Bu yayında kısaca Türkiye’de yaşanan göçler hakkında bilgiler verilmiştir. Giriş niteliğinde olan bu yayın göç sosyolojisi ders notu çerçevesinde hazırlanmıştır. Özet niteliğindedir.
İkinci dünya savaşıyla birlikte Avrupa’da işgücü ihtiyacı ortaya çıkmıştır. DPT yaptığı anlaşmalar ile birlikte milyonlarca işçiyi Avrupa’ya göndermiştir. 1960 öncesinde yurtdışına çıkış sınırlı tutulduğu için göçler gayrimüslim tebaa ağırlıklıydı. 1961 anayasasının sağladığı kısmi özgürlük, yurt dışına çıkışı kolaylaştırmıştır. Bireysel olarak da zincirleme göç meydana gelmiştir. (işçi göçü anlaşmasının dışında) Türkiye’den Avrupa’ya olan göçleri 5 aşamaya ayırabiliriz:
- 1960- işçi göçü,
- 1970- aile birleşmesi nedeniyle sosyal göç,
- 1980- darbe nedeniyle siyasal göç,
- 1990- terör nedeniyle etnik göç,
Son olarak ekonomik ve demokratik süreçlerin bir sonucu olarak tersine göç süreci başlamıştır. 1960’larda başlayan göçte işçilere misafir işçi ûnvanı verilmiş, bu göçün geri dönüşü olacağının bir habercisiydi. Ancak başta 3 yıllık olarak göçenler hükümetlerin karşılıklı uzatmaları sebebiyle kalıcı olmuştur. Göç üzerinden uzun yıllar geçmesine karşılık bugün hala eğitim, uyum, anadil gibi unsurlar üzerinden belli başlı sorunlar Avrupa’da görülmektedir. Her ne kadar bulundukları ülkelerin vatandaşlığına geçselerde yabancı olmanın tüm dezavantajlarını yaşamaktadırlar.
Gayrimüslimlerin göçleri: 1960 yılından itibaren Türkiye birçok Avrupa ülkesine işçi göndermiştir. Batı Avrupa ülkelerinin işgücü ihtiyacını İtalya, İspanya gibi ülkeler karşılarken daha fazla iş gücüne ihtiyaç duyulması ile birlikte Türkiye de işgücü kaynağı olarak işçi göndermeye başlamıştır. Özellikle Almanya’ya işçi göçünü harekete geçiren olay Berlin duvarının yıkılmasıdır. Avrupa’da gerek iş nedenleri ile gerekse de iltica nedenleriyle göç edenlerin sayısı 5 milyona ulaşmıştır. Türkiye’nin dış ülkelere işçi ihraç etmesinin hem olumlu hem de olumsuz sonuçları olmuştur. Ülkeye döviz girişi ve ülke içerisinde işsizliğin azalması gibi olgular Türkiye’nin avantajları arasındadır ancak ülke içerisindeki bağımlı nüfusun artması, kalifiye işçinin gitmesi ve döndüklerinde uyumsuzluk yaşamaları gibi durumlar da dezavantajları olmuştur.