Yapay Zeka Nedir? Tarihçesi ve Sosyolojisi

Yapay Zeka Nedir? Tarihçesi ve Sosyolojisi
2

Tarihte üç büyük olay vardır. Bunlardan ilki, evrenin oluşumudur. İkincisi yaşamın başlangıcıdır. Bu ikisiyle aynı derecede önemli olan üçüncüsüyse, yapay zekânın ortaya çıkışıdır. –Edward Fredkin

İnsanoğlu tarihsel süreç boyunca çeşitli şekillerde yaşamını sürdürmüştür. Kimileri sade bir şekilde yaşam sürdürürken  kimileri hayatı anlamlandırmaya çalışmıştır. Farklı dönemlerde ki bu yaşam biçimi ve arayışların, insanlara etkisi de haliyle aynı şekilde cevap bulmamıştır. Süreç ilerledikçe kendine sorular yönelten insan, belli bir dönem sonra, insan dışı varlıkları da hayatına dahil etmeyi öngörmüştür. İşte bu öngörü zamanla büyümüş ve günümüzde araştırma, tartışma, sorgulama konusu halini almıştır. Günümüzde yapay zeka insan ve insan-olmayan ayrımında sıkça tartışma konusu haline gelmiştir. Kendine 1950’lerle birlikte daha da yer bulan süreç bugünlere kadar gelmiş ve ilerlemeye, hayatın belki de önemli alanlarına dahil olmaya başlamıştır. Bugün yapay zeka denilen modelin eğitim, askeri, din, siber, hukuk gibi birçok alanda etkisini görmekteyiz. Bu etki kimi zaman avantaj kimi zaman dezavantajı beraberinde getirmektedir. Bu yönüyle bakıldığında birtakım sorular etrafında sosyal bilimcilerinde çalışma konusu halini alan insan-dışılığın etik ilkesi, teknik tartışması ve hukuki boyutu gibi çeşitli konular tartışmaya açılmıştır. En nihayetinde bu tartışmalar yapılsa dahi günümüzde yapay zekanın etkisini neredeyse her yerde görmek olasıdır. Dolayısıyla yapay zekanın, dijital devrimin önemli bir sonucu olduğu kanısına varılabilir.

1.Yapay Zeka Nedir?

En temelde yapay kelimesi, yaşayan bir organizmayı değil, bilgisayar bünyesinde bir işlem gerçekleştirmeyi ifade etmek için kullanılır. Zekâ ise birçok anlamı barındırmasıyla beraber öğrenme, anlama, düşünme muhakeme etme kabiliyetini sağlayan, problem çözme gibi eylemlerle ilişkilendirilebilecek   bir kavramdır ve bu zihinsel işlevlerin uyumunu sağlayacak bir yetenek olarak ele alınabilir.

Doğal zeka ve yapay zeka arasında ki farkı da bilinç kavramı oluşturmaktadır. Bilinç kavramı varlık ve durum bilinci olarak ayrılmaktadır. Yapay zekayı ilgilendiren kısmı durum bilinci olarak bilinmektedir. Durum bilinci varlığın yapmakta olduğu eylemi farkına varması olarak nitelendirilebilir. Yapay zekanın bilinç meselesi sıkça tartışma konusu haline getirilse de genel ve süper yapay zeka için bilincin mümkün   olduğu fakat dar yapay zeka için çok da mümkün olmadığı öngörülmektedir (Alagüney, 2021). Yine akıl ve bilgi yürütme yetenekleri baz alındığında, makineler için kullanılması mümkün olan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Tarihsel süreç boyunca yapay zekaya dair farklı tanımlamalar sürse de  net bir tanımlama yapılamadığını fakat alan yazında sıkça dile getirilen bir konu olduğu belirtilebilir. Bu hususta  başlangıçta yapay zekâ, “akıllı makineler üretme bilimi ve mühendisliği” olarak tanımlanmıştır (McCarthy, 2007 Taşçı, G. & Çelebi, M. 2020, s.2351). Süreç ilerledikçe yapay zekâ kavramı   daha çok insanın bilişsel işlevlerini taklit eden öğrenme ve problem çözme karmaşasıyla başa çıkmayı yeğleyen, bilgisayarları etiketlemek için kullanılan terim halini almıştır. Bununla birlikte yapay zekanın, insanın öğrenme ve düşünme yetilerinden yola çıkılarak yapılmaya çalışılan bir model olduğu da belirtilebilir. Yine farklı tanımlamalar da yapay zeka, ‘öncelikle akılsal bir varlık inşa etme girişimidir çünkü, açıktır ki, akılsal bir varlığın nasıl inşa edilebileceği bilgisi, o varlığı inşa etme girişimini de gerektirir; bundan ötürü, yapay zeka, uygulamalı boyutu- düşünen makineler yapma girişi- asıl bir disiplindir’ (Demircioğlu, s.12). İfadesi de konunun çok boyutlu ele alındığı sonucuna vardırabilir. Günümüzde esnek hareket becerisi, örüntü tanıyabilen, belirli hastalıkları teşhis edebilen, insanın alanına dahil olup sürücüsüz trafikte yol aldıran vb. çeşitli uygulamaları halihazırda içerisinde barındırdığı görülmektedir.

