Toplumsal tabakalaşma yapısal olarak her toplumda değişik sistematik bir ilişkiler ağına temsil edebilir. Toplumun gelişmiş, az gelişmiş veya gelişmekte olan toplum yapısında olması bu farklılığın ana nedenidir. Daha açık bir ifade ile gelişmiş toplumlarda alt tabaka daha geniş bir kitle iken üst sınıf daha dar bir kesimdir. Gelişmekte olan toplumlarda alt üst tabaka arasında ki nüfus yoğunluğu birbirine yaklaşsa da tam bir eşitlikten söz edilemez. Gelişmiş toplumlarda ise alt ve üst tabaka nüfus oranı birbirine oldukça yakındır bu durum daha geçişken bir tabakalaşmayı işaret etmektedir. Sosyologlar özellikle tabakalaşmada toplumda bireylerin “statü” kavramının elde edilişlerinde ki farkın tabakalaşmanın katı mı yoksa daha mı esnek olduğu hakkında bilgi verdiğini belirtir. Bir tabakalaşma türünde statü “ doğulan tabaka” sayesinde bireye yüklenirken, ikinci tabakalaşma kültüründe statü “çabalanarak elde edilen” bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir tabakalaşmada toplumda yalnızca tabakalar arası hareketlilik görülürken, ikinci tabakaşmada statüye ulaşma çabası ile tabakalar arası hareketlilik yani dikey hareketlilik beklenir. Sosyal hayatta gerçekleşen bu hareketlerin azlığı, çokluğu veya ulaşma durumlarına göre Toplumsal tabakalaşma çeşitlerine değinmek yerinde olacaktır:
1. Kapalı tabakalaşma biçimi olarak kölelik
2. Kapalı tabakalaşma biçimi olarak kast/Varna
3. Yarı açık tabakalaşma biçimi olarak zümre
4. Açık tabakalaşma biçimi olarak sınıf
Tüm tabakalaşma biçimlerini ele almak oldukça geniş bir araştırmanın sonucu olacağından bu çalışmada uygarlık tarihinin çeşitli aşamalarında ki toplumu yapılarından avcılık, toplayıcılık, göçebelik tarım ve sanayi toplumlarında ki tabakalaşma tiplerine ele alalım.
AVCI VE TOPLAYICI TOPLUM
İnsanlığın ilk varoluşundan MÖ.1000lere kadar sahip olduğu tek toplum biçimi avcı ve toplayıcılıktır. İş bölümü de temel ihtiyaçları karşılamak maksadıyla yapılıyordu. Bu noktada cinsiyet farklılığı iş bölümünün şekillenmesinde büyük rol oynuyor kadın, çocuk ve yaşlı bireyler toplayıcılık (bitkiler, meyveler veya bal gibi) yapıyor, erkekler ise avlanmaya gidiyordu.
Küçük gruplar halinde yaşayan avcı-toplayıcı topluluklar çok zaman kan bağı ile birbirlerine bağlıydılar. Bu topluluklarda düzen oldukça önemliydi. İş bölümü yapılmasında, göç edilecek yeri ve zamanı belirlemek o topluluğun reisine ait ti nokta topluluğun lideri ne derse olurdu. Herhangi yazılı bir kural veya yasa olmamasına rağmen baskın bir otoriter yapıda söz edilebilirdi. Haliyle toplumsal yapıda, bireyin sosyal yaşamda bulunduğu topluluğa ne kadar fayda sağlamadığına göre toplulukta saygı değerliği artardı. Topluluğa bir faydası olmayan avcılık veya toplayıcılık yapamayan göç sırasında eylemi yavaşlatan, grubu tehlikeye sokan bireyler topluluktan dışlanır ve terk edilirdi. Tabakalaşmanın ilk izlerinin bu çağda açıkça görmek mümkün olmasa da bulunan toplumun yaşamsal faaliyetlerini en çok katkı sağlayan yani güvenlik, avlanma gibi sorumluluklar üstlenen erkek Egemen bir toplum yapısı ile karşılaşırız nokta kadınlar ve çocuklar daha az iş yapmaktadır. Yaşlıların ise tecrübeye dayalı topluluk içi alınacak kararlarda söz sahibi olabildikleri bilinmektedir.
