi sıradan Klan üyeleri tarafından sevilmediğini kanıtladığı için etkili bir şekilde Ku Klux Klan’daki görevinden istifa etti. Yerine Genelkurmay başkanı James Arnold Colescott geçti.
James Arnold Colescott (1897-1950), 1939’dan 1944’e kadar Ku Klux Klan’ın İmparator Büyücüsü görevini yapmıştır. James A. Colescott, daha önce Hiram W. Evans’ın alt kadrosunda kurmay başkanı olarak görev almıştı. Görevi devralan James A. Colescott’un işi çok zordu. Neredeyse ölmüş bir Klan’ı canlandırması isteniliyordu, James A. Colescott’dan. James A. Colescott, Büyük Buhran’ın etkisini taşıyan üyelerin göçünü durdurmayı başaramadı. Klan’a başlangıç ücretini 10 dolardan 6 dolara düşürmek ve yeni işe alınanlara 6,50 dolar yerine 3,50 dolara daha ucuz cüppeler sağlamak pek de fazla sonuç vermedi (NEWTON, 2010; 100-101).
1930’ların sonlarından beri, kırbaçlama, adam kaçırma ve cinayetlere karışan Klan raporları vardı. Tüm bu eylemler, sistemli bir düzenin parçası olmaktan ziyade düzensiz görünüyordu. James Arnold Colescott, kamuoyunda Klan hakkında olumlu bir algı oluşturmak için, basına ‘kırbaçlamaya, linçlere ve yıldırmalara karşı olduğunu’ duyurdu (NEWTON, 2010; 100-101).
Nisan 1944’te IRS (İç Gelir Servisi), Klan’a karşı 1920’lerden kalma ödenmemiş vergiler, cezalar ve faizler için 685.305 dolarlık bir haciz davası açtı. James A. Colescott, toplanan özel Klonvokasyon toplantısında örgütü feshetmeye karar verdi (MCGİLL, 1963; 137) ve 23 Nisan 1944’te resmen istifa etmeden önce, beş üyeden oluşan geçici bir yönetim komitesi kurdu (ATKİNS, 2011; NEWTON, 2010:102). 23 Nisan’da Atlanta’da son Klonvokasyon toplantısı yapıldı. Kararları, merkezi Klan örgütünü dağıttı, “tüm dereceleri iptal etti, tüm ofisleri boşalttı, tüm tüzükleri geçersiz kıldı ve her Klan üyesini herhangi bir yükümlülükten kurtardı.” Artık yerel olarak birbirinden bağımsız hareket ederek faaliyetlerine devam edebilirler. Son Klonvokasyon, onları “gayrî resmi, tüzel kişiliği olmayan bir ittifak” içinde hareket etmeye çağırdı (QUARLES, 1999). Dolayısıyla 1944’te ikinci Ku Klux Klan, IRS’ın örgüte karşı büyük bir vergi yükümlülüğü getirmesinden sonra İmparatorluk Büyücüsü James Arnold Colescott tarafından dağıtıldı.
2.3.Ku Klux Klan’ın (KKK) Üçüncü Dönemi (1946-….)
Ku Klux Klan, 1946 yılında Samuel Green tarafından Stone Mountain’deki bir törenle yeniden kuruldu (QUARLES, 1999; 80-83). Örgüt bu sefer öncelikle Georgia’da (Gürcistan) faaliyet gösteriyordu. Samuel Green 1949’da görevini İmparator Büyücüsü olarak Samuel Roper aldı ve Samuel Roper’in yerini de 1950’de Eldon Edwars aldı. Atlanta merkezli Eldon Edwars, Ku Klux Klan’ın farklı gruplarını Amerika Birleşik Devletleri’nin diğer bölgelerinden birleştirerek örgütü yeniden inşa etmeye çalıştı. Ancak örgütün gücü kısa sürdü ve grup diğer Klan örgütleriyle rekabet ederken dağıldı.