2. Yapay Zeka Tarihçesi

Yapay zekanın ve akıllı makinelerin tarihi, eski Yunan mitolojisine kadar gitmektedir. Bu dönemde   belli bir zeka seviyesine sahip ilk mekanik araçların yapımı ve insan yapımı akıllı varlıkları konu edinen ilk edebiyat eserleri görülmektedir. Fakat  alan yazında ilk teorik çalışmaların 1950 Alan Turing’in Computing Machinery and Inteligence makalesiyle başladığından söz edilebilir. Yine John Corthy, 1956 yılında verdiği bir konferansta temellerini attığından bahsedilebilir. Bu bağlamda yapay zekanın, 1950-1975 yılları arasında altın çağını yaşadığından, zaman içerisinde bir duraklama evresine geçtiğinden daha sonra ki süreçlerde ise özellikle 1980’ler ve 2000’ler sonrasının hem teorik hem de pratik açıdan bir yükselmenin yaşandığı dönem olarak adlandırılabilir. Bunda özellikle medya araçlarının da rolü olduğundan bahsedilebilir. Yine gün geçtikçe yapay zekaya olan talebin artış gösterdiği sonucuna varılabilir (Adaş, Erbay 2022).

yapay zeka nedir3.Yapay Zeka ve Sosyoloji

En temelde sosyoloji literatüründe teknoloji iki ayrı şekilde incelenmektedir. İlki Marx ile başlayıp post-modern döneme  kadar ilerleyen sürecin iktidar ve siyasi yapılanmanın bir aracı konumunda olması ikinci ve belki de sosyolojinin ilgilenme alanı olarak görülen insanın dünyayı ve doğayı kavrayışını değiştiren onu çarpıtan biçimini gün yüzüne çıkartan tözcü yaklaşımdır.

Yapay zeka tartışmaları sosyoloji literatüründe iki ana temellendirme üzerine oturtulmuştur. İlki hümanist yaklaşım daha çok teknik, kültürel ve bilimsel yönünü irdeleyen, toplumsal aktör olarak kabul etmeyen ve daha çok eşitsizlik, etik tartışma, hukuk boyutu ve kültürün farklı yorumlanması gibi farklı şekilde etki yaratacağı tartışmasıdır. Bir diğeri ise post-hümanist yaklaşım ‘toplumsal aktör’ olarak ele alan ve insan-dışı nesnelerinde  varlığını bütünün parçası olarak kabul eden yaklaşımdır. Yani yapıyı fail olarak da denilebilir.

Teknik anlamda yapay zeka algoritmaların, onları yükleyen mühendislerin değer yargılarını taşıdığını bunun sonucunda da yansız, nesnel bir modelin oluşamayacağı neticesidir. Hukuki tartışmalara değinilecek olunursa en başta yapay zeka türlerinin irade özgürlüğünden emin olmadan cezai ya da hukuki sorumluluğunun gündeme getirilmesi bu bağlamda da bilinç kavramının yapay zeka uygulamalarında kabul görüp görmesi neticesinde şekillenen bir tartışma süregelmektedir. (Alagüney, 2021). Bu hususta hukuki yaptırımdan kimin sorumlu tutulacağı gibi meseleler gündeme gelmektedir. En nihayetinde yapay zekanın hümanist ya da post-hümanist yaklaşımla da ele alınsa birtakım sonuçları olmaktadır. Fakat günümüz şartları göz önüne alındığında insan-dışı bir modelin hayatın çoğu alanına dahil olduğu görmezden gelinemez. Dolayısıyla insan ve insan-dışı ayrımını çok keskin yapmak yerine sorunları göz önüne alınarak çözümler üretilmeli ve hayatın çoğu alanına   dahil edilmelidir. (Adaş, Erbay 2022).

