Başlıklar
- ÖZET
- GİRİŞ
- BİRİNCİ BÖLÜM ASKERLİK VE MİLİTARİZM
- 1.1 Militarizm Kavramı ve Türkiye’de Ortaya Çıkışı
- 1.2 Askerlik Kavramı
- İKİNCİ BÖLÜM
- 2.1. Türkiye’ deki televizyon dizileri
- 2.2 Türkiye’ deki Erkeklik Hegemonyası
- 2.3 Türkiye’deki TV Dizilerinde Erkeklik Hegemonyası: Söz Dizisi
- ÜÇÜNCÜ BÖLÜM YÖNTEM
- 3.1 Araştırmanın Modeli:
- 3.2 Araştırmanın Amacı:
- 3.3 Araştırmanın Problemi ve Önemi:
- 3.4 Araştırmanın Evren ve Örneklemi:
ÖZET
Bu araştırmada, Türkiye’de TV dizilerinde militarizm ve erkeklik hegemonyası literatür taraması yapılmıştır. Militarizm, şiddet, erkeklik, milliyetçilik, askerlik içeriği olan 1 kitap (Emre Doğan, Erkeklik, Milliyetçilik ve Militarizm,2020) ve 15 makale taraması gerçekleşmiştir. Çalışmanın temel amacı, Türkiye toplumunda TV dizilerinin militarizm üzerine kurulduğu erkeklik hegemonyası, askerlik ve milliyetçilik, toplumsal cinsiyet konularını sosyolojik bakış açısıyla değerlendirmektir. Söz dizisi örneği, savaş, askerlik, milliyetçilik ve erkeklik üzerinden değerlendirilmiştir. Militarizmin Türkiye TV dizileri üzerindeki karşılığı erkeklik hegemonyası, kültür ve aidiyet üzerinden ölçülmeye çalışılmıştır. Dizideki karakterlerin militarizmle ilişkileri, kriterleri, hiyerarşileri, toplumsal rol ve görevleri incelenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Militarizm, Militarizasyon, TV Dizileri, Askerlik, Milliyetçilik, Erkeklik Hegemonyası,Şiddet
GİRİŞ
Günümüz Türk dizilerinde erkekliğin ele alınması militarist düşüncenin yapı taşlarını oluşturmuştur. Türk yapımı diziler erkeğin gücünü ve hakimiyetini yansıtmaktadır. Ataerkil toplum düzeninde büyüyen erkek çocuğunun yetiştirilme biçimi her zaman güçlü ve sağlam bir mertebeye erişmek olmuştur. Bunun bir yolu da askerliktir. Bu yüzden genellikle TV dizilerinde erkek figürü güçlü, koruyucu ve kahraman gözükmektedir. Çalışmamızda erkeklik ve militarizmin Türk toplumuna nasıl yansıdığını gözlemlemişizdir. Türk yapımı diziler ve militarizm kaynaklarının sınırlı olması bu raporu önemli hale getirmektedir. Militarizmin ne olduğu, topluma nasıl kazandırıldığı ve erkekliğin nasıl aktarıldığını Söz dizisi örneğinde militarizmin toplumsallaştırılmasının erkeklik üzerindeki etkisi değerlendirilmiştir.
BİRİNCİ BÖLÜM ASKERLİK VE MİLİTARİZM
1.1 Militarizm Kavramı ve Türkiye’de Ortaya Çıkışı
Militarizm Türk Dil Kurumu tarafından bir ülkede ordu gücünün aşırı derecede ağır basması olarak tanımlanmaktadır.(Türk Dil Kurumu,2020) Latince kökü orduya dair askeri anlamlarına gelen “militaris” kelimesine dayanan Fransızca ve İngilizce dillerden Türkçe karşılığı ise askercilik, orduculuk olan, askeri uygulama ve değerlerin yüceltilerek sivil hayata yedirilmesi ve bu sivil-askeri sınırının giderek muğlak haline getirilmesidir.(Atmaca,2014)
Militarizm, muhattap olduğu topluluğa mutlak sonun şedit olduğu kanısını rahat temellendireceği duygusal donanım oluşturma eylemini içerir.(Sancar,2011:15)
Oxford sözlüğüne göre ise, bir ülkenin güçlü olabilmesi için büyük bir askeri güce sahip olabilmesi inancı olarak tanımlanır.(The Oxford Advanced Learner’s Dictionary,2020)
Emre Doğana göre ise, militarizm ülkelerin sınırlarının yeni ulus-devlet dönemi ile birlikte ülkelerin maddi zenginlik ve beşeriyetlerine dair savunma ihtiyaçlarına karşı ürettiği fakat salt savunma ihtiyacından çok toplumsal ilişkileri de belirleyen bir düzenektir.