1959’da Roy Elonzo Davis, Eldon Edwars’ı ulusal lider olarak takip etmek üzere seçildi. Eldon Edwars daha önce iki Klan örgütünü birleştirmek amacıyla Roy Elonzo Davis’i Grand Dragon (büyük Ejderha) olarak atamıştı. Roy Elonzo Davis; Teksas, Arkansas, Louisiana ve Mississippi’deki Ku Klux Klan’lara zaten liderlik ediyordu. Roy Elonzo Davis, 1961 ve 1962 yıllarında üye toplamak için Florida ve diğer Güney eyaletlerde mitingler düzenliyordu. Ayrıca Roy Elonzo Davis, William Joseph Simmons’ın yakın bir arkadaşıydı ve 1915’te ilk kez reform yaptığından beri Ku Klux Klan’da aktif bir şekilde yer alıyordu.
Kongre, John F. Kennedy’nin (Eski Amerika Birleşik Devletleri Başkanı) Dallas’ta öldürülmesinin sonra 1964’ün başların da Ku Klux Klan hakkında bir soruşturma başlattı. Dallas merkezli olan Roy Elonzo Davis, Ku Klux Klan’ın Orijinal Şövalyelerinden bir Kongre mahkeme celbi aldıktan kısa bir süre sonra Ku Klux Klan’ın Orijinal Şövalyeleri İmparatorluk Büyücüsü görevinden istifa etti. Klan’ın Orijinal Şövalyeleri, birçok üyenin Kongre’den önce ifade vermeye zorlanmasından sonra iyice bölünmeye ve parçalanmaya başladı (QUARLES, 1999; 80-83).
1960’ların başında İmparatorluk Büyücü Samuel Bowers’ın önderliğinde Mississippi ve Lousiana’da Ku Kux Klan Beyaz Şövalyeleri kurulmuştu. Ku Klux Klan örgütünün bir parçası olan bu örgüt, 1964 yılında İmparatorluk Büyücüsü Roy Elonzo Davis’in istifasından sonra Ku Klux Klan Orijinal Şövalyelerinden ayrıldıklarını ilan ettiler. FBI’nın Mayıs 1965’te yayınlanan raporuna göre, Ku Klux Klan’ın o dönemde toplam üye sayısının yaklaşık 9000 olduğunu ve 14 farklı örgüte bölündüğünü açıklamıştı. FBI, Roy Elonzo Davis’in Ku Klux Klan’ın Orijinal Şövalyelerinin en büyük grup olduğunu ve yaklaşık 1500 üyesi olduğunu da bildirdi. Alabama Eyaleti’den Robert Shelton, 400 ila 600 üyeden oluşan bir gruba liderlik ediyordu. Kongre araştırmacılarına göre, 1965 yılının sonlarına doğru Ku Klux Klan’ın Orijinal Şövalyeler örgütünün üyelerinin çoğunun Robert Shelton’ın Birleşik Klanlarına katıldığını ve Ku Klux Klan’ın Orijinal Şövalyelerinin dağıldığını açıkladı. Robert Shelton’ın Birleşik Klan’ı, rakip gruplardan üye toplamaya devam etti ve 1970’lere kadar ki en büyük Klan grubu olarak kaldı. 1960’ların sonlarına doğru tahmini 30.000 üye ve 250.000 üye olmayan taraftarı ile zirveye ulaştı (Amerikanlar Karşıtı Faaliyetler Komitesi, 1966; 49).
