Toplumsal değişme konusunda birçok sosyolog açıklamalarda bulunmuştur. Ancak, bizim burada ele alacağımız sosyologlar; Karl Marx ve Emile Durkheim. Bu yazı da Karl Marx ve Emile Durkheim’in görüşleri çerçevesinde toplumsal değişmede bireyin rolü nedir? Sorusunun cevabını vermeye çalışacağım.
Başlıklar
Karl Marx’a Göre Bireyin Toplumsal Değişimdeki Rolü
Karl Marx, değişim teorisi üzerinde çalışırken Hegel’in diyalektiğinden Feuerbach’in mateyalizminden ve son olarak da İngiliz ekonomi politikalarından yararlanmıştır. Toplumsal değişim toplumun gelişmesi için gereklidir. Marx, bu noktada toplumsal değişimi üretim ve üretim araçları çerçevesinde değerlendirmektedir. Marx’ın toplumsal değişme konusunda genel bakışı bu yöndedir. Bireye indirgeyecek olursak; Karl Marx, bireyden bağımsız bir toplumsal değişim teorisine karşı çıkar. Bireyin yapı içerisinde inkar edilemez bir etkisinin olduğunu ve değişim yapabileceğini savunur. Birey, toplumsal değişime üretim ve üretim ilişkileri çerçevesinde dahil olmaktadır. Ancak bu yapıda değişim mümkün hale gelebilir.
Tabi, bireyin toplumsal değişimindeki rolü kısıtlıdır. Bireylerin toplumsal değişimde etkin rol oynayabilmesi için sınıf bilinçlerinin farkında olmaları gereklidir. Tabi, toplumsal değişim için sadece bilinç yetmiyor. Bireyin, tarihsel sürecin ve değişiminde rol oynayan yasaların farkında olması gerekiyor. Ancak bu şartlar altında birey, toplumsal değişime katkıda bulunabilir. Marx, bireyin toplumsal değişimindeki yerine olumlu bakar. Birey, toplumsal değişimde büyük rol oynayabilir.
Emile Durkheim’e Göre Bireyin Toplumsal Değişimdeki Rolü
Bilindiği üzere genel olarak Durkheim’in fikirleri ile Karl Marx’ın fikirleri çatışma halindedir. Toplumsal değişimde bireyin rolü konusunda da durum böyledir. Durkheim toplumu bir bütün olarak görür. Toplum içerisinde organizmaların olduğunu ve bu organizmaların bireye indirgenebilecek kadar basit olmayacağından bahseder. Toplumda iş bölümü vardır ve her bireyin sorumluluğu vardır. Bireylerin iş bölümünün uyumu ile toplumsal gelişim sağlanır. Toplumun gelişmesi için atılacak adımlar devlet, yani organizmalar tarafından atılır. Böylelikle kaos görülmez. Herkes kendine göre bir teori ortaya atıp da kaosa sebep olamaz. Eğer, birey toplumsal değişim yapmaya kalkarsa anomi görülebilir. Bu durumda da birey odaklı olunmalıdır. Kargaşanın görülmemesi için.
Toplumsal Değişimde Bireyin Rolüne Kısa bir Sonuç:
Karl Marx, toplumsal değişimde bireyi ön plana çıkarmıştır. Fakat Durkheim, bireyler yerine organizmaları ön plana çıkarmıştır. Marx, değişime olumlu bakarken Durkheim olumsuz bakmaktadır. Marx, ilerleme için bireyin toplumsal değişimde rol oynaması gerektiğini savunurken Durkheim, bireye rol biçmez. Bireyin gerçekleştireceği devrimin anomiye yol açacağını söyler.