Kültür; toplumun kendi toplumsal yaşantısı doğrultusunda ürettiği örf, adet, gelenek ve göreneklerdir. Her birey ve her toplum bir kültüre sahiptir, kültürsüz bir toplum bulunmamaktadır. Kültür kavramı; bireyin yaşantısı gerek doğrudan gerekse dolaylı yollardan sürekli olarak etkilemektedir. Toplumun kültürü, o toplumda yaşayan bireyler tarafından ve kitle iletişim araçları sayesinde kuşaktan kuşağa aktarılmaktadır. Frankfurt okulu da başlarda temele ekonomiyi alan daha sonra ekonominin tek başına yeterli olmadığını düşünerek yönünün kültüre çevirmiştir. Frankfurt okulu düşünürleri kültür endüstrisini kavramını kullana kadar toplumda kitle kültürü kavramının kullanışlılığı vardır, ancak toplumsal hayattaki değişmeler, sosyal yaşantımızı etkileyen yapıların artmasıyla, Frankfurt okulu kültür endüstrisi kavramını tercih etmişlerdir.
Kültür endüstrisi kavramı, Frankfurt okulu düşünürlerinin başta gelenlerinden olan Adorno tarafından ortaya koyulmuştur, Adorno kültür endüstrisi kavramıyla kültürün de bir kapitalizm aracı gibi alınıp satıldığını açıklamaya çalışmıştır. Ve bu tanımlamasıyla Adorno şunu da göstermiştir ki kültür endüstrisi kavramı kültür den çok endüstri üzerinde duran bir kavramdır. Ve kültür endüstrisi kavramı sürekli olarak kendini yenileyen bir yapı halini almıştır. Toplumun tüketeceği ürünler için önce zemin hazırlanır ve sonra bireyin ilgisini çekecek yollar kullanılarak ürünler satışa sunulur.
Adorno’ya göre günümüzde tüketim kaçınılmazdır. Tüketimi sağlayan kitle iletişim araçları varlıklarını kütür endüstrisi kavramında gösterirler. Bireyler tüketerek var oluyor ve tüketim yaparken kurdukları etkileşimlerde kimlik kazanıyorlar, birey tüketimden kaçarak yaşamaya çalışırsa toplumdan dışlanmaya başlıyor. Kültür endüstrisi kavramı da bunun üzerine odaklanıyor, bireyi tüketime zorlamasa da bireyin tüketim yapmasını sağlayacak söylemler yaratıyor. Ve bunlar medya aracılığıyla topluma aktarılmasını sağlıyor. Örneğin televizyon reklamı internet alışverişini zihinlerimize empoze eder ve toplumda internet alışverişi hız kazanır. Artık böyle bir düşünce oluşur ve toplum internet üzerinden alışverişe yönelir.
Frankfurt okulu düşünürleri ne göre kültür endüstrisi kavramı modernliğin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır ve bu kavram denetim araçlarının etkisini göstermek içinde kullanılmıştır. Frankfurt okulu düşünürlerine göre modernizmle birlikte bilgi toplum üzerinde tahakküm kuran bir yapı haline gelmiştir.
Özetle; kültür endüstrisi bireyleri sürekli olarak tüketime yapmaya yönlendirir. Bu yapılırken de bireylere aslında ihtiyaçları olmayan şeyleri, bireylerin ihtiyacı gibi sunarlar. Bu sonum sonucunda ekonomi, ihtiyacımız olmayan şeyleri ihtiyacımızmış gibi sunarak kültürü araçsallaştırmaya çalışır. Kültür endüstrisi bunları yaparken televizyon programlarından, reklamlardan, sinemadan müzikten yararlanır. Tüm bu saydıklarım popüler kültürün bir ürünüdür. Gerek geçmişte gerek günümüzde gündelik yaşantımızın ayrılmaz parçalarından olan kitle iletişim araçları bizleri tüketimi zorunlu kılar. bireyler üzerinde etkisi kaçınılmaz olan kitle iletişim araçları bizlere her şeyin meta haline geldiğini gösterir. Ve kültürü de meta haline gelen bir kavram gibi yansıtır.
KAYNAKÇA
- Bekalp, B. Frankfurt Okulu’nun Temel Eleştiri Ve Amaçları. Sosyal Bilimler Metinleri, 2019(1), 15-24.
- Balkız, B . (2004). Frankfurt Okulu ve Eleştirel Teori: Sosyolojik Pozitivizmin Eleştirisi . Sosyoloji Dergisi , (12) , 136-158
- Fırıncıoğulları, S. (2018). Modernizme Çok Yönlü Bir Eleştiri ve Frankfurt Okulu. Karadeniz-Karadeniz-Черное море, (37), 49-59.
- Yıldırım, T. (2017). Frankfurt Okulu ve Eleştirisi. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. (2). 333-336.