Ulusal organizasyonun çöküşünden sonra, küçük birbirinden bağımsız gruplar, çeşitli varyasyonlarla birlikte “Ku Klux Klan” adını benimsedi. Birbirleriyle resmi bir ilişkileri yoktu ve çoğunun ikinci Ku Klux Klan ile terminolojisi ve kostümlerini kopyalamaları dışında hiçbir bağlantısı yoktu. Dolayısıyla Ku Klux Klan’ın üçüncü ve güncel tezahürü, 1950’den sonra Ku Klux Klan adını kullanan yerel ve izole gruplar şeklinde ortaya çıktı. Aktivistleri bastırmak için sıklıkla şiddet ve cinayet kullanarak sivil haklar hareketine muhalefete odaklandılar. Örneğin 1950’leden başlayarak, Birmingham, Alabama’daki bireysel Klan grupları, geçiş mahallelerindeki evleri bombalayarak toplumsal değişimi ve siyahların hayatlarını iyileştirme politikalarını bastırmaya çalıştılar. Beyaz adamlar, fiziki şiddet araçlarına erişimi kolaylaştırmak için madencilik ve çelik endüstrilerinde çalışmaya başladılar. 1950’lerde Klan grupları tarafından Birmingham’da siyahların evlerine kadar fazla bomba atıldı ki şehre “Bommingham” lakabı bile takıldı.
1950’lerde ve 1960’larda Klan üyeleri tarafından gerçekleştirilen korkunç cinayetler;
- Mims, Florida’da 1951 Noel gecesine ev sahipliği yapan Ulusal Renkli İnsanların Gelişim Derneği (NAACP) aktivistleri Harry ve Harriette Moore, o gece eve atılan bomba sonucu öldürülmüşlerdir.
- 1957 yılında bir Ku Klux Klan üyesi tarafından bir köprüden Alabama Nehri’ne atlamaya zorlanan, 24 yaşındaki Afrikalı Amerikalı Willie Edwars Jr.
- Ulusal Renkli İnsanların Gelişim Derneği (NAACP) organizatörü Medgar Evers’in 1963’te Mississippi’de öldürülmesi. 1994 yılında eski Ku Klux Klan üyesi Byron De La Beckwith bu cinayetin faili olarak hüküm giydi.
- 15 Eylül 1963 yılında Birmingham, Alabama’da 16. Sokak Baptist Kilisesi’nin bombalanması sonucunda Afro-Amerikan 4 kız öldürüldü ve 22 kişi de yaralanmıştı. Failler, 1977’de hüküm giymiş Ku Klux Klan üyeleri Robert Chambliss, 2001 ve 2002’de hüküm giymiş Thomas Edwin Blanton Jr. ve Bobby Frank Cherry idi. Dördüncü şüpheli Herman Cash ise hakkında dava açılmadan önce öldü.
- 1964 yılında Mississippi’de görev yapan üç sivil hak çalışanı Chaney, Goodman ve Schwerner’in cinayetleri. Haziran 2005’te Ku Klux Klan üyesi Edgar Ray Killen adam öldürmekten suçlu bulundu.
- 1965’te Alabama’daki Viola Liuzzo cinayeti. Viola Liuzzo, sivil haklar yürüyüşüne katılmak için eyaleti ziyaret eden beş çocuklu, Güneyli bir Detroit annesiydi.
- Ulusal Renkli İnsanların Gelişim Derneği (NAACP) lideri Vernon Dahmer Sr.’nin 1966 yılında Mississippi’de Ku Klux Klan İmparatorluk Büyücüsü tarafından yangın bombasıyla öldürüldü. 1998’de eski Ku Klux Klan İmparatorluk Büyücüsü Samuel Bowers cinayetten suçlu bulundu ve müebbet hapis cezasına mahkûm edildi. Diğer suç ortakları olan iki Ku Klux Klan üyesi Samuel Bowers ile birlikte suçlandı, ancak biri yargılanmadan önce öldü ve diğerinin de iddianamesi reddedildi.
Ve yine cinayete kurban giden başka siyahi insanları ve aktivistleri sıralayabiliriz.
Ku Klux Klan, 1960’ları başlarında özellikle Güney genelinde Ku Klux Klan etkinliğinde bir artış oldu. Bu dönemde özellikle siyah ya da beyaz olsun insan hakları aktivistlerine yönelik dayak, bombalama, cinayet gibi şiddet eylemleri düzenlemeye devam ettiler.