Antohny Smith’in milliyetçilik üzerinde çalışmasında milletti, tarihi bir toprağı/ülkeyi, ortak mitleri ve tarihi belleği kitlevi bir kamu kültürünü, ortak bir ekonomiyi ortak yasal hak ve görevleri paylaşan bir insan topluluğunun adı olarak tanımlar.(Smith,2013)
Milliyetçilik ise, belirli bir milletin çıkarlarını özellikle egemenliğini ve öz yönetimini kazanmayı daha sonrada bunu ilelebet sürdürmeyi amaçlayan bir fikir hareketidir.
Türkiye toplumunda, milliyetçiliğin vermiş olduğu militarist düşünce terör ya da savaşta çocuğunu kaybetmiş bir anne-babaya üzülmek yerine diğer çocuklarının da şehit olması arzu edilir. Bu açıdan bakıldığında hem dinsel hem de kültürel bir boyutu olduğunu görmekteyiz. Çünkü militarizmin özünde yer lan kahramanlık ,fedakarlık ,vatan için canını vermenin gerekliliği düşüncesi de kutsanmaktadır. Bunun en somut ifadesi şehit ifadesinin kullanılmasıdır. Şehitlik, en genel anlamıyla kutsal dava yolunda canından olmasıdır. Şehitlik olgusu savaş ve şiddetti meşrulaştırmaktadır .Bu bağlamda şehit cenazelerinin militarist bir duygu yoğunluğu yaratma üzerine kullanılmıştır. “Ülkenin bütünlüğü bozulmasın, bayrak inmesin, ezan dinmesin” diye şehit olan askerlerin şehitlerin ne kadar kahraman olduklarına dair güzellemeler ve bayrak imgesi üzerinde rol oynamaktadır. Bununla birlikte Türk toplumunda erkek çocuklarının bu rol üzerinde doğduklarından itibaren kültürel aidiyet bağlamında kahraman,güçlü,koruyan olarak yetiştirilmektedir. Ulus devletin inşa sürecinde, savaş olgusundan farklı olarak terör hali ise militarist zihniyetin itaatkar ve sorgulamayan bireylerden oluşmasına katkı sunar. Sosyal Darwinizme göre, insan her an savaş tehdidi altındadır ve bu yüzden topyekün taarruz halinde olmalı, hayatta kalabilmek için mutlak güçlü olmalı bunun için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Cumhuriyeti kuran milliyetçi asker kadrolarının ihtiyatçı zihniyetin sahip olduğu sosyal darwinist eğilimler, yeni kurulacak devletin inşasını gerektirmiştir. Kurucu kadroların altyapısında devlet kapasitesinin artırılmaya çalışılması Türkiye toplumunda militarizmi yükselten etkenlerden olmuştur.
Alferd Vagts’ın çalışmasında militarizm savaş zamanından çok barış zamanında gelişir sözü ve militarizmi şu şekilde ele alır, ordunun siyasal ve sosyal hayatta yer alması sorunların çözümüne şiddet kullanımının meşru görülmesi hiyerarşinin yüceltilmesi erkekliğin şiddet kullanımı kadınlığın ise korunma ihtiyacı ile özdeşliştirilmesi gibi özelliklerde vurgulanmaktadır. Militarizmle iç içe geçmiş bir milliyetçilik, ırkçılık, erkeklik, cinsiyetçilik yapısını görünür kılmak için her bir yapıya dair çizgileri netleştirmek gerekir. (Altınay, 2013)
Militarizasyon, bir kişinin ya da bir şeyin, gitgide daha fazla ordu denetimine girdiği veya kendi refahı ya da iyiliği için militarist fikirlere bağımlı hale geldiği,adım adım ilerleyen bir süreçtir.Militarizayon bir bireyi,toplumu nasıl dönüştürürse askeri gereksinim ve militarist yargıların normal olduğu fikri toplumda kabul görülmeye başlanır.Kurumsal,ideolojik ve ekonomik dönüşümler kadar kültürel dönüşümüde içerir.(2006:30)
Militarizasyon sürecinin erkek odaklı dönüştürücü etkisi erkekliği devletin seçkin yurttaşlarıyla karşılıklı dayanaklardan en önemlisidir. Devlet başta milli güvenlik adına uyguladığı askerlikle birlikte kadınlığı erkekliği ve hatta erkeklikler içinde de farklı bir çok süreci biçimlendirmiştir.(Enloe,2013) Belirlenen kriterlere uygun bireylerin askerliğe dahil olmaları sonucunda erkeklikleri resmi olarak tescillenir. Diğer yandan bu gruba dahil olmamak toplumsal yaşamda mücadele alanı oluşturur. Kendinden ayrıcalıklı erkek yurttaşların yeniden belirlenen konumları ve bu konumlara ait değerler militarist sistemin soyut bir mükafatı olarak süreklilik sağlar. Ordu düzenine deneyimsiz olarak giren asker “usta ,adam” vasıtasıyla çıkmış olup toplumda “acı-tatlı” anı anlatılarıyla edindiği statünün sürekliliğini sağlar.(Selek,2014)
Modernleşmeyle beraber ortaya çıkan kapitalizm, ulus devletleşme, sekülerleşme, şehirleşme ve modernitenin sunduğu imkanlarla ortaya çıkmıştır. Modernitenin getirdiği büyük dönüşümün diğer faktörleriyle birlikte savaşın değişen doğasının militarizmi ortaya çıkartmıştır. Militarizm askeri değer ,norm ,kural ,bakış açısı ya da düşünme biçimlerinin yüceltilerek gündelik yaşamın pek çok alanında sirayet etmesini ve bu yolla toplumsal ve politik yapının biçimlendirilmesini hedefleyen bir zihniyettir. (Altınay, 2009 ve Altınay, 2005) Ülkemizde ise Tanzimat Fermanı ve 1908 itibariyle İttihat ve Terakki cemiyeti sert ve hiyerarşik kuralları bakımından militarist bir kurum izlenimi vermiştir. Toplumun bir bütün olarak militarizasyonu elzem saymıştır. Ve bunu yayılması için sivil dernekler kurulup daha ortaokul düzeyindeki çocuklardan itibaren askeri eğitimler sağlanmıştır.
1.2 Askerlik Kavramı
Askerlik, Harp sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyetidir. Türkiye toplumunda sıklıkla karşılaşılan bayramlarda çocuklara asker üniforması giydirilmesi, askere gidecek gençlere davullu zurnalı uğurlamalar yapılması resmi törenlerde zırhlı araçları görme telaşı, askeri disiplinin ahlaki bir değer olarak kavranması erkek çocuklarının birer paşa adayı olarak yetiştirilmesi sünnet merasimlerinin erkeklik ve paşalığa adım atma rütieli olarak anlamlandırılması militarizm varlığını ve yeniden üretim kanallarını örneklendirmesidir. Bireyin çocukluktan itibaren askeri değer ve normlarla donatılması askerliği askerliğin dışına çıkarmakta ve onu başlı başına yaşam üslubu haline getirmesi olmuştur.(Belge,2012) Militarizm şiddete dayalı imgeler ,düşünceler ,duyguları yurttaşları etkisi altına aldığında her hangi bir çatışmanın silah zoruna başvurulmaksızın düşünülmez. Şiddetin hakim olduğu savaş mücadele zafer kan şehitlik mağlubiyet kahraman gibi kavramlar medya başta olmak üzere içselleştirerek acılar. Nefret söylemi ve zararları görünmez kılacaktır. Militarizmin ürettiği zihniyetle düşünme biçimi aracılığıyla alt sınıflardan gelen bireyler kendilerini gereğinden daha güçlü hisseden aktörlere dönüşmüşlerdir.(Saigol,2013)Türkiye’de militarizm, özellikle zorunlu askerlik uygulamasıyla sadece erkekleri değil beraberinde bütünüyle bir toplumu militarize etmektedir.(Kandiyoti,2013)
İKİNCİ BÖLÜM
TÜRKİYEDEKİ TELEVİZYON DİZİLERİNDE ERKEKLİK HEGEMONYASI
2.1. Türkiye’ deki televizyon dizileri
Türkiye’ de 1968’ te ilk televizyon yayını hayata geçmiştir. Televizyon, yayın hayatına başladığı zamandan günümüze kadar kişilerin çokça zaman geçirdikleri, en fazla beğendikleri ve boş vakitlerini değerlendirmek için kullandıkları bir kitle iletişim aracı haline gelmiştir(Halloran, 1973). Yapılan araştırmalar Türk halkının televizyon karşısında 5-6 saat geçirdiğini ve ailenin bir üyesi gibi kabul edildiğini göstermiştir(Cüceloğlu, 1991 ve Cereci,1996).
Türkiye’ de spordan habere kadar birçok yayın içeriği sunulmasına rağmen sosyal ve kültürel anlamda toplumsal gruplarda en çok tercih edilen tür, dizilerdir( Tanrıöver, 2015 ve Yağbasan, 2007). Bunun nedeni ana hikayenin her hafta sürekliliğinin olmasıyla birlikte merak uyandırmasıdır ve seyircilerin dizilerde kendinden parçalar bulabilmesidir(İmik, 2007). Çünkü diziler ve toplum karşılıklı etkileşim halindedir(Tanrıöver, 2015). Seyirci, televizyondaki karakterlerin yaşam biçimlerini, davranış kalıplarını, konuşma dilini ve televizyonun oluşturduğu kalıpları benimsemektedir( Cereci, 1996).
2.2 Türkiye’ deki Erkeklik Hegemonyası
Hegemonik erkeklik kavramı 1980’ lerde tanımlanmıştır. Hegemonik erkeklik Connell’ e göre; “Toplumca kabul görmüş ve onun çoğunluğunu oluşturan, kendisinde çekim yaratan beyaz, orta sınıf, heteroseksüel, rasyonel, akılcı, rekabetçi, en az bir spor dalıyla ilgilenen, egemen, cazibe merkezi olabilecek bir birey olmayı ifade etmektedir. “
Hegemonik erkeklik kavramında dikkat çekilmesi gereken bir başka noktaysa, sosyalizasyon sürecidir. Sosyalizasyon, bireyin yaşamı devam ettikçe var olan bir olgu olmakla birlikte toplumu toplum yapan kodlarla içselleştirilmektedir(Bozok, 2011).
Erkek sosyalizasyonu ise yaşadıkları toplumda onlara atfedilen rolleri, kuralları, geleneksel kodları “erkek olarak kabul”edilebilmeleri için benimsemeleridir(Bozok, 2011). Ataerkilliğin ağır bastığı Türkiye toplumunda neslin devamlılığı, miras paylaşımı, mirasın aktarılması, iktisadi gücün baskın olması ve ailesi üzerinde son söze sahip olması gibi temel vazifeler erkeklere yüklenmiştir( Demez, 2005: 61 ‘ den aktaran Onay, 2017:169,170). Yaşadığımız çağda erkek bireylerin sosyalizasyon süreci ataerkil düşünce sistemine göre uyarlanmıştır( Avnos, 2018).
Türkiye’de erkek olabilmek için birden fazla aşamadan geçmek gerekmektedir. Daima hatırlanması amacıyla merasimler düzenlenen sünnet aşamasında anneyle olan bağda kopukluk ve karşı cinsin feminen niteliklerinden ayrılması görülmektedir. Bu aşamanın diğerlerinden ayrılan özelliği, erkekliğin ne anlama geldiğiyle ve nasıl davranış kalıpları sergilemesi gerektiğiyle ilk olarak sünnette karşı karşıya gelmektedir(Bozok,2011 ve Avnos, 2018). Cinsel olarak ilk deneyimini yaşayan erkek partnerine karşı bu yönden otoritesini kabul ettirme arzusu taşımaktadır. Askerlik görevini yerine getirmemiş erkeğeyse iş verilmesine ya da yuva kurma adayı olarak sıcak bakılmamaktadır(Bozok,2011). Aynı zamanda bu görevi yerine getirme militarizm, vatan ve millet sevgisi kavramlarıyla bağdaştırılarak erkeği ‘adam’ etme yolu olarak görülmektedir(Avnos, 2018).
Bu aşamaları geçen her erkek tamamlanmıştır ve ataerkil sosyalizasyon sürecinde başarıya ulaşmıştır(Avnos,2018).
2.3 Türkiye’deki TV Dizilerinde Erkeklik Hegemonyası: Söz Dizisi
Başkahramanı Kıdemli Üsteğmen Yavuz Karasu’nun alışveriş merkezinde yaşanan terör saldırısı sonucunda nişanlısını kaybetmesiyle başlayan Söz dizisi, ilk bölümünü 3 Nisan 2017 yılında yayınlamıştır. Karabayır köyü ve İstanbul’da çekimi yapılmıştır(Avnos, 2018).
Dizinin ana konusu, Türkiye’nin PKK terör örgütü ve bu örgütle mücadele eden Kılıç timinin yaşadığı aksiyonlardan oluşmaktadır. Memleket sevgisi, savaş sahneleri, şehid olmanın kutsallığına vurgu, bayrak sevgisi ve askerliğin yüceltilmesi dizinin temelini oluşturmaktadır. Erkek karakterler dizide ağır basmaktadır, kadınlarsa bu erkeklerin elde ettiği başarılarla iftihar etmektedir(Avnos,2018).
Söz dizisinde hegemonik erkekliğin temsilini Kıdemli Üsteğmen Yavuz Karasu karakteri üstlenmektedir. Dış görünüşü kaslı, dikkat çekici ve yakışıklıyken karakteri cesur ve zekidir. Dizide dikkat çeken bazı hegemonik erkeklik söylemleri şunlardır:
‘Değersiz pisliğin tekisiniz, hanım evladısınız, korkaksınız, siz hiçbir bok değilsiniz.’ (13.Bölüm)
‘Her şeyi yaparım, bütün ömrümü yakarım. Bir kibrit çöpüne bakar. Allah’ın kulu da gelip o ateşi söndüremez’ (24. Bölüm)
‘Ana kuzusu ama son dönemde çıkan en iyi askermiş’ (1. Bölüm) ‘İşsiz güçsüz adama vermeyecekler ama isteyeceğiz’ (13. Bölüm) ‘Adam gibi adamsın, aslansın.’ (13. Bölüm)
‘Liseli kızlar gibi aranızda mı konuşacaksınız?’ (13. Bölüm)
Dizinin kesitlerinden alınmış bu diyaloglarda feminen davranışlar küçümsenmekte, toplumda işsiz adam ötekileştirilmekte ve yeteriz olduğu lanse edilmekte, annesine düşkün bir erkeğe lakaplar takılmaktadır(Avnos, 2018).
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM YÖNTEM
3.1 Araştırmanın Modeli:
Yapılan çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden söylem analizi modeli kullanılmıştır.
3.2 Araştırmanın Amacı:
‘Söz’ dizisinde işlenen militarist düşünce hegemonik erkekliğin temsilinin incelenmesi amacıyla bu çalışma yapılmıştır.
3.3 Araştırmanın Problemi ve Önemi:
Televizyon görsellerinin akılları, bilinci ve bilinç dışını, düşünce sistemini sosyalleşme becerilerini, hisleri değiştirebilme etkilemekte kuvvetli bir gücü bulunmaktadır(Cüceloğlu,1991). İzleyiciler, televizyonda gösterilen rol-modellerin davranış kalıplarını benimsemekte ve toplumdaki kimliğini buna göre oluşturmaktadır(Küçük, 1994). Günümüzde gittikçe artan militarist düşünce ve erkek hegemonyasını toplumda meşrulaştırmaya yönelik içerik üreten dizilerin sosyolojik yönden incelenmesi, Türk toplumunun televizyon izleme kültürünün bilinçlendirilmesi ve yeni olarak isimlendirebileceğimiz erkelik çalışmalarına ve literatüre katkı sağlaması açısından önemlidir.
3.4 Araştırmanın Evren ve Örneklemi:
Araştırmanın evreni Türkiye’de 2017-2019 yılları arasında yayınlanan askeri Türk dizileridir. Örneklemi ‘Söz’ dizisidir.
SONUÇ
Türkiye televizyonun en etkili olduğu ülkeler arasındadır. Günümüz Türkiyesinde kitle iletişim aracı olarak televizyon en yaygın kullanılan teknolojidir(Uştuk,2019).Türkiye’de televizyonda yayınlanma tarihi olarak bakıldığında Söz dizisi, prime time da en çok izlenen diziler arasındadır(Avnos,2018). Bu dizide idalize edilen tipleme; ülkesine ve bayrağına aidiyet duygusu besleyen,milliyetçi,cesur,fiziksel olarak güçlü,yiğit ve kahramandır. Ağlamak veya duygularını belli etmek kadınsı bir özellik olarak gösterilmiştir.Ataerkil kültür içinde
yetişen erkeğin militarist asker olarak yetiştirilmesi benimsetilmiştir.Böylece,toplumda erkeğin mizacının sert olması sağlanmıştır. Askerlik vazifesini yerine getirirken militer kodlar erkekliğin temellerini oluşturmaktar(Gürbüz ve diğerleri, 2021).Bu kodlarda erkeğin savaşçı olması kadını ötekileştirerek erkekliğin ön plana çıkarılması askerlik adı altında” militarist erkek” modelinin ortaya çıkması gözlemlenmiş ve kahramanlık miti oluşturulumuştur(Sancar, 2009).
TV dizlerinin ürettiği düşünce kalıpları toplumun algısını değiştirerek toplumda benimsenmektedir.Böylece, toplum sistematik şekilde yayınlanan ve bireyi ekrana bağlayan TV dizileriyle,toplumsal kimliğin yeniden inşa edilmesine neden olmaktadır(Age., s. 126 ve Dağlar, 2022). Türkiye’de militarizm,milliyetçilik ve baskıcı eril tahakkümün entegre olmasının ortaya çıkarılması toplumda vazgeçilmez bir hale gelmiştir(Sancar,2014).
KAYNAKÇA
- Altınay, A. (2009). Tabulaşan Ordu, Yok Sayılan Militarizm.Türkiye’de Metodolojik Militarizm Üzerine Notlar. Ö.Laçiner (Dü.) içinde, Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce Cilt 9 / Dönemler ve Zihniyetler (s. 1245-1257). İletişim Yayınları.
- ALTINAY, A. G. (2005). Militarizm. F. Başkaya içinde, Kavram Sözlüğü: Söylem ve Gerçek (s. 351-366). Ankara: Özgür Gündem Üniversite Kitaplığı.
- ALTINAY, A. G. (2009). ‘Can Veririm, Kan Dökerim’: Ders Kitaplarında Militarizm. G. Tüzün içinde, Ders Kitaplarında İnsan Hakları II: Tarama Sonuçları (s. 143-165). İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları.
