ÖZET
Bu çalışmada bilimsel araştırma tekniklerinden biri olan nitel araştırma tekniğinin gelişim serüvenine ışık tutulmaya çalışılmıştır. Evrensel kabul edilen bilim anlayışına tepki olarak görülen ve bilime olan bakışı değiştirmeyi amaçlayan nitel araştırma tekniğinin geçmişten günümüze doğru gelişimi ifade edilen bu çalışmada saha çalışmalarından bilim üretmenin yolu gösterileme çabası hâkimdir.
Anahtar Kelimeler: Saha Çalışması, Nitel Araştırma, Bilim, Pozitivizm
İnsan yaşamında büyük bir yer kaplayan hatta bazı durumlarda yaşamı kapsayan bir olgu olarak bilimin hikâyesi bir hayli uzundur (Yıldırım,2012). Akıl ile ilişkilendirilen bilimin tarihi çok eskilere dayansa da başlangıç ve görünürlük olarak Aydınlanma Çağı ele alınır. O zamandan bugüne bilimde birçok değişim yaşandı ve incelenen, ele alınan konu veya kavram tek bir boyuttan değil birçok ve değişik yönlerden ele alınmaya başladı.
Her kavram gibi biliminde tanımlanması tek eksenli değildir, birçok bilim tanımlaması bulunmaktadır. Yapılan tanımlardan birkaçı şöyledir: “Olguların yasalarına ulaşmak için konulmuş bir düzenli bilgiler ve yöntemler toplamı.” (Timuçin, 2004:72), “Dış dünyaya, nesnel gerçekliğe ve bu gerçeklikte yer alan olgulara ilkin, tarafsız gözlem ve sistematik deneye dayalı zihinsel etkinliklerin ortak adı” (Cevizci, 1999:130), “Bilim zamanla, her zaman her yerde doğru olan, doğanın evrensel yasalarını aramak şeklinde tanımlandı.” (Wallerstein 2014:12). Buradaki tanımlamalardan anlaşılmaktadır ki, bilim denilince sistem ve evrensel gerçeklik kavramları da beraberinde görünür olmaktadır. Ancak bilimsel bilgiye ulaşmanın yolu sadece sistemli bir şekilde ilerlemek değildir. Bu yönde bir bilim anlayışı genellikle doğa bilimlerine hâkim bir paradigma olup pozitivizmin etkisi altındadır. Sosyal bilimlerde de bu tarz sistemli bir yapı vardır ancak bu çalışmada hakim paradigmanın bir anlamda karşıtında olan, bilgiye ulaşmanın ve bilim yapmanın başka bir yolu olan “nitel yöntem” ele alınacaktır.
Köken kabul edilen felsefe ile bilimin ayrımı ilk zamanlarda yapılmıyordu hatta birbirini destekler nitelikteydi. “Deneysel, ampirik çalışmalar bilimin vizyonunda merkezi bir yer edindikçe, felsefe, doğa bilimcilerine giderek, gerçek hakkında a priori, deneye tabi tutulamayan önermeler geliştirmekle suçlanan teolojinin yerini alan bir dal olarak görünmeye başladı. On dokuzuncu yüzyıla doğru, bilgideki bu ayrışma iki dalın ‘ayrı ama eşit’ oldukları yolundaki eski anlamını yitirdi ve yerini, en azından doğa bilimcilerinin gözünde, kesin olan bilgiyi (bilim), hayal edilen, giderek hayali (bilim olmayan) olandan üstün gören bir hiyerarşiye bıraktı.” (Wallerstein, 2014:14). 19. yüzyılda başlayan bu ayrım günümüzde hala etkisini göstermektedir.
Zaman içinde disiplinler felsefeden ayrılıp kendi alanını oluşturdu. Tek bir bilimden bilimler ortaya çıktı. Değindikleri konular ve kullandıkları metotlar ile birbirinden ayrılan bilimlerin bir kısmı pozitivizmin çizdiği yoldan ilerlerken bir kısmı da sistemden uzaklaşıp daha çok anlamaya yönelik bir yol çizdi. Bu çalışmada ele alacağımız nitel yöntemde bu ayrımdan yola çıkılarak bugün hala etkili bir biçimde varlığını göstermektedir ve nicel yöntemin yanında daha sönük kalmaktadır. “Nesnel ve genellenebilir bilgilere ulaşmak amacıyla pozitivist paradigmanın kapsamında yapılan çalışmalar, ‘nicel araştırmalar’ olarak tanımlanır. (Kuş, 2009:105 akt. Altun ve Yazıcı, 2014:373). “Gerek fen bilimlerinde gerek sosyal bilimlerde geleneksel olarak en yaygın biçimde kullanılagelen araştırma yöntemleri ‘nicel araştırma yöntemleri’ olmuştur. Deneysel araştırma, karşılaştırılmalı araştırma, anket araştırması gibi çeşitli desenler halinde kendini gösteren nicel araştırma yöntemleri ve bir felsefi akım olarak ‘gerçekçilik’ (realizm) ve onun bilimdeki örüntüsü olarak ‘pozitivizm’den derin bir biçimde etkilenmiştir.” (Yıldırım, 1999:7). Buna karşın postpozitivist paradigma içinde eleştirisel, yorumlayıcı ve bütüncül bakış açılarına önem verilerek yapılan çalışmalar ise ‘nitel araştırmalar’ olarak adlandırılır.” (Kuş, 2009:105 akt. Altun ve Yazıcı, 2014:373).