Yasal ayrımcılığı yasaklayan ve oy haklarının korunmasının uygulanmasını yetkilendiren federal yasanın kabul edilmesinden sonra, Ku Klux Klan üyeleri 1960’larda ırk ayrımını kaldırmak için mahkeme emriyle otobüs seferlerine, pozitif ayrımcılık eylemine ve daha açık olarak göçmenliğe karşı çıkmaya başladı ve 1971’de Ku Klu Klan üyeleri Pontiac, Michign’da 10 okul otobüsünü bombalayarak imha etti.
Modern Ku Klux Klan, tek bir örgüt değildir. Bunun yerine Amerika Birleşik Devletleri’ndeki küçük bağımsız, izole bölümlerden oluşur. 1999 tarihli bir Hareketle Mücadele Birliği (ADL) raporuna göre, Ku Klux Klan’ın o zamanki tahmini büyüklüğü ‘Birkaç binden fazla değil, 100 birimden biraz fazla olacak şekilde organize edildi.’ idi. 2017 yılında, aşırılık yanlısı grupları izleyen, Güney Yoksulluk Hukuk Merkezi (SPLC), şu anda Amerika Birleşik Devletleri’nde aktif olan en az 29 ayrı rakip Ku Klux Klan grubu olduğunu ve üyelerin, aidatlar için birbirleriyle rekabet ettiklerini tahmin ediyor (STACK, 2017). Bağımsız bölümlerin oluşumu, Ku Klux Klan gruplarının içine sızmayı güç haline getirdi ve araştırmacılar sayılarını tahmin etmekte zorlanıyor. Analistler, Ku Klux Klan üyelerinin yaklaşık üçte ikisinin Güney Amerika Birleşik Devletleri’nde yoğunlaştığına ve diğer üçte birinin ise esas olarak aşağı Orta Batı’da yer aldığına inanıyor (Aktif Amerika Birleşik Devletleri Nefret Grupları, 2005).
1990’lardan bu yana yine Amerika’nın Güney’inde 6-10 bin arasında üyesi olduğu da tahmin ediliyor. Bir süredir Klan’ın sayıları sürekli düşüyor ama bu düşüşün Klan’ın internet kullanımındaki yetkinlik eksikliğine, şiddet geçmişine, rekabet halindeki nefret gruplarının çoğalmasına ve Klan’a katılmaya istekli genç ırkçı eylemcilerin sayısındaki düşüşe bağlanıyor (PALMER, 2012). Irkçı, göçmek karşıtı, yabancı düşmanı görülen bu örgüt günümüzde de halen aktif bir şekilde göz önüne çıkmasa da gizli faaliyetlerine, eylemlerine ve etkinliklerine devam ediyor.
Bu örgüt son olarak da Amerika’da başkanlık seçimlerinde yarışan ve ırkçı söylemleriyle tanınan Cumhuriyetçi parti aday adayı Donald Trump’a destek verdiğini açıkladı.
3. KU KLUX KLAN (KKK) ÖRGÜTÜNÜN TOPLUMSAL HAREKETLER BAĞLAMINDA İNCELENMESİ
3.1. Yapı ve Tema Alanı
Klasik Toplumsal Hareketlerin en temel özelliği devletle, hükümetle ve yönetimle olan mücadelesidir. İdeolojik tabanlı olduğu için Klasik Toplumsal Hareketler devrim ister yönetimi değiştirmek ister veya devlet düzenini değiştirmek ister. Yeni Toplumsal Hareketler ise devletle, hükümetle veya yönetimle hiçbir zaman bir mücadele içine girmemiştir. Ayrıca Yeni Toplumsal Hareketlerin devletin yapısını değiştirmek, sistemi değiştirmek veya yeni bir devlet kurmak gibi düşünceleri yoktur.
Bu bağlamda Ku Klux Klan faaliyetlerini Klasik Toplumsal Hareketler içinde değerlendirebilmek mümkündür. Çünkü devletin siyahi insanlara verdiği/tanıdığı hakların geri alınması, beyaz üstünlüğünün devletçe de kabul görülmesini istiyorlardı. Burada sistemi, devlet düzenini düzenlemeye yönelik bir girişim söz konusudur. Bu konu bakımından Klasik Toplumsal Hareketler bağlamında benzerlik göstermektedir.
3.2. Aktörler
Klasik Toplumsal Hareketler de bulunan aktörler; irrasyonel, bilinç dışı ve kalabalığın içinde ne yaptığını bilmeyen insanlar olarak değerlendirilir. Yeni Toplumsal Hareketler de bulunan aktörler ise oldukça bilinçlidir. Bir birey olarak kendi bireyliğini ve düşüncesini muhafaza eder, kalabalığın içinde kaybolmaz.
Bu bağlamda Ku Klux Klan’da yer alan üyeleri Yeni Toplumsal Hareketler bağlamında inceleyebilmek mümkündür. Çünkü örgüt üyeleri bilinçli bir şekilde görüşlerini ifade etmekte ve siyahilerin köle olduğunu dile getirmektedir. Düşüncesini dile getirmekten ve siyahilerle eşit haklara sahip olmaktan rahatsız olduklarını açıkça ifade ederler. Örgütün amacı belli iken tesadüfi bir şekilde klanda üye olunmaz. Dolayısıyla bu konuda Ku Klux Klan, Yeni Toplumsal Hareketler bağlamında benzerlik göstermektedir.
3.3. Hedefler
Klasik Toplumsal Hareketler de köklü değişikliklerin öngörüldüğü, bütün toplumsal sistemi etkileyen daha genel ve makro hedeflerin olduğu bir hedef sistemi vardır. Yeni Toplumsal Hareketler de ise daha kısa vadeli ve küçük kazanımlara sahip oldukça belirli ve sınırlı hedefler tayin edilebilmektedir (Tecim, 2018: 28)
Bu bağlamda Ku Klux Klan’ı hedefler bakımından Klasik Toplumsal Hareketler içinde ele alabiliriz. Çünkü Klan üyelerinin nihai hedefi siyah ırkın köle, beyaz ırkın ise üstün görülmesidir. Kısaca ırkçılık da diyebiliriz. Bu durumda toplumsal sistemi derinden etkileyen bu faaliyetleri, hedeflerine giden yoldaki girişimleri olarak adlandırabiliriz. Bu durumda Ku Klux Klan, hedefleri bakımından Klasik Toplumsal Hareketler bağlamında benzerlik göstermektedir.
3.4. Örgütsel Yapı
Klasik Toplumsal Hareketler de örgütsel yapı, hiyerarşik ve merkeziyetçi bir sistemden oluşur. Liderleri vardır ve beraber hareket ederler. Yeni Toplumsal Hareketler ise örgütlü bir hiyerarşik yapı yaratmayı sevmezler. Kendi içlerinde bir elitler grubu oluştururlar ve bireyler kendi öznelliklerini yitirmeyi istemezler.
Bu bağlamda Ku Klux Klan’da örgütlü bir hiyerarşik yapının var olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü Ku Klux Klan, hiçbir zaman merkezi bir yapı altında çalışmadı. Yerel bölümleri ve grupları son derece bağımsızdı. Dolayısıyla bu konuda Ku Klux Klan, Yeni Toplumsal Hareketler bağlamında benzerlik göstermektedir.
3.5. Eylem Biçimi
Klasik Toplumsal Hareketler genelde Marksist eylem biçiminin öngördüğü devrim ve çatışma fikrini öne alarak eylemlerini gerçekleştirirler. Ayrıca Klasik Toplumsal Hareketler de eylem biçimi kanlı sonuçlanır. Yeni Toplumsal Hareketler ise daha müzakereci bir yapıya sahiptir. En temel kuralları, üçüncü bir şahsa zarar vermemektir. Burada birinci şahıs eylemci, İkinci şahıs otorite (muhatap), üçüncü şahıs ise eylemci ve otorite dışındaki tüm herkes ve her şeydir.
Bu bağlamda Ku Klux Klan’ın Klasik Toplumsal Hareketler içinde incelenmesi gerektiğini söyleyebiliriz. Çünkü Klan’ın amacı, siyahilere yönelik bir şiddet ve kölelik damgası girişimini meşrulaştırmaktır. Klan’ın kuruluş felsefesi siyahilere şiddet uygulamak, işkence etmek ve zarar vermek üzerinedir. Bu durumda Ku Klux Klan’ın eylem biçimi, Klasik Toplumsal Hareketler bağlamında benzerlik göstermektedir.
4. SONUÇ
Günümüzde Wadsworth Atheneum Sanat Müzesi’nde Ku Klux Klan (KKK) örgütüne ait 1928’den kalma bir cübbe sergilenmektedir. Bu cübbe Kuzey’deki Connecticut’tan New England bölgesinden. Bu müzenin insanlara hatırlatmak istediği şeylerden biri, Connecticut bölgesinde de kölelik olduğu ve Klan’ın burada da 20. yüzyılın başlarına kadar etkin olduğudur. Cübbe sergiye dahil edilmeden önce çeşitli tartışmalara sebep oldu. ‘Afrika kökenli Amerikalıların tarihte başardıkları hakkında bu cübbe neler anlatıyordu?’ veya ‘Cübbeyi müzeye koyarak neyi hedeflemişlerdir?’ gibi tartışmalara sebep olmuştur. Bu koleksiyon siyahi Amerikalıların özgürlük ve eşitlik için yüzyıllar süren mücadelelerini temsil ediyor. Bu cübbe giyen kişiyi bir üyeye bir sembole, daha büyük bir oluşumun bireysellikten arındırılmış bir üyesine dönüştürmek için vardı. Dikişinden ve kumaşından gözlemlenilene göre, seri üretilen ve ucuz olması muhtemel bir malzeme. Bunun sonucu olarak da en geniş kitleye ulaşması gerekiyordu.
Klan’ın tek amacı 19. yüzyılda olduğu gibi siyahilere zor zamanlar yaşatmak değil, aynı zamanda özellikle katoliklerden, yahudilerden ve doğu ya da güney avrupalılardan oluşan göçmen dalgasına tepki göstermekti. Fakat Afrika kökenli amerikalılara karşı olan yaptırımlar her zaman bir odak noktasıydı. Bu, önceden köleleştirilmiş insanlar tarafından talep edilen özerkliğe karşı doğmuş bir hareketti. Klan, köken olarak kesinlikle beyaz üstünlüğünü ön gören bir projeydi. Klan, köleleştirilmiş veya özgür işçiler olan Güney’deki Afrika kökenli insanların kontrol altına alınmasını istiyor, onların ses çıkarmamalarını veya zor koşullarda çalışmalarını ya da fakir kalmalarını ve mülklerinden olmalarını sağlamaya çalışıyordu. Klan’ın beyaz olarak görmediği ve hegemonyalarına tehdit olarak gördükleri yeni göçmenlerde hedefti.
Cübbe sergilenmeye başladıktan sonra ellerinde çeşitli materyal bulunan ancak bunları sergileyemeyen kurumlar için oldukça teşvik edici oldu. Ellerinde 19. yüzyıldan kalma ırkçılığı gösteren malzemeleri olan bazı müzeler bunları sergiledi ve böylece bu konular hakkında konuşulmaya başlandı. İnsanlar birbirinden öğrendi. Bu bağlamda, bu nesnelerin tarihteki yeri hakkında çok şey öğrenildiğini söyleyebilmek mümkündür. Yani geçmişte yaşanan, konuşulması gereken ancak göz ardı edilen konular bu cübbenin sergilenmesiyle birlikte konuşulmaya başlandı. Dolayısıyla insanlara tarihi hatırlatabileceğimiz böylesi eserlerin varlığı çok önemli. Çünkü tarih çok kolay ve hızlı bir şekilde unutuluyor.