- ALTINAY, A. G. (2013). Askerlik Yapmayana Adam Denmez. N. Y.Sünbüloğlu içinde, Erkek Millet Asker Millet: Türkiye’de Militarizm, Milliyetçilik ve Erkek(lik)ler (s. 205-260). İstanbul: İletişim Yayınları.
- Atmaca, T. (2014, 27 Şubat). Vicdani Ret Derneği. 27 Kasım 2017 tarihinde https://vicdaniret.org/militarizm-antimilitarizm-ve-vicdani-redt-atmaca/ adresinden alındı
- Avnos, E. (2018). Günümüz Türk Dizilerinde Hegemonik Erkeklik Temsili: Diriliş “Ertuğrul’’, Söz, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz Dizilerinin Analizi [Yüksek LisansTezi, İstanbul Arel Üniversitesi ]
- BELGE, M. (2012). Militarist Modernleşme: Almanya, Japonya ve Türkiye. İstanbul: İletişim Yayınları
- Bozok, M. (2011). Soru ve cevaplarla erkeklikler. İstanbul: Altan Basım. Cereci, S. (1996). Televizyonun Sosyolojik Boyutu. Şûle Yayınları, İstanbul.
- Cüceloğlu, D. (1991). İnsan ve Davranışı:Psikolojinin Temel Kavramları. Remzi
- Dağlar, Z. (2022). Türk Dizilerinde Din-Toplum İlişkisi (Kurtlar Vadisi Dizisi Örneği) [ Sivas Cumhuriyet Üniversitesi ].
- dizi-ihrac-eden-ulke-turkiye/1641524, (Erişim tarihi: 22 Ocak 2022).
- Doğan, E. (2020), Erkeklik, Milliyetçilik ve Militarizm, (1. Baskı), Urzeni Yayınevi,
- Enloe, C. (2006). Manevralar, Kadın Yaşamının Militarize Edilmesine Yönelik Uluslararası Politikalar, Serpil Çağlayan, (çev), İletişim, İstanbul.
- Enloe, C.(2013). Feminizm, milliyetçilik ve militarizm. A. G. Altınay (Ed.). Vatan, Millet, Kadınlar içinde (ss. 203-227) İstanbul:İletişim.
- GÜRBÜZ Deniz, İslam Ahlâk Esasları ve Felsefesi. Ankara: Grafiker Yayınları, 2013.
- Halloran, D. (1973). TelevizyonunToplum Üzerindeki Etkileri. İstanbul Reklam Yayınları, İstanbul.
- https://tr.wikipedia.org erişim: 1 Mart 2023.
- İmik, N. ve Yağbasan, M. (2007). “Televizyon Dizilerinde Kullanılan Müziklerin Genç İzleyicilerin Dizileri İzleme Oranına Etkisi”. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi 28,s.(103-114).
- Kandiyoti, D. (2013). Cariyeler, bacılar, yurttaşlar. İstanbul:Metis.
- Kasım 2019. https://www.aa.com.tr/tr/kultur-sanat/abdden-sonra-en-fazla- Kitapevi, İstanbul.
- Sancar, S. (2009). Erkeklik: İmkânsız iktidar ailede, piyasada ve sokakta erkekler. İstanbul: Metis Yayınları.
- Sancar, S. (2011). Önsöz. Ç.Akgül ve H.Çağlayan (Ed.). Militarizmin Cinsiyetçu Suretleri içinde (ss. 1-25). İstanbul:Dipnot.
- Selek,P. (2014). Sürüne sürüne erkek olmak. İstanbul:İletişim. Smith, A.D. (2013). Milliyetçilik. Ankara:Atıf.
- Tanrıöver, U. (2015). Bizim Hayatımız Dizi. “Diziler”. National Geographic Türkiye, 56- 81.
- UŞTUK Hilal, “ABD’den Sonra En Fazla Dizi İhraç Eden Ülke Türkiye”. AA, 11 Yenibosna/Bahçelievler/İstanbul