“Mübeccel B. Kıray’ın Tampon Kurumlar kavramı” adlı bu çalışma genel bağlamda kır yaşamı içerisinden kent yaşamı içerisine dahil olma kararı verip yerleşmeye çalışan bireylerin ve onların aile yaşamlarının toplumsal yapıya eski kültürel kimlikleri ile dahil olabilmelerini sağlamak açısından önemlidir. Mübeccel B. Kıray, Tampon Kurumlar adını verdiği bu kavramı ile Türk düşünce tarihine önemli katkılar sağlamıştır. Toplumsal değişme olgusunu kavrama konusunda geliştirilen tahlillerin bilimsel olarak analiz edilmesi gerektirir. Makalenin konusunun seçilmesinde etkili olan sosyal değişmenin yarattığı sorun ve sorunlar; örf, adet, gelenek ve görenek temelli olduğu düşünüldüğünde bu konuya daha derinden bir bakış açışının bilimsel temel çerçevesinde geliştirilmesi gerekmektedir. Bu gerekliliğin oluşmasının sebebi ise konunun seçilmesine neden olan toplumsal yapıya gerektiği gibi dahil olamama durumu sorunların oluşmasının başını oluşturmaktadır. Türkiye sınırları içerisinde yaşayan bireylere bakıldığında kültürel bağlam içerisinde bireyler heterojen bir yapıya sahiptir. Toplumsal yapının bu denli farklı olduğu toplumlarda çeşitli olguların eylemlerini anlamak homojen dağılım gösteren toplumlara göre nispeten daha zordur. Örnek olarak verilecek olursa “Türkiye gibi kültürel ve toplumsal dokusu farklı olan toplumlarda bir yarar sağlamadıkları görülüyor. Çünkü Batının sorunları bizim gibi toplumların sorunları değildi” (Tuna, 1989: 36). Bu çalışmanın temelinde bahsi geçen Mübeccel Kıray ve bahsettiği tampon kurumlar kır ve kent özelinde değişmenin getirdiği sorunlar etrafında şekillenmiştir.
Buradan bakıldığında çalışmanın temel sorunsalı kırdan kente göç eden bireylerin, göç ettikleri yerin kültürel yapısını bilmedikleri göz önünde bulundurulduğunda bu yere hızlıca adapte olamadıkları da bir gerçektir. Farklı bir yaşam kurmaya çalışan bireylerin ne yeniye ne de eskiye dahil olamama ortada kalma durumlarından kaynaklı ortaya konulan “Tampon Kurumlar” kavramını o dönemin şartları ve günümüz şartları ışığında açıklayıp, anlatıp açıklığa kavuşmasını sağlamaktır. “Kentli olmak, mekana ait bir kavram mıdır? Yoksa kente has bir kültürel gıda ile beslenmiş olmak mıdır?” (Sunay, 2004: 47).
Kır Kavramı
Şimdiye kadar bahsedilen Tampon Kurumlar kavramının ortaya çıkış meselesinin temellendirilmesi yapılmıştır. Bahsedilen bu kavramın hangi sorunlara çözüm ve çözüm önerileri getirebileceğinden bahsedilecektir. Kır kavramı yani diğer adıyla köy yaşamı geçmişten günümüze kadar gelen avcı toplumların değişiminden başlayıp tarım toplumlarına geçişle beraber oluşan sosyal değişmeden kaynaklı ortaya çıkmıştır. İnsanların toplu yaşamaya birbirleriyle ilişki içerisinde oldukları kaçınılmaz bir gerçekliktir.
“Bu toplu yaşama zorunluluğu hiç kuşkusuz kentlerden önceki yerleşim türlerinde de mevcuttu. Kabile toplumlarından tutun da göçebe toplumlara kadar bu birlikteliğin nüveleri vardı. Peki kent toplumunu diğer primitif toplumlardan ayıran özelliği neresinde saklıdır. Genel anlamıyla kentlerin varlığı ile ekonomik artı değerin varlığı arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır” (Sunay, 2004: 47).
Değişim süreçleri zaman içerisinde sürekli olarak dinamik şekilde olan ve gelişen bir süreçtir. Bu değişim ışığında olan toplumsal değişme çeşitli ortam, mekan bağlamında olmakla beraber eskiye dönüşü sağlamayıp ileri yönlü yeni bir süreçtir. Kır yaşamı daha çok birincil ilişkiler çerçevesi içerisinde gerçekleşen ve küçük gruplar dahilinde bireylerin birbirlerini yakından tanıdığı, gerekli olan insani ilişkilerin birebir olduğu durumlar söz konusudur. Kır yaşantısı içerisinde cinsiyet kimlikleri geleneklerin etrafında şekillenmiş birer olgudur. Kır içerisinde gelişen ve değişen dünyadan daha farklı olarak yaşayış tarzı genellikle çok farklıdır. Kent içerisinde bireylerin sahip oldukları olanaklar ve sorumluluk olarak gördükleri olgular, kır yaşamı içerisinde yaşan bireylerde pek rastlanmamaktadır. Yaşamlarını belirli düzen dahilinde gerçekleştiren kır halkı zaman içerisinde çeşitli yetersizlik, imkansızlık gibi nedenlerden dolayı farklı bir hedef kaynak bulmakta ve burası sanayileşme ile birlikte yeni oluşan bir düzene sahip kent merkezleri olmaktadır.
Kent Kavramı
Bahsi geçen kır yaşamının tanımının aksine kent yaşamı çeşitli farklılıkları doğurmaktadır. Kent yaşamı içerisinde olan bireyler genellikle daha öncesinde kır hayatını tatmış, deneyimlemiş insanlar olmakla beraber yeni bir hayata adapte olmuş veya olmaya çalışan kişilerdir. Bu toplumsal değişim ile birlikte bireyler yeni, hiç bilmedikleri bir mekana gelmiş ve yerleşmişlerdir. Bu yeni mekan içerisinde çeşitli etnik ve kökenden kaynaklı farklılıklar bireylerin yüzüne çarpmaktadır. Kır hayatından geçiş yapılan bu düzende farklı görevler ve sorumluluklar bireylerin karşısına çıkmaktadır. Öncelikli olarak kır yaşamında birincil ilişkilere sahip olan bireyler kent merkezlerine geldiklerinde ikincil ilişkilere dahil olup çıkar ilişkileri içerisinde girerler. Birbirlerinin eksiklerini tamamlamak adına resmiyete dayalı olan bu ilişki çeşidi kentin oluşmasına sebebiyet veren kapitalizm ile ortaya çıkmıştır. (Yayınlanmamış sosyoloji ders notu).
Gelenek, görenek, örf ve adetlerden farklı olarak toplumsal kuralların daha resmi çerçeveler ve bireylerin çıkarları dahilinde oluştuğu gözlemlenmektedir. Ancak bu değişime adapte olmak çok zor ve neredeyse imkansızdır çünkü yaşamını değiştiren bireyler eski oluşan kimlikleri dahilinde yeni yaşamda yer bulmakta zorlanmalar yaşamaktadırlar. Üretim-tüketim ilişkilerinin yoğun olduğu kentlerde ilişkiler bunun çerçevesinde şekillenmiş ve mübadele ilişkileri gerçekleşmiştir. Toplumların değişimi göçebelikten yerleşik düzene doğru evrilmekle beraber kent yaşamı buna bağlı paralel bir gelişim göstermiştir. Bir kentin kent olması için gerekli temel yapı taşları üretim ve tüketim olanaklarının olması, sanayileşmenin başlamış ve aynı hızda gelişim göstermiş olmasıdır. Genellikle tarımsal faaliyetler olmadan hizmet sektörü gelmişmiş daha çok toplu yapılar içerisinde yaşanmakta ancak bu toplu yapılardaki yaşam içerisinde bireyler birbirleri ile samimi olmamakla birlikte gayet resmi kurallar dahilinde yaşamaktadırlar. (Yayınlanmamış sosyoloji ders notu).
Kırdan Kente Yerleşme, Tampon Kurumlar
Makalenin bu kısmına kadar anlatılan kır ve kent yaşamı bu yaşam içerisinde olan toplumsal değişmeler ve yaşam tarzlarından bahsedilmiştir. Ancak bu değişim bahsedildiği kadar hızlı ve kolay asla olmamış veya olmayacaktır. Çünkü kır içerisine adapte olmuş bireyler bir anda kente dahil olamazlar. Tam anlamıyla kentin içine giremeden kent ile kır arasında bir yerde oluşumlarını sağlayıp kendilerine yaşam alanı türetirler. Oluşturdukları bu yaşam alanı kırın özelliklerini taşımakla birlikte kır yaşamı olmaz ancak kent yaşamını da tam anlamıyla benimseyemedikleri için de kent yaşamı da sayılmaz. Kır ile kent arasında kalan bu kavramı tanımlamada tampon kurumlar kullanılır. Örnek vermek gerekirse tampon kurum olarak sayılabilecek en önemli faktör “gecekondulardır” gecekondu kelimesi adından da anlaşılacağı üzere bir gecede konan, yapılan hane anlamına gelmektedir. Kırın izlerini taşıyan bu yapılar kentin girişine inşa edilip ilk başlarda kırsal yaşam tarzı gelenekleri ile oluşmaktadır. (Yayınlanmamış sosyoloji ders notu).
1950’lerde Türkiye’de çok hızlı bir toplumsal değişme yaşanmıştır. Sanayileşme filiz vermekle birlikte yoğun bir biçimde kentleşme olmaktadır. Hızlı değişen toplumsal yapı problemlerinde ortaya çıktığı görülmektedir. Kıray, ise doğrudan bu değişimin kaynağı, dinamikleri ve biçimi ile ilgilenmiştir. Neticesinde sorunların değişimin hızlı ve dinamik olmasından kaynaklı olduğunu ifade etmiştir. Kıray değişim sorunlarına yönelik yaptığı çözüm totolojik olsa da amacı değişimi hızlandırmak ya da tamamlamaktır. Kıray’a göre toplumsal değişmenin sebebi iktisadi sahada yaşanılan değişmelerdir. Kırda yaşanan nüfus artışını besleyecek bir üretkenlik artışı yaşanmadığı için emek fazlası ortaya çıkmıştır. Kırda yeterli seçim imkanları bulunmayan kişiler, kentte yeni gelişmekte olan sanayi tarafından da kentten çekinmektedir. Böylece kırdan kente göç yaşanmıştır. (Yayınlanmamış sosyoloji ders notu).
Kıray toplumsal yapıyı dengeli bir bütün olarak görmüştür bununla birlikte her bir toplumsal yapının unsuru belirli işlevsel karşılığa denk gelmektedir ve bunların değişimi toplumsal yapının da değişimine yol açmaktadır. Kıray bu değişmeyi sosyal düzensizlik ve bozuk sosyal işlevler yerine “tampon kurumlar” kavramını kullanır. Bu kurumlar değişmekte olan toplumda hem eski hem yeni yapıya ait olmayan toplumsal yapının düzenini, bütünlüğünü sağlamaktadır. Örnek kurum olarak en temelde daha önce de bahsedildiği gibi gecekondu kavramını vermek en doğrusu olacaktır. Bireyler gecekondu ile kente uyum sağlayıp öte yandan kendi yetiştikleri kültürlerini de koruyarak yaşamaya devam ederler.
Bu kendi kültürlerinde yaşamalarına olanak sağlayan dayanak olan gecekondu tarzı evlerde köyü kentte gibi yaşarken, kent yaşamı içerisindeki farklılıklardan da uzak durmazlar. Kente yoğun şekilde gelen insan toplulukları mevcut durum içerisinde işsizlik oranı da arttırabileceğinden kaynaklı sorunlar kırdakinden farklı olarak geçim sıkıntısı, haneye bakmakta zorlanma gibi durumlar olabilmektedir. Bu nedenle bu tür sorunlarla karşılaşıldığında kent hayatına tam olarak adapte olamamış kesim için çeşitli kurumların yapması gereken görev ve sorumluluklar olmaktadır. (Yayınlanmamış sosyoloji ders notu).
Tampon kurumlar kavramı çeşitli sorunları yumuşatmak adına ortaya çıkması gereken bir kavramdır. Örnek vermek gerekirse baba-oğul arasında oluşacak olan anlaşmazlık durumunda anne faktörü ortaya çıkar ve tampon kurum görevini görür. “Değişim sürecinde kriz ve kırılmaların ortaya çıkması beklenebilecek bir olgudur ve belli bir oranda ortaya çıkarlar da; kadın tam bu noktada sahneye çıkar ve babayla yabancılaşmış oğul arasında bir tampon görevi görmek şeklinde özetlenebilecek yeni ve son derece önemli rolü oynayarak değişimi kolaylaştırır” (Kıray, 1999b: 109).
Son olarak bakıldığında tampon kurumlar kavramı kent hayatı içerisine tam olarak tutunamamış ancak tutunma mücadelesi veren köyden gelen halkın kendi kültürünü kent içerisinde yaşamasını sağlayan ne eski ne de tam olarak yeni bir toplumsal düzenin oluşumudur.
SONUÇ
Makalenin temel yapısını oluşturan Mübeccel B. Kıray’ın tampon kurumlar kavramı bireylerin çıkarları ve daha iyi yaşamsal şartlara adapte olmasını sağlamak amacına hizmet eden veya en azından etmeye çalışan bir olgudur. Bu olgu içerisinde karşımıza çıkan kavram ve boyutları yeni bir sosyal oluşum içerisinde tanımlanmaktadır. Çeşitli nedenlerden dolayı olan durumlardan kaynaklı, ki bunların en başında sanayinin kentlerde filizlenmesi gelmekte, bireylerin kent merkezlerine göçünün önünü açılmış durumda. Kültürleri ile göç eden bireyler kente uyum sağlamak amacıyla hala kırsal yaşayış tarzı ile yaşamaktadırlar. Bununla paralel olarak hızla değişim içerisine giren toplumsal değişim ve bunun sonucu olan toplumsal yapı köklü bir değişime uğramıştır.
Bununla beraber sorun ve sorunlar ortaya çıkmış, çözümü için çeşitli olgular gerekmektedir. Bu yaşam içerisinde olan bireylerin nasıl bir yapıda olduklarının, nasıl bir düzen içerisinde olduklarının araştırılması anlaşılması ancak ve ancak yeni bir kavramla olurdu ki bu da zaten “tampon kurumlar” ile karşımıza çıktı. Eskiyi kullanarak açıklamaya çalışılsaydı hala kır yaşamında olmayan bireyler kırsal yapı ile anlatılmaya çalışılırdı bu da yapı hakkında doğru sonucu vermezdi. Varıp yerleşmiş oldukları kentsel yaşam alanında incelenip çözümlenmeye çalışılsa bu sefer de henüz kentli olamamış eski yapısını kentte uygulayan bireyleri anlamak ve bunların toplu oldukları merkezleri çözümlemek olanaksız olurdu. Bu nedenle yepyeni bir kavramın ortaya konulup bunun özelide ve tekelinde açıklanması dönemin şartları içerisinde gereklilikti. Günümüz toplumuna baktığımızda ki hala çok bu gecekondu kavramı yoğunlukla kullanılmakta. Çünkü yıllar öncesinden gelmiş topluluklar yaşamlarını bu hanelerde sürdürmekte ve Kıray’ın anlattığı gibi kültürlerini eskide yaşayıp kentli olarak görülen kişilerdir.
Sonuç olarak baktığımızda Kıray’ın kullanmış olduğu tampon kurumlar kavramı orta yeni yapıyı tanımlamaktır ve günümüzde en yerinde örnekleri açıkça görünmektedir. Bu hanelerde yaşayan insanların yaşamlarının içerisine girebilmek birer sosyolog olarak analiz etmek istediğimizde kullanabileceğimiz, aklımıza gelmesi gereken en önemli kavram tampon kurumlar olmalıdır. Çünkü bir topluluğun yaşamını ancak o toplumun kültürel bağlamını anladığımızda başarabiliriz
KAYNAKÇA
- Kıray, M. (1999b). Toplumsal Yapı ve Toplumsal Değişme. İstanbul: Bağlam.
- Sunay, Cengiz (2004). Mübeccel Kıray’ın Eserlerinde Kent ve Toplumsal Değişme. Sayı: 8, sayfa: 43-61.
- Tuna, Korkut (1989). Türk Sosyolojisinin Batı Sosyolojisi ile İlişkisi ve Sonuçları. İsmail Coşkun (Ed.) 75. Yılında Türkiye’de Sosyoloji. İstanbul: Bağlam.
- Yayınlanmamış Sosyoloji Ders Notu.