Küresel Düzensiz Göç Nedir?

Küresel Düzensiz Göç Nedir?
kuresel düzensiz goc nedir
0

Bu yayında göç sosyolojisi ders notları bağlamında küresel düzensiz göçler işlenmiştir. Ders notu olduğu için bütünlük aramayınız.

Dünya kurulduğundan bu yana göç hareketleri yaşanmaktadır. Ekonomik veya hayati tehlikeler nedeniyle yaşadıkları ülkeden ayrılmak zorunda kalanlar, önce tabii olarak yasal yolları tercih etmekte, başaramazlarsa yasa dışı yolları denemektedirler. Ülkelerindeki zorunlu hayat şartlarından başka ülkelere yasa dışı yollardan gitmek isteyenler genellikle uluslararası insan kaçakçılığı şebekelerini kullanmaktadır.

Küresel Düzensiz Göçte Sınır Olgusu

Düzensiz göç tanımlarını ve kapsamını ortaya koyarken en temel belirleyicimiz devletleri birbirine bağlayan “sınır” olgusudur. Ulus devletler için ülke sınırlarını sıkı sıkıya korumak, bir “namus meselesi” olarak algılanır. Ayrıca küresel terörün tırmandığı çağımızda, sınırların kontrolsüz ve izinsiz geçişlere karşı korunması önemli bir güvenlik önlemi olarak görülmektedir. Devletler için sınırları yönetmek olan göç, aslında göç hareketlerini yönetmek demektir.

Sınır, bir ülkenin egemenliğinin en önemli unsurlarından biridir. ‘Yabancı’ birinin sınırdan geçebilmesi bir izne bağlıdır. İzin almadan bir ülkenin sınırlarından geçen yasa dışı göçmenler, o ülkenin egemenliğine meydan okumuş ve ona karşı suç işlemiş sayılmaktadır. Düzensiz göçmenlerin artması ile kaçak göçmen, kaçak, yasa dışı göç gibi ifadelerle göç ile suç, göçmen ile suçlu birbirini çağrıştıran kavramlara dönüşmektedir. Göç politikalarının bir güvenlik sorunu olarak görülmeye başlamasıyla göçmenler, suçu ve yasa dışılığı andıran, organize suçlar ve tehlikeyi içinde barındıran bir topluluk gibi algılanmaya başlanmıştır. Bu politika yasa dışı göç ile her türlü mücadeleyi meşrulaştırmakta, zaman zaman insan hakları ihlallerine ve can kayıplarına varan tedbirleri dahi ‘yasal sınırlar’ içinde kabul etmeye kadar gitmektedir. Frontex’in sınır politikalarının Akdeniz’de göçmen ölümlerini artırması gibi, yasaların insan yaşamını değil sınırları korumayı öncüllediğini göstermektedir.

Ulus devletler sınır yönetimi ve sınır dışı etme uygulamaları ile göç yönetimini şekillendirirler. Bu kavramlar aynı zamanda ‘biz ve onlar’ ayrımlarının yeniden tanımlandığı, ikili kimlik kategorileri ve politikalarının inşa edildiği bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Düzenli ve düzensiz göçler sonucunda farklı toplumsal ve etnik grupların bir arada yaşamaya başlamaları ‘biz ve onlar’ arasındaki sınırların aşınmasına ve ikili kimlik politikaların yeniden belirlenmesine yol açmaktadır.

Merhaba ben Kübra Erciyas, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'nde Sosyoloji Bölümü öğrencisiyim. Sosyoloji arşivi oluşturma gayesi ile buradayım.

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir