Post yapısalcılık öznenin fenomenolojik konumunu eleştiren bir yaklaşımdır. Öznenin idealleştirilmesini, bir nevi her türlü öznenin inşa edilişine karşı çıkmaktadırlar. Bilginin her zaman bir dolaşım içinde olması iktidarın kaçınılmazlığını göstermektedir.
Post yapısalcılar bu kapsamda söylemi iktidar bilgisinin somut hale gelmiş biçimi olarak eleştirmektedirler. Tarih, post yapısalcı yaklaşıma göre tarihin bilgisine sahip olanların ardıllığı olarak yorumlanabilmektedir.
Başlıklar
Yapısalcılık ve Post Yapısalcılığın Karşılaştırılması
Post yapısalcılık, yapısalcı yaklaşıma bir eleştiri niteliğinde ortaya çıkmıştır. Post yapısal düşünce yapısal düşünceye yönelik, yapıların sosyal aktörlerin eylemlerinde ne derece belirleyici olduğunu ve yapıları inşa eden aktörlerin eylemleri olduğunu dikkate aldığı yönünde yetersiz açıklamalarda bulundukları yönünde eleştirmiştir.
Yapısalcı düşüncede yapıların bu denli öncelenmesi her tür eyleyenin ‘anlam’ üretimini göz ardı etmektedir. İktidarın örtük olması ve yapı olarak ele alınan ‘dil’ ve ‘kültüre’ yapılan vurgunun idealleştirilmesi yönünde eleştiri getirilmiştir.
Dilbilim sınırlandırılmış ve bağlama kod temelinde determinist yaklaşılmıştır. Üst-dil yapılar ele alınmış ancak alt yapılar göz ardı edilmiştir. Yapıyı her tür zaman ve mekanın üstünde bağımsız bir şekilde ele almaları post yapısalcılar tarafından eleştirilmiştir.
Her iki yaklaşım için ortak olan ‘dil’ çalışmaları doğrultusunda ortaya çıkmış olmasıdır. Post yapısalcılar ‘çoğulcu’ yaklaşımları savunarak makro anlatıların yerine mikro anlatıları öne çıkarmıştır.
Michel Foucault ve Post Yapısalcılık
Kendi zamanına kadar olan tüm bilimlerin evrensellik ve süreklilik iddialarına karşı çıkan bir düşünürdür. Michel Foucault tarihte sıçramalar olduğunu söylemektedir. İlerleme ve süreklilikten ziyade kopuşlara odaklanmaktadır.
Odağına iktidar ve her türlü iktidar biçimlerini ele alan bir teorisyendir. Odaklandığı temel kavramlardan birisi de ‘söylem’ olarak karşımıza çıkmaktadır. Eylemi söylemle, söylemi bilgi ile ,bilgiyi de iktidar ile ilişkilendirmektedir.
Ona göre iktidar merkezi olmak zorunda değildir, kılcal olarak toplumda dağılmış bulunmaktadır. Örneğin öğretmen-öğrenci, doktor-hasta arasında da iktidar mevcuttur.
Bilgi üreten insanı yapısökümüne uğratır ve bilen insanın özneleştirilmesine yönelik eleştirel bir bakış sunar.
İktidarın yönetimsel anlamda üç türünden bahsetmektedir :
- Mutlak İktidar; kral veya merkezi bir otoriteye yönelik sonsuz itaati ifade etmektedir.
- Disipline Edici İktidar ; sosyal alan içerisinde bireyin davranışları üzerinde tahakküm kuran iktidar mekanizmasına karşılık gelmektedir.
- Biyo-iktidar ; insan bedenini kontrol etme amacı taşıyan iktidar biçimidir. Örneğin nüfus politikaları, diyet programları vb.
Foucault, öznelerin nasıl tarihsel olarak söylem , iktidar ve bilgi aracılığı ile inşa edilmiş olduğuna odaklanmaktadır. Onun post-yapısalcı düşüncesinde tarihsel olarak inşa edilmiş olan her şeyin eleştirisi mevcuttur diyebiliriz.
Jacques Derrida ve Post Yapısalcılık
Post yapısalcı yaklaşım, Jacques Derrida’nın yapıbozum- yapısöküm teorisi üzerine kurulmuştur. O yapıbozumunu Platon,Saussure, Freud, Husserl gibi düşünürlerin metinleri üzerine yapmaktadır. Batı felsefesine bir eleştiri getirmektedir.
Dünya bir metindir ve bir metnin tam ve en son yorumunu yapmak mümkün değildir. Düşünüre göre, dil ve metinler dünyanın doğal bir yansıması değil, dünyayı nasıl yorumlayacağımızı yapılandıran unsurlardır.
Teorisyene göre anlamlar sabit değildir. Çünkü doğaları gereği bağlamları içerisinde yer değiştirmeleri gerekmektedir. Neticede anlamların değişkenliğinden söz etmektedir.
Düşünürün felsefesinde yapısöküm bir anlama gayreti olarak tanıtılmaktadır. Bu anlama çabası ise elde olsun olmasın unsurlarına ayırma ve tekrar bağlayıp birleştirmeyi gerektirmektedir.
Kaynakça:
- Ömer, S. A. Y. (2013). Yapısalcılıktan Post-Yapısalcılığa Çoğulculuğun İnşası. Akademik İncelemeler Dergisi, 8(2), 331-346.
- Çelik, H. (2008). Söylem analizi.
- Kotlu, E. (2007). Yapısalcı ve post-yapısalcı sosyal teoride dil (Sosyal teoride bir model olarak dil) (Master’s thesis, Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü).
- Çelebi, V. (2013). Michel Foucault’da Bilgi, İktidar ve Özne İlişkişi. Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi, 5(1).
- Serhan, G. Ü. L. (2014). Yapısökümcülük Neyi Söküyor: Jacques Derrida’yı Anlamak. Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1(3), 89-98.