TARIM TOPLUMU
Yıllarca göçebe yaşayan topluluklar tarihsel verilere göre Nil Nehri’nin kenarında yerleşik yaşama giriştikleri belirtileri nokta toplulukların nasıl yerleşik yaşama geçtiği konusundan ziyade asıl konumuz olan Toplumsal tabakalaşma kavramı penceresinden bu döneme bakıldığında tahılı toprağa ekme ile beslenme ihtiyaçlarının daha basit ve avcılık toplayıcılığa göre daha güvenilir bir biçimde elde edilebileceğini fark eden İnsanoğlu ilk tarım faaliyetini bu şekilde gerçekleştirmiştir. Kaynakların bolluğu ( su ve besin) toplulukların su kenarlarında küçük köyler kurmaları ile devam etmiştir nokta avcılık için ayrılan süre kısalmış haliyle boş zaman ortaya çıkmış bunun yanında göçebe yaşam tarzında mümkün olmayan, nüfus artışı bu dönemde görülmüştür nokta Böylece göç gerçekleştirilmek istense de oldukça zor bir hal almıştır. Yerleşik yaşam benimsenmeyen başlanmış ve topluluklar daha dayanıklı Barınaklar yapmaya başlamış köyler, kasabalar oluşturmuş ve etrafının sularla çevirerek güvenliklerini sağlamışlardır. Üretim fazlası ürün ortaya çıkmış, Özel mülkiyet anlayışı artış göstermiştir. İş bölümü çeşitlenmiş babadan oğula geçen mesleki eğitim başlamıştır. Göçebe yaşam tarzında fark edilmeyen yetenekler değerlendirilebilir ortamlar bulmuştur. Bu durum tüccarlar, din adamları, işçiler, Toprak sahipleri gibi farklı grupların oluşması ile sonuçlanmıştır. Tarım toplumlarında tabakalaşmada ki üst tabaka olarak din adamları ve bürokrasi yer almaktaydı. Bunun sebebi yeni benimsenen bir yaşam biçiminin getirdiği belirsizliğin bir lider veya dini bir öğreti ile belirliliği, toplumsal düzene kavuşturulması isteğiydi. İkinci sırada ise tüccarlar yer almaktaydı 11 Bunlar Ticaretle uğraşırlardı toplumdaki ekonomik faaliyetleri düzenlerdi. Üç tabakadan çiftçilerden oluşur ve toprak sahipleri toplumda saygı görürlerdi. Sosyal tabaka çok yapılara sahip olmamakla birlikte tarım toplumunun “Özel mülkiyet” kavramı ile karşılaşması iktisadi Birgül siyasal ayrılıkları beraberinde getirdiğini söylemek yerinde olacaktır.
SANAYİ TOPLUMU
Literatürde 18 ve 19 yüzyıllarda gerçekleştiği kabul edilen Avrupa çıkışlı sanayi devrimi insanlık için büyük bir adımdır. O dönemde yaşamına tarımsal fonksiyonlarla sürdüren bir toplum yapısı hakim de nokta sanayi devrimi buhar gücünün kullanılması ile meydana gelmiş ve tarımdaki makineleşme ile devam etmiştir. Bunların yanında maden ve kömür yatakları bakımından ülkeleri yöneten İngiltere tarafından buhar gücü geliştirilmiş ve fabrikalarda kullanılmaya başlanmıştır bu yenilikler ile tarımla uğraşan insanlar kentlere göç etmeye başlamıştır. Kentleşmenin artmasıyla toplumsal yapı köklü değişikliklere uğramıştır. İngilizlerin buhar gücünden sonra elektriği denetle binmek keşifleri 2. Sanayi devrimi olarak da adlandırılmıştır.
2. Sanayi devrimi ile de sanayileşme tüm dünyada hızlanmıştır. Yukarıda bahsettiğimiz toplumsal yapıdaki değişiklikler işçi-patron ilişkilerin oluşması ev -iş ayrımının ortaya çıkması ile sonuçlanmıştır. Dönemin güçlenen tarım toplumunun tüccarlar olarak adlandırdığı burjuvazinin güçlenmesi ile toplumsal tabakalarda hareketlilik meydana gelmiştir. İktisadi olarak güçlü olan yani burjuvaziler bürokrasiyi ele geçirmiştir. Burada Toplumsal tabakalaşma keskin bir şekilde hissedilmiştir sanayileşme ile burjuvaziler, iş adamları , mühendisler, ruhban sınıfı gibi birçok toplumsal tabaka oluşmuştur.
Günümüzde keskin bir tabakalaşma devam etmese de ekonomik farklılıkların varlığı günümüz insanının yaşamında etkilerini göstermektedir.
bilirsiniz.