Her nitel çalışmanın arka planında bir felsefe vardır ve çalışmanın önemli detaylarındandır. “Felsefe, problemimizi ve araştırma sorumuzu nasıl formüle edebileceğimizi ve araştırma sorumuza cevap bulmak için gerekli bilgileri nasıl arayacağımızı belirler.” (Huff, 2009, akt. Creswell, 2013:18). Felsefe bir anlamda çalışmanın temeli sayılır. Creswell’e (2013) göre dört felsefi varsayım vardır ve bu varsayımlar araştırmada kullanılan yöntemi de belirler. Bu dört felsefi varsayım ontoloji (gerçekliğin doğası), epistemoloji (neye bilgi denir ve nasıl doğrulanır), aksiyolojik (araştırmada değerlerin rolü) ve metodoloji (araştırma süreci).
Bu dört felsefi varsayım araştırmalarda kullanılan yorumlama yöntemlerinin içerisinde görünürlüğünü kaybetse de yine de bir araştırmanın temel yapı taşlarındandır. Yorumlama yöntemlerini, Creswell (2013), ‘yorumlayıcı çatı’ olarak adlandırır ve şu şekilde belirtir, postpozitivizm, sosyal yapılandırılmacılık, dönüştürücü çatılar, postmodern perspektifler, pragmatizm, feminist teoriler, eleştirel teori ve eleştirel ırk teorisi, queer teori, engellilik teorisi. Yorumlayıcı çatılar araştırma konusu ve sorusuna göre değişiklik göstermektedir. Felsefi varsayımlar ve yorumlayıcı çatılar nitel bir araştırmanın temelidir ve araştırma bunlar üzerinde yükselir.
Nitel Araştırma Yöntemi
Nitel araştırma son yıllarda daha çok üzerinde konuşulan ve yapılan araştırmalarda sıklıkla kullanılan bir yöntemdir ve nitel araştırma bir şemsiye kavramdır. Açıklamaktan ziyade anlamanın, var olanın arka planını görmek amacıyla nitel yöntem kullanılmaktadır. Toplumda her şey nicel yöntemle anlaşılamamaktadır. “Sosyal olgular, sosyal davranışı belirleyen genellenebilir yasalar üretmek yoluyla değil, bir durumun kendine özgü boyutlarının araştırılması ile anlaşılabilir. Nitel veri analizi, insan merkezli, onun kendisi ve çevresini nasıl algıladığı ve tanımladığını anlamaya yönelik yöntemlerdir.” (Aydın, 2018). “Nitel araştırma, teori oluşturmayı temel alan bir anlayışla sosyal olguları bağlı bulundukları çevre içerisinde araştırmayı ve anlamayı ön plana alan bir yaklaşımdır.” (Yıldırım, 1999:10). “Nitel araştırma, dünyayı görünür hale getiren bir dizi yorumlayıcı materyal uygulamalarında oluşur. Bu uygulamalar, dünyayı; alan notları, mülakatlar, konuşmalar, fotoğraflar, kayıtlar ve kendinize yazdığınız notları içeren bir temsiller serisine dönüştürür.” (Denzin ve Lincoln, 1994,2000,2005,2011, akt. Creswell, 2013:43).
“Nitel araştırmada çoğunlukla üç tür bilgi toplanır: Çevresel bilgi, süreçle ilgili bilgiler ve algılar, süreçle ilgili bilgi, araştırma süresince neler olup bittiği ve bu olanların araştırma grubunu nasıl etkilediğine ilişkindir. Algılara ilişkin bilgiler, araştırma grubunun süreç hakkında düşündüklerini ortaya koyar.” (LeCompte ve Goetz, 1984, akt. Yıldırım, 1999:10). Bu bilgiler görüşme, gözlem ve yazılı dokümanların incelenmesi ile elde edilir.
Nitel araştırmacılar tümevarımsal bir yol izler. Anlamaya ağırlık verip, olguların veya olayların arka planını görmek ister. Nicel yöntem gibi sistematik bir ilerleme basamakları yoktur, sahadaki duruma ve ilerleyişe göre başlangıç sorusunu değiştirebilir veya sorulara ekleme ya da çıkarma yapabilir. İçinde bulunduğu şartlara göre konunun başına dönebilir.