4.Yapay Zekanın Kullanım Alanı

 Yapay zeka başlangıçta  askeri alanda   kullanılmaya başlanmasıyla   birlikte zamanla birçok alanda etkisini göstermeye başlamıştır. İlk etkisini askeri öğrencilerin   yeteneklerini arttırmak amaçlı öğrencilere farklı savaş taktiklerini aşılama ve savaş senaryoları oluşturma üzerine temellendirilmiştir. Bunlar çeşitli bilgisayar sistemleriyle işlenmeye başlamıştır. Zaman içerisinde   eğitim, insan kaynakları, siber vb. geniş bir alana yayılmaya başlamış ve günümüzde etkisini çoğu noktada görmeyi mümkün kılmıştır. Yapay zeka teknolojik gelişmelerle son yıllar da hızlı bir ilerleme kaydetmiştir. Bu sayede birçok sektöre yön vermiştir. Bu sektörlerden biri de denetimdir. Denetimde yapay zeka uygulamaları  müşteri kabulünden, denetim raporunun imzalanmasına kadar olan bütün süreçlerde   yer almaktadır. Bu bağlamda yapay zekanın hem bağımsız denetim hem de iç denetimde sıkça kullanılır hale getirilebileceğinden bahsetmek olasıdır (Taş, Ö. Mert, H. 2019). Yine   insanın günlük yaşamında sıkça kullandığı Instagram, Tik Tok gibi uygulamaların görsel efektleri, çeviri uygulamaları, telefonda kullanılan siri uygulaması ve çeşitli sitelerde ki kitap öneri kısımları da yapay zekanın oldukça geniş bir alanı kapladığı görülmektedir. Bununla birlikte  ‘AutoEmotive ile Affective ve Ford’un birlikte geliştirdiği duygusal taşıt yazılımı, İsveç’in önde gelen bankalarından SEB’in müşterilerinin duygu durumları ile ilgili tespitler yapması, Mercedes’in kişiye özel araba üretmesi, Stitch Fix’in kişiye özel giyim tavsiyesi sunması, Microsoft’un sanal asistanı Cortana’nın insan yönelimli iletişim çabası, Brezeal ve ekibinin Kısmet isimli robotu ve Russakovsky’nin yüz ifadelerini tespit çalışması ‘(Güzel, S. 2021 s.226) yapay zekanın  gün geçtikçe ilerleme kaydettiği sonucuna vardırabilir.

Yapay zekanın avantajı olmakla birlikte dezavantajı da görülmektedir. Öncelikle yapay zeka uygulamaları ile birlikte insan kaynağı, zaman ve maliyet  açısından önemli faydalar sağlamıştır. Buna bağlı olarak sağlık alanında ki implant vb. uygulamalar da ki çeşitli teknolojiler yine insanların giydiği kıyafetlerin sağlık açısından ehemmiyetini bilgilendirecek uygulamalar işlev kazanacaktır. Bununla birlikte yaşam tarzını kolaylaştıracak konforlu şehirler gün geçtikçe daha akıllı hale gelecektir. İnsanlar artık bu konforlu alanla birlikte araç sürmeyecek gerekli görülen kişilerin yanına aracı temin edilecektir. Yapay zekânın   toplumsal cinsiyet konusunda bir takım yeni süreçler ortaya çıkaracağı öngörülebilir. Düşünme metaforu içinde ele alınırsa   kadın   ve erkeğin kodlanmış olması toplumsal eşitsizliği önlemede yapay zekânın bir getirisi olabilir. Mesela  hitap cümlelerinde, telefon da  çeşitli uygulamalarda yine  hizmet sunumunda yer alacak robotlar ve yapay zekâlı programlar evlerin içlerine kadar ulaşabileceği için yararlı olabilecek ve kadınlara yönelik gerçekleştirilen ayrımcılığa engel olabilecektir.  Dolayısıyla  yapay zekânın hayatın içerisine dahil olması ile  birlikte nezaket ve olumlu iletişim dili gibi kavramlar toplumda  daha da karşılık görmeye başlamıştır.

