Simmel sosyolojisi ve Pareto sosyolojisi kısa bir şekilde ana hatları ile açıklanmıştır. Daha sonra ise bu açıklamalardan yola çıkılarak Simmel ve Pareto sosyolojisi karşılaştırılması yapılmıştır. Ders notu niteliğinde olan bu yayından bütünlük beklemeyiniz. İhtiyaca yöneliktir :)
Simmel Sosyolojisi Kısaca
Simmel’ın sosyolojisine bakıldığı zaman Weber ya da Durkheim gibi sistematik bir teorisi olmadığını görmemiz mümkün. Simmel temel ve genel etkileşim biçimini incelemektedir. Ona göre, sosyolojinin gelişen genel ilgisi bu etkileşimden meydana gelmektedir. Simmel’da sosyolojiyi bir bilim haline getirmek için uğraşmış ve 3 soru çerçevesinde sosyolojiyi açıklamıştır. Bu sorular; Toplum nedir? Sosyoloji toplumda nasıl çalışmalıdır? Sosyolojinin ilgilendiği temel alanlar nelerdir? Şeklindedir. Bu sorulara cevap aramaya çalışmıştır. Simmel’ın yöntemi, bilim anlayışı, Weber’e benzemektedir. Simmel, topluma insanlararası etkileşimin sonucunda oluşmuş bir olgu olarak bakmıştır. Toplumu etkileşim sonucu oluşmuş, bir bütün olarak görmüştür. Zaten, toplum kavramından daha çok toplumlaşma kavramını dile getirir. Sosyoloji de ise bahsettiği etkileşimi incelemiştir. Temel görev olarak; sosyolojinin bu etkileşim biçimlerini farklı tarihsel kültürel çerçevelerde çalışması olarak görmektedir. Toplum ise bu ilişkilerin sonucu olarak tanımlanan bu yaklaşımda kişilerin etkileşime girdiği, topluma odaklanılmasını gerektiğini savunur. Simmel’ın asıl amacı formlara odaklanılmasıdır. Bu odaklanma sırasında ise örüntüsel ilişki şekilleri incelenmelidir.
Pareto Sosyolojisi Kısaca
Pareto’nun amacı toplum üzerinde etki sahibi olan güçlerin bir sonucu olarak, kazandığı formu gözler önüne sermektir. Bu noktada da Tortular ve Türev kavramlarını, toplumsal hererojenlik ve elitlerin dolaşımı kavramlarından yararlanmıştır. Toplumu bir sistem olarak görür ve insan doğasının sabirliğinden bahseder. Bu kavramlar kendisine aittir.Pareto’ya baktığımızda ise sosyolojinin mantıksal olmayan eylemleri incelemesi gerektiğini savunmaktadır. Burada bir şart konulmuştur; mantıksal-deneysel olmasıdır. Mantıksal deneysel bilim, gözlemlenebilirdir. Zaten, gözlemlenmeyen kavramlarda bilimde incelenemez. Bu bağlamda da felsefi kavramların dışlanmasını istemektedir. Deneyi aşan veya deney dışı olan hiçbir şeyin bilime dahil olmayacağını savunmaktadır. Deneysel olan her şey toplumun faydasına olmasa bile gerçekler, her koşulda ortaya çıkartılmalıdır. Tarihte yeni olan şey yoktur. Bunlar insanların yaptıkları tekrarlardır.
Simmel Sosyolojisi ve Pareto Sosyolojisi
İki sosyologu karşılaştıracak olursak; Simmel, etkileşimi merkeze alarak bir sosyoloji yapmaya çalışmıştır. Pareto ise toplum içerisinde olan mantıksız eylemleri (mantıklı olmayan eylemler) inceleyerek, sosyoloji yapmaya çalışmıştır Pareto’ya göre insan mantıklı olmamak ile birlikte mantıklı davranmaya çalışır. Simmel, özgülüğe (biricikliğe) dem vururken, Pareto vurmaz. Pareto, deneysel yaklaşımı esas alır. Ona göre deney ile saptanmayan şeyler, bilimin konusu içerisinde yer almaz. Buna felsefi kavramlar da dahildir. Simmel’da ise toplumsallaşma kavramı sıklıkla görülür. Simmel ile Pareto arasındaki en büyük farklardan birisi ise tarihsel yordamdır. Pareto, gözlemlenemeyen şeylerin, red edilmesini gerektiğini savunmuştur. Bu tarihe negatif bir bakış yaratmıştır. Fakat, Simmel’da bu durum tam tersidir. Simmel, tarihi yorumlara önem göstermiştir. Simmel’ın yöntemi daha çok kavramsallaştırma üzerine olmuştur. Tabi bu bağlamda da kavramsallaştırmalara paralel olarak saha araştırmalarını desteklemiştir. Pareto’da ise tek yöntem deneysel yöntemdir. Deney dışı hiçbir şey yöntem olamaz.
İki sosyolog her ne kadar farklı açılarda görülse de etkileşim ve eylem odaklıdırlar. Her ne kadar yöntemler farklı gibi dursa da başlama noktaları aynıdır. Her ikisi de birey ve toplumu anlamak için etkileşim ve eylemden başlar