“Nitel araştırmacılar çoğunlukla ‘yorumlayıcı’ veya ‘eleştirel’ sosyal bilime güvenir. Çıraklık modeline ve pratik kaygılar ile belirli deneyimler hakkındaki örtük bilginin paylaşılmasına dayanan bir araştırma mantığı olan Uygulamada mantık’ kullanırlar ve döngüsel, tekrarlanan ya da ileri-geri örüntüsü içinde hareket eden ve genellikle nitel araştırmada kullanılan araştırma biçimi olan ‘doğrusal olmayan bir araştırma yolu’ izlerler.” (Neuman, 2016:224).
Tümevarımsal yöntem kullanılan nitel araştırmalarda bütünlük hakimdir. Parçalanamaz olan bu bütünlük içinde her şey birbiri ile ilişkilidir. Genelgeçer bir durum söz konusu değildir ve araştırmacının belli bir bakış açısı olmakla birlikte o da bir katılımcıdır. Katılımcı olan araştırmacılar diğer katılımcılarla samimi bir ilişki kurar ve onlarda kendine karşı bir güven duygusu uyandırır. Dahil olunan gruba yakınlık elde edinilen verilerin doğruluğu ve güvenirliliği ile doğru orantılıdır. Nicel araştırmalarda araştırmacı kendini gizleyebilirken nitel araştırmalarda araştırmacı kendini belli etmek durumundadır. Ancak nitel yöntemde araştırmacının duyguları, düşün dünyası araştırmayı etkileyebilir, nicel yöntemde böyle bir durum söz konusu değildir. “Nitel araştırmacıların doğrudan araştırma içerisinde bulunarak, izlenimlerini araştırma sürecine dahil etmeleri, araştırma sonuçları üzerinde etkili olur. Bu durum, nitel araştırmacıların belli kavramlar ve değerler sistemine sahip olmaları gerektiği anlamına gelir. Bütüncül bakış açısı, bağlamsal değerlendirme, fenomenoloji ve önyargısız oryantasyon bu değerler sisteminin temel elemanlarıdır.” (Borg ve Gall, 1989:389 akt. Altun ve Yazıcı, 2014:373).
Aydın’ın(2018), Arslan’dan aktardığı şekliyle nitel araştırmanın yanıtını aradığı sorular şunlardır:
- İnsanlar ne için böyle davranır?
- Kanaatlar ve vaziyet alışlar nasıl oluşur?
- İnsanlar çevrelerinde olup bitenden nasıl etkilenir?
- Kültürler niçin ve nasıl gelişir?
- Sosyal gruplar arasındaki farklar nelerdir?
Yıldırım (1999) nitel araştırmanın özelliklerini altı madde ile açıklamıştır: Doğal ortama duyarlılık, araştırmacının katılımcı rolü, bütüncül yaklaşım, algıların ortaya konması, araştırma deseninde esneklik ve tümevarımcı analiz.
20.yüzyılda bilim dünyasında bir değişim yaşanmış ve artık nicel yöntemin istenilen veriyi veremediği ifade edilerek nitel yönteme doğru bir eğilim başlamıştır.
ABD’de sosyolojik saha araştırması, Chicago Üniversitesi sosyoloji Bölümü’nde, Chicago Sosyoloji Okulu olarak bilinen okulla başladı. Saha araştırmasında Chicago Okulu’nun etkisinin iki aşaması vardı. Birinci aşamada, 1920’dan 1930’a kadar okul, doğrudan gözlem, gayriresmi görüşmeler ve belgeler ya da resmi kayıtların okunması dahil olmak üzere örnek olay incelemesi veya yaşam öyküsü yaklaşımına dayalı çeşitli yöntemler kullanıldı. İkinci aşamada, 1940’lardan 1960’lara kadar, Chicago Okulu, ayrı bir teknik olarak katımcı gözlemi geliştirdi. Bu okul, antropolojik modelini araştırmacının toplumundaki gruplarda ve ortamlarda kullanılmak üzere geliştirildi. Üç ilke ortaya çıktı: 1) İnsanları kendi doğal ortamlarında ya da asıl yerlerinde inceleme, 2) İnsanların doğrudan kendileriyle etkileşime girerek inceleme, 3) Üyelerin bakış açısına dayalı olarak toplumsal dünyaya dair bir anlayış kazanma ve kuramsal bildirimlerde bulunma (Neuman, 2016:544, Cilt:2).