Dezavantajına bakıldığında ise bir bilgisayar oyununda yapay zekanın düzeyi  doğru ayarlanmamış ise uygulamanın  getireceği dezavantajlar bulunmaktadır. Çünkü bilgisayarın yönettiği karakter kullanıcıya nispeten çok hızlı tepki verecek şekilde ayarlanırsa, oyun kullanıcı için sıkıcı hale gelebilir. Bunun sonucunda oynanabilirlik seviyesi azalmış olur. Buna bağlı olarak günümüzdeki genetik algoritmaların ve yapay sinir ağlarının gelişimi, bazı oyunlar hariç   tercih edilmemesinin sebeplerinden biri de budur. Yine yapay zekanın bir dönem tehlike yaratan yönü başlangıçta algoritma yüklenen bilgisayarın sadece bilgi ve veri sağlayarak konuşulması sağlanacakken bir süre sonra bilgisayarların yazılımcının üretiminden bağımsız kendi aralarında dil geliştirmeye başlamasıdır. Bunun sonucu bilgisayar uygulamasına son verilerek sonuçlanmıştır. Çünkü insanların anlayamayacağı düzeyde dil üretmek bir müddet sonra tehlike yaratabilirdi.

Yapay zekaya dair tartışma ve endişeler de hız kesmeden sürmektedir. Mesela yapay zekânın ya da bilgisayar denetimli bir makinenin, insana özgü davranışları gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceği konusu çokça tartışılmıştır. Bir başka endişe insanların olduğu ortamları işgal edeceği ve insanlara alan bırakmayacağına dair söylemlerdir. Yine yapay zekaya dair endişelerden, insan zekasını geçebileceğine dair öngörüdür. Bunun gündeme gelmesi   bazı süper yapay zeka diye adlandırılan uygulamalardan kaynaklanmaktadır. Bu hususta özellikle bir dönem tartışma konusu olan akıl kavramı   sıkça gündeme gelmiştir. Turing en temelde  işin teorik boyutundan uygulamalı boyutuna sıçramıştır. Bunu yaparken de makilerin akla sahip olduğunu Turing testi adını verdiği bir uygulama da başarı sağlamasıyla teyit etmiştir. Bu genel tartışmada felsefi olarak konuya karşı çıkışlarda elbette olmuştur. Bir taraf imkansızlık bir taraf geçersizlik adını koymuştur (Demircioğlu, 2021). En nihayetinde bu tartışmalar yapılsa dahi günümüzde yapay zekanın etkisini neredeyse her yerde görmek mümkündür.

yapay zeka sosyolojisi4.1.Yapay Zeka ve Eğitim

Yapay zeka her alanda olduğu gibi eğitim alanında da etkisini göstermiştir. Öğrencilerin yeniliklere açık ve farklı modelde imkanlar sunmasına yardımcı olmuştur. Bu bağlamda ‘PowerPoint gibi geleneksel uygulamalar sınıflarda tercih edilmesine rağmen, son yıllarda yapay zekâ paradigması sınıf teknolojileri hem öğretilen konularda hem de materyallerin öğrencilere gelecekteki kariyerleri için nasıl hazırlanacağı konusunda değişiklikler gerektirecektir’ (Pence, 2019 akt. Taşçı, G. & Çelebi, M. 2020, s. 2355). Söylemi de bu yenilikleri beraberinde getirdiğinden bahsetmektedir. Yine günümüzde yapay zekâ ile birleştirilmiş üniversite müfredatı, teknoloji uzmanlarını ve bilim adamlarını eğitme sürecinde destek olmaya çalışmıştır. Hukuk, tıp, mimari ve eğitim gibi birçok alanı kapsayan öğrencilerin, mesleki alana hazırlamaları için de yeni olanaklar sunmuştur. Bu yenilenmeyle birlikte artık üniversiteler de yapay zekânın birçok disiplinle birlikteliğini desteklemek için ürettiği fırsatlara uyum sağlaması gerekecektir. Yapay zekâ kariyer yerleştirme ofislerinde de yeni bir olanak sunmuştur. Bu bağlamda Parker, üniversitede kariyer yerleştirme ofislerindeki yapay zeka destekli mülakatların   diğerlerine göre daha nesnel olduğunu vurgulamıştır. Yine Parker’a göre, ‘öğrencilerin başvuranların ilk değerlendirmelerinde önyargıların kaldırılması, yapay zekâ ile odaklı video değerlendirmelerine geçtikten bir yıl sonra bir kurum için çeşitliliğin yüzde 16 oranında artmasını sağlamıştır ‘(Jackson, 2019 akt. Taşçı, G. & Çelebi, M. 2020 s. 23529). Yapay zekâyı öğrencilerin   davranışlarını gözlemlemek, devam durumları  ve ödevlerini izlemek için kullandıkları görülürken bir diğer taraftan da akıllı özel ders sistemlerini oyun ve oyun tabanlı öğrenme de giderek artırdığını söylemek olasıdır. Dolayısıyla yapay zekanın eğitim alanında da   çoğu noktaya   dahil olduğu söylenebilir.