KAYNAKÇA
1 Kadim Ansiklopedi (18.02.2020). “Altın Çember Şövalyeleri – Knights of the Golden Circle (KGC)”, Erişim Tarihi: 12.12.2021, https://kadimansiklopedi.com/altin-cember-sovalyeleri-knights-of-the-golden-circle-kgc/
2 Horn, Stanley F. (1939). “Görünmez İmparatorlak: Ku Klux Klan’ın Öyküsü, 1866-1871”, Montclair, New Jersey: Patterson Smith Yayıncılık Şirketi, s.9: Kurucular John C. Lester, John B. Kennedy, James R. Crowe, Frank O. McCord, Richard R. Reed ve J. Calvin Jones idi.
3 Fleming, Walter J., ed. (1905). “Ku Klux Klan: Kökenleri, Büyümesi ve Dağılması”, Noel Yayıncılık, s.27.
4 Du Bois, WEB (1935). “Amerika 1860-1880’de Siyah Yeniden Yapılanma”, (1998 ed.), Özgür basın, ISBN 9780684856575, s.679-680, Erişim Tarihi: 20.12.2021.
5 Du Bois, WEB (1935). s.671-675.
6 Lindemann, Albert S. (1991). “Suçlanan Yahudi-Üç Anti-semitik Olay-Dreyfus, Beilis, Frank, 1894-1915”, Cambridge Ünviversitesi Yayınları, ISBN 0-521-40302-2, s.225.
7 Martinez, J. Michael (2007). “Carpetagers, Süvari ve Ku Klux Klan: Yeniden Yapılanma Sırasında Görünmez İmparatorluğu Ortaya Çıkarmak”, Rowman ve Littlefield Yay., P.24, ISBN 978-0-7425-7261-4, Erişim Tarihi: 20.12.2021.
8 Foner, Eric (1998). “Yeniden Yapılanma: Amerika’nın Bitmemiş Devrimi, 1863-1877”, Çok Yıllık (HarperCollins), ISBN 9780060914530, s.425-426.
9 Parsons, Elaine Frantz (2005). “Midnight Rangers: Yeniden Yapılanma Dönemi Ku Klux Klan’da Kostüm ve Performans”, Amerikan Tarihi Dergisi, s.811-836.
10 Foner, Eric (1988). “Yeniden Yapılanma: Amerika’nın Bitmemiş Devrimi, 1863-1877”. ISBN 9780060914530, s.458, Erişim Tarihi: 12.12.2021.
11 Rable, George C. (1984). “Ama Barış Yoktu: Yeniden Yapılanma Siyasetinde Şiddetin Rolü”, (2007 ed.). Georgia Üniversitesi Yayınları, ISBN 9780820330112, s.101, 110-111, Erişim Tarihi: 12.12.2021.
12 Wormser, Richard. “İcra Kanunları (1870-1871)”. PBS: Jim Crow Hikayeleri. 4 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi.
13 Rable, George C. (1984).
14 McWhirter, Cameron (2011). “Red Summer: The Summer of 1919 and the Awakening of Black America”, New York: Henry Holt and Company, ISBN 978-0-8050-8906-6, s.65, Erişim Tarihi: 09.01.2022.
15 Jackson, Kenneth T. (1967). “The Ku Klux Klan in the City, 1915-1930”, (ed.1990), New York, s.18.
16 Gitlin, Marty (2009). “Ku Klu Klan: Bir Amerikan Alt Kültürü Rehberi”, s.20.
17 Blee, Kathleen M. (2009). “Klan Kadınlar: 1920’lerde Irkçılık ve Cinsiyet”, Kaliforniya Üniversite Basımı, ISBN 978-0-520-25787-0, s.22, Erişim Tarihi: 12.12.2021.
18 Tucker, Todd (2004). “Notre Dame vs. the Klan: How the Fighting Irish Defeated the Ku Klux Klan”, Loyala Press, ISBN 978-0-8294-1771-5, s.94, Erişim Tarihi: 09.01.2022.
19 Wade, Wyn Craig (1998). “Ateşli Haç: Amerika’daki Ku Klux Klan”, Oxford Univercity Press, ISBN 978-0-19-512357-9, s.188, Erişim Tarihi: 12.12.2021.
20 Bennett, David H. (1988). “The Party of Fear: From the Nativist Movements to the New Right in American History”, Univercity of North Carolina Press, ISBN 978-0-520-25787-0, s.213, Erişim Tarihi: 12.12.2021.
21Horowitz, David A. (1997). “Beyond Left & Right: Insurgency and the Establishment”, Univercity of Illinois Press, ISBN 978-0-252-06568-2, s. 83, Erişim Tarihi: 09.01.2022.
22 Wade, Wyn Craig (1998). s. 193.
23 Rice, Arnold S. (1962). “Amerikan Siyasetinde Ku Klux Klan”, Public Affairs Press, s. 20.
24 Wade, Wyn Craig (1998). s. 192.
25 McVeigh, Rory (2009). “The Rise of the Ku Klux Klan: Right-Wing Movements and National Politics”, Univercity of Minnesota Press, ISBN 978-0-8166-5619-6, s.25, Erişim Tarihi: 12.12.2021.
26 McVeigh, Rory (2009). s. 182-183.
27 Newton, Michael (2010). “Mississippi a History Ku Klux Klan, Jefferson”, NC: McFarland & Company, s. 100-101.
Atkins, Steven E. (2011). “Moderm Amerika Tarihinde Sağcı Aşırılık Ansiklopedisi”.
28 Newton, Michael (2010). s.100-101.
29 McGill, Ralph (1963). “The South and the Southherner”, Boston: Little, Brown, s. 137.
30 Atkins, Steven E. (2011). “Modern Amerika Tarihinde Sağcı Aşırılık Ansiklopedisi”.
Newton, Michael (2010). s.102.
31 Quarles, Chester L. (1999). “Ku Klux Klan and Related American Racialist and Antisemitic Organizations: A History and Analysis”, Jefferson, N.C.: McFarlanf & Company.
32 Quarles, Chester L. (1999). s. 80-83.
33 Amerikan Karşıtı Faaliyetler Komitesi (Ocak 1966). “Amerika Birleşik Devletleri Ku Klux Klan Örgütlerinin Faaliyetleri; Kısım 1-5”, Amerika Birleşik Devletleri Kongresi, s. 49.
34 Amerikan Karşıtı Faaliyetler Komitesi (Ocak 1966). s.49.
35 Stack, Liam (13 Şubat 2017). “Bir Ku Klux Klan Grubunun Lideri Missouri’de Ölü Bulundu”, New York Times, 15 Şubat 2017 tarihinde arşivlenmiştir.
36 “Aktif Amerika Birleşik Devletleri Nefret Grupları”, İstihbarat Raporu, Güney Yoksulluk Merkezi. 6 Nisan 2005 tarihinde arşivlenmiştir.
37 Palmer, Brian (8 Mart 2012). “Ku Klux Kontraksiyonu: Ku Klux Klan bir yılda bölümlerinin yaklaşık üçte birini nasıl kaybetti?”, Online Slate Dergisi, 25 Mart 2012 tarihinde arşivlenmiştir.
38 Tecim, Erhan (2018). “Sosyal Hareketler Çağı”, (ed. Ferhat Tekin, Erhan Tecim), İstanbul, Açılım Kitap.
39 Ku Klux Klan cübbesi, yaklaşık 1928 (Amistad Kültür & Sanat Merkezi, Wadsworth Atheneum Sanat Müzesi, Hartford). Bir Seeing America videosu. Erişim Tarihi: 24.01.2022, https://www.youtube.com/watch?v=ARSO10l_NFo
SİYAH = KÖ
Tebrik ederim. Başarılı çalışma olmuş.
Teşekkür ederim 😊
Rica ederim. 😊