Nitel Araştırmada Veri Toplama
Veri toplamak, araştırma sorusuna yanıt bulmak amacıyla yapılır ve birbiriyle ilişkili bir işleyiştir. Veri toplama kolay bir iş değildir ve kendine has özellikleri vardır. Verilerin elde edilmesi için doğru bir örneklem seçilmeli, katılımcılardan veya araştırmanın içeriğine göre kurumlardan izin alınmalı, kayıt için gerekli ekipmanların geliştirilmesi, verileri saklamada güvenilir olunması ve etik durumlara dikkat edilmelidir.
Nitel yöntem kullanılırken bir araştırma da kalıp yargılar kullanılmaz. Başka bir deyişle anket veya başka herhangi bir ölçüm aracından yararlanılmaz. Veri toplarken araştırmacı kendisini olaya dâhil eder ve birincil kaynaktan verileri elde etmeye çalışır. “Nitel araştırmada, tümevarımsal örnekleme yöntemleri, katılımcıların gözlemini, derinlemesine görüşmeleri, belge analizi ve odak gruplar gibi yöntemler kullanılır. Nitel veriler genellikle metin, bazen grafik ya da şekiller biçimindedir.” (Strauss ve Corbin, 2014, akt. Baltacı, 2018:233-234). Nitel araştırmalarda ölçümler sahada, yani veri toplama esnasında ölçümlerini yapar. “Nitel araştırmacılar için veriler bazen sayılar biçimindedir; daha çok, yazılı veya sözlü kelimeleri, eylemleri, sesleri, sembolleri, fiziksel nesneleri veya görsel imgeleri (örn: haritalar, fotoğraflar, videolar, vb.) içerir.” (Neuman, 2016:266).
Evren, bir ilişki veya hipotez tarafından kapsanan veya açıklanan bütün birimler kategorisi veya sınıfı (Neuman, 2016:230) olup nitel yöntemin kullanıldığı araştırmalarda değişken bir yapı gösterir, bir ülke olabileceği gibi bir kabile veya bir grup bile olabilir. Böyle büyük bir evrenle çalışmak, inceleme yapmak örneklemin çok iyi seçilmesini de beraberinde getirmektedir. Evreni tam olarak yansıtmayan örneklem üzerinden çalışmak elde edilen verilerin faydasız olmasına neden olur. “Yanlış örneklem seçimi, hatalı sonuçlara ulaşılmasına yol açmakta araştırmanın geçerliliğini yitirmesine neden olmaktadır.” (Baltacı, 2018:234). Evrene ulaşma noktasında sıkıntılar yaşanmaktadır, imkanların kısıtlı olması bu süreçte çok etkilidir. Sürenin yetersiz olması, maliyetli olma, kurumların ve yetkililerin onayı, kaynaklara erişim, etik kaygılar, görüşme yapılacak katılımcıların tam olarak sağlanamaması vb. durumlar evrene ulaşmayı sekteye uğratmaktadır. Böylelikle çalışma kısıtlı bir şekilde yürütülmekte ve yetersiz veri elde edilebilmektedir.
Her araştırmada olduğu gibi nitel yöntemin kullanıldığı araştırmalarda da öncelikle bir fikirle başlanır. Veriler toplanmaya başladıkça (literatür bilgisi ve/veya saha bilgisi) fikirde, kavramlarda değişmeler olur, yeni kavramlar eklenebilir veya kavram çıkarılabilir. “Çalışma için kişilerin veya yerlerin bulunması ve erişimin sağlanması ve katılımcılardan etkili veri elde etmek için onlarla bağ kurmak süreç içersinde önemli bir basamaktır.” (Creswell, 2013:147).
Katılımcı gözlemin yoğunlukla kullanıldığı araştırmalarda araştırma dahil olacağı gruba kendini benimsetmeli ve bir güven ortamı oluşmalıdır. Ayrıca gruba dahil olunmadan önce de izin alınmalıdır. “Niteliksel araştırmacı, araştırma grubuyla doğal, rahatsız etmeden ve tehdit etmeyecek şekilde iletişim kurar. Olaylar araştırmacının gruba katılmasından etkilenmez.” (Uzuner, 1999:179 akt. Aydın, 2018).
Nitel araştırmalarda veri toplama noktasında kullanılan bir diğer yöntem “gözlem”dir. “Gözlemlerde araştırmacılar, belirli olaylarda kişisel olayları, kendilerini çevreye uygun hale getirerek değil, bir parçası olarak izlerle. Doğal çevrede yer alırlar ve araştırmacılar gördüklerini, duyduklarını ve kendi bakış açılarından hissettiklerini bildirirler.” (Sahgrir, 2017:13, akt. Aydın, 2018). Nitel araştırmalarda yapılandırılmamış ve yarı-yapılandırılmış gözlem yöntemi kullanılır. Yapılandırılmamış gözlem, ‘katılımcı’ ve ‘katılımsız’ olmak üzere ikiye ayrılır. Katılımcı gözlem de yukarıda da bahsedildiği gibi, araştırmacı gruba dahil olarak yapılan gözlem iken katılımsız gözlem, araştırmacının gruba dahil olmadığı, araştırmacı kimliği ile yapılan araştırmalardır. Yarı-yapılandırılmış gözlemde bir veri aracı kullanılır ve yapılandırılmamış gözlemde elde edilen veriler test edilir.