Yapay zeka en nihayetinde öğrencilerin hazır-bulunuşluk düzeyine göre imkan tanıması açısından verimli yine bireyselleşmiş ve özel eğitim olanağı sunması açısından da önemlidir. Fakat insanın sosyal bir varlık olduğu tezini benimsersek, yaşayarak öğrenme düzeyini körelttiği ve insanları dijitalleştirdiğini söylemek mümkündür. Yapay zekâ uygulamalarının minimum maliyetle ve çok hızlı mükemmel gözlemler ve çıkarımlar sunması da yararları açısından sayılabilir. Fakat birçok uygulamanın bir süre sonra verilerin kapsamlılığı, çeşitliliği, sınırlılığı ve gizliliği konusunda tehlike doğurduğu   da ayrıca ifade edilebilir.

4.1.2.Yapay Zeka ve Din

Yapay zekanın dini bir inancı olabilir mi? Ya da bir inanç üretebilir mi? Soruları etrafında bir otonom otomobil mühendisinin kurduğu din, ‘yapay zekâ uygulamaları yoluyla Tanrı’ya ulaşmayı veya yapay zekânın tanrılığına ulaşmayı hedeflemektedir. “Way of The Future” adını taşıyan bu yapılanma insanın fıtri inanma ihtiyacının yeni gelişmelerle birlikte yeni şekillere büründüğünü’ göstermektedir (Kafalı,H. 2019 s.148).Bu hususta inanma ihtiyacının teknolojik koşulların gelişmesinde bile ihtiyaç duyulduğu söylenebilir. Dolayısıyla insan varlığı sebebiyle dini ortadan kaldırmak yerine onu dönüştürüp yeniden üretme çabasına girişmiştir.

Yapay zekanın din konusunda ki tartışmalarına bakıldığında biyo teknoloji ile buluşmuş bir yapay zekâlı robotun vatandaşlık verilmesinin yanı sıra sorumluluk ve tüzel kişilik verilmesi, kendileri ile evlenilmeleri gibi genel öngörünün din açısından etkisi düşünülecektir. ‘Yine  çocuğun veya eşin yerini evcil hayvanlarla doldurmaya çalışan bireyler gibi yapay zekâlı biyonik robotlarla hayatlarını devam ettirme azminde olan bireylerin var olabileceğini öngörebiliriz. Bu ise asosyallik, sosyalleşememe, ortak değerleri yitirme, normları ve değerleri öğrenememe veya kabullenmeme gibi sonuçları beraberinde getirebilir. Hatta bir robotik varlığın insanın pek çok ihtiyacına cevap verebilecek derecede geliştirilmesi sosyal hayatın bitme noktasına gelmesine bile neden olabilir. Bütün bunlar hesap edilerek yapay zekâyı kullanan robotik ve biyoteknolojiye sahip robotlar konusunda sınırlamaların getirilmesi gündeme alınmalı ve sosyal hayatın korunması yönünde uluslararası kriterler konulmalıdır ‘(Kafalı, H. 2019 s.). Bu bakış açısından yola çıkıldığında yapay zekanın etkisini neredeyse görmemek imkansızdır. Yapay zekanın hayatın içerisine dahil olmasına karşı çıkış ya da etnik, hukuki, teknik gibi sorunlar etrafında dile getirilmesini önlemek gibi girişimlerin yetersiz kalacağı söylenebilir.

Sonuç olarak:

İnsanlık tarihi boyunca süregelen gelişmelerde yapay zeka önemli bir dönüm noktası olmuştur. Çünkü yapay zekanın öğrenebilen bir algoritmaya sahip olması onu diğer teknolojik gelişmelerden farklı kılmaktadır.