Bir diğer veri toplama aracı ‘örnek olay’dır. “Nitel araştırmacılar, ‘değişkenleri değil, olayları merkeze koyan bir olay-yönelimli yaklaşım’ kullanma eğilimindedir.” (Ragin, 1992a:5, akt. Neuman, 2016:235). Örnek olay incelemesi, bir olgunun veya olayın her yönüyle ele alınması ve öğeleri arasındaki ilişkiyi anlamaya yönelik bir inceleme tekniğidir.
Belge incelemesi de nitel araştırmalarda kullanılan bir başka veri toplama şeklidir. “İnsan biliciler için belge her şey olabilir, metinler, filmler, teyp kasetleri; ama aynı zamanda aletler, binalar, sanat eserleri de olabilir. Yeter ki insani düşünüş, duyuş ve eylemlerin ilginç anahtarları yani yorumlamaya, yapıcısının psişiğinin nesnelleştirilmesine tanıklık etsinler.” (Mayring, 2000:36). Belge incelemesi gözlem veya görüşmenin mümkün olmadığı araştırmalarda daha sık kullanılır. Bir diğer adı ile ‘içerik analizi’ olup, “tümdengelimci bir yaklaşımla, çoğunlukla yazılı ve görsel verilerin analizinde tercih edilen bir yöntemdir.” (Aydın, 2018).
Teori kurma ve ‘temellendirilmiş kuram’ (Neuman, 2016) olarak adlandırılan bir diğer teknikte araştırmacı veri toplama sürecinde kuram geliştirir. Elde edilen veriler analiz edilirken, bu verilerle bir kuram oluşturulmaya çalışılır. “Nitel araştırmacı karşılaştırmalar yaparak kuram oluşturur.” (Neuman, 2016:234).
Sıklıkla kullanılan bir teknik olarak ‘derinlemesine görüşme’yi “Briggs (1986) görüşmenin, sosyal bilimler alanında yapılan araştırmalarda kullanılan en yaygın veri toplama yöntemi olduğunu savunmakta ve bu durumun, görüşme yönteminin; bireylerin deneyimlerine, tutumlarına, görüşlerine, şikayetlerine, duygularına ve inançlarına ilişkin bilgi elde etmede oldukça etkili bir yöntem olmasından kaynaklandığını belirtmektedir.” (Yıldırım, Şimşek, 2000:92). Burada amaç araştırılan konu hakkında katılımcının görüşlerini detaylı ve rahatlıkla ifade etmesidir.
‘Alan araştırması/saha araştırması’ nitel yöntemde kullanılan klasik olmuş ve neredeyse akla ilk gelen tekniktir. “Saha araştırması, araştırmacının şimdiki zamanda ve çoğu kez araştırmacının kendi kültürü içindeki küçük ölçekli toplumsal ortamları doğrudan gözlemlediği ve onlara katıldığı bir nitel araştırma tarzıdır.” (Neuman, 2016:541). Aslında yukarıda ifade edilen tekniklerin anlam bulması saha/alan araştırması ile olmaktadır. “Alan araştırması, olguları mümkün olduğunca doğal ortamında araştırmaktadır. Bu yolla, hem araştırma sırasında olguya yanlış bir müdahalede bulunmaktan hem de olgudan uzak dışsal bir perspektiften kaçınılmaktadır.” (Mayring, 2000:45). “ Niteliksel araştırma yöntemleri ilk olarak ilkel kabileleri incelemek, oradaki insanların yaşam şekillerini anlamaya çalışmak amacıyla o insanları doğal ortamlarında incelenmesi suretiyle antropolog ve sosyologlar tarafından kullanılmış ve bu çalışmalar saha çalışması ya da doğal çalışma olarak adlandırılmıştır.” (Aydın,2014).
Mayring (2000), alan/saha araştırmasının iki avantajı olduğunu belirtir. İlk avantajı kullanılan araştırma araçları yüzünden ortaya çıkan çarpıtmalardan kaçınılmış olur. Deney, anket, görüşme realiteyi değiştirir, doğal akışı içerisindeki sürece katılmış olur. İkinci bir avantajı da, alan araştırmasında araştırıcı insanların hemen hemen içsel perspektiflerini görecek kadar yanı başlarındadır. (Mayring, 2000:44-45).
Alan/saha araştırması etnografya ve etnometodoloji üzerine kurulur. “Etnografya, bir kültürü tanımlamak ve yerel bakış açısından başka bir yaşam biçimini anlamak anlamına gelir.” (Neuman, 2016:545). “Etnometodoloji, sağduyuya dayalı bilgiyi incelemek için felsefe, toplumsal kuram ve yöntemi birleştiren bir sosyal bilim yaklaşımıdır. İnsanların gündelik toplumsal gerçekliklerini inşa etmek ve sürdürmek için kullandığı kuralları açığa çıkarmak üzere küçük ölçekli ortamlarda sıradan toplumsal etkileşimlere bakar.” (Neuman, 2016:546).
Saha araştırmasında ilk aşama dahil olunacak grubu belirleme ve o gruba dahil olma vardır. Grubun onayı alınarak gruba dahil olunur ve gözlemlerle, sahada tutulan notlar, yapılan görüşmeler ile veri elde edilir. Ses kayıtları, odak grupla yapılan görüşmeler, biyografik hikâyeler vb. sahadan öğrenilen bilgilerdir. Sahaya dahil olma, dikkatli olup başarılı bir gözlem yapmanın yanında sahadan ayrılma noktasında da araştırmacı dikkatli olmalıdır. Etik kurallara uymak her araştırmacının görevleri arasındadır ancak saha araştırmasında araştırmacının doğrudan gruba dahil olması bazı etik boşluklara neden olabilir. “Aldatma, gizlilik, sapkınlarla ilişki, güçlü olanlar ve raporların yayınlanması” (Neuman, 2016:593), etik boşluklardan birkaçıdır. Araştırmacının kendini gizli tutması, ismini doğru olarak vermemesi veya yanlış isim vermesi ‘aldatma’ya neden olmaktadır. Katılımcılar hakkında araştırma esnasında birçok bilgi öğrenilmektedir, bu bilgilerin bir kısmı gündelik olabilirken bir kısmı mahremiyet barındırabilir. Bu tür özel bilgilerin ‘gizli tutulma’sı gerekmektedir. İncelenen konuya göre etik boşluklar değişmektedir. Şöyle ki, ‘sapkınlarla ilişki’, “yasadışı, ahlaksızca veya etik olmayan davranışlarda bulunan kişiler üzerine saha araştırması yürüten araştırmacılar, ek açmazlarla karşı karşıya kalır. Araştırmacı, üyelerle güven ve yakın ilişki oluşturmakla kendi temel kişisel ahlaki standartlarını ihlal edecek kadar ilişkiye girmemek arasında bir açmazla karşı karşıya kalır.” (Neuman, 2016:594-595), olarak ifade edilirken ‘güçlü olanlar’, “Çoğu saha araştırmacısı, toplumda güç sahibi olmayanları (örn. sokakta yaşayanlar, yoksullar, çocuklar ve bürokratik kurumlarda alt düzey çalışanlar) inceler. Güçlü seçkinler kolaylıkla erişimi bloke edebilir ve bir ortama erişimi denetleyen resmi veya gayriresmi roldeki kişi olan etkili kapıcıları (Neuman, 2016:556) bulabilir. Saha araştırmacıları daha az güçlü olanların dünyasının derinliklerine girdiği ve o bakış açısını anladığı zaman, nadiren duyulan bir perspektifi ifade eder. Toplumun, aksi takdirde duyulmayacak olan kesimlerine ses verdikleri için yanlılıkla suçlanabilirler.”(Neuman, 2016:595). Son olarak saha ‘raporlarının yayınlanması’nda da dikkat edilmesi gereken etik bir kural vardır. Katılımcıların sırları, bilgileri saklanmalı ve itibarları korunmalıdır.
Nitel araştırmalarda etik konusu araştırmanın her aşamasında vardır. Öncelikle veri toplamak için gerekli yerlerden izin alınmalıdır örneğin üniversitelerin enstitü yayın kurulu. Araştırmanın yapılacağı alan seçilirken, çalışmanın sonucunda bir kazanç elde edilmeyecek alanlar seçilmelidir ve erişimin de kolay olduğu alanlar seçilmelidir. Alanla ilgili kişilerle iletişime geçilmeli ve katılımcılara araştırma hakkında bilgi verilip araştırmaya katılmaları için onayları alınmalıdır. Eğer çocuklar veya bakıma muhtaç kişilerle bir araştırma yürütülecek ise, çocuklar için ebeveynlerinden, bakıma muhtaç kişiler için de bakımıyla sorumlu kişilerden gerekli izin alınmalıdır. Ayrıca katılımcıları aldatmamaya özen gösterilmelidir ve verileri raporlarken katılımcıları gizli tutmalıdır. Katılımcılara yönelik aşağılayıcı veya alaycı bir dil kullanılmamalıdır. Güç dengesine dikkat edilmelidir.
Nitel Yöntemin Güçlü ve Zayıf Yönleri
Nitel yöntem anlamaya dayalı bir yöntem olduğundan dolayı güçlülüğü ve zayıflığı içinde barındırır. Nitel yöntem hakim paradigmaya da tam olarak uyum sağlamadığı için eleştirilmiştir aynı zamanda. Nitel yöntemin güçlü yönlerinden biri zengin bir veri toplama kaynağıdır. Olayı kendi çerçevesi içinde ele alması ve bütüncül bakış açısı ile yaklaşması daha çok verinin elde edilmesini sağlamaktadır. Anlamaya dayalı olması sonucunda araştırma sonucunda sadece görüneni değil, görünmeyi, arka planı da anlamamızı sağlamaktadır. Ayrıca her konuda veya araştırmada nicel yöntem istenilen sonucu verememektedir, oluşan bu boşluğu nitel yöntem doldurmaktadır.
Anlamaya, yorumlamaya dayalı olması güçlü bir yan olmakla birlikte zayıf bir yönüdür de çünkü yorumlamaya açık olması genelleme yapılmasını engellemektedir. Genellemenin yapılamaması elde edilen verilerin bilimsel düzeyini olumsuz etkilemektedir. Ayrıca araştırmacının de kendi düşünce ve duygularını katması da bu noktada etkilidir, nesnellikten uzaklaşılmaktadır. Nitel yöntemin kullanıldığı araştırmalarda zengin bir veri kaynağı sağlanmakla birlikte bu verilere ulaşmak içinde uzun bir süre harcanması gerekir. Bu durumda, araştırmayı uzatmaya ve zaman kaybına neden olabilmektedir. Süreç olarak uzun olması, sonucu iyi olsa dahi yöntemin zayıf yönüne tekabül etmektedir.
Yaşar (2018), nitel araştırmaya getirilen eleştirilerin üç konuda yoğunlaştığını ifade etmektedir. Bunlar ‘nesnel olamama, geçerlilik ve güvenirlik konusunda titiz olamama, genellenememe’dir (Yaşar, 2018:56). En büyük eleştiri nesnel olamamasına yöneliktir. Yukarıda da bahsedildiği üzere değerler ve inanç sistemine, araştırmacının görüşüne uygun olarak yorumlanması nesnel olamama sorununu ortaya çıkarmaktadır. Bu durum pozitif bilim anlayışı ile ters düşmektedir. “Nitel araştırmayı eleştirenler, bu tür araştırmalarda veri toplama ve analiz yöntemleri önceden katı bir şekilde belirlenmediğinden, incelenen değişkenler ölçülebilir olmadığından ve koşullar olası hata kaynaklarını kontrol için oluşturulmamış olduğundan, çok az iç geçerliliğe sahip belirsiz, baştan savma ve gelişigüzel bir süreç olarak görmektedir. Nitel araştırmacılar, özellikle de antropologlar, kendi dillerinde farklı dilde konuşan insanlarla çalışırken tercüman kullandıklarından, inceledikleri insanlar hakkında önyargılı temsiller oluşturma suçlamasına karşı savunmasız kalmaktadırlar.” (Borman, vd. 1986 akt. Yaşar, 2018:56). Genellenemez olması da yapılan eleştirilere kaynaklık oluşturmaktadır.
Sonuç Yerine
Bilimsel bir araştırmada genel olarak kullanılan iki yöntem bulunmaktadır, nitel yöntem ve nicel yöntem. Nicel yöntem daha çok matematiksel verilere dayalı olup çoğunlukla doğa bilimlerinde kullanılmaktadır. Nitel yöntem ise anlamaya yönelik olup somut bir analiz aracı kullanmamaktadır. Bu iki yönteminin ayrım noktası bilimlerin ayrıldığı 19. yüzyıla kadar gitmektedir. Doğa bilimlerinin hakim olması sonucunda nicel yöntemin doğru sonuca ulaştırma düşüncesi zamanla yetersiz kalmakta ve bazı araştırmalarda faydalı olamamıştır. 20. yüzyılda pozitivist bilim anlayışına karşıt olarak ve nicel araştırmanın oluşturduğu boşluğu doldurma amacıyla nitel yöntem daha çok gündeme gelmiştir. Ancak bugün bile nicel yöntemin kullanıldığı araştırmaların daha doğru sonuçlar verdiğine inanılır ki bu durumun sosyal bilim ile doğa bilimleri arasındaki hiyerarşi ile yakından ilişkilidir.
Nitel yöntemin felsefi temelleri bulunmakla birlikte genel olarak antropoloji ile ilintilidir. Nitel yöntemde belli bir şablon, anket formu yoktur, nicel araştırmaya göre daha esnektir. Katılımcı gözlem, derinlemesine görüşme teknikleri ile araştırmacı aynı zamanda araştırmada katılımcı durumundadır. Görünmeyeni, karanlıkla kalanı ve nedenlerin arka planını görme noktasında başarılı olan nitel yöntemin bilime katkısı modern bilimlerde de daha da önem kazanmıştır. Açıklamadan anlamaya doğru geçiş nitel yöntemin varlığını belirginleştirmiştir.
Birçok veri toplama analizi olan nitel yöntem zengin bir veri kaynağıdır. İncelenen grup ile yakından ilişki kurulması ve doğal ortamda gözlenmesi, incelenmesi verilerin gerçekçi olmasını sağlamıştır. Bu yöntemde kullanılan veri toplama teknikleri –belge incelemesi, örnek uzay, katılımcı gözlem, teori oluşturma, derinlemesine görüşme- saha araştırmalarında görünürlük kazanır. Antropolojiden gelen saha araştırması tekniği içinde ciddi etik kurallar barındırmaktadır. Detayının fazla olduğu ve dikkat edilmesi gereken birçok noktası olmasına rağmen bir veri denizidir denilebilir. Ancak bu durum örneklemin doğru seçilmesi ile doğru orantılıdır.
Bilimsel bilgiye ulaşma noktasında başarılı bir yol olan nitel yönteme yönelik ciddi araştırmalar bulunmaktadır. Nesnel olamama, geçerlilik ve güvenirlik düzeyinin düşük olması ve genellenememesi bu eleştirilerin başlıca kaynağıdır. Hangi açıdan ele alınırsa alınsın nitel yöntemin bilime katkısı büyüktür. Ancak somut ve kesin bilgi verme noktasında eksiklikleri vardır.
Genel olarak bakıldığında araştırmalarda oluşan boşluğu tamamlamada büyük bir görev üstlenen nitel araştırma toplumu anlama ve anlamak için oluşturulan sembollerle bilim dünyasına katkı sağlamıştır. Toplumu ve dünyayı açıklama da etkin olan nicel araştırma ve anlamada önemli olan nitel araştırma bilimsel araştırmalarda kullanılan iki büyük tekniktir.
KAYNAKÇA
Altun,F. Yazıcı,H. (2014). Nitel ve Nicel Yöntemleri Kullanan Araştırmacıların Empatik Eğilimleri ve İşlevsel Olmayan Tutumları Arasındaki Farklılıklar, Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi, 181 (181), 371-386.
Aydın,N. (2018). Nitel Araştırma Yöntemleri: Etnoloji, Uluslararası Beşeri ve Sosyal Bilimler İnceleme Dergisi, 2(2), 60-71.
Baltacı,A. (2018). Nitel Araştırmalarda Örnekleme Yöntemleri ve Örnek Hacmi Sorunsalı Üzerine Kavramsal Bir İnceleme, BEÜ SBE Dergi, 7(1), 231-274.
Cevizci,A. (1999). Felsefe Sözlüğü, İstanbul: Paradigma
Creswell,J.W. (2013). Nitel Araştırma Yöntemleri Beş Yaklaşıma Göre Nitel Araştırma ve Araştırma Deseni, (Ed: Mesut Bütün, S. Beşir Demir), Ankara: Siyasal Kitabevi
Kartarı,A . (2017). Nitel Düşünce ve Etnografi: Etnografik Yönteme Düşünsel Bir Yaklaşım, Moment Dergi, 4(1), 207-220.
Kuş, E. (2003). Nicel- Nitel Araştırma Teknikleri Sosyal Bilimlerde Araştırma Teknikleri Nicel mi? Nitel mi?, Ankara: Anı Yayıncılık
Mayring, P. (2000). Nitel Sosyal Araştırma Giriş, (Çev: Adnan Gümüş & M. Sezai Durgun), Adana: Baki Kitabeci
Neuman, W.L.( 2016). Toplumsal Araştırma Yöntemleri Nitel ve Nicel Yaklaşımlar, Cilt: 1-2, Ankara: Yayınodası Yayıncılık
Timuçin, A. (2004). Felsefe Sözlüğü, İstanbul: Bulut Yayınları
Wallerstein, I. (2014). Sosyal Bilimleri Açın Sosyal Bilimlerin Yeniden Yapılanması Üzerine Rapor,(Çev: Şirin Tekeli), İstanbul: Metis Yayıncılık
Yaşar, M. (2018). Nitel Araştırmalarda Nitelik Sorunu. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 5 (2) , 55-73. DOI: 10.21666/muefd.426318
Yıldırım, C.(2012). Bilim Tarihi, İstanbul: Remzi Kitabevi
Yıldırım, A. Şimşek, H. (2000). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri, Ankara: Remzi Kitabevi
Yıldırım, A.(1999). Nitel Araştırma Yöntemlerinin Temel Özellikleri ve Eğitim Araştırmalarındaki Yeri ve Önemi Eğitim Bilim, 23(112)