Akışkan yaşam, insanların  davranışlarını rutinlere ve alışkanlıklara dönüştürmeye fırsat vermeden bir yenisini hayata dahil etmektedir. Bu hususta  hayatın ve toplumun akışkanlığı birbiri ile dengeli bir şekilde devam edememektedir. Akışkan yaşam, sürekli kararsız, belirsiz ve riskli bir yaşamı beraberinde getirmektedir. Böylesi akışkan bir yaşam içinde insanın hazırlıksız yakalanma, hızla akıp giden olaylara yetişememe, kullanım tarihlerini gözden kaçırma, kullan at tüketimine bırakma, anı yakalayamama gibi kaygıları beraberinde getirmektedir. Aslına bakıldığında akışkan yaşam bunların istikrarsız devam ettiği bir süreci ifade etmektedir (Bauman, 2020 akt. Güzel, S. 2021). Buna göre   hızla değişen uygulamalarda insanın hızla adapte olmaları gerekmektedir. Aksi takdirde süreç içinden çıkılmaz bir hal alacaktır. Bu bağlamda yapay zekanın zamanla ne yöne ilerleyeceği gizemini korumaktadır. ‘Zira insan nesli sosyal bir varlık olmaktan gittikçe uzaklaşarak “dijital insan” diye yeni bir insan türü ortaya çıkmaya başlamıştır. Fakat asıl tehlike insanın ürettiğine aşırı değer vermesi ile tüm bu insani değerleri unutmasıdır’ (Taşçı, G. & Çelebi, M. 2020, s.2353). Dolayısıyla yapay zeka uygulamalarının, insan ve insan-dışı ayrımında sıkça tartışma konusu haline gelse dahi  yer edindiği sonucuna varılabilir.

thumbnail
Önerilen Yazı
Adli Bilimlerde Yapay Zeka Uygulamaları

Kaynakça:

  • Adaş, E.B. Erbay, B. (2022) ‘Yapay Zeka Sosyolojisi Üzerine Bir Değerlendirme’, Gaziantep Unıversıty, Journal of Socıal Scıences, sayı:21, s. 326-337.
  • Alagüney, A.H. (2021) ‘Hukukta İrade Özgürlüğü Kavramının Yapay Zeka Türleri Bakımından  Tartışılması’, Pasajlar Dergisi, sayı:9, s.197-213.
  • Demircioğlu, E. (2021) ‘Yapay Zeka: Açmaz ve İmkan’, Pasajlar Dergisi, sayı:9, s.11-16.
  • Kafalı, H. (2019) “Yapay Zekâ, Toplum ve Din’in Geleceği”. Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, s.145-172 https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/738757 (Erişim tarihi: 29.05.2022).
  • Serkan, G. (2021) ‘Yapay Zeka Söylemi ve Toplumsal Yansıması’, 19. Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi, s.220-232.
  • Taşçı, G. & Çelebi, M. (2020). Eğitimde Yeni Bir Paradigma: “Yükseköğretimde Yapay Zekâ” . OPUS International Journal of Society Researches, 16 (29), 2346-2370 https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1134302 (Erişim tarihi.06.06.2022).
  • Taş, Ö. & Mert, H. (2019). Denetimde   Yapay Zeka Uygulaması, PressAcademia Procedia, sayı: 9, s.65-68 https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/770108 (Erişim tarihi:29.05.2022).

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorumlar (2)

  1. Rabia Kıvrak 3 Haziran 2023

    Sevgili Handan, yapay zeka konusuna ilişkin genel giriş ve tarihçenin özeti gayet tadında, konuya yabancı merak edenler için güzel bir çalışmayı bizlerle paylaştığın için teşekkür ederim. Yapay zeka konusundaki farklı bakış açıları ve gelecekteki perspektifi benim de ilgi duyduğum bir konu. Sosyolojik bir perspektiften bakıldığında, yapay zeka toplumda; çalışma hayatı, eğitim, sağlık, gizlilik, güvenlik gibi birçok alanda derin etkiler yaratmakta ve haliyle merak uyandırmaya da devam etmekte. Eğer aynı ilgiyi paylaşıyorsak kaleminden yapay zekayı sadece teknik bir konu olarak değil, aynı zamanda toplumsal bir olgu olarak ele alan daha kapsamlı bir yazıyı okumak isterim. Sevgiler.

    • Handan Koçoğlu 5 Haziran 2023

      Merhaba Rabia, kıymetli yorumun için teşekkür ederim, çok incesin. Dediklerin aklımda bulunsun. Sevgiler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir